BBG kaygısı

23 Mart 2011

Biraz ünlü olan herkes “Biri Bizi Gözetliyor (BBG) Evinde” sendromuyla yaşayacak artık.
Olacaklar şöyle:
Birisi gözlendi, videoya alındı ya da telefonları dinlendi, mobil araçlarla ortam dinlemesine takıldı...
Bunlar Türkiye dışında bir ülkenin internet sitesine servis edildi.
Sınır ötesi internet sitesinde yer aldığı andan itibaren Türkiye’deki yazılı medya, TV ve radyolar, internet siteleri bunları yayınlayabilecek ve hiçbir ceza almayacaklar.
Zaten yayınlanmış ve kamuoyuyla paylaşılmış yayınlar “özel hayat sırları” olmaktan çıkmış sayılacak ve oradan alıntılarla yapılan yayınlar suç olmayacak.
Yeni yasa düzenlemesi işte budur.

Yazının Devamı

Sarkozy’nin ‘kara ayakları’

22 Mart 2011

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Libya’yı vurmakta ilk deparı yaptı.
Hesabı ne?
Sorunun cevabı açık ve net:
“Yaklaşan cumhurbaşkanı seçimi için prestij yemi taktığı oltasına vuracak oyları...”
Sarkozy’nin bir seçim daha alması mümkün görünmüyor.
Ülke içinde kaybettiği puanları, dışarıda imaj parlatarak geri almak çabasında.
Yoksa...

Yazının Devamı

Tarihte demlenen aşkın romanı; SERENAD

20 Mart 2011

60 yıldır süren bir aşk hikâyesi... Yahudi soykırımı, Kırımlı Müslümanlardan oluşan Hitlerin Mavi Alay’ı ve 72 Yahudi ile batan Struma gemisi...
ABD’den gelen Alman asıllı profesörle İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın ilişkisi...
Okuru sımsıkı kavrayan “SERENAD”ın yazarı Zülfü Livaneli bu kez bir kadının ağzından yazıyor romanını... Zorlandın mı diye soruyorum:
“Bana çok kolay geldi ben diye anlatmak... O diye anlatsaydım daha zor olacaktı teknik olarak. Beni daha çok rahatlattı.”
3 yıldır üzerinde çalıştığı bu kitabı, 3 ay kapanarak yazmış.
Zülfü Livaneli “romanı yazmadan önce bütün romanı anlatabilecek durumdaydım. Yazarken zevk aldığım bir kitap oldu” diyor.

Yazının Devamı

Zamanı zamana bırakmak zamanı

19 Mart 2011

CHP’nin “bedelli askerlik” önerisi ses getirdi. Gündem belirledi.
Oysa...
Yıllardır fotoğraf farklıydı.
“Ak Parti’nin gündem yaratması, CHP’nin ise HAYIR duruşuna” alışılmıştı.
“Görüntünün değişmekte olduğu” söylenebilir.
Bedelli askerlik...
Aile sigortası...

Yazının Devamı

Referanduma ‘nükleer santral’ sandığı

18 Mart 2011

Japonya’daki felaket Allah’ın bir uyarısı mı? Referandum, sadece “Anayasa değişikliği” ile sınırlı değildir.
Toplumun “temel tercihini” ortaya koyacağı “duyarlı” konularda da referanduma gidilir.
Gelişmiş demokrasilerde “referandum” zaman zaman başvurulan “toplum iradesinin ifadesidir.”
Bu genelden “özele” geçelim.
Türkiye’de “nükleer santrallar kurulması” referandum sandıkları kurularak halka sorulmalıdır.
Yapım, vekillerin siyasi ve temsili iradesine değil, asil olan halkın iradesine dayanmalıdır.
Çocukların, torunların hatta henüz doğmamış bebeklerin ve gelecek nesillerin yaşamına ipotek koyacak “iki nükleer santral” sadece birkaç dönem için toplumdan vekâlet görevi alan iktidara ve Meclis çoğunluğuna bırakılamaz.

Yazının Devamı

PANİK YOK

17 Mart 2011

Boğaziçi Üniversitesi Fizik Profesörü Levent Kurnaz akılların karıştığı Japonya’daki nükleer sızıntıyı, havadaki nükleer bulutları “anlaşılır” bir açıklıkla anlatıyor.
Önce...
Prof. Kurnaz’ın ortaya koyduğu gerçeğe işaret edeyim.
Nükleer sızıntı nedeni 8,9 büyüklüğünde deprem değil, daha sonraki “tsunami...”
Türkiye için nükleer santralların kurulması tartışmalarında öne çıkan “bu coğrafyanın deprem kuşağında olduğu” gerekçesi için “deprem değil, tsunami” söylemi önemli.
Aşağıda sapla samanı ayırarak bu olayın tahlilini Prof. Levent Kurnaz’ın satırlarından yansıtıyorum.

Yazının Devamı

12 Haziran milat

16 Mart 2011

Uzun süredir “İkinci Cumhuriyet” konuşuluyor. Tedirgin edici bir söylem.
Ancak...
Avrupa demokrasilerinde örnekleri var.
Fransa “Beşinci Cumhuriyet” anayasasıyla yönetilmekte.
“İkinci Cumhuriyet” Türkiye’nin siyaset tartışmalarına girdiğinde “mizah” konusu olmuştu.
Bunu savunanlarla dalga geçiliyordu.
“Numaralı cumhuriyetçiler...”

Yazının Devamı

SES TELLERİ/GÖNÜL TELLERİ

15 Mart 2011


Tatlıses’e ve tüm insanlara tetik çeken o kirli ellerin sahiplerine lanet...
...............
Beş yıl kadar önce İbrahim Tatlıses ŞEFFAF ODA’da konuğumdu.
Bir sorum üzerine “onu yeryüzüne gönderirken Tanrı tarafından ses tellerinin kutsandığını” anlatmıştı.
Sıradışı olan yeteneklerde bu tür inançlar güçlüdür.
Devletlerde “tek adam” olanlar, iş hayatında çok büyük başarılara imza atanlar, küresel sanatçılar “bu dünyaya özel misyonla gönderildikleri inancını” yansıtırlar.

Yazının Devamı