ŞŞEVVAL Sam’la bir “kostümsüz son prova...” 10 şarkı... Birbirinden güzel... Alaturkanın yanı sıra Karadeniz türküleri, Lazca, Ermenice, Zazaca, İspanya’dan göç eden Yahudi yurttaşlarımızın Türkçe ve İspanyolca karması Ladino diliyle şarkılar...
“İncecikten bir kar yağar. Ander Sevdaluk.
Karşıya çifte çamlar. Bir demet yasemen.
Dido. Kelelao. Elgajiye. Filistin ninnisi.
Bir de Ezidi şarkısı.”
Şevval siyah saçlarını arkadan küçük bir topuzla toplamış.
Kırmızı elbise, siyah yüksek ökçeler...
Türkiye kamuoyu “yüreğiyle beyni” arasında sıkışmış durumda.
IŞİD önünden kaçan Suriyeliler bir yandan, Irak’tan sınırlarımıza akan Ezidiler öte yandan...
İnsanlık dramı.
Çocuk, kadın, genç, yaşlı binlercesi IŞİD’den kaçıyor.
Canlarını, ırzlarını kurtarmak çırpınışı bu.
Onları sınırda durdurmak, geriye göndermek, “ölüm fermanlarını imzalamak” demek.
Bu biçare insanları katran karası kaderle baş başa bırakmak yüzyıllar boyu sürecek utançtır.
Dünya ve özellikle Amerika medyasında Türkiye için “itibarsızlaşma” yayınları dikkat çekici.
İddialar rahatsızlık verici.
Böyle bir süreç önceden de bir kez yaşanmıştı.
1970’in ilk yarısında Türkiye’nin Kıbrıs harekâtı sonrası bugün Ankara’yı hedef alan gazete ve televizyonlar gene aynı roldeydi.
ABD Türkiye’ye silah ambargosu koymuştu.
İngilizceyi edebiyat derinliğiyle entelektüel düzeyde kullanan dönemin başbakanı Bülent Ecevit sık sık açıklamalar yaparak bu yayınları cevaplıyordu.
Göğüslemeye çalışıyordu.
Bugün İskoçya halkı “Birleşik Krallık’tan ayrılalım mı” sorusuna cevap için “referandum“ sandıklarında oy kullanacak.
“EVET” ve “HAYIR” oyları başa baş görünüyor.
Ancak...
Sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın “ortak taban medeniyet ve demokrasi”dir.
Şiddet yok.
Kan yok.
Oy kullanacak olanların özgür iradeleri üzerinde baskı yok.
Güneydoğu sınırlarımızın ötesinde “yeni bir ordu” oluşuyor.
Peşmergelerin yanı sıra, Ezidiler, Asuriler, Türkmenler silahlandırılıyor, savaş eğitimi alıyor.
Ve Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren bir “bileşen” de PKK.
Bu yeni orduya PKK’nın silahlı gücü doğrudan “aktif savaşta yer almak üzere” katılmakta.
Kuzey Irak’taki PKK’lıların yanı sıra Suriye’deki Rojova adlı Kürt yönetiminin kuvvetleri de devrede.
Ayrıca...
Diğer unsurlara silah ve savaş eğitimini de PKK veriyor/verecek.
Bu “kadife boşanma” söylemi İskoçya’nın Birleşik Krallık’tan (İngiltere) “referandumla” ayrılma ve bağımsız devlet olması için kullanılıyor.
Kansız, silahsız, başkaldırısız, caddelerde, meydanlarda yakıp yıkmasız sadece referandum sandıklarına İskoç halkı oylarını atacak.
18 Eylül Perşembe günü yapılacak referandumda İskoç halkı “İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı” sorusuna “evet” veya “hayır” oyunu kullanacak.
“HAYIR”lar daha fazla olursa İskoçya’nın Birleşik Krallık içindeki statüsü devam edecek.
“EVET”ler bir çıt bile fazla çıkarsa 24 Mart 2016’ya kadar, İngiltere’yle bütün bağlarını koparıp “bağımsız devlet” olacak.
Daha önce böyle bir “kadife boşanma” Çekoslovakya’da oldu.
Ülke “Çek” ve “Slovak” devletlerine ayrıldı.
ŞEFFAF Oda 11 yaşında... İlk programın iki konuğundan Chloe “prenses”, Sinan Akçıl ise “resimli roman hiper kahramanı” olarak doğmuş gibiler.
Programa Sinan’ın “Hatırlasana” şarkısıyla başlıyoruz.
Ardından onun 25 milyon tıklanan şarkısı “Tabii Tabii” geliyor. Girişini Chloe söylüyor.
Güzel Kız’ı kim için yazmış?
“Güzel bir kız için yazdım. Kime yazdığım belli. Herkes hayatındaki güzel kızlara armağan edebilir” diye yanıtlıyor.
Sonra...
Piyano başına geçiyor ve sürpriz düet başlıyor. Serdar’ın “Kolayca” şarkısını Sinan çalıyor ve Chloe söylüyor.
IŞİD kâbusuna nokta koyun.
“Zaman tünelinden” önümüzdeki birkaç yıla hızlı geçiş yapın.
Birkaç yıl sonra Irak ve Suriye coğrafyalarında artık bütünlükleri olan iki devlet kalmayacak.
O iki coğrafyada da çok sayıda küçük devlet ortaya çıkacak.
IŞİD’in geleceği ne olursa olsun bu kesin...
IŞİD, Irak ve Suriye’deki parçalanma sürecinde sadece vitesi yükselten bir “hız katalizörü...”
Türkiye’yi doğrudan ırgalamaz.
BİRLEŞİK KÜRTLER