Sigara zammı yabancı sigara üreticilerine verilecek

6 Ocak 2010

Yılın sonunda hükümet önce yabancı sigaracıların vergisini indirdi, sonra da halkın vergisine bindirdi. Açık anlatımıyla, halktan alınacak zam, yabancı sigara üreticilerine verilecek.
- 29 Aralık 2009 Tarihinde hükümet “Tütün Fonu”nu sıfırladı. Tütün Fonu ile, yurda ithal edilen tütünlerin bir kilosundan 3 dolar, yabancı üretimi bir paket sigaradan 40 sent vergi alınıyordu. Bundan sonra yabancılar Tütün Fonu’na bu ödemeyi yapmadan tütün ve sigara ithal edebilecek. (Böylece yabancı sigara üreticileri devlete para ödemekten kurtuldu.)
- 31 Aralık 2009 tarihinde hükümet sigara fiyatlarına ortalama yüzde 15 oranında zam yaptı.(Böylece halk, yabancı sigara üreticilerinin ödemeyeceği fon katkısını karşılayacak.)
- Sonuç: Yabancı tütün ve sigara ithal edenlerin maliyeti azaltıldı. Yabancıların ödemeyeceği fon kesintisini sigara içenler zam olarak ödemeye mahkûm edildi.
Bu vergi indirme ve bindirme hikâyesi çok ilginçtir. Çünkü sadece sigara içenleri ilgilendirmiyor, Türkiye’de tütün ekenleri ve Türk ekonomisini de ilgilendiriyor.
Tütün Fonu 1986 yılında oluşturuldu. Fona sağlanacak gelirle Türk tütününün üretimi ve ihracatı ile Tekel’in Türk tütünüyle yurtdışında üretim yapacak

Yazının Devamı

Halkı ilgilendiren konut harcamaları-gıda-ulaştırma enflasyonu

5 Ocak 2010

Halkın cebinden çıkan 100 TL’nin ortalama 28 TL’si gıdaya, 18 TL’si konut harcamalarına (kira-ısıtma-yakacak ve konut ile ilgili diğer harcamalara), 12 TL’si ulaştırmaya (dolmuş, benzin gibi harcamalara) gidiyor.
Bu 3 kalem, toplam tüketim harcamalarının yüzde 60’ına yakınını oluşturuyor. Özellikle alt gelir grupları için bu üç kalem harcama, olmaz ise olmaz harcamalar.
İşte bunun için bu 3 kalemdeki fiyat hareketleri halkı çok ilgilendiriyor.
2009 yılının tümünde (12 aylık ortalamaya göre) gıdada (ve alkolsüz içeceklerde) fiyatlar yüzde 8.02 oranında, konut harcamalarında yüzde 8.82 oranında, ulaştırmada yüzde 0.24 oranında arttı.
2008 Aralık ayından 2009 Aralık ayına (bir önceki yılın aynı ayına) göre fiyat artışları ise gıdada yüzde 9.26 oranında, konutta yüzde 2.31 oranında, ulaştırmada yüzde 7.89 oranında gerçekleşti.
Tüm tüketim harcamalarını kapsayan TÜFE endeksine göre, 12 aylık ortalama enflasyon yüzde 6.25 oranında. Aralık-Aralık fiyat artış oranı ise yüzde 6.53 düzeyinde.

Yazının Devamı

Bardağın dolu tarafı (Bir okuyucu mektubu)

4 Ocak 2010

Paul Krugman’ın New York Times gazetesinde yayımlanan, ”ABD için 2000 yılının ilk 10 yılını büyük bir sıfır (The Big Zero)” olarak değerlendirdiği yazısını özetledikten sonra, Türkiye’de de geçen 10 yılda istenilen/beklenen ölçüde iyilikler görülemediğini yazmıştım. (29/12/2009)
ABD’de bir finans kuruluşunda çalışan Sayın İbrahim H.Ulusal bu yazım üzerine “Bardağın sadece boş tarafından söz etmeyin. Dolu tarafına da bakın” diyerek, son 10 yılda Türkiye için önemli olduğuna inandığı olumlu gelişmeleri sıralayan bir mesaj gönderdi. Sayın İbrahim H. Ulusal’ın mesajını sayın okuyucularıma aktarıyorum:
“Türkiye’de son 10 yılda ekonomik, eğitim ve sosyal yaşamda ciddi bir gelişme görülmediğini yazıyorsunuz. Kamunun yayımladıklarından daha güvenilir olduğuna inandığım bazı bilgilere/göstergelere göre son 10 yılda Türkiye’de ekonomik ve sosyal yaşamda küçümsenemeyecek gelişmeler olduğu iddia edilebilir.
- İMKB’de hisse senetleri işlem gören 100 büyük şirketin durumunu yansıtan hisse senetlerinin dolar endeksi,
- Devletin borç senetlerinin faiz oranlarının değişimi,
- Dış kredi piyasalarında ülkenin kredi riskinin göstergesi olan risk priminin değişimi (Credit default swap)

Yazının Devamı

Mağazalar tenzilatla ‘gel gel’ yapıyor

3 Ocak 2010

New York
Macy’s’in kapısından içeriye zor girebildik. Alt kattaki yüksek tavanlı büyük satış bölümünde insanlar belediye otobüsündeymişçesine balık istifi idi. Yürüyen merdivene ulaşabilmek ancak onu bunu iterek mümkün olabiliyordu.
Macy’s’in New York’ta Herald Square’daki mağazasının dünyanın en büyük mağazası olduğu söylenir. 1900’ün başlarında yapılan dev binanın içinde insan kaybolur. Macy’s, alt ve orta gelir grubuna satış yapar. Bu nedenle bazıları Macy’s yazılı torbalarla sokakta görülmekten utanır.
Göstergelere bakılırsa Amerika’da insanlar para harcamaya başlamadı. Ekimde perakende satışlar yüzde 2 geriledi. Kasım rakamları, yüzde 1.9 artışı gösteriyordu. Gözlemciler halkın para harcamaktan korkmaya devam ettiğini söylüyor.
İyi de New York’ta yılbaşı öncesi sokakları ve mağazaları dolduranlar kimdi, ne yapıyordu? Rahmetli Vitali Hakko derdi ki, Amerika’da yıllık perakende satışların üçte biri Şükran Günü başlayan, Christmas ile devam eden ve yılbaşında sona eren “Holiday Season” diye adlandırılan “Yıl sonu tatil döneminde” gerçekleştirilir.

Her yıl tatil döneminde müşteriye gel gel yapmak için tenzilatlı satış yapılır ama bu yıl tenzilatlı satışın “cılkı çıkmış”.

Yazının Devamı

Hoşgeldin zamlı ve gamlı yeni yıl

1 Ocak 2010

Halkın geliri artmazken, halkın en fazla para harcadığı mal ve hizmetlerin fiyatının artması, fakirin daha fakir olmasına yol açar.
Yeni yıla girerken hükümetin, halkın en fazla para harcadığı mal ve hizmetlerdeki dolaylı vergilerle, köprü ve otoyol geçiş ücretlerini artırması, daha çok alt gelir grubundakileri üzecektir.
Vergilemede esas olan insanların gelirleri ölçüsünde devlete ödeme yapmasıdır. Buna doğrudan vergileme denilir. Dolaylı vergide ise zengin ve fakir aynı vergiyi öder. Sonuçta vergi yükü fakirin sırtına biner.
Açıklanan zamlar (1) Orta ve alt gelir gruplarının otobüs, dolmuş ücretlerinin,
(2) Çiftçinin mazot faturasının yükselmesine,
(3) Bunlara bağlı diğer mal ve hizmetlerde fiyat artışına yol açacaktır. (4) Bu ise halkı genel bir fiyat artışı bekleyişine sokacaktır.

Yazının Devamı

‘Açılım’ işsizlik ve fakirliği unutturdu

31 Aralık 2009

2009 yılı bitiyor. Bu yıla önce “Ergenekon” sonra “orduyu yıpratma eylemleri” ve nihayet “açılım” damgasını vurdu. Yılın sonuna doğru “açılım” konusu o kadar öne çıktı ki, işsizlik ve fakirlik unutuldu.
Dünyada ise, her ülke krizin ortaya çıkardığı işsizlik ve fakirlik sorununu çözmeyi 2009 yılının bütününde gündemlerinin başına oturttu.
Bizim için işsizlik ve fakirlik ülkenin sadece Batı yakasının “ekonomik” sorunu değildir. Doğu yakasının, sosyal, ekonomik, etnik sorunlarının da kaynağıdır.
Açılım konusundaki başarısızlık, ülkenin Doğu yakasının ekonomisinin daha da kötüye yönelmesinin önünü açacaktır.
Kürt sorununun temelinde Doğu’da yaşayan vatandaşlara iş ve aş imkânı verilememesi yatmaktadır. Batı yakasında yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımız ile Doğu yakasındakiler arasındaki fark buradadır.

Terör fakirliği artırıyor

Yazının Devamı

Olabilir de... Olmayabilir de...

30 Aralık 2009

Başbakan Yardımcısı Sayın Babacan dün bir konuşma yaptı. IMF ile ilişkiler konusunda da açıklamalarda bulundu. Sayın Babacan diyor ki,
- IMF ile anlaşma olabilir de... Olmayabilir de...
- Olursa 2 yıllık olur. Ama “olursa” demek, olmama ihtimali de var demektir.
- Olmuş bitmiş bir şey yok, müzakerelere devam ediyoruz. Ama yüz yüze değil. Elektronik ortamda mesajlaşıyoruz.
- IMF ile müzakerelerde ana sorunlar aşıldı. Ama detayda sorunlar var.
- Ama bugün için müzakerelerde iyi bir noktadayız.
- Olası anlaşma aciliyetten değil, büyümeyi desteklemek için olacak.

Yazının Devamı

2000’in ilk 10 yılı büyük bir ‘sıfır’

29 Aralık 2009

New York
Üçüncü bin yıl kimine göre 2000’de kimine göre 2001‘de başladı: 2000’de başladığını kabul edenlere göre, 2009 yılının tamamlanmasıyla üçüncü bin yılın ilk 10 yılı da sona eriyor.
Acaba üçüncü bin yıla ne beklentilerle girdik? Üçüncü bin yılın ilk 10 yılında dünyada ve ülkemizde neler oldu?
Dün The New York Times gazetesinde yayımlanan, Paul Krugman’ın yazısının başlığı (The Big Zero) ‘Büyük Bir Sıfır’ idi.
Paul Krugman üçüncü bin yılın ilk 10 yılını Amerikalılar açısından değerlendiriyordu. Hiç de iyi şeyler olmadı diyordu. Sonra da sıralıyordu: Yeni iş imkânları yaratılamadı. Ortalama Amerikan ailesinin yaşam düzeyi iyileşemedi. Konut fiyatları enflasyonun gerisinde kaldığından Amerikan halkı varlıklarının azaldığını düşünüyor. Sağlık ve emeklilik sisteminde iyileşme olmadı. Bunlar Paul Krugman’ın Amerika için yaptığı değerlendirmenin özeti.
Acaba Türkiye’de üçüncü bin yılın ilk on yılı nasıl geçti?
Biz 2000 yılına ekonomik ve sosyal bakımdan yılgın olarak girdik. 2000’li yıllar için iyimser beklentilerimiz, ümitlerimiz vardı.

Yazının Devamı