2013 bütçe uygulaması iyi Bakan iyimser

16 Ocak 2014

Maliye Bakanı 2013 yılı bütçesinin gerçekleşme rakamlarını açıkladı. Daha sonra da değişik konulardaki soruları cevapladı.
Ekonomide olan bitenin hükümet penceresinden nasıl değerlendirildiğini bilmekte yarar vardır. İşte bunun için Maliye Bakanı’nın sorulara verdiği cevaplar önemlidir.
Bakan diyor ki,
* Rüşvet ve yolsuzluk operasyonları siyasi amaçlıdır. Bunlar içeride ve dışarıda yatırımcıyı tedirgin ediyor. Bu tedirginlik tüketim ve yatırım kararlarını etkileyecek. Büyümeyi yavaşlatacak.
* Her şeye rağmen 2013 büyümesi yüzde 4 olacak. 2014 yılında da yüzde 4 büyüyeceğiz.
* Her şeye rağmen cari açıkta kötüleşme yok. İyileşme var.
* TL’deki değer kaybı olmasına rağmen, enflasyon yükselmeyecek. Yılın ilk çeyreğinde enflasyon 1.5 puan artabilir ama sonraki dönemlerde aşağıya iner.

Yazının Devamı

Kasımda cari açık rakamları olumlu

15 Ocak 2014

Kasım ayı cari açık rakamı 3.9 milyar dolar oldu. Ülkeye aynı ay sermaye hareketi ile 5 milyar dolar, nereden geldiği belli olmayan kaynaklardan 955 milyon dolar döviz girdi. Böylece fırtınalı ortamda, kasım ayında (1) Hem cari açık küçüldü, (2) Hem de cari açığı kapatacak döviz girişi oldu. (3) Sadece o kadarla da kalmadı. Giren döviz açığı kapattıktan sonra kalan 2.0 milyar doları da döviz rezervlerini besledi.
Bizde normal dönemlerde, ekonominin çarkının dönmesi için her ay 5-6 milyar dolar döviz girişine ihtiyaç duyuluyordu. Ankara frene basınca, cari açık (döviz açığı) küçülmeye başladı.
2013 Ocak ayında cari açık 5.7 milyar dolar iken, mayıs ayında 7.6 milyar dolara kadar tırmandı, haziranda 4.7, temmuzda 6.2 olarak gerçekleşti. Ağustosta 2.4 milyar dolara geriledi.
Eylülde 3.3 milyar, ekimde 2.9 milyar oldu. Kasımda 3.9 milyar dolara çıktı. Bizde cari açığın arkasında dış ticaret açığı vardır. İthalat arttıkça, ihracat artışı ithalat artışını yakalayamayınca cari açık büyür.

Cari açık ithalata bağlı...
Hükümet, bakıyor ki ihracat artmıyor, tüketimi frenleyerek, büyümeyi yavaşlatarak, ithalat harcamalarını aşağıya çekiyor. Böylece cari açık küçülüyor. Kasımda

Yazının Devamı

Milli Piyango özelleştiriliyor

14 Ocak 2014

Milli Piyango özelleştiriliyor. Özelleştirme 10 yıl süre ile devlete ait bir “imtiyaz”ın, para karşılığı devri şeklinde olacak.
Özelleştirme ile ilgili açıklamada deniliyor ki; “Milli Piyango İdaresi’ne ait şans oyunlarının lisans verilerek özelleştirilmesi, bir imtiyaz olacağı için, para ödeyerek bu lisansı alacak olanlar Türkiye’de şans oyunları pazarının tek “şans operatörü” olma imtiyazına kavuşacaklar. Onun için bu iş cazip bir yatırım imkanıdır.” Açıklama devam ediyor: “Türkiye’nin şans oyunları pazarı gelişime açık ve büyüme potansiyeli olan bir pazar konumundadır.”
Milli Piyango özelleştirme ihalesi ile “imtiyaz” lisansı alanlar, düzenleyecekleri her türlü şans oyunundan bir yıl içinde elde edecekleri hasılatın:
* Yüzde 25’ini devlete lisans ücreti olarak ödeyecekler.
* Yüzde 40 ila 59’unu ikramiye olarak dağıtacaklar, kalan da (masraflar çıktıktan sonra) kazançları olacak.
Özelleştirme ilanında “Özelleştirme sonrası, ihaleyi alanların, Milli Piyango İdaresi tarafından halen pazarda olan mevcut oyunları oynatmaya devam edebileceği bunlara ek olarak, pazara yeni oyunlar sunabileceği” belirtiliyor.

Yazının Devamı

En büyük 10’a girecektik en kırılgan 5’teyiz

13 Ocak 2014

Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacaktık. Dünyanın en kırılgan 5 ekonomisinin arasına girdik.
Neden? Sakın suçu “dış ve iç düşmanlar”da aramayalım. Büyümek için “üretmek” lazım. Biz (1) Üretim için gerekli şartları geliştiremedik. (2) Üretmek için çaba gösterecek yerde, rant ekonomisini, tüketimi sevdik.
Üretmek için gerekli şartlar nelerdir?
(1) Önce enflasyonu aşağıya çekmek, ekonomide istikrarı sağlamak gerekiyor.
(2) Sonra üretimin yapısını, ithalatı azaltacak, ihracatı artıracak bir yapıya dönüştürmek, ekonomiyi ithalat bağımlılığından kurtarmak gerekiyor.
(3) İçeride tasarruf oranlarını artıracak politikalar uygulamak gerekiyor.
(4) Piyasada bahar havasını sürdürmek uğruna dış ticaret açığını, cari açığı büyütmemek gerekiyor.

Yazının Devamı

Giselle

12 Ocak 2014

Giselle, 2 perdelik bir romantik bale. 1841 yılından bu yana dünyanın değişik şehirlerinde sahneleniyor. Türkiye’de ise ilk defa 1964 yılında Ankara’da sahnelenmişti. Geçen çarşamba akşamı İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İstanbul DOB) sanatçılarının PSM’nin (Performans Sanatları Merkezi) büyük salonunda sahneledikleri “Giselle”i izledik.
İstanbul’da opera ve bale gösterilerini gerçekleştirebilecek, sahnenin önünde orkestra çukuru olan tek salon (AKM kapandığından bu yana) Süreyya Operası salonu idi.
Atatürk Kültür Merkezi’nin opera ve bale temsillerini sergilemeye imkan veren bir sahnesi ve 1.200 koltuğu vardı. Süreyya Sahnesi’nin koltuk sayısı 400. PSM’nin hem orkestra çukuru olan sahnesi, hem de 2.200 koltuk kapasiteli, akustiği düzgün bir salonu var.
Ne var ki bu salonun gecelik kirası 24 bin dolar. İstanbul DOB yönetimi geceliği (tenzilatlı olarak) 12 bin dolardan 4 gösteri için salonu kiraladı. İlk 2 gösteride salon doldu, taştı. Süreyya Operası sahnesindeki gösterilerde bilet ücretleri 20-30 TL idi. PSM Salonu gösterilerinde izleyiciler 75-35 TL bilet ücreti ödedi.

Devlet desteği olmadan olmuyor
Şu günlerde Giselle, hem New York’ta hem Moskova’da

Yazının Devamı

2012’de %3.1 2013’te %2.7

10 Ocak 2014

2012 yılında ilk 11 ayda sanayi üretimi yüzde 3.1 artmıştı. Ekonomi (GSYH) yüzde 2.2 büyüdü.
- 2013 yılında ilk 11 ayda sanayi üretimi yüzde 2.7 arttı. Ankara’daki büyüklerimiz, ekonominin 2013’te en az yüzde 3.6 büyüyeceğini, hatta büyümenin yüzde 4.0 bile olabileceğini söylüyorlar.
Kim istemez ekonominin 2013 yılında, 2012’den daha hızlı büyümüş olmasını? Ama ortada bir terslik var.
Geçtiğimiz günlerde TÜİK’in, 2013 Kasım ayında “Takvim ve Mevsim Etkisinden Arındırarak” 2013 Kasım ayı sanayi endeksinin 2012 Kasım ayına göre yıllık olarak yüzde 4.7 oranında arttığını açıklaması aşırı iyimserliğe yol açtı. İyimserlik iyidir de aşırısı insanı yanıltır. Arındırılmamış-klasik endekse göre de artış var. Kasımda yıllık artış yüzde 4.6 oranında.

Geçen 2 yılın gerisindeyiz
İktisatçı arkadaşım Alaattin Aktaş her ayın sanayi üretiminin bir yıl öncenin aynı ayına göre nasıl değiştiğini belirleyen bir tablo hazırladı. Bu tabloya dayalı olarak da yılın başından sonra sanayi üretimindeki birikimli değişimleri hesapladı.

Yazının Devamı

Dermason 11 TL Baldo 7 TL...

9 Ocak 2014

Fasulyemizi, pirincimizi Eminönü’nde Boyabat Pazarı’ndan alırız. İzzet Gürel, “Hocam, bu yıl ürün az oldu. Fasulye fiyatı pirinç fiyatının önüne geçti” diyor.
Fasulye ve pirinç bizim halkımızın en fazla tükettiği kuru gıda ürünleridir. Pirinç fiyatı fasulyenin önünde koşarken, ne oldu da fasulye öne geçti. Ne oldu da bugüne kadar para etmeyen patates birdenbire fiyat yarışına katıldı?
Geçen yıl Eminönü’nde 7 TL’den satılan Dermason fasulye bu yıl 11 TL. Kilosu 9 TL’ye satılan İspir fasulyesi 15 TL. Yarısı pişen yarısı pişmeyen en kötü ithal fasulyenin kilosu 4 TL’den 8 TL’ye yükselmiş.
Osmancık pirinci 3 TL’den 4.25 TL’ye, Baldo pirinci 4.5 TL’den 7 TL’ye çıkmış.
Bazı satış yerlerinde fasulyenin kilosunun 14-16 TL’den satıldığı, karkas dana eti fiyatı ile aynı fiyattan işlem gördüğü söyleniyor.
Geçen yıl kilosu 1 TL olan patatesin en ucuzu 2.5 TL.

Yazının Devamı

Yabancılar sanıldığı gibi kaçıp gitmedi

8 Ocak 2014

Döviz fiyatlarının yükselmesinin ardında, döviz arzının talebi karşılamaması var. Bizde döviz arzı, açık anlatımıyla döviz gelirimiz, öteden beri döviz talebini karşılamıyor.
Cari açık veya basit anlatımıyla döviz açığı sorunu denen sorun işte bu arz ve talep arasındaki farktan oluşuyor.
Bugüne kadar açığı, yurtdışından ülkeye doğrudan yatırım için, portföy yatırımı yapmak için ve de kredi olarak giren dövizlerle karşılıyorduk.
Her ay sermaye hareketi ile ülkeye 5-6 milyar dolar giriyordu. Ülkeye her ay giren dövizlerden doğrudan yatırım niyeti ile gelenler, kalıcı dövizlerdi.
Ama portföy yatırımı için, açık anlatımıyla borsadan hisse senedi satın almak için veya Hazine’nin yüksek faizli bonolarını satın almak için ülkeye gelen dövizler kalıcı olmayan dövizlerdi. Bunlara sıcak döviz diyorduk.
Sıcak döviz diyorduk ama bu sıcak dövizler ekonomi için çok önemli idi.

Yazının Devamı