Biber tahttan indi ‘market’ kral oldu

3 Mart 2014

Gıda fiyatındaki değişim halkı çok ilgilendiriyor. Ocakta enflasyonun ana suçlusu olarak ün yapan sivri biber şubatta ucuzladı. Şubatta, üretici fiyat artırmadığı halde birçok üründe market fiyatının yükselmesi dikkat çekiyor

Bugün Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) şubat ayında nasıl değiştiği açıklanacak... Halk anlatımıyla şubat ayı enflasyonunu öğreneceğiz.
Bakalım şubat ayında fiyat artışının suçu kimin sırtına yüklenecek? Uzun süredir fiyatı en fazla artan gıda maddelerinin başında gelen sivri biber, enflasyonun ana suçlusu olarak ün yaptı.
Ocakta fiyatı en fazla artan gıda maddeleri, yüzde 72 ile sivri biber, yüzde 57 ile patates ve yüzde 23 ile domates idi.
Ziraat Odaları Birliği’nin belirlemelerine göre, şubatta sivri biberin üretici fiyatı yüzde 2, market fiyatı yüzde 9 oranında ucuzladı.
Patatesin üretici fiyatı yüzde 15, market fiyatı yüzde 21 geriledi. Domatesin üretici fiyatı yüzde 6, market fiyatı yüzde 10 azaldı.

Yazının Devamı

Kriz çıkmaz, çıkartılır

2 Mart 2014

Mülkiyeli büyüğümüz Cahit Kayra’nın 40’ıncı kitabının ismi “Marjinal Ekonomi Teorileri” (Tarihçi Yayınevi, 176 sayfa, 15 TL) Ustamız, olaylarla alay ederek, genel kabul görmüş ekonomi ilkelerini altüst ederek, ekonomide olan biteni “farklı bir pencereden” anlatıyor. Kitapta okuduklarımdan bir özet sunacağım:

Krizler kendiliğinden çıkmaz.
Kapitalist sistemi ayakta tutmak için “Sistemin Babaları” tarafından emir ve kumanda ile çıkarılır.
Kapitalist sistem, sermayenin belli ellerde toplanması ile ayakta kalır. Eğer sermaye şu veya bu nedenle “Büyük-Çok Sayıda-Kalabalık” halk arasında dağılacak gibi olur ise, “Kapitalist Kadro-Babalar” ya harp çıkarır ya kriz yaratır.
Harpler ve krizler sayesinde sermaye gene belli, seçkin, az sayıda kapitalist kadro elinde toplanır. Bu nedenle harpsiz hayat olmaz. Krizsiz hayat olmaz.

Yazının Devamı

Moraller çok bozuk

28 Şubat 2014

Tüketici güven endeksi şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4.3 azalarak son dört yılın en düşük değeri olan 69.2’ye geriledi.
Endeks en son 2010 yılının Şubat ayında 70.0 çizgisinin altına inmişti.
Halkımızın moralinin iyice bozulmuş durumda olduğu anlaşılıyor.
Halkımızın moralinin bozulması her bakımdan önemli ama, ekonomi bakımından çok çok önemli. Çünkü ekonomi denilen çarkı döndüren insan. Ve de insanların yaşadıkları güne güveni, gelecek hakkındaki bekleyişleridir.

Mutsuzluk güveni etkiler...
İnsanlar mutsuz ise, güvenlerini yitirirler ise, yarınlar için bekleyişleri kötüleşir ise, içlerine kapanırlar.

Yazının Devamı

Halkımız için dövize endeksli hazine tahvili

27 Şubat 2014

Şu günlerde halkımızın döviz iştahı kabardı. Halkımız Türk Lirası ile döviz satın alıp, bankalardaki döviz tevdiat hesaplarına istif ediyor. Böyle bir ortamda Hazine’nin sadece halkımız için döviz endeksli tahvil çıkarıp satmasının tam zamanıdır. Önce, döviz iştahının nasıl kabardığını anlatayım. Dövizde fiyatın yükselmesine, arada bir düşmesine hatta daha da düşebileceğine ilişkin söylentilere rağmen halkımız döviz alıyor.
2013 Aralık ayının 13’ünde gerçek kişilerin bankalardaki döviz hesaplarında 84.1 milyar dolar vardı. 2014 yılı 17 Ocak’ta 85 milyar dolar, 14 Şubat’ta 89.2 milyar dolar oldu. Yılbaşından bu yana halkımız bir yerlerden (piyasadan) 5.3 milyar dolar bulmuş (satın almış) götürerek banka hesaplarına yatırmış.
Şimdi de halkımızın döviz iştahının nedeni anlatayım (1) Halkımız devletine güveniyor. Bankalarına güveniyor. Güveniyor ki satın aldığı yabancı paraları Türkiye’de bankalarda saklıyor. Böyle olmasa gücü olan İsviçre’ye kaçırır, gücü olmayan yastık altında saklar. (2) Döviz fiyatı artsa da, ucuzlasa da döviz hesaplarındaki ana para azalmıyor. Devamlı artıyor. (3) Bütün bunların arkasında halkımızın birikiminin erimesi korkusu var. Faizi düşük olsa da,

Yazının Devamı

Şehir suyu nereden geliyor?

26 Şubat 2014

Devlet Su İşleri’nin (DSİ) hesaplarına göre bizim su potansiyelimiz yılda ortalama toplam 112 milyar m3’tür. Ve de biz bunun her yıl ortalama, 44 milyar m3’ünü kullanıyoruz.
Toplam 44 milyar m3 suyun, 32 milyar m3’ü sulamada, 5 milyar m3’ü sanayide, 7 milyar m3’ü ise şehirlerde, içme suyu ve kullanma suyu olarak kullanılıyor.
TÜİK’in belirlemelerine göre 2012 yılında belediyeler tarafından içme ve kullanma suyu olarak, su kaynaklarından toplam 4.9 milyar m3 su çekildi. Bu suyun 2.8 milyar m3’ü su şebekeleriyle tüketicilere ulaştırıldı.
Bu rakamlar belediye olan yerleşim bölgelerinden derlenen rakamlar. Köylerde içme ve kullanma suyu kullanımı ile ilgili bilgileri kapsamıyor.

Kişi başı günlük tüketim 216 lt
Türkiye’de 2.950 belediyenin 2.928’i su hizmeti veriyor.

Yazının Devamı

Su kıtlığına deniz suyu çare olur mu?

25 Şubat 2014

Su kıtlığı olduğu dönemlerde deniz suyunun arıtılarak su ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağı konusu gündeme gelir.
Deniz suyu arıtılarak teknelerde içme suyu dahil, her türlü su ihtiyacı karşılanabiliyor. Kıyılardaki bazı turistik tesisler ve siteler su ihtiyaçlarını deniz suyunu arıtarak karşılıyor.
Acaba şehirlerin içme ve kullanma suyu ihtiyacı da denizlerden karşılanamaz mı?
Türkiye’de deniz suyunu arındırarak yerleşim yerindeki tüm su ihtiyacını karşılayan ilk ve tek belediye Avşa Adası Belediyesi. Ne var ki Avşa bir ada. Ve de su ihtiyacı sınırlı.

Avşa’nın suyu denizden
Belediye Başkanı Cevdet Çağlar yurtdışında deniz suyunun nasıl arıtıldığını görmüş. Benzer tesisi 3 yıl önce Avşa’da kurdurmuş.

Yazının Devamı

Yağdır Mevlam su

24 Şubat 2014

Yağmur yağınca sorun yok... Yağmayınca suyun önemini hatırlıyoruz. Biz su varlığı ölçüsüne göre “su azlığı yaşayan bir ülke” sayılıyoruz. Suda kaderimiz yağışa bağlı. Ülkemizde yağış durumu bölgelere ve yıllarla göre büyük farklılık gösteriyor.
Yağışa kumanda etme gücümüz olmadığına ve de yağışı artıracak teknolojiler henüz geliştirilemediğine göre, kadere razı olacağız.
Bunun için de su potansiyelimizin ne olduğunu iyi bileceğiz.
Türkiye’nin özellikle dağlık olan kıyı bölgelerinde yağış bol (1.000 - 2.500 mm/yıl). Kıyılardan iç bölgelere gidildikçe yağış azalıyor. Marmara ve Ege bölgelerinde, Doğu Anadolu’nun yaylalarında ve dağlarında yağış 500 - 1.000 mm/yıl civarı. İç Anadolu’nun birçok yerinde ve Güneydoğu Anadolu’da yağış 350 - 500 mm/yıl arası. Tuz Gölü çevresi ise Türkiye’nin en az yağış alan yerlerinden biri (250 - 300 mm/yıl).
Akdeniz Bölgesi’nde kar yağışı yılda 1 gün ve daha az... Doğu Anadolu’da 40 günden fazla. Karın yerde kalma süresi Akdeniz ve Ege kıyılarında 1 günden az, Marmara ve Karadeniz kıyılarında 10 - 20 gün, İç Anadolu’da 20 - 40 gün ve Doğu Anadolu’da Erzurum - Kars bölümünde 120 gün dolayında.

Ortalama yağış 643 mm.

Yazının Devamı

Uluslararası ‘yılın girişimcisi’ yarışına ‘döner’ ile katılıyoruz

23 Şubat 2014

Milliyet Ekonomi, 2002 yılında dünyanın önde gelen danışmanlık kuruluşu Ernst&Young ile birlikte Türkiye’de yılın girişimcisini seçmeye başladı.
Türkiye’den seçilen yılın girişimcisi, Ernst&Young’ın öncülüğünde 50’ye yakın ülkede belirlenen yılın girişimcileriyle birlikte her yıl mayıs ayının sonunda Monte Carlo’da Türkiye’yi temsil ediyor. Uluslararası jüri, yarışmaya katılan girişimcilerinden birini, dünyada ‘yılın girişimcisi’ olarak ödüllendiriyor.
Ernst&Young tarafından 27 yıldır tekrarlanan bu yarışa 9 yıldır Türkiye de katılıyor. Son 2 yıldır Türkiye’de yılın girişimcisi seçiminde Milliyet Ekonomi’nin katkısı olamıyor.
Türkiye jurisi bu yıl, uluslararası yarışmada Türkiye’yi, ‘Baydöner’ markasını yaratan girişimcilerin temsil etmesini kararlaştırdı.
Baydöner, 3’ü yurtdışında olmak üzere 34 ilde 78 şube ile faaliyet gösteriyor. Döneri, fast food ürünlerle rekabet edebilir bir seviyede dünyaya tanıtmayı hedefliyor.

Pantolon yok gömlek verelim

Yazının Devamı