Nuh’un 2. gemisi!

27 Kasım 2002


<#comment>İşte "bitmeyen" sanılan Kıbrıs konçertosunun final takvimi...12 Aralık Kopenhag Zirvesi’ne kadar KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi iki ayrı devlet olarak yeniKıbrıs’ın 11 maddelik kuruluş anlaşmasını imzalayacaklar. Ve zirve bildirgesinde kurulacak yeni Kıbrıs devletinin AB’ye üye kabul edilme kararı açıklanacak.
İki tarafa bu anlaşmaya ek 46 maddelik Anayasa’da uzlaşmaları ve gerekli formaliteleri tamamlamaları için 28 Şubat’a kadar zaman tanınacak.
30 Mart’ta KKTC ve Rum toplumlarında anlaşma ve Anayasa halkoylamasına sunulacak.
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere yeni devlet kuruluş anlaşmasını ve Anayasa’nın garantörlük anlaşmasını imzalayacaklar.
Yeni Kıbrıs devleti BM üyesi olacak.
Yeni Kıbrıs devletinin AB’ye katılım anlaşması belgesi imzalanacak.

Yazının Devamı

Netleşmek

26 Kasım 2002

zele yeşil ışık yaktıktan sonra, Erdoğan için...Kırmızıya dönüştürülmüş. Kanun önünde eşitlik ilkesinde çifte standart. Hukukun ötesinde siyasal açıdan da Erdoğanın başbakan olması gerek. AKPnin artıları ve eksileri için hiçbir mazereti olmamalı.İlk seçimlerde oylar "başarıya" göre kullanılmalı... "Mağdur" yaratılarak duygusallığa değil.Anamuhalefet partisi Genel Başkanı Deniz Baykal da bu görüşte. "Erdoğanın başbakan olabilmesi için Anayasa değişikliğine destek verebileceğini" söyledi.Bu konudaki - dokunulmazlık koşuluna - daha sonra eğilmek üzere, şimdilik hukuk formülleri üzerinde duralım. Partisi iktidarda, "kendisi seçilme ve başbakan olma yasaklı." Üstelik, aynı hukuk maddesi Hasan Celal Gü- Tek kişilik patinaj Hiç seçim falan gerekmeyeceği için en fazla 1 aylık iş.Ama özellikle 109. maddenin bu şekilde değişimine karşı Cumhurbaşkanı Sezer karşı tavrını açıkça koydu. Bunun anlamı "Meclisteki sayınıza güvenir ve değişimi yaparsanız referanduma giderim" mesajıdır.Referandum Türkiyeyi çok gerer.Cumhurbaşkanı ile iktidar partisini karşı karşıya getirir.İktidar aslında kendisine tanınmış olan kredi aylarını boşuna tüketmiş, patinaj yapmış olur. En basit formül TCK 312den

Yazının Devamı

Netleşmek

26 Kasım 2002


<#comment>Partisi iktidarda, "kendisi seçilme ve başbakan olma yasaklı." Üstelik, aynı hukuk maddesi Hasan Celal Gü-
zel’e yeşil ışık yaktıktan sonra, Erdoğan için...
Kırmızıya dönüştürülmüş. Kanun önünde eşitlik ilkesinde çifte standart. Hukukun ötesinde siyasal açıdan da Erdoğan’ın başbakan olması gerek. AKP’nin artıları ve eksileri için hiçbir mazereti olmamalı.
İlk seçimlerde oylar "başarıya" göre kullanılmalı... "Mağdur" yaratılarak duygusallığa değil.
Anamuhalefet partisi Genel Başkanı Deniz Baykal da bu görüşte. "Erdoğan’ın başbakan olabilmesi için Anayasa değişikliğine destek verebileceğini" söyledi.
Bu konudaki - dokunulmazlık koşuluna - daha sonra eğilmek üzere, şimdilik hukuk formülleri üzerinde duralım.

Yazının Devamı

Boş çerçeve

24 Kasım 2002

Boş. Evet çerçeve içinde bir boşluk. Artık "görünmezliğe göçmüş" olan ressam bunu sarmış, mühürlemiş. "Ölümümden sonra açın" diye üzerine not bırakmış. Aynı sergide, intiharından önce yaptığı 10 tablo önünde uzun uzun kaldım.Her birinin tamamlanışı ölüme bir tablo daha yaklaşmaktı. En iyi dostu ve Siyasal Bilgilerde sınıf arkadaşlığından başlayarak, onun tekerlekli sandalyeye bağlanmış yaşamını paylaştığı için "ortak" dediği Doğan Akına şöyle demişti:"Ortak, zamanı geldiğinde kapanacağım bir yere. Son 10 tabloyu yapacağım. Ardından bu dünyadan ayrılacağım. Güzel geçti yaşam. Biraz da başkalarına kalsın güzellikler."Bunların bir kısmını yazmıştım. Serginin duvarlarındaki tablolar arasından biri dikkatimi çekti. Özenle çerçevelenmiş. Tuvali gerilmiş. Fakat üzerinde ne bir desen, ne bir renk, ne bir çizik... Her saniyesine aşk Ölümünden önce yazdığı günceldeki satırları "BAŞUCUMDA HAYAT... Mutlu Bir Ölümün Güncesi" başlığıyla yayımlandı. Tükendi...Yeni baskısını kaçırmayın. Bir engelli ressamın, bir doğa ve sanat tutkunu gezginin, bir insan yüreğinin, bir neşe pınarının keşfini yaşayın. Kemal, 10. tablosunu tam 19 dakikada tamamlamış. Sonra güncesindeki satırlara göre Avustralya

Yazının Devamı

Boş çerçeve

24 Kasım 2002


<#comment>Serginin duvarlarındaki tablolar arasından biri dikkatimi çekti. Özenle çerçevelenmiş. Tuvali gerilmiş. Fakat üzerinde ne bir desen, ne bir renk, ne bir çizik...
Boş.
Evet çerçeve içinde bir boşluk.
Artık "görünmezliğe göçmüş" olan ressam bunu sarmış, mühürlemiş. "Ölümümden sonra açın" diye üzerine not bırakmış.
Aynı sergide, intiharından önce yaptığı 10 tablo önünde uzun uzun kaldım.
Her birinin tamamlanışı ölüme bir tablo daha yaklaşmaktı.

Yazının Devamı

Kabuk değişimi

23 Kasım 2002

İsrail Büyükelçilik Konutunda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmazla bir iftar yemeği. Uzun masanın bir ucunda Büyükelçi David Sultan diğer ucunda Başkan Yılmaz... Başkanın yanı sıra ilginç konuklar Mısırın Ankara Büyükelçisi Muhammed El Shazly, Başbakanlık Müşteşarlığına o gün atanmış bulunan eski Kültür Bakanlığı Müsteşarı diplomat Fikret Üçcan, Müzeler Genel Müdürlüğünden atanan yeni Kültür Bakanlığı Müsteşarı Dr. Alpay Pasinli ve birkaç gazeteci.Masanın ortalarında karşılıklı iki hanım, ikisinin de başları açık... Biri bu daveti düzenleyen ve Türkiyede pek çok sanat etkinliğine imza atmış olan İsrail Kültür Ataşesi Zali de Toledo, karşısındaki ise Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmazın danışmanı.İftar yemeği ve sonrası kahve için salona geçişte Mehmet Nuri Yılmaz ile İsrail Büyükelçisi Arapça konuşuyorlar.Başkan, İsraile resmi konuk olarak davet ediliyor.Daha önce Müslüman olmayan ülkelerin büyükelçilikleri böyle iftar davetleri yapmamışlardı.Zarif bir davranış.Fakat... Artık Türkiye resimleri için paletlerde bu gibi yeni renkler de olacak anlaşılan.İsrail Büyükelçiliği Konutundaki davetin simgesel politik anlamı seziliyor. Bu ilk kez oluyor. Büstler ve portreler

Yazının Devamı

Kabuk değişimi

23 Kasım 2002


<#comment>Bu ilk kez oluyor.
İsrail Büyükelçilik Konutu’nda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’la bir iftar yemeği. Uzun masanın bir ucunda Büyükelçi David Sultan diğer ucunda Başkan Yılmaz... Başkan’ın yanı sıra ilginç konuklar Mısır’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed El Shazly, Başbakanlık Müşteşarlığı’na o gün atanmış bulunan eski Kültür Bakanlığı Müsteşarı diplomat Fikret Üçcan, Müzeler Genel Müdürlüğü’nden atanan yeni Kültür Bakanlığı Müsteşarı Dr. Alpay Pasinli ve birkaç gazeteci.
Masanın ortalarında karşılıklı iki hanım, ikisinin de başları açık... Biri bu daveti düzenleyen ve Türkiye’de pek çok sanat etkinliğine imza atmış olan İsrail Kültür Ataşesi Zali de Toledo, karşısındaki ise Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ın danışmanı.
İftar yemeği ve sonrası kahve için salona geçişte Mehmet Nuri Yılmaz ile İsrail Büyükelçisi Arapça konuşuyorlar.
Başkan, İsrail’e resmi konuk olarak davet ediliyor.
Daha önce Müslüman olmayan ülkelerin büyükelçilikleri böyle iftar davetleri yapmamışlardı.

Yazının Devamı

AKPnin engelli koşusu

22 Kasım 2002

Bankacılara göre "mali milatın ve nereden buldun sorusunun" kaldırılacağı neredeyse kesinleştiği için yurtdışına çıkmış olan paralar geri geliyor. TLye dönüşüyor. Borsaya, fonlara, banka mevduatına yöneliyor.Döviz kurlarında düşme sürecek.Türkiyede hâlâ reel faiz yüksek. Borsa olması gerekenin hala hayli altında.O halde... Olağan koşullarda bu sürecin kırılması beklenmiyor.Bütün bunların anlamı enflasyonun da aşağıya çekilmesi...Para girişleri nedeniyle piyasanın canlanması.Bu senaryo ancak büyük siyasi bulanımlarla bozulabilir.Ilımlı kişiliğiyle Gülün bir psikolojik şok yaratacak ölçüsüz söylemler ya da davranışlarda bulunacağını sanmıyoruz. Erdoğan da böyle bir izlenim verdiğinde hemen onarıyor. Örneğin... "Hükümet listesine müdahale edilmesi dengeyi bozmuştur" sözlerini birkaç saat sonra "sürç - i lisan" diyerek düzeltmesi gibi. Psikolojik yol kazası uzak olasılık. Ekonomide bu "pastırma yazı" neden? Kıbrısı aşmak Burada Erdoğan, "başımızı kuma gömmenin anlamı yok" diyor ve gerçekçi bir politika uyguluyor.Kıbrısla Türkiyenin AB ilişkilerinin birbirindan kopuk olduğunu söyleyerek 40 yılın sonunda vardığımız nokta nedir?Cevap: "ABnin, Türkiye onaylasa da onaylamasa da Kıbrısı tam

Yazının Devamı