İHL'li: Atatürkçüyüm

11 Ekim 2005

"Satırlarını aynen yayımlamak cesaretini gösterirsem," İstanbul'a gelip alnımdan öpecekmiş.Mektubunu aynen yayımlıyorum ama ben şimdiden onu gözlerinden öpüyorum.Çünkü... "Ben de Atatürkçüyüm. O'nun kurduğu ülkede yaşıyorum" sözcükleri önemli benim için...Onun anlatımıyla, okuduğu İHL'de 1000 öğrenciden sadece yüzde 5-10'u -kendisi gibi- İslamı "tam" yaşıyormuş.Diğerleri, kafelere, kahvelere gidiyormuş... Ajda'yı da Sezen'i de dinliyorlarmış.Gençlerin deyimiyle "damardan" bir İHL'linin "Atatürkçü" olduğunu yazması, Türkiye'nin giderek demokrat, laik, hoşgörülü bir ülke olabileceği yolundaki umutlarımı artırdı.Dilerim ki yanılmam...Bu okuyucum,"cehennemde yanabileceğim" uyarısında bulunuyor. Orada değil ama bu dünyada bir yerlerde ve özellikle Atatürk çizgisinde buluşmak güzel...İşte mektup........................."Sayın Güneri Cıvaoğlu Bey;16.09.2005 tarihli 'İHL'lerde Rock' isimli yazınızla ilgili şahsi olarak görüşlerimi ifade etmek istiyorum.Ben Artvin ili, Yusufeli ilçesinde 1978 yılında dünyaya gelmişim.1988 yılında İstanbul Gazi Osman Paşa İmam Hatip Lisesi'nde ilköğretim ve liseyi okuyup 1995 yılında bitirdim. Annem ve babam Müslüman oldukları için, bizi de hem dinimizi

Yazının Devamı

Büyük teşekkür

9 Ekim 2005

'TÜRKİYE'YE BÜYÜK BİR TEŞEKKÜR',Bu gazetede Türkiye için böyle bir başlık "büyük ikramiye vurması" gibidir.Acaba "kara mizah mı" diye bir kuşkuyla okumaya başladım.Hayır...Türkiye için çok önemli bir yazı... Oxford Üniversitesi Avrupa Etütleri Merkezi Direktörü Timothy Garton Ash'a, Le Monde için yazdırılmış ve Fransızcaya tercüme edilerek yayımlanmış.Yazı, "Avrupa Birliği'nin 3 Ekim'de çok dikkat çekici bir misyon gerçekleştirdiğini" vurgulayarak başlıyor ve Türkiye için alınan kararın çok daha geniş önemini işaretliyor: Avrupa Birliği kısmen Avrupalı ve uluslar üstü olmaktan tüm Avrupa'yı kapsayan "Pan Avrupa Devletler Birliği'ne" geçiş yapmaktadır...................Bu yargıyı, "Türkiye'nin nedenini oluşturacağı olası gelişmeleri" ortaya koyarak açıyor:Türkiye'nin yanı sıra Hırvatistan da Avrupa Birliği'ne katılacak. Daha sonra Balkan ülkeleri de Brüksel'e başvuracaklar."Biz Türkiye'den Avrupa'ya daha yakınız. Türkiye'yi üye yapan Avrupa Birliği bize HAYIR diyemez" gerekçesine sahipler.Haklılar.Romanya ve Bulgaristan zaten 2007'de AB üyesi oluyorlar.Norveç ve İzlanda da böyle bir Avrupa bütünlüğü kurulurken artık dışarıda kalmayabilirler.Türkiye'nin üyeliği, Avrupa devletlerini

Yazının Devamı

İstanbul Kitap Şenliği

8 Ekim 2005

En az iki keyifli günüm orada geçecek. Türkiye yayın yaşamı, büyük zenginlik kazanmakta. Gazetelerde kitap ekleri... Rekor satış haberleri...Güzel.Kitap fuarı, çok yazılacak, görüntülenecek..................Bu hafta sonu nostaljik takılalım. Anılarla "ilginç kitabevleri" söyleşisi yapalım..................Önce Enis Batur'un "PARİS, ecekent" kitabından seçilmiş satırlar:"Silo kitapçılardan" hoşlanmam. Her şey değilse bile çok şey bulunur onlarda... Gerçek gözdelerim orta ölçekli kitabevleridir. Le Pont Traverse, özellikle eski şiir kitapları açısından bir define adasıdır.Sahaflara değineceğim...Bitpazarındaki Clighancourt, Vanves Veseine'in iki kıyısına dağılmış sayısız "bouquiniste" kutusunda ciddi hazineler bekler her zaman.Paris kitapçıları genellikle huysuz insanlar değildir. Sizi taciz etmezler...................ÖZEL KİTABEVLERİ...İki ayrı türü var:Bir, eski ve özgün baskı satışı yapanlar; bir de yeni nesle kitap satanlar...Birincilerde gelenek söz konusudur... Değeri az bulunurluğundan, cildinden, süslemesinden, kitabın yazarından da kaynaklanan "özgün" baskılar bulunur.Öbürleri, yayıncıların avant-garde işlerini bulunduran kitabevleridir...Müşteri, kıymetli bir eşya, bir

Yazının Devamı

Demokrasi ve Mozart

6 Ekim 2005

ABD'nin başını çektiği Batı'nın liberal ekonomi ve siyaset ile Sovyetler Birliği odaklı komünist bloklar...Birincilerin vitrine koydukları "ikona" devletler Batı Almanya ve Güney Kore idi.İkinciler ise bunu Doğu Almanya ve Güney Kore ile göğüslüyorlardı.ABD ve Batılılar kaynaklarını akıtarak, Batı Almanya ve Güney Kore ekonomi mucizelerini -adeta- yarattılar.Öyle iki ışıltı oluştu ki, Sovyetler Birliği vitrinindeki Doğu Almanya ve Güney Kore "sürekli güneş tutulması" yaşıyor gibiydiler.Sonuç... Batı ve Doğu Berlin'i ayıran duvarın yıkılması, komünizmin sonunu işaretledi. Sovyetler Birliği çöktü. Blok dağıldı. Moskova uydusu eski doğu devletleri bu kez ABD ve AB ekseninde dönmeye başladılar.Castro'nun Küba'sı bile değişti. Kuzey Kore hâlâ direniyor..........................Komünizm çöktüğüne göre Türkiye hangi bloka karşı "vitrindeki pırıltı" olacak.Sorunun cevabı, "Terör üreten İslam coğrafyası için" olabilir.Nasıl ki bir raf dolusu kitabın anlatamadığını bir resim, bir heykel, bir karikatür kafalara "dank" ettiriyorsa, Türkiye de demokrasi eksenli küresel siyasetin simge "resmini" oluşturabilir. Yabancı sermaye, teknoloji, çok boyutlu destek ve dayanışma ile Türkiye bir model

Yazının Devamı

Annecim Avrupalılar!!

5 Ekim 2005

İşte Avrupa... Kendinden olanı daha ilk günden kolluyor..................İtalyan Corriere della Sera gazetesinde dün bir karikatür...Bir Türk "Aman Allah" dercesine ve "Mamma li Euri!!" (Annecim, Avrupalılar!!) diye bağırarak kaçıyor.AB'nin bugünkü durumu hiç de parlak olmadığı için, özellikle "Avro" kapsamındaki ülkeler, ekonomik durumdan çok yılgın.Karikatür bir zamanlar İtalyanların kullandığı "Mamma li Turchi!!" ( Annecim, Türkler!!) dehşet çığlığıyla paralellik kurmuş..................Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz, Polonya... Hepsi AB olanaklarının kremasını yedikten ve ekonomi çıtasını yükselttikten sonra ancak şimdi şikâyet edebiliyorlar.Türkiye de önce bu süreçten geçmeli..................AB ile müzakereler 20 Ekim'de başlıyor. "Tam üyelik için hedef, 2014."İlk sayfaları dikensiz 35 başlıklı bir ajanda saptanmış."BİLİM VE ARAŞTIRMA" başlığı ile start alınıyor...İkinci dosya "EĞİTİM...""Kürt diliyle eğitim" sorunu çıkabilir mi?AB müktesebatında yok... Özellikle Fransa, müktesebata böyle bir çivi sokulmasını kendi içindeki, Alsace ve Breton dillerinde "alternatif eğitim" sorunu çıkarmamak için önlemiş.Üçüncü başlık, büyük olasılıkla "KAMU İHALELERİ" olacak..."Şeffaf

Yazının Devamı

Yıldızlara yürümek...

4 Ekim 2005

"Avusturyalı meslektaşım, 2014'te AB üyesi olursunuz. Müzakerelere başlayıp da AB'ye giremeyen ülke yok dedi."Bunu, Avusturyalı bir diplomatın söylemesi ilginç.Türkiye'nin AB eşiğini aşıp kapıdan içeri adım atmasını önlemek için son dakikaya kadar mücadele eden ülke Avusturya.Belki mide krampları girerek de olsa, o ülke diplomatının teslim ettiği bu gerçek, yakın geleceğin işaret fişeği olabilir.2014'e 9 yıl var.Son yıl, törenler ve formalitelerdir.Türkiye, bu kararlı çizgisini sürdürürse, 8 yıl sonra lacivert zemin içindeki en parlak yıldız olabilir.Avusturyalı diplomatın söylemi, "Almaz kardeşim bu adamlar bizi" korosuna da bir yanıttır.Elbette Türkiye'ye bayılmıyorlar...Önemli olan söke söke almak..................İngiltere Dışişleri Bakanı ve AB Dönem Başkanı Jack Straw, basın konferansında "mutlu sonu" açıklarken sanki 30 saatlik maratonu yaşamamışçasına dinç ve pırıl pırıldı. Başarı, sanki "kök hücre" gibi yenilemişti yüzünü..."Türkiye ile tam perspektifli görüşmeler bu gece yarısı öncesinde başlayacaktır. 3 Ekim iki taraf için de tarihi gündür" dedi.Bu anonsuyla Türkiye ve AB'nin ötesinde "küresel dönüşümü" de vurguluyordu.3 Ekim, "uygarlıklar uzlaşmasının hilal ve haç

Yazının Devamı

Dönüşü olmayan nehir

1 Ekim 2005

Herkesin birbirine yönelttiği bu sorunun cevabını, Dışişleri'nin önemli bir isminden yansıtayım..."Taslağa, isteklerimizden hiçbir şey -henüz- girmiş değil.İsteğimiz doğrultusunda bazı ifadeler çıkmış değil. Buna karşılık...Avusturya ve Kıbrıs Rumları tarafından dayatılan ve bizim asla kabul etmeyeceğimiz ifadelerin hiçbiri de girmiş değil.Taslak aynı...Peki neyle uğraşılıyor?Kelimelerle oynanıyor. Böylece anlam ve kapsamda -önemli- değişiklik olmadan, tarafların -nispeten- kabul edebilecekleri bir metin oluşturma çabası sürüyor."..................Yani şöyle bir hava esmekte...Türkiye'nin iç politika sıkışıklığı dikkate alınmalı.Muhalefet ve "Kızılelma" odaklarında kabaran tepki tsunamileri sonucu istemeyerek de olsa hükümet, "AB ile buraya kadar" demek zorunda bırakılmamalı.Buna karşılık...Fransa, Avusturya, Kıbrıs'ın başını çektikleri "Türkiye karşıtlarının" gazlarını alacak kelime oyunları da araştırılıyor.Zor iş...Ek Protokol gereği Kıbrıs gemi ve uçaklarına Türkiye liman ve havaalanlarının açılması, Kıbrıs'ın tanınması, Kıbrıs'ın NATO gibi uluslararası kuruluşlara üyeliğini Türkiye'nin VETO etmemesi, "imtiyazlı ortak" seçeneğinin Çerçeve Belge'de yer alması gibi isteklerin,

Yazının Devamı

Mola seçeneği

30 Eylül 2005

Düğüm, "Çerçeve Belge" taslağında yer aldığı iddia edilen ve Ankara'nın da değiştirmeye çalıştığı bir cümlede..."Taslak" elimde olmadığı için iyi kaynaklardan dinlediklerimle "mealen" yansıtıyorum..."AB kurumlarında kabul edilen kararlar ve tavsiyeler hukuken bağlayıcı olup olmadığına bakılmaksızın MÜKTESEBATIN parçalarıdır."Resmen doğrulanmamış bu ifade gerçekse, Türkiye'nin tepesinde sallandırılacak bir idam ipi gibidir.Çünkü... Bakınız neleri kapsıyor...- AB'nin yayımladığı karşı deklarasyonu.- Avrupa Parlamentosu'nun önceki gün aldığı kararda yer alan Kıbrıs'ın tanınması, Ermeni soykırımının Türkiye tarafından kabulü gibi önkoşullar....................Oysa... Türkiye'de bu deklarasyonun ve Avrupa Parlamentosu kararlarının hukuki bağlayıcılığı olmadığı yorumu yapılıyor. Başbakan Erdoğan da, "Bunların hukuki bağlayıcılığı yok, biz yolumuza devam ederiz" demiş bulunuyor.Fakat... Eğer Çerçeve Belge'de yukarıda yansıttığım ifade yer alırsa, yani, "Hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına bakılmaksızın AB kurumlarınca alınan kararlar ve tavsiye kararları AB MÜKTESEBATI sayılır" satırları önümüze konursa, durum çok değişir.Çerçeve Belge'de doğrudan "Kıbrıs'ın tanınması, Ermeni

Yazının Devamı