Bu 3 harf yanlış

22 Ocak 2010

İki gündür TARAF’ta yayınlanan “balyoz planı” iddiaları görmezden gelinemez.
Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasıyla da anlaşılıyor ki 2003-2006 yılları arasında bu iddialar ekseninde bir “seminer” ya da “harp oyunu” yapılmış.
Yani bir darbe girişimi ya da planı değil.
Ama bir darbe ortamının oluşması halinde müdahalenin nasıl uygulamaya konulacağı üzerine ayrıntılı bir yazılı çalışma ve komutanların “beyin fırtınalaması” olmuş.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ait bir söz vardır:
“Türk Silahlı Kuvvetleri kanununda bu 35. madde kaldıkça...” diye başlayan bir tespittir bu...
35. madde “TSK’ya cumhuriyeti koruma ve kollama görevini” vermiştir.

Yazının Devamı

Katran karası günler

21 Ocak 2010

Her sabah eve, Türkiye’de yayımlanan günlük gazeteler “takım” gelir.
3 de yabancı gazete.
BBC’yi televizyondan izlerim... Bunları okumak ve izlemek 3 saatimi alır...
Bazılarını yürüme bandında okurum. Karşımdaki ekranda haber kanalları sörfü yaparım.
Bu saydıklarım arasında, bir süredir TARAF‘’ın özel yeri var. 7 gün üzerinden en az 4 gün manşetinde-sürmanşetinde çarpıcı haberler olur.
Özellikle “asker” konusunda alışılmışın dışında haberlerdir bunlar.
“BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun bulunduğu helikopterin, Mirgün Cabas’ın sürekli telefon sinyalleriyle düşürüldüğü” haberi gibi absürt birkaç örneğin dışında, yakın siyasi tarihin sayfalarını oluşturacak çok önemli olayları gün ışığına çıkarmıştır. Gazetecilik başarılarıdır...

Yazının Devamı

Yalan söyle bana...

20 Ocak 2010

Hrant Dink’in ölüm yıldönümünde, perde arkasındaki kirli gölgeler aramızda dolaşıyor...
Abdi İpekçi’nin katili Ağca 5 yıldızlı otelde...
Başka şeyler yazmak istiyorum... Belki de “Bunları görmüyorum” diye yalan söylemek.
Sahnede kara gözlü, kömür karası gür saçları omuzlarına dökülen genç kadının İspanyol hançeresiyle Endülüs Flamenkosu yankılanıyor.
Türkiye - İsrail ilişkilerinin krizli sürecinde, İsrailli sanatçı Yasmin Levy her şarkının arasında ne güzel şeyler anlatıyor.
Kriz ortamında “Türkiye’ye gitme” dediler.
“Hayır, gideceğim” diye direttim.

Yazının Devamı

Ağca ile hapishanede konuştum

19 Ocak 2010

Mehmet Ali Ağca ile İtalya’daki Ancona cezaevinde konuşmuştum.
Önce Abdi İpekçi’nin öldürülmesinin planlandığını ancak kendisinin karşı çıktığını, “Ölürse iç savaş çıkar” dediğini, bunun üzerine Abdi İpekçi’nin hedef alındığını söyledi.
Aslında ilk fikir Abdi İpekçi’yi öldürmek değil “kaçırmak”mış.
Sonra “Kaçırmak zor olur” diye düşünmüş olmalılar ki “öldürmek” kararı alınmış.
Konuşma bu noktaya geldiğinde neler hissettiğimi bu köşede 2 Şubat 1997 tarihinde şöyle yazmışım:
Göz göze geldik.

Yazının Devamı

Candan Erçetin ‘AŞK BAŞKALDIRIDIR’

17 Ocak 2010

CANDAN Erçetin aşkla başkaldırıyı harikulade harmanlayan bir yorumcu... Bu konuda “Başkaldırı olmadan aşk olmaz ki, aşk başkaldırıdır zaten” diyor.
Aşk ile birlikte sorunlar da başlar.
En azından tekdüzeliğe bir isyandır aşk!..
Yaşanan aşkın tarzı, yüreğin seçimi, akla meydan okuyuşu ve daha bir dizi sıradışılık...
“Kalbin aklına, aklın aklı ermez” söylemi bunların hepsini kucaklar.
Yeni albümü bağlamında Candan Erçetin ŞEFFAF ODA’nın konuğu oldu.
Diğer konuk Uğur Dündar ile doğalarında örtüşmeler var.

Yazının Devamı

Şamandıra mayındır

16 Ocak 2010

Mustafa Koç’un deniz motoru Boğaz’daki şamandıraya çarpmış, su almaya başlamış...
Batacak...
Hem Mustafa Koç hem Amerikalı danışmanı Steven Kimmel yaralılar...
Koruması onlara cankurtaran yeleklerini giydiriyor ve suya atıyor.
İkisi de çarptıkları şamandıraya tutunarak yardım bekliyorlar.
Boğaz’daki büyük şamandıralar ve yalıların önlerindeki nispeten küçük şamandıralar, özellikle hava karardığında görülmezler.
Çoğu neredeyse su yüzeyinin altındadır.

Yazının Devamı

Büyük ikramiye “özür...”

15 Ocak 2010

İsrail ile son “diplomatik kriz” hiç hesapta yokken iktidara “rant” yaptırdı.
Davos’daki “van minıt” çıkışından sonra Başbakan Erdoğan’ın Türkiye iç politikasında derlediği puanlar “sır” değil.
Ayrıca...
İslam dünyasında da büyük prim yapmıştı.
Bu kez ise İsrail’e kanırta kanırta özür diletmek puanlarını cebine koydu Başbakan Erdoğan.
Hem de aynı gün ilk iki mesaj Ankara tarafından “yetersiz” bulunarak geri çevrildi.
“Akşama kadar özür dilendi... Yoksa Tel Aviv’deki Büyükelçi geri çağırılır” restinden sonra özür söke söke alındı.

Yazının Devamı

Yeni Meclis aritmetiği

14 Ocak 2010

Gerçi “yüzde 30’un altında” diye iddialar var ama güvendiğim kamuoyu araştırmalarına göre Adalet ve Kalkınma Partisi hâlâ yüzde 33 dolaylarında oy tabanını koruyor.
2002 genel seçimlerini bu oranlarda oyla kazanmıştı. Tek başına iktidar olmuştu.
Yani...
Bugün seçim olsa “2007’deki kadar fazla sayıda milletvekili çıkaramasa da gene tek başına iktidardır” denebilir.
Eğer büyük oy kaymaları olmazsa zamanında yapılacak bir genel seçimde de farklı sonuç beklenmesin.
Denklemi sadece parlamentoya 4 partinin girmesi değiştirir.
O zaman yüzde 33’ün avantajı bozulur.

Yazının Devamı