Teziç'e 'radikal' saldırı

26 Nisan 2007

Bugün Rahip Santoro, Trabzon'da öldürülen rahip, Danıştay'a silahlı saldırı, Hrant Dink cinayeti, Malatya'da İncil satan kitabevinin sahiplerine iğrenç cinayet...Herhalde YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e dünkü saldırının üzerine de gene aynı "derin devlet" şalını örteceklerdir.Neredeyse Menemen Olayı'ndaki şehit Teğmen Kubilay'ın mürteci katillerine de "derin devlet kimliği" verebilirler.Aslında..."Derin devlet" iddiası kadar, "derin irtica" söylemi de yanlıştır.Çünkü... Her eylem örgütlü değil."Siyasi İslam" eksenli politikalar ne yazık ki, öyle bir psikolojik fidelik yarattı ki, toplum içinde kendiliğinden lümpen katil grupları oluşmakta.Merkezi bir koordinasyon olmaksızın 3-5 kişi bir araya geliyor, eylem koyuyorlar. Bürokraside de aynı arızalı kafalardan koruyucu buluyorlar.Küresel El-Kaide de aynı şarapnel parça tesirli yapılanma içinde.Her hücre kendi kararını veriyor ve eyleme geçiyor.En tehlikeli ve mücadele edilmesi en zor olanı bu.O kafa, tehlikeyi görmeli.Şimdilik kendilerine hedef olarak "laikleri" alanlar, bir süre sonra "ılımlı İslamı" giderek "hain" ve "revizyonist" olarak görecektir.Onları hedef alarak iktidara tırmanmaya odaklanacaktır.İran Şahı'nı deviren

Yazının Devamı

Seçim bitmiştir

25 Nisan 2007

Bugün Bundan sonrası sadece formalitedir. 11. Cumhurbaşkanı; Abdullah Gül'dür. Hayırlı olsun."Bundan sonra söylenecek ve yazılacak her şey, sadece geleceğe katkı yapabilir. Demokrasi söyleminden başlayalım...Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimi için 12 aday yarıştı. En önde olanı yüzde 31 oy aldı. İkincisi yüzde 21...Fransa'daki demokratik yapı, yüzde 31'i de yeterli bulmuyor. En yüksek oyu alan 2 aday için Fransız seçmeni, yeniden sandıklara gidecek. Yüzde 50'nin üzerinde oy alan, cumhurbaşkanı seçilecek.İşte demokratik süreç budur. Aday sayısı orada 12, Türkiye'de ise -bir göstermelik aday dışında- sadece 1... Fransa'da daha aylar öncesinden cumhurbaşkanı adayları belliydi. Kamuoyunda hepsi uzun süre tartışıldı. Artıları ve eksileri, ayrıntılarıyla ortaya kondu. Türkiye'de ise aday, son gece belirlendi. "Son gün" denebilecek bir limitte açıklandı.Toplum, o adayı tartışacak sadece bir 24 saate sahip. Fransa'da başkan adayları tamamen demokratik süreçle, mensup oldukları siyasi örgütlerin süzgecinden geçtiler.Türkiye'de ise, Başbakan R. T. Erdoğan'ın kişisel kararıyla belirlendi.Hadi... "Sadece Erdoğan'ın iki dudağı arasından değil, Arınç ve Gül'le birlikte 3 kişinin iradesinden

Yazının Devamı

Katil "o kafa"dır

20 Nisan 2007

Bugün Ve... TV ekranlarında, gazete ve dergi sayfalarında "Bu Türklerle AB'de ortaklık olmaz" yorumlarıyla birlikte yayımlanan "banyoda, ön ve arka ayakları bağlanmış, boğazı kesilerek boynu kırılmış, bembeyaz küvette kan birikmiş, fayanslarda kan izleri olan" fotoğraflar...Arka ve ön ayakları bağlanmış koyunun bile gırtlağının kesilerek öldürülmesine tepki gösteren Avrupalıya, "elleri ve ayakları bağlanmış ve gırtlakları tıpkı kurbanlık koyunlar gibi kesilmiş insan fotoğrafları" nasıl bir dehşet vermiş olmalıdır.Bu vandallığa tiksinti duymak için Avrupalı olmak da gereksiz.Sadece insan olmak bile böyle bir kepazeliğe isyan etmek için yeterlidir.Hele "dükkânlarında İncil satmaları", bu infaz vahşetinin gerekçesi olarak gösterilmişse, tepki daha da büyür.Tektanrılı dinlerin temeli; hoşgörüdür, insan sevgisidir, ruh temizliğidir.Tutun ki öldürülen 3 kişi, iddia edildiği gibi gerçekten misyonerdiler. Hıristiyan dinini yaymaya uğraşıyorlardı. Buna karşı tavır, İslamiyetin yüceliğini anlatmak yerine, o 3 insanı boğazlarını keserek öldürmek mi olmalıydı?Irak'ta "boğazını keserek infaz" ilkelliği, 21. yüzyılın AB'ye üyelik yolundaki Türkiye'sine nasıl da çirkin bir gölge düşürmüştür.Her

Yazının Devamı

Kına

19 Nisan 2007

Bugün "Bu kadar mı" kuşkusu beynimi acı verecek kadar zorluyordu.Değilmiş...Malatya'daki "barbarca" cinayetler ne hazindir ki kuşkumu doğruladı.Yazık bu güzelim ülkeye. Çok yazık...Dinle oynayarak siyaset yapanlar kına yaksın. Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde "kartlar" masaya sürülmüştü. Cumhurbaşkanı Sezer, "Türkiye'nin, cumhuriyet tarihinde en ciddi rejim tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu" söylemişti... Başbakan Erdoğan ise "Türkiye ekonomisine oluk oluk yabancı sermaye giriyor. Rejimi tehlikede ve istikrarsız bir ülke olsaydı, Türkiye'ye dışarıdan bu paralar gelir miydi?" cevabını verdi."Sermaye kuş gibidir. Konduğu dal biraz titrese uçar, kaçar" diye bir söz vardır. O nedenle teori ile ekonomiden gerçek manzaralar çelişiyor. Sezer'in iddia ettiği "cumhuriyet tarihinin en büyük rejim tehdidi/tehlikesi" olmasa bile, Türkiye gibi netameli bir ülkedeki şu "yüksek tansiyonlu" cumhurbaşkanı seçimi, tek başına bile "ülke kuş sürülerinin Türkiye dallarına konmamasını" gerektirirdi.Ama...Geliyorlar.Bunun teorideki izahı, dünyada yaşanan "para bolluğu..." Başta Brezilya olmak üzere bütün "heyecan verici" pazarlara risk alarak da olsa yabancı fonlar akıyor. Bunun bir nedeni, Türkiye'nin

Yazının Devamı

Çanlar kimin için?..

18 Nisan 2007

Bugün Türkiye'nin ekonomik yazgısını değiştiren büyük dönüşümün altında onun imzası vardır.Onu rahmetle anıyoruz.Özal, "Hür düşünce, hür ekonomi, hür inanç" üç sütunu üzerine kurmuştu siyaset mimarisini...Özal'ın Anavatan'ı kurmadan önceki siyaset geçmişinde tarikat izleri vardı.Necmettin Erbakan'ın İzmir'den milletvekili adayıydı.Ancak... Cumhurbaşkanı seçilmesine karşı tepkiler, bu sicil nedeniyle olmadı.Temsil ettiği ve dayandığı Anavatan oy oranının düşüklüğü nedeniyle eleştirildi.Hatta... Demirel'in Özal için "Boynunda yüzde 21,75 çanıyla Çankaya'ya çıkarsa, her hareketinde o çanın sesini duyacaktır" mesajı hatırlardadır.Demirel'in cumhurbaşkanlığına da itirazlar olmuştur.Ama... Önceki 10 cumhurbaşkanından hiçbiri için yüz binlerin toplandığı bir tepki mitingi yapılmış değil.Bu bir ilk...O miting, demokratik bir hakkın kullanılmış olmasıdır.TBMM'de yeterli oyu bularak seçilirse, Erdoğan'ın ya da göstereceği adayın cumhurbaşkanlığı da demokrasinin kurallarına uygun olacaktır.Ancak... Sadece bu 11'incisine yapılmış olan gösteriler için de önümüzdeki 7 yıllık süreçte Hemingway'in romanındaki "Çanlar kimin için çalıyor?" sorusunun sık sık düşünülmesi, sağduyu yol haritasına

Yazının Devamı

Sel ve kum

17 Nisan 2007

Bugün Bu sorunun cevabını Adil Gür'ün yönetimindeki A&G'nin Kanal D için yaptığı araştırmadan sunuyorum...Bu araştırmaya göre, R. T. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını "olumlu buluyorum" diyenlerin oranı; yüzde 39.5, "olumsuz bulanların" oranı ise; yüzde 51.4... "Cevap yok/fikri yok" kesimi; yüzde 9.1.Yani... Toplumun yarısından fazlası Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasına "olumsuz bakıyor."Ancak... Bu, diğer yarının "olumlu" görüşte olduğu anlamına gelmiyor.Arada yüzde 10 oranında "konuya ilgisiz" kesim var.Elbette yüzde 40 "isteyenler oranı" hiç de az değil. Ankara mitingine akan insan seli, kamuoyu nabzını ne oranda yansıttı? Araştırmaya göre, "Cumhurbaşkanını bu Meclis seçsin. Genel seçim de zamanında olsun" diyenler; yüzde 28.8. "Erken seçim yapılsın. Cumhurbaşkanını yeni Meclis seçsin" görüşünün oranı; yüzde 17.9. "Cumhurbaşkanını halk seçsin" diyenler; yüzde 45.9 ile diğer seçeneklere fark atıyor.Ama... Anayasa değişse ve cumhurbaşkanını halk seçse, elbette "tek şahsın kararının iktidar partisi milletvekillerinin iradesinin yerine geçmesi... İktidar partisi milletvekillerinin ise, yüzde 25 oyla Türkiye çoğunluğuymuş gibi cumhurbaşkanı seçmesi" sakıncaları büyük ölçüde

Yazının Devamı

Şifre

15 Nisan 2007

Bugün Bakınız bir bildiri örneği... I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'yı yenen devletlerin bildirisi şöyle (23 Haziran 1919):"(........ Tarih boyunca hangi ülke Türklerin eline geçtiyse, o ülke maddi ve kültürel geriliğe gömülmüş, hangi ülke Türklerin elinden kurtulduysa, maddi ve kültürel bakımdan yükselmiştir. Tarih boyunca Türkler, ellerine geçirdikleri ülkeleri geliştirmemiş, yıkmıştır; çünkü Türklerde geliştirme yetisi yoktur, yalnızca yıkmayı, savaşmayı bilirler. (Bu nedenle, ülkelerini parçalayacak ve Türkleri biz yöneteceğiz.........) (*)"İmzalar: İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Yunanistan, Japonya, Sırbistan. Osmanlı bölünerek, parçalanarak ve sonunda işgal edilerek uygulanan stratejinin artık "son" aşamasıydı.Yüzyıllar boyunca Osmanlı Türkleri, evlerinden, topraklarından, işyerlerinden sürüldüler. Öldürüldüler. Eziyet ve hakaret edildiler.Atatürk önderliğinde kurulan özgür Türkiye Cumhuriyeti, bu halkın gururu, güveni ve umududur. Ankara'ya insan selini gümbür gümbür, gürül gürül akıtan ortak şuur budur. Ama... Sezgileri onlara bir şeylerin iyi gitmediğinin ciddi işaretlerini veriyor.......................(*) Osman Olcay - Sevr Antlaşması'na Doğru - AÜSBF y. 1981.

Yazının Devamı

Siyaset fokurduyor

14 Nisan 2007

Bugün Genelkurmay'daki basın toplantısından bir gün öncesine kadar, Erdoğan'ın, Çankaya'ya çıkmaktan vazgeçmesi halinde "askerden korktuğu, sindiği, askerden çekindiği damgasını yiyeceği" ipoteği vardı.Bu psikolojik ipotek kalktı. Erdoğan da, Büyükanıt Paşa'nın "devlet adamı gradosunda konuştuğu" yorumunu yapmadı mı?..Artık, Erdoğan dilerse, "Düşündüm, ülke ve partimin yararları gereği, cumhurbaşkanlığına adaylığımı koymuyorum" diyebilir.Bunu söyleyebilecek hareket alanına sahip oldu.........................Büyükanıt, konuşmasında, demokrasi ve hukuk çerçevesi içinde kalarak bir strateji de uygulamış oldu...Kimse "Genelkurmay'daki toplantının ve Büyükanıt Paşa'nın üslubunun" tartışmasına girmiyor.Böylece asker kesiminin verdiği "Seçilecek cumhurbaşkanı başta laiklik olmak üzere cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil, özde bağlı olmalı, bunu uygulamalarına yansıtmalı" mesajı, net ve açık olarak öne çıktı.Konuşmanın çerçevesi tartışılsaydı, içindeki mesaj, o toz duman içinde görünmez hale gelebilirdi.........................Bu mesaj, kamuoyu belleğine bir kayıttır.Sadece askerin sesi değil, bu toplumun çoğunluğunun beklentisi ve Türkiye'nin ihtiyacıdır.Çankaya'ya çıkacak kişi

Yazının Devamı