Türkiye’de “Kürt” ve “Alevi” sorunları tam örtüşmez.
Ama...
“Kesişen dairelerden” söz edebiliriz.
Yani...
Her iki dairenin ortak alanında “Alevi Kürtler” vardır.
O nedenle “Aleviler arasında Kürt sorunu, Kürtler arasında Alevi sorunu” tırnaklanır.
İkisini birbirine karıştırmadan, yani “aynı pakete” koymadan, “Alevi Kürtler” kategorisi yaratmadan “eşitlikçi demokratik” çözümler üretilmelidir.
Demokratik “barış süreci” üzerinde bir kuşku bulutu var:
“Kandil, Abdullah Öcalan’ı dinlemiyor mu?”
.........................
“İmralı tutanakları”na göre Abdullah Öcalan’ın şu sözlerini yansıtıyorum:
Öcalan: (Sırrı’ya dönerek)
“PKK bile beni anlamıyor.
1980’li yıllardı. Zamanın en çok satan gazetesi Güneş’i yönetiyordum.
Bir hafta sonu Yeniköy’den arkadaşlarım Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller gazeteye geldiler.
Özer o zaman banka yöneticisiydi.
Laflarken, Tansu Çiller, eşinin bilmediğimiz bir özelliğini ağzından kaçırdı.
“Okumak ve yazı tutkunuymuş. Birikmiş yazıları varmış.”
İzleyen günlerde o yazıların bazılarını -ricam üzerine- gönderdiler.
Gerçekten ilginçti.
TV 8 / 11.15
BİR kitap ve bir albüm...
Anadolu’nun tüm yörelerinin türkülerini harmanlayan başarılı sanatçı Zara...
Ve 4 yıla yakın zamandır FOX TV’de sunduğu haber programı “Çalar Saat-Hafta sonu” ile büyük beğeni kazanan “evinizin oğlu Murat Güloğlu”, “Benim Adım Günah” romanıyla Şeffaf Oda’nın bugünkü konukları.
“Kalp sevabı, akıl günahı sever” sloganı ve kapağı etkileyici.
Murat Güloğlu kitabında 2 günlük bir hikâye anlatıyor.
Papa Francis Türkiye’de... Kendisinden iki önceki Papa II. Johannes Paulus’u kurşunlayan teröristin (Mehmet Ali Ağca) ülkesine ziyareti anlamlıdır.
Katolik dünyasında ziyaret bu nedenle de yankılanıyor.
Hâlâ alacakaranlıkta bırakılan bir sır, o suikast girişimi...
İsrail gizli servislerinin “iç yüzü” iddiasıyla yazılan kitapta şöyle açıklamalar var:
Papa II. Johannes Paulus, İsrail’e karşı pek de sıcak duygular içinde değildi.
Hatta...
Çözüm sürecinde bazen voltaj yükseliyor, bazen düşüyor...
Zaman zaman sigorta atıyor.
Gene de süreç kopmuyor.
Bu iyi...
Bardağın “boş” yarısını görmeyelim.
“Dolu” yarısına bakalım.
..................
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla suçlanan 4 eski bakanın soruşturma komisyonuna ifade vermeleri öncesi mahkeme “yayın yasağı” koydu.
Bu yasağın sızıntısız uygulanma ihtimali var mı?
Şimdiden kararın delineceği görünmekte.
Başta Cumhuriyet olmak üzere 4 günlük gazete kararı “yok hükmünde” saydıklarını açıkladılar.
Ve internet gazeteciliği yapan T24 ile birlikte Rota Haber, Diken, On7Yirmi5 ve Grihat siteleri de bu yayın yasağına uymayacaklarını bildirdiler.
4 günlük gazete ve 6 internet gazetesi...
Bunlar komisyon sürecinde alabildikleri bütün bilgileri yayınlamak için kamuoyu önünde angajeler.
Türkiye’nin “din, mezhep, ırk, renk” ya da hiçbir başka farklılığa dayalı “değer skalası” olmaksızın kesin eşit yurttaşlardan oluşan sosyal dokusu idealimdir.
Yüzyıllardır “ötekileştirilmiş” insanlarımızın duygularını paylaşıyorum.
Önce bunu net olarak ortaya koymakta fayda var.
.......................
Ancak...
2014 Türkiye’sinde “gerçeklerle yüzleşmek” adına, “ayrışmayı” derinleştirecek “plastik” söylemler/politikalar/tavırlar da görülmeli.
“Birleştirici” olmak kisvesi altında farklılıkların altı koyu renklerle çizilerek, var olan çizgiler kalınlaştırılarak, yaşanan acıların kabukları tırnaklanarak, açık yaralara dönüştürülerek ve daha da dram yüklenerek gündem oluşturuluyor.