Emek paketi

19 Mart 2001


<#comment>Devlet Bakanı Kemal Derviş, yeni programın detaylarını bugün açıklayacak.
Derviş'in son günkü çabası yine dış destekle ilgiliydi. Ankara Bilkent Oteli'nde G - 7'lerin Ankara büyükelçileriyle, IMF Avrupa Başkan Yardımcısı Deppler, AB Temsilcisi Karen Fogg'la bir araya geldi. Davet sahibi Dünya Bankası Türkiye temsilcisi Ajay Chhibber gözükse de talep sahibi Derviş.
Derviş, programın çerçevesini dünyanın en zengin yedi ülkesinin temsilcisine de anlattı.
Öyle anlaşılıyor ki, Derviş'in her adımını yakından izleyen ABD, programa destek olacak. Tabii yine IMF çerçevesinde. Derviş de bu çerçeveyi genişletmek için dünya Bankası ve diğer zengin ülkelerden yardım talebini sürdürecek.
Böyle bir programın dış mali destek olmadan yürümeyeceği artık anlaşıldı. Son olarak yarım bırakılan programın dış destekten mahrum olması da bunu gösteriyor.
Ancak, birkaç kez vurguladığımız gibi yeni program iç desteğe daha fazla muhtaç. Hem yeni iç kaynaklar yaratılması gerekiyor hem de vatandaşın desteğinin sağlanması.

Yazının Devamı

Herkese de banka olmaz

18 Mart 2001


<#comment>Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş bir gerçeğin altını çizdi:
- Her partiye bir banka olmaz! Bir kamu bankası bir partiye bağlı, öbür kamu bankası bir başka partiye bağlı, böyle bir düzen içinde artık gidemeyiz. Bunu kökünden halletmeliyiz.
Elbette bir bankayı bir parti yönetirse olacağı budur. Türkiye'de kamu bankalarının nasıl kullanıldığı ortada. Bugün bankacılık sektörünün en ağır sorunlarından birini kamu bankaları oluşturuyor.
Siyasi çıkar bankacılığı, eş - dost bankacılığı, nüfuz bankacılığı yıllarca Türkiye'de "çağ atlamak" biçiminde alkışlandı.
Sistem tıkandı, bıçak kemiğe dayandı.
Ancak kamu bankaları kadar, Fon'a devredilerek kamusal nitelik kazanan bankalar sorunu da bir başka gerçeği ortaya çıkardı. O da, her partiye bir banka olmayacağı gibi herkese de bir banka devrinin artık kapanması gerektiği.

Yazının Devamı

Cem'in yemeği

17 Mart 2001


<#comment>Ankara'nın ilgi çeken konularından biri de Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in önceki akşam resmi konutunda verdiği yemek oldu.
Nasıl ilgi çekmesin ki?
Cem'in konukları herkesin gözünün üstünde olduğu Devlet Bakanı Kemal Derviş, danışmanı Oya Ünlü, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Dışişleri Müsteşarı Faruk Loğoğlu, yardımcısı Mithat Balkan, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, Cem'in danışmanı Engin Soysal'dı.
Bir bakıma Dışişleri, Genelkurmay ve yeni ekonomi yönetimi bir araya gelmiş oldular.
Yemeği organize eden Dışişleri Bakanı İsmail Cem... Nedeni de Derviş'e "hoş geldin" anlamında bir nezaket gösterilmesi. Ancak, bu "nazik" davetin aynı zamanda bir "iş yemeği" olduğunu da söylemek mümkün.
Dışişleri Bakanı Cem, dünkü görüşmemizde, yemekle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

Yazının Devamı

Bush güvence istiyor

16 Mart 2001


<#comment>ABD'nin Ankara Büyükelçisi Pearson'ın Başbakan Ecevit'le "acil" görüşmek isteği iletilince, Başbakan Ecevit, "hemen gelsin" yanıtı gönderiyor.
Büyükelçi'nin programsız görüşmek istemesi, Başbakanlık'taki beklenti, "herhalde Büyükelçi ABD'nin mali desteğini bildirecek" yönünde oluyor.
Ancak, Büyükelçi Pearson'ın Başbakan Ecevit'ten Washington adına "siyasi güvence" istemek üzere geldiği anlaşılıyor.
ABD Büyükelçisi, Başbakan Ecevit'e "program ve Kemal Derviş'le ilgili" basında çıkan haberleri anımsatıyor ve bunların "çok çelişkili" olduğunu söylüyor. Pearson, bu girişten sonra Başbakan Ecevit'e, Kemal Derviş'in yeniden ABD'ye gitmeye hazırlandığı şu günlerde arkasında hükümet ortaklarının "siyasi desteği" bulunup bulunmadığı sorusunu yöneltiyor. ABD Büyükelçisi, Ankara'nın beklediği "mali destek"le ilgili haber bir yana, Bush yönetiminin "siyasi güvence" isteğine ilişkin olarak bizzat Başbakan'ın ağzından yanıt arıyor.
Başbakan Ecevit ise Büyükelçi'ye şu yanıtı veriyor:
- Türkiye demokratik bir ülkedir. Basında çok çeşitli görüşlerin, eleştirilerin, yorumların yer alması doğaldır. Ancak bu görüşlerin sahibi ve kaynağı hükümet değildir.

Yazının Devamı

Derviş'e ilk söz Mumcu'dan

15 Mart 2001


<#comment>Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in yeni program için dış kaynak kadar iç kaynak arayışı da olacak. Hatta liderlerdeki ve hükümette eğilim, mümkün olduğu kadar iç kaynak yaratıp dış kaynak gereksinmesini düşürebilmek. İç kaynak yaratırken de ek vergi veya vergi benzeri yük yaratmayacak araçlara başvurmak.
Bu anlamda hükümete ve dolayısıyla Derviş'e ilk projeyi sunmaya Turizm Bakanı Erkan Mumcu hazırlanıyor.
Mumcu'nun 2001 yılı için taahhüt ettiği turizm geliri en az 10 milyar dolar.
Turizm Bakanı Mumcu dünkü görüşmemizde şu hesabı yaptı:
"Henüz sezona girmeden mart ayı başı itibariyle Akdeniz bölgesindeki turizm tesislerinin rezervasyonları bitti. Bu bölgede turizm arzımızın tamamını sattık. Artan talebi de Ege Bölgesi'ne yönlendiriyoruz. Benim beklentim, 2001 yılı turizm gelirinin 10 milyar doların üzerinde olacağı yönünde. Geçen yıl bu rakamın 7.8 milyar dolar olduğu düşünülürse, bu yıl 3 milyar dolar düzeyinde bir ek kaynağı turizmden sağlayabileceğimizi söyleyebilirim. Sayın Derviş'in de bu konuya dikkatini çekeceğim."Turizm Bakanı Erkan Mumcu, yeni ekonomik programa yardımcı olmak üzere geliştirdiği projeyi de, Derviş'in, "a

Yazının Devamı

Destek...

14 Mart 2001


<#comment>Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, TBMM'de yemin ederek Bakanlar Kurul'u sıralarında yerini aldı.
Derviş, yeni program üzerinde yoğun çalışmasını sürdürüyor.
Yeni bakan, basınla temas ettiği her noktada ısrarla program için siyasal ve toplumsal desteğin şart olduğunu vurguluyor.
Koalisyon liderleri de aynı ısrarla, Derviş ve yeni programın arkasında olduklarını, siyasi destek konusunda bir sorun bulunmadığını vurguluyorlar.
Başbakan Yardımcıları MHP lideri Bahçeli ve ANAP lideri Yılmaz'dan sonra, diğer Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da, dünkü görüşmemizde, "Sayın Derviş'i destekliyorum. Her konuda yardımcı olmaya çalışıyorum" diyerek konuya girdi ve şöyle devam etti:
- Bunun böyle olduğu bilindiği halde basında bazı yorumlar yapılıyor. Sayın Derviş'in önceki gün benimle yaptığı görüşme, Sayın Ecevit'le yapacağı görüşme öncesinde fiilen yaratılmış bir görüşme gibi yansıtıldı. Benimle Sayın Derviş arasında bir sorun varmış veya olacakmış gibi bir hava veriliyor. Bunlar yanlış ve kasıtlıdır. Sayın Derviş'le görüşmem kendilerinin arzusu üzerine randevulu olarak gerçekleşmiştir.

Yazının Devamı

Bahçeli: "Felaket yok"

13 Mart 2001


<#comment>Yeni ekonomik programın şekillendirildiği uzun liderler zirvesinden sonra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev onuruna Çankaya Köşkü'nde verdiği yemek, gazetecilerin liderlerle sohbet etmesine olanak sağladı.
Köşk'e ilk gelen, MHP Lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli oldu. Bahçeli, bir anda etrafını saran gazetecilerin meraklı bakışlarına tebessümle karşılık vererek, soruları yanıtladı.
İlk soru, ekonomik program ve Kemal Derviş'in de katıldığı liderler zirvesiydi. Bahçeli, arka arkaya gelen aynı türdeki soruları, "çalışmalar devam ediyor" yanıtıyla karşıladı. Israrlı sorular üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
- Programın tamamlanan kısımları üzerinde çalışıyoruz. Tamamlandıkça devam edeceğiz. Bir iki gün alır. Önce makro dengeler üzerinde duruyoruz. Yeni hedefler üzerinde çalışıyoruz.
Bahçeli, Şubat krizinin abartıldığı ve bazı kesimler tarafından "büyük bir felaket"miş gibi gösterildiğine işaret ederek şöyle devam etti :
- Geriye doğru incelerseniz, her istikrar programının 1.5 - 2 yıl sonra revize edildiğini görürsünüz. Bu süre zarfında yeni koşullar ortaya çıkıyor ve program da yenileniyor. Bu

Yazının Devamı

Güven ve destek

12 Mart 2001


<#comment>Yeni istikrar programı birkaç gün içinde açıklanacak.
Devlet Bakanı Kemal Derviş'in ABD'de yaptığı temasların sonuçları, programın açıklanmasından sonra somutlaşacak.
Hükümetin ve kamuoyunun beklentisi, yeni programın ortaya çıkmasından sonra ABD'den tam destek gelmesi ve bu desteğin IMF, Dünya Bankası gibi kurumlar başta olmak üzere uluslararası piyasalardan kaynak akışına dönüşmesi.
Türkiye'nin mali sektör düğümünü aşabilmesi ve pahalı iç borçlanma gereğini azaltabilmesi için hem ucuz dış kaynağa, hem de içeride yapısal reformlara gereksinmesi olduğu açık. Borçlanmayı daha ucuz dış kaynaklara dayandırmak ve yapısal değişiklikleri gerçekleştirmek için ciddi tutarlarda dış destek zorunlu.
Ancak, bugünkü koşullarda bundan daha önemlisi programa iç destek sağlamaktır.
Eğer halk yeni program konusunda ikna edilemezse, güvensizlik ortamı devam edecek ve hükümetin vatandaştan istediği ekonomik, sosyal ve siyasal kredi açılmayacaktır. Yeni programın başarısını dış destekten çok, iç destek belirleyecektir.

Yazının Devamı