2013 yılının “mutluluk” araştırması yayımlandı. Gelir azalsa, borç artsa da halkımızın yüzde 59’u mutlu yüzde 77’si umutlu
Son bir yılda (2012’den 2013 yılına) halkımızın daha ucuz tüketime yönelme eğilimi arttı. 2012 yılında ucuz tüketim arayışındakilerin oranı yüzde 56 idi, 2013 yılında yüzde 63 oldu. 2012 yılından, 2013 yılına gelirim azaldı diyenlerin oranı yüzde 21’den yüzde 25’e yükseldi. Borçlananların oranı yüzde 36’dan yüzde 38’e yükseldi. Bunlar olumsuz göstergeler... Olumluları da var. İşe girdim, araba aldım, ev, arsa veya yazlık aldım diyenlerin sayısında az da olsa artış var.
Sonuç: Olumsuzlukların rüzgarında mutlulukta az da olsa gerileme var, ama umutluluk oranı yükseliyor. Halkımızın yüzde 59’u mutlu. Yüzde 77’si gelecekten umutlu.
Türkiye İstatistik Kurumunun 2013 yılı “Yaşam Memnuniyet Araştırması”na göre;
- Halkımızın 2012 yılında yüzde 61‘i mutlu iken, 2013 yılında mutlu olanların oranı yüzde 59’a geriledi.
- Bizde kadınlar genelde erkeklerden daha mutlu. 2013 yılında kadınlarda mutluluk oranı yüzde 62 iken, erkeklerde yüzde 56 dolayında.
Ocak ayında sanayi üretimi bir yıl öncenin 2012 yılının Ocak ayına göre arttı. Bu olumlu ve sevinilecek bir gelişmedir.
- Ancak 2012 Ocak ayında sanayi üretiminin düşük olduğunu dikkate almakta yarar vardır. Teknik anlatımı ile, baz ayı (karşılaştırma ayı) rakamının düşük olması, artış oranının yüksek çıkmasına imkân vermiştir.
- 2013 Aralık ayına göre gerileme var. Bizde sanayi üretiminde dur kalklar, aylar itibariyle dalgalanmalar çoğaldı.
- 2014 Ocak ayı sanayi üretimi, 2013 yılının aylık ortalamasının altında gerçekleşti. Ancak buna bakıp yılın tamamı için değerleme yapılamaz. Ocak üretimi, yılın kalan ayları ve yılın tamamı için bir işaret veremez. Sanayi Üretim Endeksi, 2010’un anayi üretimi 100.0 esasına dayalı olarak, (1) Her ay sanayi üretimin ne olduğunu, (2) Yıl ortalaması sanayi üretim büyüklüğünü izleme imkanı sağlıyor. Endeks sayıları birbiri ile oranlanarak sanayideki değişim değerlendiriliyor. Eskiden tek bir endeks-tek bir gösterge vardı. Şimdilerde endeksler-göstergeler çoğaldı.
- İlk gösterge, sanayin tamamında bir ay içindeki gelişmeleri yansıtıyor.
- İkinci gösterge “Takvim Etkisinden Arındırılmış” olarak sanayi üretiminin izlenmesine
2012 yılının ilk 2 ayında 68 bin binek otomobili satılmış. Toplam satış rakamı aynı dönem için 2013 yılında 50 bin, 2014 yılında 51 bin oldu.
2013 yılının ilk 2 ayında satılan 100 aracın 33’ü yabancı firmaların Türkiye’de ürettikleri (bunlara yerli diyoruz) binek otomobilleri idi. 2014 yılında halkımız ithal araçları tercih etti. Yerli üretim payı yüzde 24 oldu. Tespitler önemli:
(1) Döviz fiyatındaki artışa, tüketici kredilerindeki sınırlamaya, ekonomideki daralmaya rağmen, binek otomobili talebi devam ediyor.
(2) Halkımız döviz fiyatının ve vergi farkının yüküne rağmen, yerli üretim yerine yabancı ithal araçları daha fazla tercih eder oldu.
En ucuzu 33.900 TL
İnternette yayınlanan fiyat listelerinden, yılın ilk 2 ayında en fazla satılan bir yerli üretilen araç ile bir ithal yabancı aracın 2013 - 2014 şubat ayları fiyatını tespit ettim. Bir yılda aynı marka ve model yabancı otomobilde fiyat artışı yüzde 25, Türkiye’de üretilen araçta yüzde 16 olmuş.
Piliç eti daha az tüketilir oldu. Üreticiler talepteki daralmayı, bazı doktorların piliç etinin sağlıksız besin olduğuna ilişkin söylemlerine bağlıyorlar. “Olumsuz söylentilerin etkisiyle 2012’de kişi başı yıllık 20.54 kg olan tüketim, geçen yıl 17.70 kg’a düştü” diyorlar.
Etlik ve yumurtalık tavuk üreticileri sektördeki gelişmeleri şöyle anlatıyorlar: ”1960’lı yıllara kadar Türkiye’de etlik tavuk denen ırk yoktu. Sadece yumurtası için beslenen tavuklar vardı. Islah edilen her iki tavuk cinsi farklı. Broiler isimli, eti için yetiştirilen tavuklar, serbest dolaşım kümeslerinde yetişen doğal tavuklar. Eşinme, tüneme ve dolaşma alanlarına sahipler.
AB standartlarına uygun olan kümeslerde 1 metrekarelik alana 14 adet broiler tavuk düşer. 4 kg yem yerler. 2 kg canlı ağırlığa ulaşırlar. Etlik ırk tavuklar doğal yapıları gereği 45-60 günde 2-2.5 kg. kesim ağırlığına erişirler.
Yumurtalık ırk tavuklar da, geniş alanlı kafeslerde yetiştirilir. 1 metre-kare alana 16 adet tavuk düşer. Tavuklar 16 haftada yumurta vermeye başlar, 65’inci haftada yumurta randımanı yüzde 72’nin altına iner.
Randımanı düşünce ekonomik olmadığı için bu tavuklar kesilir.
Üretim artıyor, tüketim
İşgücünde aylık değişimleri gösteren bilgilere ek olarak yılda bir defa da istihdamda bir yıl boyunca olan biteni sergileyen yıllık rakamlar açıklanıyor.
TÜİK’in yayınladığı Hane Halkı İşgücü istatistiklerinden öğrendiğimize göre, 2013 yılında 703 bin kişiye iş bulunmasına rağmen, işsiz sayısı 229 bin arttı.
Yıllık olarak işsizlik oranı yüzde 9.2’den yüzde 9.7’ye yükseldi. Tarım dışı işsizlik oranı ile genç nüfusun işsizlik oranında artış var.
Bizim ekonomimiz küresel krize ve içeride ekonomik daralmaya rağmen yeni iş imkanları yaratıyor. Küresel kriz nedeniyle birçok ülkede çalışan sayısı gerilerken bizde bir yılda çalışan sayısında yüzde 3’e yakın artış sağlandı. Buna rağmen işsiz sayısının artmasının nedeni hızlı nüfus artışı.
Sadece 2013 yılında çalışma çağına gelen, 15 yaşını tamamlayan nüfusta 884 bin artış var. Bunların hepsi iş aramıyor. Bazıları eğitimde, bazıları ev işinde. Bazıları iş yapabilecek durumda oldukları halde iş aramıyor.
Çalışmak isteği artıyor
TÜİK’in yayınladığı sanayi ve hizmet kesimlerindeki istihdamı, üretimi ve yatırımları gösteren istatistikler, ekonomimizde üretken yapıdaki çarpıklıkları ortaya koyuyor.
- Ekonomide istihdam önemli ama, çalışanların üretime katkısının ne olduğu daha da önemli. Çünkü işçinin çalıştığı işyerinin büyüklüğü, yaptığı işin özelliği katma değer yaratma imkanını belirliyor. Aynı işçi çalıştığı işyerine göre farklı ölçüde katma değer yaratıyor.
- Girişim önemli ama, girişimin ne ürettiği ve de ne kadar katma değer yarattığı da önemli. Çünkü her işyerinin katma değer yaratma imkanı aynı değil. İşyerinin uğraşı konusu katma değer yaratma gücünü belirliyor.
- Girişim (işyeri) sayısı önemli ama, girişimin (işyerinin) büyüklüğü de önemli. Çünkü küçük işyerinin ileri teknolojide, yenilikçiliğe dönük farklı üretim yapma imkanı yok.
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) “Girişimcilik” istatistikleri yayınlamaya başladı.
Basit anlatım ile bir yılda kaç girişimci kaç dükkan açtı, ne yapacak? Kaç girişimci dükkan kapattı? Kim bu girişimciler? TÜİK bunları belirliyor. Derlenen bilgi ve rakamları yayınlıyor.
Girişim istatistiklerinde “Yeni iş kaydı açtıran”lar, yeni girişimcileri (işverenlerin ) “doğum”u, “İş kaydını sildirenler”ler ise eski girişimcilerin “ölüm”ü (işyerlerinin kapanması) olarak adlandırılıyor.
“Girişimcilik 2012” haber bültenine göre, 2012 yılında işverenlerde (girişimcilerde) yüzde 26.4 doğum (yeni kayıt) yüzde 18.6 ölüm (kayıt sildirme) gerçekleşmiş.
TÜİK’in 2011 yılı girişim sayısı rakamı 2 milyon 591 bindir. Demek ki 2012 yılında yaklaşık 685 bin ölüm ve 480 bin doğumdan sonra, girişimci kaydında 205 bin artış olmuş.
Doğum, ölümden fazla
Şubat ayında gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık fiyat artışı yüzde 10.05 oldu.
Halkımız enflasyon rakamları tartışılırken, kendi enflasyonunu gıda fiyatlarındaki artışa bakarak hesaplar.
Çünkü ülke genelinde zenginden fakire tüketim harcamalarının yüzde 24.45’ini gıda harcaması oluşturur. Alt gelir grubundaki hane halkı harcamalarının yarıdan fazlası gıda harcamalarına gider.
Demek ki, “Devletin enflasyon rakamı bile şubat ayında yüzde 10’un üzerine çıkmış, enflasyon canavarı gene ortalıkta dolaşmaya başlamıştır”.
“Devletin enflasyon rakamı”, iki aylık dönemde gıda fiyatlarının yüzde 5.29 arttığını göstermektedir.
Piyasa canlı değil