Karada hangi postal?

1 Ekim 2014

Başbakan Davutoğlu “Irak ve Suriye”de olacakları öngörmüştük, söylemiştik, “ABD her karşılaşmamızda mahcup” demişti.
IŞİD özelinde bu “mahcubiyet” için gerçek nedenler var.
Örneğin, ABD Başkanı Obama ocak ayı başlarında IŞİD’i tanımlarken, “amatör basketbol takımına” benzetmişti.
Şöyle demişti:
“Amatörler Lakers basketbol takımının formasını giyince, Lakers olmuyor, Kobe Bryant olmuyor...”
Adamlar “terör çetesi” olmayı koyun bir yana, “devlet” iddiasındalar; “İslam Devleti...”
Bir yandan, Esad’la ve Rojava’yla Suriye’de savaşıyor, Türkiye sınırlarına dayandı.

Yazının Devamı

‘Prens Sabahaddin’ patinajı

30 Eylül 2014

27 Aralık 1917... Paris...
Avrupa’ya kaçarak Sultan Abdülhamid’e baş kaldıran “Jön Türkler” hareketiyle yakınlaşan “Prens” Sabahaddin’in Berlin Sokak’taki evinde “2. Jön Türkler Konferansı” toplantı halinde...
Neredeyse yüz yıl öncesinin bu toplantı gündemi neydi dersiniz?
“Prens” Sabahaddin -Osmanlı Devleti’ni kurtarmak ve büsbütün parçalanmasını önlemek- için “imparatorluk coğrafyasındaki çeşitli bölge halklarına genişletilmiş hak ve özgürlükler verilmesi gerektiğini savunuyor, yerel yönetim formülünü” dile getiriyordu.
Bir çeşit “özerklik” de denebilir.
“Prens” Sabahaddin Paris’te uzun ve derin çalışmalar, araştırmalar, Sorbonne Üniversitesi’nde takip ettiği derslerle bu sonuca varmıştı.
Devleti “İstanbul’dan yönetenler Bağdat’takiler, Şam’dakiler, Kuzey Afrika’dakiler gibi düşünemezler” diyordu.

Yazının Devamı

Otobüs büyüklüğünde imza

28 Eylül 2014

HAYATA güzel bakan 3 güzel insan... Burcu Kara, Ezo Genç ve Erdil Yaşaroğlu. Programa Ezo’nun “Git Diyemem” şarkısıyla başlıyoruz.
Albüm kapağındaki fotoğrafı kendisi çekmiş. “Selfie...”
Ezo su damlası gibi... Sesi de su gibi akıyor.
Ezo, Rafet El Roman’la “Kalbine Sürgün” düetiyle hayatımıza girmişti.
Türkiye’de ve Avrupa’da konserler veriyor.



Yazının Devamı

Hukukun dokunulmazlığı

27 Eylül 2014

Hukuk gün gelir “Hepimize lazım olur.” Adaleti dağıtacak olanlar şu ya da bu siyasi inanca sahip olabilirler ama kararlarını sadece hukukun objektif ve tarafsızlık ilkeleriyle almalıdırlar.
Türkiye özellikle son yıllarda “hukuk devleti” inancının yaralar aldığı bir süreçte yalpalıyor.
Kişisel olarak ne o taraf ne diğer taraf.
Vicdanı ve kanunlar doğrultusunda adalet dağıtacak bir yargının yanındayım.
“Hukukun dokunulmazlığı” vardır/olmalıdır.
....................
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş TV’de muhabirlere şu mesajı verdi.

Yazının Devamı

5’inci sınıfta başörtü

26 Eylül 2014

5’inci sınıftaki kız öğrenci başını örtecek.
“Olacak şey mi” sorusuyla karşılaşıyorum.
Doğrusu...
İki düşünce arasında sıkışmış durumdayım.
El kadar kız çocuğunun başını örterek okula gelmesi, daha o çağda “cinsellik” ayırımının objesi olması üzüntü veriyor.
“Başı örtmek” erkeklerde cinsel istek uyandırmaktan “korunmak” gibi bir gerekçeye de dayandırılıyor.
Daha o yaşta yaşıtı/akranı erkek çocuklarla da arkadaşlık yapabilecek, oyun oynayacakken aklının bir kenarına “kaçınmak” kaydı düşüyor.

Yazının Devamı

Büyük devletin ‘doğrusu...’

25 Eylül 2014

IŞİD’e karşı mücadelede havada uçuşan söylemler tam bir Ortadoğu sofrası:
“Ortaya karışık...”
Ankara’daki iktidar “Askeri katılım yok” diyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan New York’tan “Askeri, siyasi bütün desteği vereceğiz. Türkiye’ye dönünce hükümetle de konuşacağız” açıklamasını yapıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry ise “Türkiye IŞİD’e karşı mücadelenin ön saflarında yer alacak” açıklamasını yapıyor.
Gazeteler “Türkiye cephe hattında olacak” başlıklarını atıyor ama “Dur bakalım, o kadar uzun boylu da değil” gibi bir Ankara düzeltmesi yok.
.......................

Yazının Devamı

IŞİD ‘saf’ mı?

24 Eylül 2014

Ünlü bir dizi TV vardı. Adı “Mission impossible (imkânsız misyon/görev)...”
Her bölümde ayrı hikâye...
IŞİD’den vatandaşlarımızın kurtarılması bu diziyi hatırlattı.
Gerçekten -neredeyse- imkânsızdı.
Alman strateji uzmanı ve eski Dışişleri Bakanı Steinmeier dün 49 rehinenin kurtarılmasını şöyle yorumladı:
“IŞİD büyük hata yaptı. Türkiye bugüne kadar ABD’ye IŞİD’in elindeki 49 rehine sebebiyle, aktif tavır alamayacağını söylüyordu. Rehineler kurtulduğuna göre artık eli rahatladı. Artık ABD’nin ve Batı’nın Arap ülkeleri ve emirlikleriyle birlikte IŞİD’e karşı oluşturduğu koalisyonda yer almamak için bir gerekçesi kalmadı.”
IŞİD’in Türkiye’yi de koalisyona dahil etmenin önünü açan bu hatayı neden yaptığını anlayamıyorum.

Yazının Devamı

Alkış ve ötesi...

23 Eylül 2014

Napolyon’un “İmkânsız kelimesi Fransızca değildir” söylemiyle örtüşen bir durum.
Sanki “İmkânsız, Türkçe değildir” gibi.
........................
Önce...
IŞİD’in elinden kurtulan/ kurtarılan yurttaşlarımıza “Geçmiş olsun” dileklerimi iletiyorum.
Aylarca “kafa kesen” bir örgütün elinde her an ölüm olasılığıyla burun buruna yaşamak -düşününce bile- dehşet verici.
Oradaki yaşam koşulları 8 kere yer değiştirirken “Nereye götürülüyoruz” soru işaretinin çengelinde asılı kalmak insan limitlerini çok zorlayan bir işkencedir.

Yazının Devamı