Rusya ile iyi ilişkiler bizim için çok önemli

15 Ocak 2010

Başbakan Sayın R. T. Erdoğan’ın Rusya gezisi Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi açısından yararlı. Rusya ile ilişkiler bizim için çok önemlidir.
- Enerji konusunda Rusya’ya bağımlıyız. Doğalgaz ve petrolde bağımlıyız. Nükleer santral projesi bu bağı artıracak.
- Rusya Türkiye için çok, hem de çok önemli ve büyük bir pazar. Mal satıyoruz. Büyük ve küçük müteşebbislerimiz Rusya’da iş kuruyor. Müteahhitlerimiz iş yapıyor.
- Rus turistler ülkemize geliyor.
Biz hem Rusya’ya enerji konusunda göbekten bağlıyız, hem de ABD’nin Rusya aleyhine geliştirdiği enerji projelerinde aktif rol alma zorunda kalıyoruz. Bu ise Rusları fazlasıyla rahatsız ediyor.
Anadolu’da bir deyim vardır: “İki cami arasında bi-namaz” derler. İşte o biçim. Hem ABD’yi memnun etmek, hem de Rusya ile bozuşmamak için ne yapacağımızı bilemiyoruz. Güney Hattı denilen Rus projesine karşı Amerikalıların geliştirdiği Nabucco projesine imza attık. Bu olayın “tarihi” olduğunu bize söylediler. Nabucco’nun karşıtı olan Güney Hattı projesine imza attık. Bu imza töreni de “tarihi” olarak kayda geçti. Derken altı ay önce Başbakan Putin’in Ankara’ya yaptığı bir günlük ziyaret “Tarihi buluşma/Tarihi anlaşma” olarak

Yazının Devamı

Telefon dinleme yetmedi, Ankara ceplerdeki parayı izliyor

14 Ocak 2010

Telefon dinleme ne ki? Bilemediniz on bin, bilemediniz elli bin kişinin telefonu izleniyor. Ankara şimdi daha büyük bir işe soyundu. Halkın tamamının cebindeki para günü gününe izleniyor. Kimin nesi var, nesi yok, Ankara’da kayda geçiyor.
Ankara’da bilgisayarın başına oturan devlet görevlisi, (diyelim ki) “Ali Rıza Kardüz Bey’in nesi var, nesi yok?” diye meraklandı. Önce bilgisayardan Ali Rıza Kardüz’ün vatandaşlık numarasını buluyor. Bunu yazıp düğmeye basıyor... Ali Rıza Kardüz’ün nesi var, nesi yok ekrana dökülüyor.
Üzerine kayıtlı kaç ev, arsa var, ne zaman almış kaça almış, otomobilinin markası ne, kaç yıllık, bankada ne kadar parası var, ne kadar aylık alıyor, kiradan eline ne geçiyor, ne kira ödüyor, hangi kredi kartıyla, nerede, ne kadar harcama yapmış, kendine son aylarda neler almış, hesabından kime ne kadar para göndermiş, ne kadar dövizi, ne kadar hisse senedi var? Hepsi... Ama hepsi ekranda görülüyor.
Sanmayınız sadece Ali Rıza Kardüz gibi saf ve bakir Türk vatandaşları izleniyor. Hayır, bu ülkede yaşayanların tamamı, Cumhurbaşkanı’ndan yeşil kart kullanıcısı Kezban Hanım’a kadar herkes izlenmekte.

Kişilik ‘mahremiyeti’ yok oldu
Böyle bir şey dünyanın hiçbir

Yazının Devamı

İkrazatçı sayısı 28’e düştü

13 Ocak 2010

İkrazatçı sayımız 28’e düştü. Bu ihrazatçıların sermaye toplamı 94 milyon TL. 2008’de işlem sayıları 63.567, kullandırdıkları toplam kredi 417 milyon TL. Bizde tefeciler ile ikrazatçılar birbirine karıştırılır. Devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine Hazine Müsteşarlığı tarafından faaliyet izni verilen gerçek kişilere “ikrazatçı” denilir
İkrazatçılar, devletin izin ve denetimiyle faiz karşılığı para dağıtan kişilerdir. İzin almadan bu işi yapanlara “tefeci” denilir.
İkrazatçılık 1933 yılında çıkarılan 2279 sayılı Ödünç Verme İşleri Kanunu ile düzenlenmişti.1983 yılında yürürlüğe giren 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ile, izin, faaliyet ve denetim şartları yeniden belirlendi.
İkrazatçılar sadece kendi imkânları ile başkalarına borç verebilirler.

Tahvil ihraç edemezler
Kanun hükmündeki kararnameye göre, ikrazatçılar, ikrazatçılık faaliyeti dışında hiç bir iş yapamayacakları gibi mevduat veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı para toplayamazlar.

Yazının Devamı

Müteahhitlerin işleri artıyor ama ülkeye döviz girmiyor

12 Ocak 2010

Yurtdışında iş yapan Türk müteahhitlik firmalarıyla ilgili haberler göğsümüzü kabartıyor. Ama yurtdışındaki bu başarının meyvesini biz göremiyoruz. Ülkeye döviz girmiyor.
Müteahhitlerin Türkiye’ye getirdikleri dövizi Merkez Bankası izliyor. İnşat gelirleri her ay ödemeler dengesi tablolarında “hizmet geliri” olarak gösteriliyor.
Ancak, müteahhitlerimizin yurda getirdikleri döviz, yaptıkları işlerin büyüklüğünü gösteren rakamların ve açıklanan gelir büyüklüğünün yanında fındık fıstık parası gibi.
Son habere göre, Enka ile Gama, Avrupa’nın 100 inşaat lideri arasına girmiş. Taahhüt gelirleri açısından Enka’dan sonra sıra ile Gama, Tekfen, Yüksel ve Alarko geliyormuş.
Enka’nın cirosu 4.7 milyar euro, Tekfen’inki 1.2 milyar euro imiş.

İşler iyi

Yazının Devamı

ABD’nin işsizlik göstergeleri kötü

11 Ocak 2010

Geçen hafta sonu ABD’de açıklanan iki gösterge moralleri bozdu. 1) Halk ve şirketler daha az kredi kullanıyor. 2) İş aramaktan vazgeçenlerin sayısının artmasına rağmen işsizlik oranı azalmadı. Amerikalılar daha az banka kredisi kullanıyor. Kasım ayında kredi toplamında 17.5 milyar dolar azalma oldu. Geçen 10 aydır kredi kullanımında azalma devam ediyor. Açıklamaya göre kriz havasından kurtulamayan tüketici ve üretici daha az borçlanıyor. Kredi kartı ile harcamalardaki gerileme durmadı.
Bu olumsuz tabloyu daha da olumsuz hale getiren aralık ayına ait istihdam rakamları. Başkan Obama aralık ayında işten çıkarmaların sona ereceğini tahmin ediyordu. Fakat aralık ayında 85 bin kişinin daha işini kaybettiği, işsizlik oranının yüzde 10 olduğu açıklandı.
İşsizlik azalmıyor
Bizde nasıl ki açıklanan işsizlik rakamlarına bazı eklemeler yapılarak farklı işsizlik oranları bulunuyor ise, ABD’de de bu yapılıyor.
- İşgücünden (çalışmaya hazır nüfustan) 661 bin kişinin (iş bulma ümidini yitirdiği, okula gittiği veya aileleri ile yaşamaya başladığı için) iş aramaktan vazgeçtiği varsayılıyor. n Krizden sonra çok sayıda işçi yarı zamanlı çalışmaya başladı.
İş aramaktan vazgeçtiği varsayılanlar

Yazının Devamı

Taksiciden al haberi

10 Ocak 2010

Taksiye bindiğinde, sürücünün yanındaki koltuğa oturur, sürücüyle sohbet ederim. O sohbetlerde çok şeyler öğrenirim.
Taksiciler toplumun da ekonominin de nabzını tutarlar. O kadarla da kalmaz. İç politikada olan biteni çok iyi izlerler, sağlıklı değerlemeler yaparlar. Çünkü gün boyu onlar her kesimden, her yaştan insanla temas ederler.
Yolumuz epey uzundu... Sohbeti açmak için, “Bu kriz sizi etkiledi mi?” dedim. Başladı anlatmaya... ”Epey borçla yakalandım... Neden borçlandım, neden bu kadar borçla krize yakalandım diye üzüleceğim ama üzülemiyorum...
Hani çok kimse, bankaların kolaylıkla verdikleri tüketici kredileri nedeniyle ve de bankaların dağıttıkları kredi kartları sonucu oluşan kart borçları nedeniyle bankaları suçluyor ya...
Ben farklı düşünüyorum... İyi ki bankalar tüketici kredilerinde, kredi kartı borçlarında bu kadar cömert davrandı, halka yapamayacaklarını yapma şansı yarattı diyorum.

İki kız okutmak kolay değil

Yazının Devamı

Kriz alt gelir grubunu eziyor

8 Ocak 2010

Milli gelir (üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeri) geriledi. Tüketim harcamaları azaldı. Kayıtlı (resmi) işsiz sayısı, bankalara borçlarını ödemeyenlerin sayıları ve ödeyemedikleri borç rakamı, protesto edilen
senetlerin, ödenmeyen çeklerin
sayısı ve miktarı arttı.
Açıklanan rakamlar yaklaşık 70 milyonun durumunu yansıtıyor. Fakat 70 milyonun (doğrusu 68.4 milyon kişidir) tamamının geliri gideri aynı değil. Gelir dağılımı bozuk. Bu ülkede bir yıl içinde elde edilen toplam gelirin yüzde 5.8’ini en fakir 14 milyon insan paylaşırken, en zengin 14 milyon insanın toplam gelirden aldıkları pay yüzde 46.9 oranında. (TÜİK 2007 rakamları. Daha yeni bilgiler yok!)
Nüfusun 42 milyonu bir yılda elde edilen gelirin (katma değerin) yüzde 31.6 ile yaşarken, nüfusun 28 milyonluk bölümü toplam gelirin yüzde 68.4’lük bölümüne sahip oluyor.
Türkiye’de 17.7 milyon hane var. Her hanenin geliri, (fertlerin geliri nasıl farklı ise işte öyle) farklı. Her hanenin gelirinin kaynağı da farklı. Hanelerin 9.2 milyonunun gelir kaynağı maaş ve ücret, 3.3 milyonunun emekli maaşı, 3.4 milyonunun müteşebbis geliri, 220 bininin kira geliri ve 72 bininin menkul kıymet (tahvil-bono) geliri. Kalan haneler

Yazının Devamı

Emekli maaşlarına zam ‘iyi olmuştur’

7 Ocak 2010

SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerinin maaşlarının (az da olsa) artırılması iyi olmuştur.
Başbakan Sayın R. T. Erdoğan SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerinin sayısının 7 milyon 327 bin 800 olarak açıkladı. Kabaca, Türkiye’deki her üç hanenin birine emekli maaşı artışı sonucu, az da olsa, bir miktar daha para girecektir.
Bizim SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerimizin sayısı Yunanistan’ın tüm nüfusu büyüklüğünde. İşte onun içindir ki, maaşlarına ufak bir zam yapılsa bile, zammın bütçeye yükü büyük oluyor.
Başbakan Sayın R. T. Erdoğan’ın açıklamasına göre zamların yıllık faturası 3 milyar 42 milyon TL büyüklüğünde. 2010 yılı bütçesi bağlanırken bu zamlar için bütçeye ödenek konulmamıştı. İşte bu nedenle bütçenin açığı artacaktır. Artan açık ya daha çok borçlanılarak ya da vergilere daha çok zam yapılarak karşılanacaktır.

Hanelere giren para artacak
Sayın Erdoğan’ın açıklamalarına göre,

Yazının Devamı