Sıcak para ile de olmuyor, sıcak parasız da...

24 Aralık 2010

Merkez Bankası sıcak para girişini sınırlamaya çalışıyor. Gelen döviz vadesiz olarak gelmesin, uzun süre kalmak için gelsin diyor. Kalıcı ve uzun süre kalmak için bir ülkeye giren para ile sıcak para arasında fark var.
Kalıcı giren para fabrika kurmak için gelen paradır. Uzun vadeli para, devletin veya özel sektörün 5 yıl-10 yıl vadeli tahviline bağlanan paradır.
Bize ne kadar sıcak para geliyor?
2010 yılının ilk 10 ayında ülkeye sermaye hareketi ile 45 milyar dolar döviz girdi. Bunun sadece 4.5 milyar doları kalıcı döviz. Kalanı sıcak para denilen tür dövizdir.
Sıcak parasız yapamaz mıyız?
Bugünkü ekonomi politikası (yüksek faiz-ucuz dövize dayalı olarak 2002’den bu yana sürdürülen politika) devam ettiği müddetçe sıcak parasız yapamayız. Bu politikanın alternatifi, düşük faiz (ABD ve AB piyasaları dolayında faiz) ve yüksek kur politikasıdır. O zaman ithalat sınırlanır, ihracat artar. Cari açık (döviz açığı) sürdürülebilir büyüklüğe geriler. Sıcak parasız yaparız.
Sıcak parasız yapamaz isek sıcak paraya karşı politikaların hedefi nedir?

Yazının Devamı

30 milyon adet lastik üretiliyor 10 milyon ihracat, 5 milyon ithalat var

23 Aralık 2010

Motorlu taşıt lastiğinde sağlamlık-güven önemli. Çünkü taşıtın markası Mercedes de olsa aracın güvenilirliği 4 tekere bağlı. Kamyon, otobüs, minibüs, otomobil fark etmiyor. İşte bu nedende yerli üretimde ve özellikle ithal lastikte denetim şart.
Bundan 5 yıl önce Çin lastiği ucuz geliyor diyerek damping vergisi uygulaması başlatılmıştı. Vergi süresi doldu. Şimdi tehlike Çin’den markasız lastik ithalatının artması ve ucuzluğu nedeniyle bu lastiklerin güvenlilik ve dayanırlığının dikkate alınmadan kullanımının yaygınlaşması.
Türkiye’de yabancı sermayeli, küresel marka ile üretim yapan 4 büyük lastik fabrikası var. Bunların ilki 1962 yılında kurulan Pirelli’dir. Daha sonra Goodyear ve Uniroyal kuruldu. Goodyear Uniroyal’ı satın aldı. İzmit ve Adapazarı’nda 2 fabrikası oldu. Derken 1978 yılında Lassa açıldı. 1988 yılında Bridgestone Lassa’ya ortak oldu.
Bir de yüzde yüz Türk sermayeli Petlas var. 1974 Kıbrıs ambargosunda uçak lastiği üretmek amacıyla devlet sermayesi ile kuruluşuna karar verildi. 1976’da Kırşehir’de üretime başladı. 1997’de Kombassan’a satıldı. 2005’te Abdulkadir Özcan satın aldı.

Teknoloji önemli
Türkiye’de “dünya kalitesinde” lastik üretilebilmektedir.

Yazının Devamı

Merkez Bankası yılsonu piyasayı bombalamaya başladı

22 Aralık 2010

Yılsonuna doğru piyasa ateş altında. Merkez Bankası piyasayı bombalamaya başladı. BDDK’yı ve Maliye’yi de yanına almaya çalışıyor. Üst üste yeni yaptırımlar açıklanıyor.
Bayram değil, seyran değil, Merkez Bankası neden harekete geçti?
- Türkiye’de mevduat eskiden vadeli idi de şimdi vadesiz olmadı ki... Yıllardır mevduat vadesiz ağırlı.
- Cari açık (döviz açığı) sorunu bu yıl ortaya çıkmadı ki. Cari açık yıllardır gümbür gümbür ses çıkararak büyüdü.
- Cari açık sıcak para ile (vadesiz döviz ile) bu yıl kapanır olmadı ki... Yıllardır cari açığı büyüten de kapatan da sıcak para.
- Büyümenin tüketim artışından beslendiği, tüketim artışının arkasında ise cari açığın ve sıcak paranın olduğu bir gerçek. Bu da bugüne kadar uygulanan ekonomi politikasının omurgasını teşkil ediyor.

Yazının Devamı

Bankalarımızın güç göstergesi kâr rakamlarıdır

21 Aralık 2010

Denizbank’ın tepe yöneticisi Hakan Ateş (51), bankanın sermayesinin tamamına sahip Dexia’nın yönetim kuruluna girdi.
Dexia’nın Belçika’daki genel merkezinden yapılan açıklamada bankanın 2014 yılına kadar oluşturduğu stratejisinde, toplam kârının üçte birini Denizbank’tan elde etmeyi planladığı açıklandı.
Denizbank aktif büyüklüğü bakımından Türkiye’nin 9’uncu büyük bankası. Özel bankalar sıralamasında 6’ncı büyük banka. Kârlılık sıralamasında 5’inci banka.
Denizbank’ın sahibi Dexia grubu, 600 milyar euro aktifi ve de şemsiyesi altındaki 33 banka ile dünyanın en büyük 27’nci, Avrupa’nın en büyük 16’ncı finans grubu.
Denizbank 2009 yılı sonunda Dexia grubunun toplam aktifinin yüzde 2.5’i büyüklüğündeki aktifi ile grubun toplam kârının yüzde 28’ini elde etti. 2014 projeksiyonuna göre grubun toplam kârının yüzde 30’unu elde edecek.

Bu haberin önemli yanları nedir?

Yazının Devamı

Mevduatı olan da kredi kullanan da etkilenecek

20 Aralık 2010

Merkez Bankası (1) Faizi düşürdü (2) Bankaların mevduatdan kanuni karşılık olarak Merkez Bankası’na aktardıkları payı artırdı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ise (1) Kredi kartlarında taksitlemeyi ve nakit çekilişini zorlaştırdı. (2) Konut ve işyeri için verilecek kredilere sınır getirdi.
Ekonomik tedbirlerin (1)Makro ,(2)Mikro hedefleri ve sonuçları olur. Makro sonuçlar ekonominin bütününü, temel dengelerini, bugününü ve geleceğini belirleyen tedbirlerdir. Mikro tedbirler, halkın bu gününü etkiler. Bireyler uzun dönemde iyilik getirebilecek tedbirlerin faturasını bugünden öder.
Geçen hafta açıklanan tedbirlerin amacı (1)Yüksek faiz cazibesi ile ülkeye gelen sıcak para girişini sınırlamak için faizleri geri çekmek, (2)Ucuz döviz cazibesi ile artan iç talebi firenlemektir.
Bu tedbirler (Kısa dönemde-yarın, öbür gün) Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcamı nasıl etkiler?:
- Bankalar mevduat faizine daha düşük faiz ödeyecekler.
- Bankaların konut kredisi faizleri biraz yükselecek. Bankalar konut bedelinin en fazla yüzde 75’ine kredi verebilecek. Genelde konut kredilerinde coşku yavaşlayacak.
- Kredi kartı ile aybaşını getirmeye, borçları çevirmeye, nakit

Yazının Devamı

Mülkiye’li Aysel’i 59, Altan’ı 56 yıldır tanıyorum

19 Aralık 2010

Mülkiye’de Mali Şube’de 4 kız arkadaşımız vardı. Bunlardan biri, 4 yıl sınıf arkadaşlık yaptığımız Aysel Asal idi. Güzel, zarif bir kız olan Aysel’e çok kişi âşıktı. O kimseye yüz vermezdi. Son sınıfta ders çıkışlarında kapının önünde uzun boylu ince vücutlu bir gence rastlamaya başladık. Sonra anladık ki Aysel’i bekliyor. Ve de Aysel bu genç delikanlıya “yüz veriyor”. Bozulduk. Kıskandık. Ama yapacak bir şey yoktu.
Altan Öymen’i böyle tanıdık. Demek ki ben Aysel’i 59 yıldır, Altan’ı 56 yıldır tanıyorum.
Ulus gazetesinde çalıştığı için Mülkiye’ye devam edemeyen Altan, Aysel’in aşkı ile son sınıfta derslerin çoğuna girmeye başladı. Ve o yıl birlikte diploma aldık.
Ben Mülkiye’de “çizer”dim. Karikatür çizer, şairlerin şiirlerine desen de çizerdim. Altan Öymen ile tanıştıktan sonra birkaç yazısına çizim yaptım. Oturduğu evi su basmıştı. Mizahi bir üslupla Ulus’ta hikâye ettiği olaya çizdiğim karikatür beğenilince çok mutlu olmuştum. Daha sonra annemin Altan’ın annesi ile tanışıklığını ve dostluğunu duyunca şaşırdım.
Altan’ın annesi Nezaket Hanım, Düzce’de öğretmen iken, annem ile arkadaşlık ederlermiş. Çapa Muallim Mektebi’nden hocası Hıfzırrahman Raşit Bey (Öymen) Düzce’ye

Yazının Devamı

Nedir bu sıcak para sorunu?

18 Aralık 2010

Sıcak para, faiz almak, borsada para kazanmak için bir ülkeye “şıp diye giren, şıp diye çıkan” paradır.
(1) Ne kadar ve ne zaman geleceği, çıkacağı belli değildir.
(2) Büyük ölçüde girince ülkede döviz fiyatını düşürür. Düşük fiyatlı döviz,ucuz ithalat kapısı açar. Ucuz ithalat üretimi bozar. Döviz açığını (cari açığı) büyütür.
(3) Ucuz döviz ihracatı zorlaştırır. Üretici malını ya düşük fiyatla ihraç eder, ya da ihracat yapamaz. Üretim geriler.
(4) Ülkeye faiz için, borsada kazanmak için fazla döviz girince, bu dövizler ülkenin alın teri karşılığı ortaya çıkan gelirine eklenir. Yenilir, yutulur. İnsanlar gelirinden fazla harcama şansı elde eder. Ülke sahte bir şekilde büyümüş görünür.
Sıcak paraya kapıları kapatabilecek durumda değiliz.
(1) Döviz gelirimiz gideri karşılamıyor. İlk 10 ayda ithalat gideri 147 milyar, ihracat geliri 92 milyar, ış ticaret açığı 55 milyar dolar.Turizm ve diğer gelirlerle azaltmışız ama, cari açık 35.7 milyar dolar. Kapatmak için döviz bulmak zorundayız.

Yazının Devamı

Faizi 50 puan indirmek aspirin tedavisidir

17 Aralık 2010

Merkez Bankası gösterge faizi yüzde 7.0’den 6.5’e indirdi. Ne için bunu yaptı? Sıcak para girişini frenlemek, dolar fiyatını 1.50 TL’nin üzerine çıkarmak için yaptı.
Sadece faizin yarın puan indirilmesi sonucu sıcak para girişi frenlenemez. Çünkü döviz getirerek net yüzde 7-8 döviz faizi alanların faizindeki 0.5 puanlık azalma, faizin cazibesini yok etmez. Faizi indirebiliyor muyuz yüzde 3, yüzde 4’e... İşte o zaman sıcak para girişini frenler. Ama Türkiye’de faizin (şimdilik) o kadar aşağıya çekilmesine imkân yok.
Gelelim faiz indiriminin kuyruğuna takılacak olan bankaların kanuni karşılık oranlarını yükseltme arayışına.
Kanuni karşılık oranı artırılınca (1) Bankalar topladıkları 100 lira mevduatın daha çok payını Merkez Bankası’na devretmek mecburiyetinde kalır. Böylece kredi olarak kullanabilecekleri imkânları daralır. (2) Müşteriden topladıkları 100 liranın tamamı için faiz öderken, Merkez Bankası’na bu paranın bir bölümünü faiz almadan yatırdıkları için, kaynağın maliyeti artar.
Merkez Bankası kanuni karşılık oranını neden artırıyor? Kredi genişlemesinin sınırlandırılması isteniyor. Böylece tüketimdeki artış durdurulacak. İnsanlar daha az tüketince, daha az ithalat

Yazının Devamı