Zirvede rotasyon

3 Ekim 2013

BİR soru: “Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan birbirlerine nasıl hitap ediyorlar?”
Örneğin...
“Tayyip ve Abdullah” diye mi?
Yoksa...
“Tayyip Bey ve Abdullah Bey” mi diyorlar?
Hukukları gereği herhalde yalnız kaldıklarında “Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan” hitapları olduğunu sanmıyorum.
Peki...

Yazının Devamı

Gül: Hizmete devam...

2 Ekim 2013

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül Meclis’in açılışında çok yönlü bir konuşma yaptı.
Ama...
Bir cümlesi yankı yaptı; “halka hizmete devam edeceğim.”
Bu “net” bir mesajdı.
Gül, Cumhurbaşkanlığı süresi dolduktan sonra da siyasete devam etmekte kararlı.
Nasıl?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Hürriyet Ankara Temsilcisi Metehan Demir’e yorumluyor:

Yazının Devamı

Güven artırıcı adım...

1 Ekim 2013

ÖNCE belirteyim ki, bu paketle “güven artırıcı adımlar atıldığını” düşünüyorum.
Hak ve özgürlüklerin yer aldığı Anayasa hükümleri için “ama” durumları vardır.
“Bu hak ve hürriyetin kullanılması, ilgili yasa ve yönetmeliklerle düzenlenir” diye koşula bağlanır.
O “ilgili yasa ve yönetmelik” ise sınırlamaları, kısıtlamaları, şartları sıralar.
“Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin hak ve özgürlük olduğu” hükmü için “yasada belirtilen süre içinde önceden bildirme ve toplantı ya da yürüyüşün yapılacağı yerin mülki amir tarafından gösterilmesi” sınırlandırması, bunun örneğidir.
O yüzden hukukçular aralarında yukarıda işaret ettiğim “ama-yasa” nüktesini yaparlar.
Aslında hiçbir hak ve özgürlük sınırsız değildir.

Yazının Devamı

Özkök’ün tuvalette küfür egzersizi...

29 Eylül 2013

YILLAR önce Boğaz’da bir gece kulübündeyim. Sezen sahnede... Arkasında vokalde 16-17 yaşlarında güzel bir kız...
Sezen “size harika bir ses dinleteceğim” diyor ve genç kızı yanına çağırıyor...
O kız “Doymadım”ı söylemeye başlıyor...
Ben Aşkın’ı ilk o zaman alkışladım...
Aşkın müziğe başladığı ilk yılları şöyle anlatıyor:
“13 yaşında Bebek Park Gazinosu’nda başladım.
80’li yıllarda başındaydı ilk orada çıkmıştım. Gönül Yazar’la Sezen Aksu söylüyordu. Sonra Yenikapı Gar Gazinosu vardı, oraya geçmiştik... İşte o yıllar... Çocuk yaşta çalıştığım için okulda biraz sorun yaşadım... Mahkemeye verdiler beni...

Yazının Devamı

Suriye, İran ve Türkiye

28 Eylül 2013

KORKULAN olmadı... Türkiye çevresinde rüzgârlar hız kesti.
Suriye ve İran için “dramatik” tırmanış -şimdilik de olsa- durağına geçerken, Türkiye içindeki sert ortam daha fazla öne çıkıyor.
Önce Suriye...
“Sayılı günlerde” hatta “saatlerde” Amerika ve İngiltere’yle Fransa’nın Esad güçlerine bomba ve füze yağdıracağı konuşuluyordu.
Rusya’nın “usta işi” diplomasi manevrasıyla bir “formül” oluştu.
Suriye “kimyasallarını bir başka ülkeye teslim etmeyi” kabul etti.
Sözünde durmaması halinde silahlı müdahale yapılması koşuluyla bu formül üzerinde uzlaşma sağlandı.

Yazının Devamı

Bir rüya ve hilafet

27 Eylül 2013

3’ÜNCÜ köprüye “Yavuz Sultan Selim” adı açıklandığından bu yana konu tartışılmakta.
Bir yandan Yavuz Sultan Selim’in “Alevi kırımı/kıyımı” yaptığı tartışması sürüyor.
Öte yandan onun Memluklu Devleti üzerine yürüyerek, Kahire, Mekke, Medine’yi ele geçirmesi, halifeliği kendine alması da eleştirilerin hedefi.
“Müslüman, Müslüman’a savaş açar mı” diye sorgulanıyor.
Dışarıdan bakışta Yavuz Sultan Selim -bu durumda- iki ateş arasında.
Dün Mehtap TV’de Mustafa Armağan’ı “Tarih Aynası” adlı programda izledim.
İlginçti...

Yazının Devamı

Prenses Diana ve Mevlana...

26 Eylül 2013

Diana filmi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir “tazminat” önerim var.
Bir sahnede Diana’nın aşık olduğu Pakistanlı Müslüman doktor Hasnat Khan “felsefe” yapıyor.
Diana “bu güzel söylemin Dr. Khan’a mı yoksa bir başkasına mı ait olduğunu” soruyor.
Aldığı cevap “Mevlana’nın söylemidir. İranlı bir alim” oluyor.
Filmde birkaç kez Mevlana’dan “deyişler” geçiyor.
Şu gezegende, milyonlarca kişi filmi izlerken “Mevlana’nın İranlı olduğuna” inandırılıyor.
“Mevlana” sözlük anlamıyla “Efendimiz” anlamına gelir.

Yazının Devamı

Asabiyetistan!..

25 Eylül 2013

İÇİMİZE zaman zaman kaçan şeytana “çüş” demek ve içimizdeki çocuğun “saflığını, temizliğini” sevmek önceliğimiz olmalı.
....................
Beşiktaş-Galatasaray maçındaki çirkin görüntüler için “polisiye” bulgular araştırılıyor.
Birileri bulunacak, cezaya çarptırılacak.
Peki, böylece “sorun” halledilmiş olacak mı?
Hayır...
“Sivrisinekleri öldürmek” çare değildir, “bataklığı kurutmak” gerekir.

Yazının Devamı