ÇÖZÜM sürecinin sonuca ulaşması için “toplumsal uzlaşma” önemlidir.
Bu uzlaşma “Meclis’teki siyasi partiler arasında” olamıyor, o halde tabanda, toplumun kendisinde uzlaşma sağlanmalı.
“Vekiller” yapamıyorlarsa “asiller...”
Akil adamların misyonu -anlaşılan- bunu sağlamak.
Peki bir “pozitif oluşum” var mı?
TOPLUMUN NABZI
AK Parti “çözüm süreci” için sürekli kamuoyu araştırmaları yaptırıyor.
Londra...Buradan da bir “akil adam” seslenişi...
KALDIĞIM Goring Otel, Londra’da “Kraliyet düğünü” ile daha da ünlenmiş.
Prens William’ın evlendiği Kate Middleton’ın ailesi düğün için bu 110 yıllık seçkin otelde kalmış. Medyanın ilgi odağı olmuş bu otel.
Artık bilmeyen yok.
***
OTELİN masalarında birer kart var.
Petek Dinçöz ve Barış Muslu’yla keyifli, müzikli sohbet.
PETEK “gerçek aşkı Umre’de hissettiğini” söylüyor. Umre’den sonra güçlenmiş, artık ölümden bile korkmuyor.
Şöyle özetliyor:
“14 Şubat’ta esas sevgilimin yanına gittim. Umre ziyaretinde bulundum. Hayata dair negatif olan her şeyi geride bıraktım. Orada rabbimle baş başa kaldım. Konuştum ve havaalanına indiğim zaman bu bir ‘milat’ dedim.”
Ve Gülşen’den AŞK adlı şarkıyla sohbet devam ediyor...
***
Resmi tarihin bir de “öteki tarih” yüzü vardır. Bunlar “resmi tarihin” satır aralarıdır.
Bu günleri daha iyi anlamak için “öteki tarih” de bilinmelidir.
***
4-11 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi’nden hemen sonra hazırlanan “Amasya Buluşması” protokolleri önemlidir.
Osmanlı adına Bahriye Nazırı Salih Paşa ve padişahın başyaveri Naci Paşa ile Anadolu ve Rumeli müdafaa-i hukuk Cemiyeti adına Mustafa Kemal, Rauf Bey ve Bekir Sami Bey Amasya’da buluşmuşlardı.
Tarih 18-22 Ekim 1919.
Konu ülke ve bu arada Kürt sorunuydu.
Bir laf vardır: “Türk gibi başla, Alman gibi sonuçlandır.”
Gerçekten “çok iyi başlarız” ama “sonuca ilerlerken arıza çıkarmakta da mahirizdir.”
..............................
“Kürt sorununa çözüm süreci” de iyi başladı.
İlk adım hızlı atıldı.
Murat Karayılan’ın Kandil’de yaptığı “8 Mayıs’tan itibaren dağlardaki PKK’lıların Kuzey Irak’a çekilmeye başlayacakları” yolundaki açıklama bir “temel atma töreni” manifestosudur.
Bu “tarihi” denebilecek “Kandil Bildirimi” için “arızalar çıkmadan sonuna varılması” dileğimi kayda geçirerek ilk izlenimlerim şöyle:
Biliyorum... Çok duyarlı ve metameli bir süreç bu.
Bir yol kazası, ‘kanı durduralım’ derken, gene ‘gençlerimizin binlercesinin ölömüne’ yeniden ‘u’ dönüşü yaptırabilir.
‘İmralı Zabıtları’ bu tehlike duygularını yaşattı.
Neyseki süreç kazasız devam ediyor.
O rahatlamayla yazıya gireyim.
Bu yılki Abdi İpekçi ödülünü, jüri “İmralı Zabıtları” haberiyle Namık Durukan’a verdi.
Bu haber siyasette depremdi, tsunami dalgaları yükseltti.
23 Nisan, çocuk bayramı olmanın yanı sıra “milli hakimiyet” bayramıdır.
Lozan’da Lord Curzon’la İsmet Paşa 1923’te Musul meselesi ve Kürtlere azınlık statüsü verilip verilmemesi üzerine tartışıyorlar.
İsmet Paşa TBMM’de Kürt vekillerin de bulunduğunu, TBMM’nin “Türkleri ve Kürtleri, bütün milleti” temsil ettiğini anlatıyor.
Musul’da halkın ne istediğini tespit etmek için “halk oylaması” yapılmasını istiyor.
Lord’un İsmet Paşa’ya cevabı:
“Meclis’teki Kürt vekilleri Mustafa Kemal Paşa atamıştır, halkı temsil etmezler... Kürtler cahildir, halk oylamasından anlamazlar!”
Lozan’da kavga sürecektir.
Hafta sonu Monaco’da Tenis Turnuvası’ndaydım.
Sık sık yüzünü gösteren sıcacık Akdeniz güneşi altında keyifli iki gün ve gece...
Her şey şık...
Yüzler gülüyor.
Metrekare başına en fazla genç ve güzel kadın.
En fazla lüks oto...
Benim TV giysi sponsoru Façonnable, turnuvanın da “alt sponsorlarından” biri.