Vali...

5 Ağustos 2000


       Valiler, bakanları il sınırında karşılasınlar mı, karşılamasınlar mı?
       Şimdi bunu tartışıyoruz.
       İçişleri Bakanı Tantan, "karşılamayın" diye valilere nasihatte bulundu. Aslında, böyle bir nasihat de, böyle bir tartışma da abesle iştigaldir ama maalesef valilik kurumu son günlerde bu tartışmalara konu olacak kadar yıpratılmıştır.
       Valilerin bakanları karşılamasından önce daha tartışılması gereken birçok konu var. Örneğin:
       Valiler, başbakanların elini öpsün mü öpmesin mi?
       Valiler, seçim otobüsüne binsin mi, binmesin mi?

Yazının Devamı

Rektörlük ve eş durumu

4 Ağustos 2000


       Rektör atamaları ile ilgili tartışmalar sürüyor. Ortaya çıkan manzaranın dikkat çeken birkaç yönü var.
       Birincisi, yeniden atanamayan rektör eşlerinin durumu...
       Profesörlük unvanı taşıyan ve üniversiteye rektörlük yapan bir bilim adamı haklarını savunabilecek ve derdini ifade edebilecek yeterliliğe herhalde sahiptir. Buna karşın, atanamayan rektörler yerine eşlerinin ortaya dökülüp, "Onurumuz kırıldı. Kocamı atamazsanız kendimi orta yerde yakarım. Rektörlük bizim hakkımız. Kocam rektör olmazsa üniversite, demokrasi ve ülke kaybeder. Benimkinin suçu neymiş öğrenmek istiyorum" gibi ifadelerle sokağa dökülmeleri hem gözü, hem de kulağı tırmalayan bir görüntü yaratıyor. Eş durumundan bilim adamlığı olmayacağı gibi, eş durumundan rektör de olmaz. Rektör eşlerinin feveranı rektörlük seçimi ve atamalarını köy kahvesinde muhtar seçimi ve bu nedenle çıkan aile ve aşiret kavgalarına dönüştürmüş görünüyor. Rektörlük seçim ve atamalarında bir haksızlık, hukuksuzluk varsa, bunu rektör adaylarının takip etmesi, eşlerinin, "eş durumu"ndan bilimsellik ve hukuksallık

Yazının Devamı

Memur ve KHK

3 Ağustos 2000


       Hükümetin özellikle İçişleri memurları için meslekten çıkarılma konusunda hazırladığı Kanun Hükmünde Kararname, siyasi ve hukuki tartışmalara neden oldu.
       Bu tartışmalara girmeden önce söz konusu kararnamenin, demokratik laik Türkiye Cumhuriyeti yerine dine dayalı devlet kurmak isteyenlerle etnik kökene dayalı olarak Türkiye'yi bölmek isteyen akımlara mensup olup bürokraside bir şekilde görev almış bulunan "devlet memur"larını hedeflediğini anımsatalım.
       Kararnamenin asıl kaynağını 28 Şubat 1997'de alınan ve Refahyol hükümetinin yıkılmasıyla sonuçlanan Milli Güvenlik Kurulu kararları oluşturuyor. Bugün Meclis'te temsil edilen bütün siyasi partilerin, bu kararların altında ya imzaları var ya da kamuoyuna açıklanmış destekleri. 28 Şubat kararlarının alındığı Milli Güvenlik Kurulu toplantısında hükümet kanadını temsil eden dönemin başbakanı ve kapatılan Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan ile DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in imzaları bulunuyor. İstemeyerek de olsa bu kararları imzalayan 54. hükümetin ortakları, imza atmış durumdalar. Ardından kurulan ANAP -

Yazının Devamı

Ankara'yı isyan ettiren tablo

2 Ağustos 2000


       KKTC'nin ekonomisiyle ilgili olarak Ankara'nın gösterdiği tepkinin altında Hazine'nin yorumu tespit eden detaylı bir raporu yatıyor.
       Başta Başbakan Ecevit olmak üzere Kıbrıs'a her türlü ekonomik ve siyasi desteği vermeye çalışan Ankara, KKTC'nin kaynak kullanımındaki kayıtsızlık ve savurganlık karşısında isyan etme noktasına gelmiş durumda.
       Ankara'daki kayıtlara göre Türk Hazinesi KKTC'ye her ay 6 ile 7 trilyon arasında düzenli kaynak aktarıyor. Bu kaynak, KKTC'de kamu görevlilerinin maaşlarının ödenmesi için gönderiliyor. Ayrıca bu yıl 100 milyon dolarlık geri ödenmesi beklenmeyen bir kredi aktarımı da gerçekleştirilmiş durumda. Bir diğer aktarma kalemi de, 25 milyon dolarlık (15 trilyon) bankazedelere destek parası.
       Ankara, KKTC'ye her ay düzenli kaynak aktarmaktan da, ihtiyaç ortaya çıktıkça para göndermekten de şikayetçi değil ancak, bu kaynakların amaçları dışında ve düzenli bir kayda tabi tutulmadan, denetimsiz biçimde harcanmasından rahatsız.
       KKTC'ye düzenli bir hazine ve

Yazının Devamı

Ecevit'ten Eroğlu'na: Denktaş'sız olmaz...

1 Ağustos 2000


       KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, Başbakan Bülent Ecevit'e gönderdiği dört sayfalık uzun mektubunda hem kendine dönük iddiaları yanıtlıyor, hem de Ecevit'in başkanlığında bir "zirve" talebinde bulunuyor.
       Eroğlu, mektubunun sonunda zirve isteğini şöyle dile getiriyor:
       - Ankara'da başkanlığınızda yapılacak bir toplantıda, sorunlarımızın tartışılması ve çözüm yollarının belirlenmesi mümkün olacağı gibi, halkımıza da büyük moral verecektir.
       Başbakan Ecevit'le Eroğlu'nun bu isteğini konuşma olanağı bulduk. Başbakan, "Böyle bir zirve elbette gereklidir ve faydalıdır" dedikten sonra, "ancak" diye devam etti:
       - Ama şu ara böyle bir zirve yapılamaz. Çünkü Sayın Denktaş yurtdışında. Cumhurbaşkanı Denktaş'ın olmadığı bir dönemde Ankara'da böyle bir zirve yapmak doğru olmaz. Ancak Sayın Denktaş döndükten sonra bu talep değerlendirilebilir.
       Başbakan Ecevit'in Eroğlu'na verdiği yanıt bu. Başbakan, bir anlamda "Denktaş'sız olmaz" mesajı veriyor.

Yazının Devamı

İnfaz hakimliği

31 Temmuz 2000


       F tipi cezaevleri ve Bergama Cezaevi'ndeki 105 metrelik tünel nedeniyle Adalet Bakanlığı gündemin ilk sıralarında yer alıyor.
       Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile cezaevlerine ilişkin tartışmaları konuşma olanağı bulduk.
       F tipi cezaevleri konusuna geçmeden önce Bakan Türk'ün cezaevi uygulamalarına dönük yasa değişikliği hazırlıklarına ilişkin verdiği bilgileri aktaralım.
       Bakan Türk, cezaevlerinde Batı demokrasilerinden esinlenerek iki yeni uygulamaya geçileceğini ifade etti:
       1) İnfaz hakimliği, 2) Cezaevi denetim kurulları.
       Adalet Bakanı'nın verdiği bilgiye göre Batı'da da uygulandığı gibi Türkiye'de de cezaevlerinde infaz hakimliği kurulacak. Bir çeşit "cezaevi mahkemesi" gibi işlev görecek olan infaz hakimliği, cezaevindeki uygulamaların yasalara uygunluğunu denetleyecek. Uygulamadan şikayetçi olan tutuklu ve hükümlüler, cezaevi yönetimine karşı bu hakimliğe başvurabilecekler.

Yazının Devamı

Seks çalışanları

30 Temmuz 2000


       Genel insan olur mu?
       Olmaz. İnsan özeldir.
       Her biri özel bir dünya, her biri özel bir evrendir.
       Uçsuz bucaksız, sınırsız, boyutsuz bir özel varlıktır insan.
       Genel insan yok ama...
      "Genel kadın" var...

Yazının Devamı

TRT...

29 Temmuz 2000


       Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen ve TRT Genel Müdürü Yücel Yener'le kamu yayıncılığı konusunda sohbet olanağı bulduk.
       Kamu kuruluşlarının zarar etmesine alışmış, "görev zararı" kavramıyla yönetim hatalarını Hazine'den kapatmayı gelenek haline getirmiş Türkiye'de, TRT'nin, zarar etmediğini, hatta üç yıldır hep kar ettiğini öğrenmek doğrusu şaşırtıcı oldu.
       Bakan Yücelen ve Genel Müdür Yener'in verdiği bilgiye göre, TRT, kamu yayıncılığı yapmasına rağmen, l998 yılında 20 milyon dolar, l999 yılında 22 milyon dolar kar etmiş. 2000 yılında da bu rakamların üzerinde kar etmesi bekleniyormuş. 1997 yılında 3 milyon dolar olan ilan geliri, 1998 yılında 10 milyon dolara, 1999'da 12 milyon dolara çıkmış. 2000 yılı için beklenti ise 20 milyon dolar.
       Kamu yayın kurumu olarak birinci hedefi kar elde etmek olmayan TRT, Hazine'ye yük değil ve kamu personeline tanınan sınırlı olanaklarla rekabetin en sert biçimde yaşandığı bir alanda rekabet ediyor. TRT'deki memur maaşlarıyla özel televizyonlardaki maaşlar arasındaki fark

Yazının Devamı