Hadi canım...

19 Temmuz 2005

"Hadi canım sen de..."..................."Resmit tarihi değiştirmek" iddiaları Laik Cumhuriyet'in temellerini rutubet gibi çürütüyor. Atatürk'ün CHP'sinde, Atatürk'ün koltuğuna oturmuş Bülent Ecevit'e göre "Vahdeddin hain değil (!)..."Peki şu sicil sayfaları vatan kahramanlığı mı?....................1918 yazında, Sultan Reşat'ın ölümü üzerine VI. Mehmet olarak, 36. Padişah olarak tahta çıkan Vahdeddin için İngiltere Karadeniz Ordusu Komutanı General Milne, Londra'ya şu mesajı yollar: "VI. Mehmet, İngiltere'nin, Türkiye'de yönetimi mümkün olduğunca süratle ele almasını istiyor."Vahdeddin'in ablası ile evli olan Sadrazam Damat Ferit Paşa ise, Amiral Calthorpe'a şöyle der:"Padişahın ve benim yegâne ümidimiz, Allah'tan sonra İngiltere'dir."Vahdeddin, 30 Mart 1919'da, Ferit Paşa aracılığıyla ve kendi elyazısıyla İngiltere Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe'a bir öneride bulunur.Öneri, "Osmanlı İmparatorluğu'nun 15 yıl müddetle İngiliz sömürgesi olmasıdır..." Aynı gün İngiliz Yüksek Komiseri Amiral de Robeck'e sultanla birlikte hazırlandığını belirttiği gizli bir proje verir."1- Ermenistan, (Doğu Anadolu'dan verilecek topraklarla) bağımsız veya özerk bir Ermeni Cumhuriyeti haline

Yazının Devamı

Tavır

17 Temmuz 2005

- Medyayı kutlamak gerek. Bir süredir art arda patlayan mayınlar, bombalar gazetelerde küçük gösteriliyor. Televizyonlarda abartılmıyor. Görüntüler döne döne yansıtılmıyor. Oysa terör eylemini koyanların amacı, psikolojik etki yaratmaktır.Silahlı propaganda, terör eyleminin bir diğer tanımıdır. Toplumu psikolojik olarak çökertmek, ajite etmek, panik yaratmak, yıldırmak, sindirmek...Eylemleri bu hedefe taşıyacak olan ise medyadır. Medya aynalarında devleşmezse, eylem, yerel bir leke olarak kalır.Elbette bu ülkenin bütün insanları gibi, gazeteciler de yitirilen canların acısını yüreklerinde hissediyorlar ama artık deneyim kazanıldı...Bu cinayet şebekeleri, propagandalarını yapmak için iletişim kanallarını açık bulamayacaklar. Tam tersine... Aşağılanacak, zaman zaman görmezlikten gelinecekler.İnyore (ignorer) etmek aşağılamadır. Şiddetin kimyasını bozar.Boş salona oynayan bir tiyatro oyununun akıbetidir bu.........................2. saptama, "AKP hükümetinin şansıdır."PKK günlerdir kan döküyor.Medya, sağduyuyla bu eylemleri sayfaların eteklerinde tek sütuna bırakmakta. Ekranlarda şöyle bir gösterip geçiyor. Ama... Dahası...Muhalefet partileri de ateşin üzerine benzinle gitmiyor.

Yazının Devamı

Kandil'i söndürmek

16 Temmuz 2005

ABD Genelkurmay Başkanı Org. Myers, "Irak'ta artık bir bağımsız devlet var. Türkiye, Kuzey Irak'a askeri harekât yaparsa tepki gösterir" dedi. Peki...Kenya bağımsız bir devlet değil miydi?Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliği'nde gizlenen Abdullah Öcalan'ı, koparıp alarak Türkiye'nin özel güçlerine ABD teslim etmedi mi?Türkiye de Kuzey Irak'taki PKK komutanlarını neden koparıp alamasın?Bir başka soru: "ABD, Afganistan ve Irak'ta terörist yuvalanmalar nedeniyle okyanus ötesinden gelip vuruyor.Türkiye de sınırının hemen yanındaki PKK üslerini vurmak için sıcak takip hakkını neden kullanmasın?"Türk ve Amerikalı kanlarını akıtan teröristler için çifte standart mı var?...................Bir soru da, Washington ve Ankara'ya...15 Şubat 1999'da Abdullah Öcalan'ı Kenya'da yakalatan ve Türkiye'ye teslim eden ABD, nasıl oldu da bugün PKK'yı neredeyse kollar hale geldi?...................Bir başka yaklaşım..."Yapılsın" demiyorum ama PKK'yı Kandil Dağı'nda vurmak için sınır ötesi harekât yapılabilir...Anlatayım......................Abdullah Öcalan'ın burnundan kıl aldırmadığı dönemde Bekaa kampındaydım. Sayıları 400'ü aşan PKK'lı, sabah 6'da içtima için yeraltından çıkarak, koşar adımlarla

Yazının Devamı

Dün / Bugün / Yarın

15 Temmuz 2005

Yani Kuzey Irak'ta 6 bin silahlı adamı ile "üs" tutan PKK'ya, Türkiye -uluslararası hukukta da tanınan- "sıcak takip hakkını kullanarak sınırın ötesine geçemez ama fazla ileri gitmemek koşuluyla kendi topraklarında harekât yapabilir" mesajını veriyor(!)....................Türkiye, kendi topraklarında ölüm kusan bu katillere, gereğini elbette yapacaktır... Yapıyor da... ABD'nin icazetine gerek yok. Ama sorun, Türkiye'yi kana bulayan PKK'nın ABD koruması altındaki Kuzey Irak'ta 6 bin kişilik silahlı gücüyle bir "üs" haline gelmiş bulunmasıdır. ABD'nin koruması altında görünmesidir.Saddam döneminden kalma ağır silahları ve Türkiye'deki eylemlerde kullandığı patlayıcıları pazarda karpuz satın alır gibi rahatlıkla temin etmektedir.ABD buna göz yumuyor... Kuzey Irak Kürt yönetimi görmezden geliyor.Ve... Sınırdan sızan PKK katilleri can alıyorlar. Giderek azmaktalar.Güneydoğu'da yakılan ateşler, bir yangın gibi ufku sararsa, çok yazık.Gene kan ve gözyaşı mı? Bunun böyle olacağı çok önceden belliydi. 2 yılı aşkın bir süre önce, bu köşede yayımlanan yazım, bugünlerin habercisiydi... Yeniden yansıtıyorum:.....................Körfez Savaşı'nda o zaman Riyad Büyükelçisi olan Dışişleri Bakanı

Yazının Devamı

Eşik

14 Temmuz 2005

Türkiye'nin öncelikli hedefi, fert başına milli gelirini 10 bin doların üzerine çıkarmak olmalıdır.2014'e kadar 10 bin dolar çıtasını aşmak, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için yazılı olmayan fakat asli ölçütlerinden biridir."Bu satırların yayımlanmasından bir hafta sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uçak sohbetinde gazetecilere "hedefinin fert başına milli geliri 10 bin dolara çıkarmak olduğunu" söyledi.Gazeteciler bunun takvimini sordular. Erdoğan, "Bir sonraki dönemde" cevabını verdi. ......................Başbakan Erdoğan'ın söylemlerinden methedecek parçacıklar cımbızlayanlar çok.Ancak... "Fert başına milli gelirin 10 bin dolar eşiğini aşması gereğini" Erdoğan'dan çok daha önce bu sütunda yansıttığım için, o türün coğrafyasına ayağım kaymadan rahatça "doğru bir hedef" diyebilirim.......................10 bin dolar eşiği, Anayasa'nın öngördüğü "insanlık onuruna uygun" yaşam düzeyinin başlangıcıdır.Demokrasi, sağlık, eğitim, altyapı ve çağdaş yaşamın da ilk basamağıdır.Daha alt düzeylerde demokrasi kalitesi düşüktür. İnsanların kaybedecekleri şeyler çoğalmadıkça, şiddete, yasadışına yönelişler yoğunlaşır.Kesimler arasında sosyal adalet, yöreler arasında kalkınmışlık dengesi

Yazının Devamı

Laiklik kartı

13 Temmuz 2005

Bu bir organizasyondan çok, kendini adamışlık... Yerkürede küçük yaşamları olan erkekler ya da delikanlılar, ölümden sonrasına dönük büyük umutlarla cihada koşuyorlar. Cihada web sitelerinden yönleniyorlar. Gidiyorlar... Her yere...ABD istihbarat örgütlerine göre, El Kaide'nin önemli patronlarının yüzde 75'i öldürüldü ya da yakalandı. Ama bunlar bilinmeyen 2. nesil."Fransa terörizm uzmanı Roland Jacquard, bu söylemi şöyle tamamlıyor: "Teröristler artık El Kaide'de eğitim almış birinci nesil değil. Onlar web sitelerinden ağa yakalanan ve kimi Irak'ta savaşan, kimi dünyanın çeşitli başkentlerine giden, kimi ülkelerine dönerek eylemlere katılan, kimi de deşifre olmamaları için uykuda bekletilen ve zamanı geldiğinde çok büyük eylemlere gönderilen 2. veya 3. nesil gençleri."...........................TIME, üç saptamada bulunmuş..............................Ders 1- Avrupa artık tüm zamanların en derin terör tehdidi altında. Bunun başlıca nedeni, Avrupa ülkelerinde özellikle İngiltere'nin, Kuzey Afrika ve Pakistan'dan gelen göçmenlere kucak açması... Bunların çocukları, torunları gettolarda işsiz yığınları oluşturuyorlar. Onlar lümpen teröristler.Sunday Times'ın araştırmasına göre, 10

Yazının Devamı

Çağdaşlık safarisi

12 Temmuz 2005

"Türkleri tanımak için bol bol rakı içmek gerek. Dostlarımın bu tavsiyesi üzerine yüz binlerce ton rakı tüketimine ben de katkıda bulundum.Türkleri anlamak için neden mi rakı içmek lazım? Rakı şeffaf bir içkidir. İçine su konulunca buzlu cam gibi bir renk alır. O zaman dıştan bakınca içini göremezsiniz.Kendinizi rakının içinde hissetmeniz lazım.Rakı içmek bir süreçtir.Önce Rum, Ermeni, Arap, Türk mezeleriyle donanır masalar...Rakı sofraları, fikir forumları gibidir.Sanat, aşk, siyaset orada konuşulur.Türkiye, her gece on binlerce, yüz binlerce rakı sofralarında tartışılarak kurtulur.Ben de rakı tüketimiyle, rakı sofralarında tartışmalarımla, bu forumlarda yer aldım.Rakı sofralarının bir özelliği de, pek çok çeşit mezelerle tıka basa doyulduktan sonra, sıranın, ana yemek olan, güzelim Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz balıklarına ancak gelmesidir.Ve... Çoğu kez 'Ehh, doyduk artık, balık yiyecek yer kalmadı, yemesek de olur, başka sefere artık' denerek sofradan kalkılır.".........................Yukarıdaki satırlar, New York Times'ın yıllarca Türkiye temsilciliğini yapan Stephen Kinzer'in Hilal ve Yıldız - İki Dünya Arasında Türkiye kitabından aklımda kalanlarla derlediğim bir özet

Yazının Devamı

Postmolla dersi

10 Temmuz 2005

Böyle giderse, AKP'ye hiç oy vermemiş ve vermeyecek olanlar bile R.T. Erdoğan'ı ve arkadaşlarını mumla ararlar.Ve... AKP'ye oy vermiş olanlar ile o çizgidekiler de bir bakarlar ki, içlerinden bir Ahmedinecad çıkmış...Kendilerini saf dışı edivermiş. .......................Ahmedinecad'a bakalım...Yoksul bir demirci ustasının oğlu. Zorlukla okumuş. Tahran'da mühendislik eğitimi alırken, mollaların denetimindeki siyasi İslam örgütlerine katılmış. Önceleri aktif eylemci, sonraları eylem plancısı beyinlerden biri olarak bütün kökten dinci oluşumlarda yer alıyor.Şah'ın devrilmesinden ve Humeyni'nin gelişinden sonra, Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'nin basılması ve içerideki Amerikalıların 442 gün süreyle rehin tutulması sürecinde Ahmedinecad, eylemi planlayan beyinlerden biri... O süreçte Sovyetler Birliği'nin Tahran Büyükelçiliği'nin sık sık basılması eylemlerini de planlamış..........................İslam devriminin yerleşmesi ve muhalif unsurların temizlenmesi sürecinde de genç Ahmedinecad, "sivil komutanlar" arasında... Humeyni rejimi hâlâ kendi düzenli silahlı kuvvetlerine güvenemiyor.O nedenle kollarında kurdeleler olan "Sivil Devrim Muhafızları" kurulmuş. İç güvenliğin ve sisteme

Yazının Devamı