BİR grup parlamenter, parlamentoyu toplamaya çalışıyor.
- Neden?
- Efendim, ülkenin önemli meseleleri var. Mesela, genel ve yerel seçimlerin birbirinden ayrılması. Ne bileyim, işte DGM'lerden asker üyelerin çıkarılması falan. Daha da var galiba.
- Başka?
- Daha ülke meselesi olabilir yani. Şimdi bu koşullarda seçime gitmek ülke menfaatlerine filan uygun olmaz mesela...
- Daha başka?
MİLLİ Güvenlik Kurulu'nun önceki günkü toplantısında önemli gündem maddelerinden birini de DGM'ler oluşturuyor.
DGM'lerde askeri üye bulundurulması konusundaki eleştiriler ele alınıyor.
Özellikle Apo'nun yakalanmasından sonra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "askeri üye" bulundurduğu için DGM kararlarını kabul etmemesi ve Türkiye'yi tazminata mahkum etmesi nedeniyle hukuk otoritelerinin kamuoyuna açıkladıkları öneriler değerlendiriliyor.
Apo'nun DGM'de yargılanması sürecinde Türkiye'yi sıkıntıya sokacak bir gölge düşmemesine dönük görüşler dikkate alınıyor.
Ve sonuçta...
Milli Güvenlik Kurulu'nda "DGM'lerde askeri üye bulundurulmaması" konusunda görüş birliğine varılıyor.
YARGITAY Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak, daha önce kapatma davası açtığı HADEP'in seçimlere katılmasını engellemek üzere bir tedbir kararı alınmasını istedi.
Savaş'ın başvurusu bir "ilk"i oluşturuyor.
Anayasa Mahkemesi, hakkında kapatma davası açılan bir siyasi parti hakkında daha önce ihtiyati tedbir kararı aldı mı?
Evet. Aldı.
Refah Partisi'nin kapatılma davası sürerken, bu partiye verilecek Hazine yardımına ihtiyati tedbir koydu.
Ancak, bu kararın konusu maddi yardımdı.
SANIRSINIZ ki, milletvekillerinin çoğunluğu seçim bölgelerinde.
Haliyle Ankara'da Meclis çoğunluğu yok.
Oysa durum tersine...
Ankara milletvekili kaynıyor..
Genel Merkez'lerde bekleyenleri toplasanız, Meclis çoğunluğu çıkar.
Elden dolaştırsanız "pişmanlık yasası" rahat rahat geçer.
YUNANİSTAN'ın yaptığını Türkiye yapsaydı...
Yunanistan'ın veya bir başka Avrupa ülkesinin "Apo"sunu Ankara'da ağırlasaydı...
Sonra, yanına özel görevliler katıp, Kenya'daki Türk Büyükelçiliği'ne gönderseydi...
Orada günlerce saklasaydı...
Ve orada yakalansaydı...
Başbakan "Komplo bu, haberim yok" derken, Dışişleri Bakanı, "Biz yaptık ama eksik oldu, Başbakan Apo'yu koruyamadı" deseydi, birkaç bakan istifa etse veya ettirilseydi...
TERÖRLE mücadelede temel sorunlardan biri "dağdaki gençleri" düze çıkaracak bir yol bulmaktır.
Apo'nun yakalanması bu yolda önemli adımlar atılmasını sağlayabilir. Sağlamalıdır.
Ankara bu gerçeğin farkındadır.
O kadar farkındadır ki, Apo'yu getiren tim henüz uçakta bu yönde mesaj vermiştir:
- Abdullah Öcalan memlekete hoşgeldin.
- Kendini sıkıntıya sokma, rahat ol.