Ruh çağıralım

15 Kasım 2002


<#comment>BARCELONA- Mutfak şefi değilim. Yemek nasıl pişirilir bilmem. Ama yemeğin iyisini anlarım. Galatasaray - Barcelona maçı için de aynı şeyi söyleyebilirim.
Yani... GS’nin oyununu irdeleyecek değilim. Ama... GS’nin "tatsızlığını" daha doğrusu "yavanlığını" söyleyebilirim.
GS’yi bu yıl tanıyamıyorum. Skor, estetik bir yana, Galatasaraylılık ruhunu bulamıyorum.

Şanghay’da bir restorandaki garson "şükür" dediğimizde, "Ooooo Hakan Şükür" diye küçük bir çığlık atmış ve "Siz Türksünüz" tahminini dile getirmişti.
Meslektaşım Ruhi Sanyer de, Burma’da bir Budist rahibin "Galatasaray’ın o gün oynadığı maçın sonucunu" kendisine söylediğini anlattı.

Yazının Devamı

Üçgen

14 Kasım 2002

Başbakanlar, bakanlar milletvekilleri gider, o kalır. Ama... TC vatandaşı değildir.35 yıldır her yıl basın kartını yeniler.Yurtdışına çıkması gerektiğinde KKTCye gider. Türkiye Büyükelçiliğine başvurur. KKTC pasaportunu verir, ona o gezisi için bir TC pasaportu verirler. O da 1 veya 2 yıl için. Ama...TC vatandaşı değildir.Metin Münir, yıllardır Türkiyede oturduğu için bir ev almak istese, alamaz.Genelkurmaydan yabancılar için o yerlerin hassas bölge olmadığını belirten kâğıt gerekir. Çünkü...TC vatandaşı değildir.Peki nedir? Dünyada tanınmayan KKTC vatandaşı. Neden böyledir?Nedeni için açıklama dahi inanılır gibi değildir. Eğer Kıbrıslı soydaşlara TC vatandaşlığı verilirse KKTC nüfusu azalırmış(!).Peki... Neden - otomatik - çifte vatandaşlık verilmez? "Başvuruyla" pasaportu her KKTC yurttaşına - otomatik olarak - Kıbrıs Rum yönetimi bile veriyor.KKTC - Rum Kesimi - AB üçgeni içinde gerçekçi değerlendirmeler gerek. Meslektaşım Metin Münir Türkiyenin üç büyük gazetesinden birinde Genel Yayın Yönetmeliği yapmıştır. Büyük gazetelerimizden birinde yazardır. İç ve dış politikada kamuoyunu etkiler. Annanın sürprizi Kıbrısta eski devletin devamını ve KKTCnin BM ve AB tarafından tek

Yazının Devamı

Üçgen

14 Kasım 2002


<#comment>Meslektaşım Metin Münir Türkiye’nin üç büyük gazetesinden birinde Genel Yayın Yönetmeliği yapmıştır. Büyük gazetelerimizden birinde yazardır. İç ve dış politikada kamuoyunu etkiler.
Başbakanlar, bakanlar milletvekilleri gider, o kalır. Ama... TC vatandaşı değildir.
35 yıldır her yıl basın kartını yeniler.
Yurtdışına çıkması gerektiğinde KKTC’ye gider. Türkiye Büyükelçiliği’ne başvurur. KKTC pasaportunu verir, ona o gezisi için bir TC pasaportu verirler. O da 1 veya 2 yıl için. Ama...
TC vatandaşı değildir.
Metin Münir, yıllardır Türkiye’de oturduğu için bir ev almak istese, alamaz.

Yazının Devamı

Tereyağından kıl çekmek

13 Kasım 2002

Bu formüller var. Fakat zamanından önce tartışılırsa orasından burasından çekiştirilir, yıpratılır diyor.Peki ne zaman tartışma gündemine getirecek?Takvimi şöyle:"Önce...1- Dokunulmazlığın sadece kürsü coğrafyasıyla sınırlı kalması, yani sadece yasama görevini kapsaması.Adi suçlarda yargı sürecinin işlemesi önünden dokunulmazlık zırhının çekilmesi.2- Madem 5 dönemdir hiçbir genel seçim 5 yılın sonunda yapılmadı. O halde 4 yılda bir yapılması."Eğer bu ilkelerde anlaşılırsa, ideolojik suçları milletvekili seçilmeye engel olarak düzenleyen Anayasanın 76. maddesinde değişiklikle Erdoğana çözüm formülü gündeme gelecek. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Tayyip Erdoğana başbakanlık yolunu tereyağından kıl çeker gibi açabileceği" kanısında. Takvim Erdoğan fiilen hükümeti yönetebilecek başbakan yardımcısı olarak hükümette yer alır. Seçim süresi 4 yıla inmiş olacağı için "genel seçimlerin üzerinden 30 ay geçmeden ve ilk genel seçime 1 yıl kaladan itibaren ara seçim yapılamayacağı" hükmü de değişebilir.Çünkü bu takvim 5 yıllık dönem için öngörülmüştü.4 yıllık dönem için ara seçim takvimi de değişebilir. Örneğin 30 ay yerine, "seçimleri izleyen 1 yıl içinde ara seçim yapılması" öngörülür.

Yazının Devamı

Tereyağından kıl çekmek

13 Kasım 2002


<#comment>CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yolunu tereyağından kıl çeker gibi açabileceği" kanısında.
‘Bu formüller var. Fakat zamanından önce tartışılırsa orasından burasından çekiştirilir, yıpratılır’ diyor.
Peki ne zaman tartışma gündemine getirecek?
Takvimi şöyle:
"Önce...
1- Dokunulmazlığın sadece kürsü coğrafyasıyla sınırlı kalması, yani sadece yasama görevini kapsaması.

Yazının Devamı

AKPde sesli düşünmek

12 Kasım 2002

"Recep Tayyip Erdoğanın hiç beklemeden...Başbakan olmasını amaçlayan Anayasanın 76 ve 109. maddelerinde değişiklik bir parti politikası mı?"Cevabı "Sadece arkadaşlar arasında konuşuldu. Henüz parti görüşü tam belirlenmiş değil" oldu.Ardından izah etti:"AKP seçimlere Recep Tayyip Beyin liderliğinde girdi.Halk ona Başbakan Tayyip diye bağırdı.Seçimlerde, AKP, Anayasayı değiştirecek çoğunluğu alınca daha başından Recep Tayyip Beyin başbakanlığıyla işe başlayalım fikri oluştu. Arkadaşlar işte bunu konuştular."Nerede konuşuldu?"MYKda konuşuldu. Yani Başkanlık Divanında.Arkadaşlarımızın çoğunluğu Anayasanın 76 ve 109. maddelerinin aynı zamanda değişmesi ve Başbakanlık için - milletvekili olmak koşulunu kaldıran - formülü benimsediler.Az sayıda arkadaşımız ise bu fikre katılmadılar.Recep Tayyip Bey de tereddütlerini belirtti.Ama bir karar alınmış değil." AKPde konuşmaya tam yetkili Abdullah Güle sordum: Köşkün penceresinden Gerilim mi yaşanıyor?Gül "Başkanlık Divanında bu konu Cumhurbaşkanı Sayın Sezerin açıklamasından önce konuşulmuştu" cevabını verdi.Yani bir inatlaşma ve ortamı germe süreci değil. Ancak özen gösterilmezse AKPnin "yumuşak geçiş" siyaseti tedirginlik coğrafyasına

Yazının Devamı

AKP’de sesli düşünmek

12 Kasım 2002


<#comment>AKP’de konuşmaya tam yetkili Abdullah Gül’e sordum:
"Recep Tayyip Erdoğan’ın hiç beklemeden...
Başbakan olmasını amaçlayan Anayasa’nın 76 ve 109. maddelerinde değişiklik bir parti politikası mı?"
Cevabı "Sadece arkadaşlar arasında konuşuldu. Henüz parti görüşü tam belirlenmiş değil" oldu.
Ardından izah etti:
"AKP seçimlere Recep Tayyip Bey’in liderliğinde girdi.

Yazının Devamı

3 ve 10 Kasım

10 Kasım 2002

"Başka bir Tarih, Başka bir Türkiye" adlı kitapta bu sorunun cevabı verilmiş..."Onun yerini Ahmet İzzet Paşa alırdı... Harf, Kıyafet ve diğer devrimler olmazdı. Saltanat ve Hilafet devam ederdi... Cumhuriyet ve Demokrasi olmazdı."Bu cevabı güncelleştirelim:"Ne AKP olurdu... Ne de onun başında Recep Tayyip Erdoğan."Kimi densizlerin "Atatürke karşı 3 Kasımda rövanş alındı" yorumlarına yanıttır.Zaten Erdoğan ve arkadaşları da sadece Atatürkün adını saygıyla anmaya başlamakla kalmıyor... Onun çizdiği çağdaş Batı uygarlığı yol haritasında yürüyorlar.Atatürk 10 Kasım 1938de adeta başka bir yol haritası seçeneği bırakmadan "görünmez" olmuş. Alternatif tarih varsayımları bağlamında bir soru: "Çanakkalede şarapnel parçası göğsündeki saate çarpmasaydı... Mustafa Kemal ölseydi ne olurdu?" Bir pınar ki... Hoş geldin, otur bakalım... Elime bir tarih kitabı geçti... Bilmem ne zamandan beri okuyorum, dedi; hayretle sordum: Yorulmadınız mı Paşam?Hayır; yalnız gözlerim yaşarıyor, fakat onun da çaresini buldum. Birkaç metre tülbent aldırdım, işte gördüğün gibi parça parça kestirdim; ara sıra bunlarla gözlerimi kuruluyorum.".......Atanın Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak anlatıyor:"Bir geziden

Yazının Devamı