EN büyük Fenerbahçelilerden Ali Şen “eşitler arasında birincidir.”
Dün telefonuma “tebrik mesajı” düştü.
Şöyle yazmış:
“ABD/Seattle’dayım. Galatasaray’ın şampiyonluğunu bu nedenle telefondan tebrik ediyorum.
Burada her yer sarı-kırmızı değil. ‘4’üncü yıldıza 1 kala’ başlıklı yazını okudum. Bence 4’üncü yıldız için birkaç yılı var :):)”
Ali Şen Başkan’ın zarif bir ironiyle “bundan sonraki şampiyonluğunuz için birkaç yıl daha bekleyeceksiniz” mesajı bu.
Gönlüm elbette gelecek yıl ve sonrasında da şampiyonlukları ister.
EN yüksek vergi ödeyenler listesinde ilk 5 “Koç” ailesinin.
Merhum Vehbi Koç yukarıda bir yerlerden görüyorsa herhalde memnundur.
“Vergi verenler listesinin açıklanması” Vehbi Bey’in fikriydi.
Bunun gerçekleşmesi için çok gayret göstermişti.
“Listelerin açık olmasıyla vergi gelirinin artacağı” görüşündeydi.
Sonunda amacına ulaşmıştı.
Yaşadığı sürece -sanıyorum- hep birinci sırada kaldı.
DÜNKÜ köşesinde Sergen Yalçın “Galatasaray’ın önümüzdeki yıllarda da şampiyonluğu sürdüreceğini” yazıyor ve şöyle bir öngörüde bulunuyordu:
“Önümüzdeki 2-3 yıla ipotek koyabilir.”
Sergen futbolu en iyi oynayanlardan biri olmanın ötesinde futbolu bilir de.
Öngörüsü için “inşallah” diyorum.
Ama “cek, cak” gibi gelecek zaman takılarına girmeden, “şimdiki zaman” gerçeklerini yazayım.
1Ünal Aysal çok kısa bir sürede, kendisinin ait olduğundan çok farklı, futbol gezegenine uyum sağladı.
Teknik direktör olarak Fatih Terim’i seçmekle ilk adımı doğru attı.
Hafta sonu İngiltere’nin en eski 3 futbol kulübünden biri olan “Reading”in konuğuydum. (1871)
Reading’in bulunduğu, Londra banliyösünü Kraliyet aileleri yüzyıllardır mekân tutmuş.
O nedenle “Royals” diye de anılıyor.
Prens Henry ve eşi Kate Middleton da kulübün asil üyeleri arasında.
Reading, Galatasaray’la “kardeş kulüp” protokolü imzaladı.
Bir tesadüf, Galatasaray gibi Reading’in de sembolü “aslan...”
Altyapıya çok önem veriyor.
Yavuz Bingöl, Ece Uslu ve Özlem Conker’le keyifli ve müzikli söyleşi.
“Karagül” dünyada sadece tek bir yerde yetişiyor. Halfeti’de...
Oradan aldığınız tohumu başka yerde yetiştirmeyi başaramıyorsunuz. Çünkü götürdükleriniz siyah açmıyor...
Fırat yoksa Karagül de yok.
Yörede bu güle “Ağlayan arap kızı” adı veriliyor.
Çoğumuz karagülü FOX’un iddialı dizisi Karagül’den öğrendik.
Türkiye’nin nükleer santrali Japon-Fransız ortak yapımı olacak.
İran, Kuzey Irak, Rusya, Azerbaycan gibi ortadoğu politik deprem kuşağı ülkelerine “enerji bağımlısı olmak” netamelidir.
Alternatif enerji formülleri elbette gerekli.
Ama... Çocukların, torunların geleceği için ve demokrasilerdeki “konuşan millet” gereği konu iyi tartışılmalı. Kararı “Kolektif akıl” vermeli.
PROTEST DEĞİLİM
Üniversitenin “protest” doğasına rağmen fakülte yıllarımda “Boğaz Köprüsü’ne, Vakıf Üniversitelerine, televizyona karşı protestolarda” hiç yer almadım.
Şimdi de “3’üncü köprüye, Karadeniz-Marmara kanalına, tüp geçide” ve bunun gibi büyük projelere karşı değilim.
27 Nisan’da bu köşede “Vekiller Heyeti’nin Haziran 1920’de aldığı özerklik kararını” yazmıştım.
Kaynak olarak Prof. Dr. Ayşe Hür’ün “Öteki Tarih II” kitabını göstermiştim.
Bu konuda Hukuk Fakültesi’nden arkadaşım, o dönem İdare Hukuku Asistanı olan Doğu Perinçek’ten bir açıklama yazısı aldım.
Doğu Perinçek “Kemalist Devrim-4 Kurtuluş Savaşı’nda Kürt Politikası” kitabında bu konuyu etraflıca anlatmıştı.
Satırlarını -yer durumum kısıtlı olduğu için bazı yerlerini atlayarak- yansıtıyorum:
..........................
BMM Vekiller Heyeti, “Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal” imzasıyla Elcezire Cephesi Kumandanlığı’na yolladığı yazıda, “iç ve dış siyasetin gereği” olarak “mahalli idareler kurulması” talimatını vermiştir. TBMM’nin 22 Temmuz 1922 günlü gizli oturumunda okunan talimatın, 27 Haziran 1920 tarihinde gönderildiği, Meclis zabıtlarında kayıtlıdır.
GAZETEM “Milliyet”in dünkü manşeti “İstanbul’da Sıkıyönetim...”
Bu manşet beni 1980’li ilk yıllara götürdü.
İstanbul Sıkı Yönetim Komutanı Org. Necdet Üruğ 1 Mayıs’ta “dışarı çıkma yasağı” ilan etmişti.
Bunu tebliğ etmek için İstanbul’daki büyük gazetelerin genel yayın yönetmenlerini Selimiye’deki 1’inci Ordu Komutanlığı’na çağırmıştı.
Onu dinlerken garip bir görüntü dikkatimi çekmişti.
İki bacağını çapraz yapmıştı.
Elleri dizlerindeydi ve işaret parmaklarıyla diz kapaklarına bastırıyordu.