* Ağustos ayında:
İhracat 11.1 milyar dolar, ithalat 18.1 milyar dolar. Dış ticaret açığı 7.0 milyar dolar oldu.
Geçen yılın aynı ayına göre ihracatta gerileme yüzde 12.9 oranında, ithalattaki gerileme yüzde 3.4 oranında.
* Ocak - ağustos (8 ayda):
İhracat 99.4 milyar dolar, ithalat 166.9 milyar dolar, dış ticaret açığı 67.5 milyar dolar oldu.
Bir yıl öncenin 8 ayına göre ihracatta binde 5 oranında azalma var. İthalat artışı yüzde 6.3 oranında.
Açık anlatım ile ithalat yavaşlasa da ihracat ithalatı yakalayamıyor. İhracat daha fazla yavaşlıyor.
Kırşehir’de hafta sonu Ahi Evran şenliklerine katıldım. Başbakan Sayın Erdoğan’ın Ahi Evran Türbesi önündeki konuşmasını dinledim. Ahi Evran (1171-1281) Anadolu’da Türklerin yerleşik düzene geçmesinde, İslam dinini benimsemesinde etkili olmuş bir fikir adamıdır. O dönemin şartlarında teşkilatlanmalarına öncülük ettiği esnafın “piri” olarak kabul edilir ama bütün bunların ötesinde ahilik bir yaşam biçimidir. Ahlak kuralları dizisidir. Ahilik kardeşliktir. İnsan olmaktır. Ahilik ilkeleri evrenseldir. Bu ilkelere uymayanların, değer vermeyenlerin “ahilikten söz etmesi, ahilik törenlerine katılarak Ahi Evran’ı övmesi” ayıp olur, günah olur.
Kutlama programı kapsamında cuma günü, Şekerbank, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve belediyenin düzenlediği toplantıda konuşmacıydım. Katılanlara “ahiliğin ilkelerini” hatırlatmaya çalıştım.
Ahilik öncelikle “insan olmak” demektir. Kardeş olmak, yiğit olmak, dürüst olmak, kimse hakkında kötü düşünmemek, konuşmamak, kimseye kötülük yapmamak demektir. Dine inanmak, bilime önem vermek, dine göre değil, bilime göre amel eylemek demektir. Hırs kapısını kapayarak kanaat kapısını açmak demektir. Doğruluktan, haktan yana olmak demektir.
Fikir
Düşümde bir gemi gördüm/Dalları zeytin ağacı/Kanatları anka kuşu/Dalgalarla dalga geçti/Uçtu dağın tepesine/Yükün nedir diye sordum/Mütevazı yanıt verdi/Aşk taşırım/Meşk taşırım/Yediveren gül taşırım/Tuncel Kurtiz’i taşırım...
Kocaman bir saç geminin yarısını kesip, Kazdağları’nda Çamlıbel Köyü’nün yamacına, ağaçların altına getirtip oturtmuşlar. Ressam Muzaffer Akyol geminin saçlarını yağlı boya ile boyamış. Büyük bir tabloya dönüştürmüş. Ve de kendi yazdığı şiiri, gene resim yapar gibi geminin burnuna yazmış. Geminin burnunun hemen ötesinde Menend ve Tuncel Kurtiz’in evleri var.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Tuncel Kurtiz, eşi kimya mühendisi Menend Kurtiz, Menend Kurtiz’in kardeşi iktisatçı-tekstilci Erhan Şeker, küçük tasarruflarını bir araya getirmişler. Çamlıbel köyünde bir arsa almışlar. Arsanın üzerine de Zeytinbağı’nı inşa etmişler. Zeytinbağı, gurme lokantası olan sekiz odalı bir butik otel... Menend ve Tuncel Kurtiz kendi evlerini, yakın bir süre önce işte bu küçük otelin önündeki arsaya inşa ettiler.
Eski adı İda Dağı olan Kaz Dağı mitolojinin beşiği, dünyada oksijen zenginliğinde ikinci sırada.
Dağın denize bakan yamaçlarında, kıyıdan dağa doğru uzanan kısa
Türkiye’de 2 milyon 23 bin 359 esnaf ve sanatkar, 2 milyon 174 bin işletme var. Bunlar aileleriyle birlikte 8-9 milyonluk bir kesimi oluşturuyor.
Ekonomiler geliştikçe ölçek ekonomisi öne çıktığından, esnaf aynı konularda faaliyet gösteren dev işletmelerle rekabet etmeye, yaşamlarını sürdürmeye zorlanır oldu.
Süpermarketler, kasapların, manavların, balıkçıların, şarküteri dükkanı olanların, kunduracıların, tuhafiyecilerin, terzilerin, manifaturacıların, kırtasiyecilerin, kitapçıların işlerini ellerinden aldı. Yapı marketler hırdavatçıları, camcıları, marangozları, tesisatçıları üzmeye başladı.
Değişime uymaya mecburuz
Bu gelişmeler bizden önce başka ülkelerde de oldu. Başka ülkelerde de esnaf ekonomik hayattaki değişimi kabullenmek zorunda kaldı. Ama birçok ülkede her şeye rağmen esnaf kesimi yok olmadı. Belli desteklerle, değişime uyum sağlayarak yaşamlarını sürdürüyor.
Bizde de benzer gelişmeler yaşanıyor. Devlet yaşam şansı olan esnafı desteklemek için programlar uyguluyor. Eskiden esnafa sadece Halkbank kredi verirdi. Şimdilerde ticaret bankaları esnafa yatırım ve işletme kredisi vererek yaşamlarını sürdürmelerine, gelişmelerine yardım ediyor.
Ayşe Hanım Teyzem sordu. “Dolar fiyatı neden artıyor?” Ben de basitleştirerek anlattım.
Dedim ki, ”Adı üzerinde ‘Dolar Fiyatı’... Fiyat denilen şey nasıl oluşur? Önce ‘Maliyet’e göre oluşur. Sonra da ‘Arz ve talebe göre’ fiyat aşağıya iner veya yukarıya çıkar.
- Türkiye’de dövizin “maliyeti” pahalı. Türkiye’ye giren dövizin, Türkiye riskine göre üzerine binen faiz ve faize eklenen risk primi yüksek.
- Türkiye’nin riski arttıkça, yabancılar Türkiye’ye döviz göndermekten çekiniyor. Bu durumda döviz talebi aynen devam ederken döviz arzı duruyor. Fiyatlar yükseliyor.
Sakın ha, “Amerikan Merkez Bankası (FED) piyasaya her ay sürdüğü paraları azaltacak rivayeti çıktı da ondan bize döviz gelmez oldu” palavrasına inanmayınız.
Dövize göbekten bağlandık
Merkez Bankası Başkanı dün Denizli’de konuştu. Özet olarak:
- Enflasyonda hedefe ulaşana kadar faiz oranları ne indirilecek ne de yükseltilecek.
- Enflasyonda hedefe ulaşılana kadar sıkı para politikası devam edecek.
- Bugünkü dolar fiyatına bakmayın. Dolar fiyatı düşecek diyor.
Başkana göre, “Dolar seneye 1.80 TL fiyat ile girebilir. Aşırı değersiz noktasında ve bu piyasa şartlarında geri döner. Dolar 1,80 TL olmaz ise orta noktalara gelir ki o da 1,92 seviyesidir.”
“Şu aşamada paniğe gerek yok, işler kademeli olarak yoluna girecek. Kurdaki artış normal, özel sektörün tedirgin olmasını gerektirecek bir durum yok.”
Enflasyon temmuz enflasyon raporu ile uyumlu gidiyor. Dolar 1,92’de kalsaydı yılsonunda enflasyonda yüzde 6,2’yi yakalardık.”
Bu hafta Kırşehir’de 26. Ahilik Haftası kutlanıyor. Hafta boyunca devam edecek etkinliklerin amacının ahiliği yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak olduğu belirtiliyor.
Türkiye’de esnafın teşkilatlanmasının temelini oluşturan ahilik, Ahi Evran’ın başlattığı din ağırlıklı bir harekettir.
Ahi Evran 1171 (H. 567) senesinde İran’ın batı Azerbaycan taraflarında bulunan Hoy kasabasında doğdu. 1205 yılında Anadolu’ya geldi. 1262 (H. 660)de Kırşehir’de öldü. (Bazı kaynaklara göre şehit edildi.)
Zamanın en büyük alimlerinden olan Fahreddin-i Razi’nin derslerine devam ederek akli (fen) ve nakli (din) ilimleri öğrendi.
Ahmed Yesevi hazretlerinin talebelerinin sohbetlerine devam ederek tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuştu. Evhadüddin Hamid Kirmani ile tanışıp, onun talebeleri arasına katıldı.
İlim, irfan ve sanat bir arada
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesine gören kuruluşların 2000 yılındaki toplam satış rakamlarının yüzde 18.7’si net katma değer idi. 2012 yılında bu oran yüzde 11.4’e düştü.
Geçen hafta TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı’nın açılış konuşmalarını yapan Yüksek İstişare Kurulu Başkanı “Katma değer artırılmalı” dedi. Başkan ise “Yüzde 4 değil, en az yüzde 6 büyümek gerekir” diyerek uyarı yaptı.
İyi de... Katma değeri artıracak olan, katma değer artışına bağlı olarak ekonomide büyümeyi gerçekleştirecek olan Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcam değil... Sanayi kuruluşları. İSO 500 listesinde yer alan TÜSİAD üyeleri.
“Başkasına verir talkını kendi yutar salkımı” misali onlar, katma değer artırılmalı, büyüme hızlanmalı derken giderek daha az katma değer yaratarak, büyümenin düşmesine yol açıyorlar.
Katma değer nedir?
Katma değer, üretimin her aşamasında, mal ve hizmetin çıktı fiyatı ile girdi fiyatı arasındaki farktır.