<#comment>#comment>Çankaya’da aynı amaçla Cumhurbaşkanı Sezer, iktidar ve muhalefet liderlerini topluyor. "İdamın kaldırılması, anadillerde radyo - TV yayını ve öğrenim" gibi duyarlı konularda karar o toplantıda alınırsa, Türkiye’nin vitrinine bir "ulusal politika" konulmuş olacak. Seçimlerin, başka hükümetlerin değiştirmeyecekleri ve partilerin kendilerini bağladıkları bir ulusal irade...
Bu toplantının başka yararları da var.
Örneğin...
Liderler toplantısı kapalı kapılar ardındaydı.
Bahçeli’nin söylemleri, tavrı, Ecevit ve Yılmaz tarafından dışarıdakilere yansıtılamazdı.
Sorumu açayım. Türkiye dar boğazlara girdiğinde ve siyasi partiler çözüm üretemediğinde, gözler Çankayaya odaklanır. Cumhurbaşkanlarına "ağırlık koy" çağrıları yapılır.Türkiyenin geleneklerinde - gerçekten ağırlığı olan - cumhurbaşkanlarının, yuvarlak masa geleneği vardır.Cumhurbaşkanı, iktidar ve muhalefet partileri liderlerini kimsenin diğerinden üstün konumu olmadığı yuvarlak masa etrafına oturtur.Ortak çözümde ulusal uzlaşma oluşturur.Yahut...Cumhurbaşkanları, toplantı yerine liderlerle tek tek konuşarak bir ortak platformu arar. Sezerin, eski Cumhurbaşkanı Korutürkten farkı nedir? Atatürk, İnönü veya Bayar değilim Ülkede kan gövdeyi götürüyordu. Terörün iğrenç gölgesi Türkiyenin üzerine çökmüştü.Askeri müdahalenin ayak sesleri duyulmaktaydı.Partiler teröre karşı güvenlik güçlerine yetki veren yasa için aralarında anlaşamıyorlardı.Siyaset kilitlenmişti.Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Fahri Korutürke de "ağırlık koy" çağrıları başlamıştı."Liderleri toplaması ve çözüm üretmesi" isteniyordu.Onun cevabı şöyle olmuştu:"Atatürk Cumhuriyetin kurucusuydu. İsmet İnönü, Kurtuluş Savaşı komutanı ve milli şefti. Ben onlar gibi bir tarihi ağırlığa sahip değilim. Hatta Bayar gibi bir parti
<#comment>#comment>Sezer’in, eski Cumhurbaşkanı Korutürk’ten farkı nedir?
Sorumu açayım. Türkiye dar boğazlara girdiğinde ve siyasi partiler çözüm üretemediğinde, gözler Çankaya’ya odaklanır. Cumhurbaşkanlarına "ağırlık koy" çağrıları yapılır.
Türkiye’nin geleneklerinde - gerçekten ağırlığı olan - cumhurbaşkanlarının, yuvarlak masa geleneği vardır.
Cumhurbaşkanı, iktidar ve muhalefet partileri liderlerini kimsenin diğerinden üstün konumu olmadığı yuvarlak masa etrafına oturtur.
Ortak çözümde ulusal uzlaşma oluşturur.
Yahut...
Bir Atas"züSon Armutlu Belediye seçimleri için devlet yığınaklarını sıralayalım.- 1.5 trilyon lira değerinde santral.- Beldeyi anayola bağlayan 5 kilometre yol.- Sulama kanalları.- 500 kişiye iş vaadi. (Bir kısmına iş bulundu)- Gün almak için sıra bekleyen 17 hastaya "ncelikle tıbbi müdahale.- Belde girişine yığılan iş makineleri. "Erken seçim tarihi açıklansın. Belirsizlik olmasın" "nerilerinin ve "seçimin ekonomiyi y"rüngesinden çıkarmayacağı... kurumların ve kuralların artık oturmuş olduğu" yolundaki iddiaların yanlışlığına Armutlu seçim harcamaları kanıttır.Beldeye bunlar yapılırsa, genel seçimde tüm Türkiye için olabilecekleri tahmin için siyaset bilimcisi olmaya gerek yok.Ekonomik program ya deline deline kevgire d"ner... Ya da yırtılır. Türkiye' de seçimler kapıyı çaldığında politika "Ali Desidero" tarzı delikanlıca yapılır. IMF ile bir yeni anlaşmayı gelecek hükümetler düşünsün!Yani erken seçime "vgüler "afiyet ola" demekle deniz suyu içilemeyeceği s"ylemini hatırlatıyor. "Afiyet ola" demekle, "deniz suyu içilmez." Ekim 2003 Liderler toplantısında "nerdiği seçim tarihi de siyaset geometrisine uygun.Çünkü...Deneyimler "İlkbaharda yapılan seçimlerin iktidara
<#comment>#comment>"Afiyet ola" demekle, "deniz suyu içilmez."Bir AtasözüSon Armutlu Belediye seçimleri için devlet yığınaklarını sıralayalım.- 1.5 trilyon lira değerinde santral.- Beldeyi anayola bağlayan 5 kilometre yol.- Sulama kanalları.- 500 kişiye iş vaadi. (Bir kısmına iş bulundu)- Gün almak için sıra bekleyen 17 hastaya öncelikle tıbbi müdahale.- Belde girişine yığılan iş makineleri."Erken seçim tarihi açıklansın. Belirsizlik olmasın" önerilerinin ve "seçimin ekonomiyi yörüngesinden çıkarmayacağı... kurumların ve kuralların artık oturmuş olduğu" yolundaki iddiaların yanlışlığına Armutlu seçim harcamaları kanıttır.Beldeye bunlar yapılırsa, genel seçimde tüm Türkiye için olabilecekleri tahmin için siyaset bilimcisi olmaya gerek yok.Ekonomik program ya deline deline kevgire döner... Ya da yırtılır.Türkiye'de seçimler kapıyı çaldığında politika "Ali Desidero" tarzı delikanlıca yapılır.IMF ile bir yeni anlaşmayı gelecek hükümetler düşünsün!Yani erken seçime övgüler "afiyet ola" demekle deniz suyu içilemeyeceği söylemini hatırlatıyor.Mesut Yılmaz'ın AB'ye tam üyelik
Bu hükümet ortakları Mecliste "açık çoğunluğa" sahipler. Başka hiç çare kalmadıkça neden "erken seçim" kararı alsınlar?Ekonomik istikrar programı için gemileri yakmışlar. Topluma acı ilacı içirmişler. Kamuoyu yoklamaları üçü için de yüzde 10 barajının altını gösteriyor. Tek umutları ekonomiyi olabildiğince düze çıkarmak. Bunun için de Ecevitin "simge" şemsiyesi altında hükümeti olabildiğince sürdürmek.Hedeflere yaklaşılırsa ne ala... Hele bir de AB ile tam üyelik görüşmelerinin başlaması kararı çıkarsa kaymaklı ekmek kadayıfı!Ya bunlar olmazsa?Bir - iki yıl sonra seçimden gene yüzde 10 barajının altında çıkarlar.Erken seçimde de olacak bu değil mi?Sandık matematiği farkı yoksa, hükümeti sürdürmeyi denemeleri aklın yoludur.Yani, erken seçim söyleminin öncelikle bu nedenle pratiği yok. Kemal Dervişin ortaya attığı "erken seçimin" ne pratiği var... Ne teorisi. Türk tipi politika "Erken seçim" söylemini ortaya atan ve bir süredir ısrarla sürdüren Kemal Dervişin "Türkiyede politika yapmak gerçeklerini yeterince bilmediğini" söyledi."İktidarlar, seçim kararıyla birlikte devlet olanaklarını seçim için kullanırlar. Ekonomik program yatar" mesajını verdi.Özellikle genel seçimlere iktidar
<#comment>#comment>Kemal Derviş’in ortaya attığı "erken seçimin" ne pratiği var... Ne teorisi.
Bu hükümet ortakları Meclis’te "açık çoğunluğa" sahipler. Başka hiç çare kalmadıkça neden "erken seçim" kararı alsınlar?
Ekonomik istikrar programı için gemileri yakmışlar. Topluma acı ilacı içirmişler. Kamuoyu yoklamaları üçü için de yüzde 10 barajının altını gösteriyor. Tek umutları ekonomiyi olabildiğince düze çıkarmak. Bunun için de Ecevit’in "simge" şemsiyesi altında hükümeti olabildiğince sürdürmek.
Hedeflere yaklaşılırsa ne ala... Hele bir de AB ile tam üyelik görüşmelerinin başlaması kararı çıkarsa kaymaklı ekmek kadayıfı!
Ya bunlar olmazsa?
Bir - iki yıl sonra seçimden gene yüzde 10 barajının altında çıkarlar.
Hangisi Türkiyenin gelecek nesilleri tarafından kutsanacak? Hangisi Türkiye için daha ışıltılı?İşte Başkent Hastanesi 709 nolu odada yapılacak liderler toplantısının altı çizilerek vurgulanması gereken önemi.709 numaradan "Başbakanımız yarı mobilize" gibi sağlık bildiriminden çok, askeri ya da polisiye motorize örgütlenme çağrısı yapan "kitsch" (rüküş) açıklamalar bir yana... Asıl beklenti AB yolculuğunun mobilize edileceği zirve kararlarıdır. Başkent Hastanesi 709 nolu oda, Türkiyenin yazgısını değiştirebilir. Tarihe "Türkiyenin ABye üyelik yolunu açan kararların alındığı oda" ya da "ABye üyelik umudunun son nefesini verdiği oda" olarak geçebilir. 3 anahtar - İdam cezasının kaldırılması.- Anadilde radyo - TV.- Anadil öğrenimi.Bu üç konu ABye karşı Türkiyenin elinde 3 anahtar olabilir.Türkiye olarak kendimize güvenelim.En zorlu sorun "idam cezasının kalkmasıdır."Avrupada yasalarında hâlâ idam cezası bulunan Türkiyeden başka ülke yok.Türkiye de elbette uygarlık liginin dışında kalacak değil.Ancak...30 bin insanımızın kanının sorumlusu Abdullah Öcalan bunun önündeki engel...İlke olarak idam cezasının karşısındayım... Gene de Öcalan faktörü girdiğinde kafaların