Atatürk, Çin direnişine de model

31 Mayıs 2011

Çin, topraklarını işgal eden Japon güçlerine karşı direniş ve savaşında Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nı örnek almış.
Atatürk’ün ölümü üzerine Şanghay’da yayınlanan SHEN BAO gazetesindeki (12 Kasım 1938) yazıda şu satırlarla gurur duydum:
“Kemal’in liderliğinde Türklerin Kurtuluş Savaşı’nı başarıyla sonuçlandırması, bizim de Japonlara karşı savaşta topraklarımızı kurtarmak için mutlaka galip gelmemize dair güvenimizi arttırıyor.
......................
Biz Çinlileri cesaretlendiren ve güvenini arttıran bir başarı olduğunu biliyoruz.”
Japon işgal güçlerine karşı Çin’in bile örnek aldığı Mustafa Kemal dehasına saygı duyan ve tarihi değiştiren onurlu zaferi için teşekkür borcumuzun olduğuna inanan Türkiye insanının büyük çoğunluğu gibi yürekten Atatürkçüyüm.
Ve...

Yazının Devamı

Kerem Cem sürprizi: “Ah Bir Ataş Ver”

29 Mayıs 2011

NÜKLEER savaş ya da teröristlerin nükleer bombalarıyla planetimizin sonu gelmiş. Bir kadın ve bir erkek sığınağa kapanmışlar. Bu konuya ilk kez 2005 yılında Londra’da Bush Theatre’da perde açan oynanan “Sondan Sonra” adlı oyun Türkiye’de... Duru Tiyatro’da alkış alıyor. 11 Eylül ile gelişen paranoya, faşizan eğilimler ve iktidar ilişkileri işleniyor. Mark’ı Emre Kınay oynuyor.
Louise karakterinde ise Afife Tiyatro ödülleri töreninde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü alan Ahu Türkpençe...
Onun fizik mühendisliği eğitimi alırken oyunculuğa geçişi ilginç. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde fizik eğitimi alıyormuş. 3. sınıfta fiziği bırakıp Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne geçmiş ve mezun olmuş.
“Müjdat Gezen’den mezun olduktan sonra anneme söz verdiğim için tekrar dönüp fizik bölümünü bitirdim” diyor.
Şeffaf Oda’nın diğer konuğu Keremcem kendi tarzı dışındaki müzik türleriyle de ilgileniyor. Geçenlerde Cihangir’de bir restoranda karşılaştık. Ondan ilk kez “Ah Bir Ataş Ver”i dinledim. Batılı fiziği ve müziği ötesinde onu Türk müziği yaparken dinlemek sürpriz oldu.
Şeffaf Oda’da izleyicilerle de bu türküyü paylaşıyor. Keremcem’in yeni albümünün adı “Hayata...” “Sondan Sonra’ya”

Yazının Devamı

Mülkün temeli, yol halısıydı...

28 Mayıs 2011

27 Mayıs 2011 Türkiye’sinde “asker eksenli” iki haber yoksa “ilahi bir tesadüf” müydü?
Cumhuriyetin ilk askeri darbesinin 51’inci yıldönümü tartışmalarında “askerin yeri şimdi ne” sorusuna cevap aranırken bir diğer haber sanki “işte cevap” mesajını veriyordu:
“Bazı generaller ve yüksek rütbeli subaylar, Balyoz davasında yeni belgeler nedeniyle özel yetkili savcıya ifade vermeye çağırıldı!..”
Bu haber yarım yüzyıl sonunda “askerin yeni yerinin” koordinatıdır.
Daha açık ortaya koyayım.
27 Mayıs ihtilal cuntası döneminin cumhurbaşkanını, iktidar partisi DP’nin başbakan ve bakanlarını, milletvekillerini, yüksek bürokratlarını sorgulamak ve yargılamak üzere Yassıada’da “özel yetkili” mahkeme kurdurmuştu.
Tarihe “Yassıada Mahkemesi” olarak geçen o hukuk dramını acı duyarak hatırlıyoruz.

Yazının Devamı

İnsan eksenli istihbarat

27 Mayıs 2011

Türkiye insanı “milletvekili yatak odalarından özel görüntüleri” değil “Koç Köprüsü altında bomba patlatarak Ayten Bal’ın bir bacağını kopartan ve diğer günahsız sivilleri de yaralayan teröristlerin, eylem daha koyamadan yakalandıklarını görmek” isterdi.
Teröristleri yakalamak elbette güvenlik güçlerinin görevidir ama öncelik bu “eylemin yapılmasını önleyecek istihbarata sahip olmaktır.”
Bana ne MHP’li birkaç milletvekilinin yatak odalarından.
İster seks, ister aşk, ister imam nikâhı... Hiç ırgalamaz...
Türkiye’nin tüm istihbarat, operasyon, iletişim kurumları ve odakları, terör eylemlerini önceden öğrenmeye ve engellemeye yoğunlaşmalıdır.
“Olacak şey mi, her yere, her eve polis mi dikilecek” sorusuna cevap için uzun uzun teorik anlatıma girmeyeyim.
Olabileceğini gösteren bir örnek vermek daha iyi.

Yazının Devamı

Sarı Gelin ve Allahu Ekber Dağları

25 Mayıs 2011

Çok sevilen “sarı gelin” türküsü için rivayet muhtelif.
Bunlardan birine göre ilk söylem “sara gelin”di. “Sara” bir Hıristiyan ismi. “Ermeni ismi” diyenler “zaman içinde bunun sare geline, sonra da halk dilinde sarı geline dönüştüğünü” iddia ederler.
Geçen pazar Şeffaf Oda’da konuğum Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile söyleşirken “bulunduğumuz coğrafyada müzikle ufuk turu” yapmıştık.
Bu arada “sarı gelinin etimolojik dönüşümleri” ekseninde “sara-sare-sarı” iddiasına işaret etmiştim.
Gerçekten türkünün Ermenistan başkenti Erivan’da söyleneni şöyle:
İrevan çarşı pazar
İçinde bir kız gezer

Yazının Devamı

Mayınlı takvim yaprağı

24 Mayıs 2011

Önümüzde 2 duyarlı kilometre taşı var. - 12 Haziran seçimleri.
- 15 Haziran’dan itibaren “Kürt özerk yönetimi” için Türkiye’nin her yerinde sokak hareketleri ve bunu destekleyecek şiddet eylemleri için düğmeye basılması.
.....................
Seçim demokrasinin gereğidir.
Sonucu bellidir.
AK Parti’nin 3’üncü kez tek başına iktidar olacağı, şimdiden görünüyor.
“Ana başlık” budur.

Yazının Devamı

Şarkılarla “Derin Strateji”

22 Mayıs 2011

“HOCA” lakabı Dışişleri Bakanı Prof. Davutoğlu’nun adeta yaşam biçimi olmuş...
Bu hitap, Başbakanlık Başdanışmanlığı günlerinden kalsa da Davutoğlu’nun Dışişleri koltuğuna oturması çalışma arkadaşlarının bu dil alışkanlığını -çok da- değiştirmiş değil. O ise bu hitaptan çok mutlu, “gönlüme işleyen bir tabir” diyor.
Sohbet süresince bende bıraktığı izlenim; rahat, kendine güvenli ve ekonomi/siyaset alanlarının yanı sıra, tarih, felsefe, edebiyat, müzik kültürü de derin.
Barışçıl politikalarla Osmanlı’dan kopan parçaları, ortak “ruh coğrafyasında” yeniden buluşturmak çabasında.
Program boyunca güzel sesi ve başarılı yorumuyla Bakan Davutoğlu’nun istediği şarkıları seslendiren Umut Akyürek “ortak ruh coğrafyasında” müzikli ufuk turu yaptırdı. Örneğin... Ünlü Azeri türküsü “Ayrılık...” Osmanlı dönemi Ermenilerinin “Sarı Gelin”i... Balkanları yansıtan “Arda boylarından Türkmen türküsü...”
Davutoğlu ilginç bir açıklama yapıyor: Sarı Gelin’in aslı “Sara Gelin”miş. Zamanla “sare” geline dönüşmüş. Bizde yıllardır “sarı gelin” diye söyleniyor.

Yazının Devamı

Diyarbakır’da 5 yıldızlı site

21 Mayıs 2011

12 Haziran’dan sonra Diyarbakır’ın Tahrir olacağı, Türkiye’ye sosyal patlamaların, kanlı eylemlerin yayılacağı gibi kuşkularınız mı var.
Önce yayınladığım şu fotoğrafa bakın... Diyarbakır’da bu 5 yıldızlı site kuruluyor.
Bunu yapanlar çılgın ya da her şeyden habersiz mi?
Değiller elbette. Şimdi bu girişten sonra yazıya başlayayım:
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye gazetesinin manşetindeki “ÖLÜMSE ÖLÜM” söylemi ürperti verici.
Gazete, “Doğu ve Güneydoğu’yu savaş alanına çevirenlere, Erdoğan’ın rest çektiğini” başlığa çıkartmış:
Ölümse ölüm.

Yazının Devamı