Masadan naklen

20 Şubat 2004

Deneyimlere göre yanıt olumsuz...Bir örnek "İsrail - Filistin" görüşmeleridir.3 yıl boyunca Norveç fiyortlarındaki bir balıkçı barınağında her hafta sonu İsrail ve Filistin temsilcileri bir araya geldiler, görüştüler.Kimsenin ruhu duymadı. Rum Kesimi ile görüşmeler sürecinde, her gün açıklamalarla "şeffaflık" uygulamak "doğru" yöntem mi? Beyaz Saraya da danışmanlık yapan Kıbrıs kökenli Türk Psikiyatri Profesörü Vamık Volkan da o toplantılara katılıyordu. Taraflar arasındaki psikolojik buz duvarları eritmekle görevliydi.Volkan, ABD bilim çevrelerinde çok saygın bir psikiyatrdır. Beyaz Sarayda başkanlara danışmanlık yapması ve "diplomasinin kozmik sırrı" Norveç balıkçı barınağı toplantılarına gönderilmesi zaten bir referans.Konuşmalarımızda Volkan, şöyle anlatmıştı:"Balıkçı barınağı görüşmelerinin başarıyla sonuçlanması, elbette bir dizi etkenin sinerjisidir.Ama...Bunlardan ikisi diğer etkenlerin başarıya ulaşmasını ya da çökmesini belirler.1- İçerideki psikoloji.2- Dışarıdaki psikoloji.Prof. Vamık Volkandan bu iki parametre için dinlediklerimi yansıtayım. Dışarıda ve içeride psikoloji İçeride taraflar, bir masanın iki yanında karşı karşıya otururlar.Aralarında 1 metre bile

Yazının Devamı

Masadan naklen

20 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
Rum Kesimi ile görüşmeler sürecinde, her gün açıklamalarla "şeffaflık" uygulamak "doğru" yöntem mi?
Deneyimlere göre yanıt olumsuz...
Bir örnek "İsrail - Filistin" görüşmeleridir.
3 yıl boyunca Norveç fiyortlarındaki bir balıkçı barınağında her hafta sonu İsrail ve Filistin temsilcileri bir araya geldiler, görüştüler.
Kimsenin ruhu duymadı.

Yazının Devamı

Kestaneler

19 Şubat 2004

Bunların yazılması, ekranlardan açıklanması halinde, hadisenin üzerine "basın savaşları" etiketi yapıştırılıyordu.Sanki mesleki rekabet...Gazetecilik ve televizyonculuk, iş hayatının tetikçiliği mi ki "mesleki rekabet" olsun?Her gazete, her televizyon, sanki patronlarının işleri için Ankaradaki kurumların başındakileri TV kameraları, dinleme cihazları ile gözaltına alıyorlar, yayınlarıyla delik deşik ediyorlarmış gibi bir saptırılmış rekabet iddiasıydı bu.Son aylarda, artık inkarı mümkün olmayan kanıtlarla, hadisenin "medya savaşları" olmadığı ortaya çıktı.2- Star Medya Grubundan - bazı - sorumlularının düzenlediği yapay direniş görüntüleri, bu mesleğin mensupları tarafından desteklenmedi, benimsenmedi.Dışlandılar.3- Toptancılık doğru olamaz.Dışlanmaları gereken başkanın adamlarının ötesinde, Star grubunda da çok sayıda medya çalışanı, günahların kapsamında değildir. Onların iş, ücret ve etik gazetecilik koşullarının güvencesi elbette önemlidir.Başkanın adamları ise ne yazık ki, hem o çok sayıda arkadaşlarının devlet gazetecisi statüsüne kaymalarının, hem de gazetelere, TVlere de devletin el koymasına çanak tutmanın sorumlularıdır.4- Keşke daha önceki yönetimler, görmedim,

Yazının Devamı

Kestaneler

19 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
1- Yıllardır Uzanlar'ın iş yaşamlarında, Star grubu yayın organlarının "silah" gibi kullanıldığı yazılır, konuşulur.
Bunların yazılması, ekranlardan açıklanması halinde, hadisenin üzerine "basın savaşları" etiketi yapıştırılıyordu.
Sanki mesleki rekabet...
Gazetecilik ve televizyonculuk, iş hayatının tetikçiliği mi ki "mesleki rekabet" olsun?
Her gazete, her televizyon, sanki patronlarının işleri için Ankara'daki kurumların başındakileri TV kameraları, dinleme cihazları ile gözaltına alıyorlar, yayınlarıyla delik deşik ediyorlarmış gibi bir saptırılmış rekabet iddiasıydı bu.

Yazının Devamı

Tüller ardında

18 Şubat 2004

Orada ufka bakarak Kıbrıs için şöyle der:Şu karşıda tüller arkasındaki ada, Türkiye savunması için çok önemlidir.Çünkü...Türkiyenin batısındaki Ege Denizi, Yunanistan ve İtalya (12 ada henüz İtalyadaydı) denetimindedir.Güvenli şekilde deniz ulaşımını, sadece buradan, Akdeniz limanlarından yapabiliriz.O nedenle tam karşıdaki Kıbrıs Adası, bize hasmane duygular besleyenlerde olmamalı."O tarihten sonra, 12 ada da Yunanistana geçti. Egeyi kapalı deniz yapmanın ve Türk gemilerini sadece silahsız geçişle sınırlamanın deniz ve hava hukuku zorlamasını sürdürüyor Yunanlar.Atatürkün söylemi üzerinden akan yıllar içinde, Türkiye dış ticaret yolları, yüzde 80iyle deniz ulaşımına kaydı. Antalya ve Mersin limanları, bu yükün yüzde 75ini üstlenmiş bulunmakta.Ayrıca...Iraktan petrol, Mersine akıyor. Yıl sonundan itibaren de Bakû petrolü Ceyhana akacak.Yani... Kıbrıs, "Türkiyeye hasmane duygular besleyenlerin elinde olmamalı" söylemi daha da güncelleşmiş oluyor. Atatürk, yaşamının son askeri manevrasına Antalyada katılmıştı. Ancak... Bu satırlarım, promiliter bir "Aman Kıbrısta kımıldamayalım. Statükoyu koruyalım" görüşünü yansıtıyor sanılmasın.Tersine...Diğer önemli nedenlerin yanı sıra, mayısa

Yazının Devamı

Tüller ardında

18 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
Atatürk, yaşamının son askeri manevrasına Antalya'da katılmıştı.
Orada ufka bakarak Kıbrıs için şöyle der:
Şu karşıda tüller arkasındaki ada, Türkiye savunması için çok önemlidir.
Çünkü...
Türkiye'nin batısındaki Ege Denizi, Yunanistan ve İtalya (12 ada henüz İtalya'daydı) denetimindedir.

Yazının Devamı

Ehliyet lütfen...

17 Şubat 2004

Sordum: "Hadi bazı dosyaları tartışma götürüyor olabilir. Ama... bir şey çok net; Bir bankanın Hazine kağıdı satması için ayrıca - özel - izin gerekiyor. İmar Bankasının bu izni olmadan, yıllardır, Hazine kağıdı sattığı ortaya çıktı. Gazetelerde ilanlar, TVde reklamlar yayımlayarak İmar Bankası, nasıl Hazine kağıdı satabildi? Bunun izahı?"Soruyu üzerinden başkalarına aşırtarak a i k i d o savaşçısı tekniğiyle cevap verdi:"İmar Bankası yıllardır bu satışları yapıyordu. Denetimler sırasında - izni vardır nasıl olsa - diye düşünmüş olmalılar.Laçkalığın günah çıkarma söylemi bu.Trafik denetimlerinde, yol kesilir. Durdurulan araçlara trafik polisinin ilk sorusu "ehliyet ve ruhsat" olur. Önce bu iki belgeyi inceler.Eğer yoksa... Araç çekilir kenara. Trafiğe çıkarılmaz.Banka denetimi, trafikte araç denetimi kadar bile özenden yoksunsa, - zincirleme - kazanın faturası da 7.5 katrilyon olur elbette...Aslında... Bu operasyon, "Ü ç M a y m u n l a r" siyaset ve bürokrasi tiyatrosunda final perdesidir. 1980lerin son yıllarından beri sahnede olan, biri kulaklarını tıkamış, diğeri gözlerini yummuş, sonuncusu da eliyle ağzını kapatmış üç maymun simgeli "Duymadım... Görmedim... Söylemedim"

Yazının Devamı

Ehliyet lütfen...

17 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
Ankara'da bir yemekte bankalar için yetkili ve sorumlu kurumun üst yöneticisiyle aynı masadaydık.
Sordum: "Hadi bazı dosyaları tartışma götürüyor olabilir. Ama... bir şey çok net; Bir bankanın Hazine kağıdı satması için ayrıca - özel - izin gerekiyor. İmar Bankası'nın bu izni olmadan, yıllardır, Hazine kağıdı sattığı ortaya çıktı. Gazetelerde ilanlar, TV'de reklamlar yayımlayarak İmar Bankası, nasıl Hazine kağıdı satabildi? Bunun izahı?"
Soruyu üzerinden başkalarına aşırtarak a i k i d o savaşçısı tekniğiyle cevap verdi:
"İmar Bankası yıllardır bu satışları yapıyordu. Denetimler sırasında - izni vardır nasıl olsa - diye düşünmüş olmalılar.
Laçkalığın günah çıkarma söylemi bu.

Yazının Devamı