Öyle bir “örnek olay”

13 Aralık 2014

Türkiye’deki “çözüm süreci” siyasal bilim kürsülerine “case study (örnek olay)“ diye anlatılabilir.
Şu görünüşle...
“Nasıl yapılmalı” değil “nasıl yapılmamalı...”
Baştan alın...
Oslo’da PKK’nın temsilcileriyle “üçüncü devlet (İngiltere olabilir)” organizasyonu -güya- “çok gizli” çözüm görüşmeleri başlatıldı.
İskandinav fiyortlarında bir balıkçı köyü...
3 yıl boyunca İsrail ile Filistin temsilcileri arasında her hafta sonu “çok gizli, ama gerçekten gizli” çözüm görüşmeleri yapıldı.

Yazının Devamı

Yedirtmek / yedirtmemek

12 Aralık 2014

Aşağıda okuyacaklarınız “basit” ve “üzerinde durulmayacak” bir siyaset polemiği değildir.
Önce çok kısaca konuyu açayım.

İktidarın yeni bir “güvenlik yasası” girişimine karşı tavır koyan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hedefte.
Demirtaş “Sokakta direniriz” mesajını vermişti.
Ortalık toz duman.
Başbakan Davutoğlu “Akabilecek her kanın sorumlusu Selahattin Demirtaş olur” dedi.

Yazının Devamı

Kürsünün tadı tuzu

11 Aralık 2014

Bütçe görüşmeleri siyaset arenasının en renkli mozaiği olmalıdır.
Kürsüye çıkanlar sadece rakam konuşmazlar.
Zevkle ve ilgiyle dinlenirler... di.
“di“ çünkü artık öyle değil. Takur tukur, kuru konuşmalar...
Dinleyenleri koyun bir yana, kürsüde kim varsa onun bile kendi söylediklerinden keyif alabileceğini sanmam.
.........................
Ankara’da parlamento muhabiri olduğum 60’lı yılları hatırlıyorum.

Yazının Devamı

Çözüm süreci baharları

10 Aralık 2014

İkinci bahar “çözüm sürecinin” an itibarıyla başlığı.
Hatta “Oslo’daki gizli görüşmeleri” de sayarsan “üçüncü bahar.”
En yakınından başlayalım.
Geride kalan eylül ayında çözümün eşiğine gelinmişti.
İmralı ve Kandil’le de “mutabakata” varılmıştı.
O günlerde Selahattin Demirtaş “Bir iki haftaya kadar” diye başlayan umut verici açıklamalar yapıyordu.
..........................

Yazının Devamı

‘Osmanlıca’ bir ‘dil’ mi?

9 Aralık 2014

Eğitim şûrası... Başbakan Davutoğlu... Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Ve elbette “pour” (yanlısı olanlar) - “contre” (karşıtlar)...
“Osmanlıca dersi” gündemin tepesine yerleşti.
Tartışmaların tozu dumanı arasında kafama “Osmanlıca” diye bir şey mi var soru işareti çengellendi.
“Son Osmanlı” diye de anılan Abdülhamid’in torunu Osman Efendi ile konuşmalarımızı hatırlıyorum. Dönemin dili için bir kez bile “Osmanlıca” kelimesini kullanmamıştı.
Tarihi, gazetecinin “sorgulayıcılığı” ile araştıran, yorumlayan Murat Bardakçı’nın yazısı kafamdaki soruyu cevaplandırıyor. (Bardakçı’nın eski yazıya hakim olduğunu da güvenilir dostlardan duymuştum.)
Yazının bazı satırlarını, noktasına, virgülüne dokunmadan yansıtıyorum.

Yazının Devamı

Denizkızıyla...

7 Aralık 2014

Tophane-i Amire’nin girişinde hemen sağda bir “deniz kızı...”
Ayşegül Dinçkök’ün fotoğraf sergisiyle örtüşen bir hoşluğu...
Denizaltında geziniyormuş hissini yaratan bir ışık oyunu ve Ayşegül’ün su altı görüntülerinden oluşan sis perdesinden
girdik salona.
Duvarlarda Ayşegül Dinçkök’ün su altında çektiği fotoğraflar...
Gerçekten güzel. Hem de çok...
Bunlar Endonezya’nın Batı Papua bölgesindeki Raja Ampat ve Güney Sulavesi’de çektiği fotoğraflardan seçmeler.

Yazının Devamı

IŞİD sarmaşığı

6 Aralık 2014

Hollywood’da bir film yapılsa...
Senaryosu “IŞİD” olsa, izleyenler “Hadi canım sen de” derlerdi.
Kimse böyle bir kâbusun gerçekleşeceğine ihtimal vermezdi.
Referansı “İslam” olan bir çekirdek örgütün kısa sürede böylesine güç kazanacağına, kafa keserek, çapraz kol bacak budayarak, insanları kamçılayarak, kadınları kızları esir alıp askerlerine vererek, petrol sahalarını, bankaları ele geçirerek Ortadoğu’da orta büyüklükte bir coğrafyaya egemen olarak, halifelik ilan ederek, devletleşerek dehşet saçacağına inanamazdı.
Ama...
Bütün bunlar oldu.
Nasıl?

Yazının Devamı

Üst akıl ve kumpas

5 Aralık 2014

İktidara göre Anayasa Mahkemesi’nin “seçim barajını” incelemeye alması “kumpas... Bu da ÜST AKLIN işi...”
Gerekçe...
“Önümüzdeki seçimlerde AK Parti’nin yeni bir anayasayı tek başına yapabilecek Meclis çoğunluğunu önlemesi.”
Yani...
Belki “başkanlık sistemini düzenleyen yeni bir anayasa...”
Ama...
Daha çok kuşku “çözüm sürecinin sonuca ulaşmasına taş koymak...”

Yazının Devamı