Enflasyonun geleceği döviz fiyatına bağlı (ve de ucuz ithalata)

4 Kasım 2006

Görülen odur ki, dış şartlar ve iç politikalar çerçevesinde 2006 yılında enflasyon yüzde 10 dolayında gerçekleşecektir. 2007 yılında dış şartlar ve politikalar değişmezse (ekonomide beklenmedik bir kaza bela çıkmazsa) fiyatlarda yıllık ortalama artış oranının yüzde 6-7 dolayında gerçekleşmesi mümkündür.İşte bu nedenle 2006 yılında yıllık net geliri yüzde 10'dan daha az artanlar, 2007 yılında gelirleri yüzde 7 dolayında artmayacak olanlar enflasyondan zarar göreceklerdir. Reel gelirler, reel satın alma güçleri düşecektir. Ekim ayında tüketici ve üretici fiyatları endekslerindeki değişim oranları, fiyat hareketlerinin yönünü ve şiddetini göstermesi bakımından tabii ki, önemlidir amma... Halkımız bir ay önce fiyatların nasıl değiştiğinden çok, yıllık enflasyonun ne olacağına bakar. Halkımız için önemli olan, kendi gelirindeki, aile gelirindeki yıllık artışın, enflasyonun altında kalıp kalmayacağıdır. Tabii ki 2006 yılında yüzde 5 enflasyon hedefinin tutturulmaması olumsuz bir gelişmedir. Ama 2006 yılında ekonomide ortaya çıkan çalkalanmalara rağmen enflasyonun yüzde 10 dolayında dizginlenmesi de önemlidir.İç ve dış şartlar enflasyonun yüzde 10'un üzerine tırmanmasını önlemiştir.

Yazının Devamı

'Hoca makbuzu' ile toplanan paralar eridi gitti

3 Kasım 2006

Yurtdışında çalışan vatandaşlarımız, gelirlerinin büyük bölümünü biriktiriyordu.Avrupa'daki işçilerin birikimleri, Türkiye'de çok kişinin "iştahını kabarttı". Çok kişi ve kuruluş bu tasarrufları ele geçirmek için formüller geliştirmeye başladı.Avrupa'daki vatandaşların bekleyişi (1) Tasarruflarına yüksek getiri sağlamak, (2) Yurda döndüklerinde kendilerine veya çocuklarına bir iş bulmaktı.Bu bekleyişi değerlendiren bazı fırsatçılar, Avrupa'daki vatandaşlar için özel bir model (bir saadet zinciri) geliştirdi.Avrupa'daki işçiler ve aileleri genelde yörelerinde cami olarak kullanılan, namaz vakti dışında Türklerin birbiriyle buluşup sohbet ettikleri mekânlarda toplandığından "işyeri "olarak camiler, "iş güder" olarak da hocalar seçildi. Yurtdışındaki vatandaşlarımız tasarruflarını ona buna kaptırdı. Şu günlerde belli şirketlerin adı verilerek gündeme getirilen sistemi, okuyucularıma anlatayım. Vatandaşlara anlatılan şu idi: "Sizlerden para toplayacağız. Bu paralarla sizin yörede fabrika-mağaza kuracağız. Fabrikanın-mağazanın ortağı olacaksınız. Yurda döndüğünüzde siz veya çocuğunuz orada çalışacak. Vereceğiniz paraya yılda yüzde 20-30-40 net gelir payı ödemeyi garanti

Yazının Devamı

Merkez: Faiz yüksektir, yüksek kalacaktır

1 Kasım 2006

Ekonomide her politika kararı ekonomideki oyunculara gönderilen bir mektuptur. Ekonomiyi yönlendirenlerin açıklamalarından "sinyal"i (mesajı) alan oyuncular, mesaja göre davranır.Merkez Bankası'nın önceki günkü ve dünkü açıklamalarında, oyunculara verilen sinyal şudur: Merkez Bankası 2006 yılı sonuna kadar faizi indirmeyecek.2007 yılında da yüksek faiz uygulaması devam edecek.Döviz getiren, döviz bozduran, YTL ile yüksek reel faiz alacak.Dövizden YTL'ye geçen, 2007 yılında da kazanacak. Önceki gün ve dün Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaların özeti şudur: "Faizler yüksektir. 2007 yılında da yüksek kalacaktır. Döviz fiyatı sabit tutulacaktır. Hükümetimiz, halkımız ve yabancı yatırımcılar ona göre gereğini yapsın." Dövizden YTL'ye geçişin sürmesi, döviz bozduranların, döviz fiyatındaki yükselme nedeniyle bir zarara uğramaması için Merkez Bankası gerekeni yapacak. Gerekirse faizi daha da fazla yükseltecek.Ey, yurtdışından döviz getirenler... Ey, Türkiye'de dövizi olanlar... Dövizinizi bozdurunuz. Ey, YTL si olanlar, döviz almaya kalkmayınız. Merkez Bankası biliyor ki, bu uygulamanın sonunda: Yüksek reel faiz nedeniyle bütçeden faize ayrılacak kaynak artacak.Yüksek reel faiz

Yazının Devamı

Sezer'in davetinde kadınlar ekonomi konuştu

31 Ekim 2006

Benim katıldığım gruplarda kadınların ekonomiyi sorması, erkeklerin sadece politika konuşması dikkatimi çekti.Merak ettiğim, davete katılanların Cumhurbaşkanımızın ve eşinin ellerini sıkarken "ne söyledikleri" idi...Koç topluluğunun eski tepe yöneticilerinden Dr. Nusret Arsel, Cumhuriyet Bayramı öncesi bana sordu: "Biz şeker ve kurban bayramlarında birbirimizi arayarak 'bayramınız kutlu olsun' diyoruz da, neden Cumhuriyet Bayramı'nda, birbirimizi arayarak, 'Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamıyoruz?"Acaba kaç kişi Cumhurbaşkanımızın ve eşinin elini sıkarken "Cumhuriyet Bayramınızı kutlarım" dedi diyerek meraklandım... Cumhuriyetin 83'üncü yılını kutlamak için Çankaya Köşkü'ne davet edilenler Cumhurbaşkanımızın ve eşinin elini sıkmak için dış salonda bekleşirken ve el sıktıktan sonra iç salonda dolaşırken birbiriyle bolca sohbet etti. Çankaya'daki davete katılanların çoğunu pırıl pırıl üniformalar içindeki kumandanlarımız ile yargı organlarının başkanları ve üyeleri teşkil ediyordu. Çok sayıda üniversite rektörü ve sanatçı da davete katılmıştı. Büyük holdinglerin, bankaların sahip ve tepe yöneticileri, özel sektörün dernek ve kuruluşlarının başkanları ya davet edilmemişti ya davet

Yazının Devamı

Düzce'de 304 yatırımcı arazi tahsisi için sırada bekliyor

30 Ekim 2006

Birinci Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrika yapacaklara yer kalmamış. Valilik ikinci organize sanayi bölgesinin hazırlığı içinde. Üçüncü organize sanayi bölgesi için yer aranıyor. Organize sanayi bölgeleri dışında sanayicilere tahsis edilebilecek Hazine arazileri belirleniyor.İki organize sanayi bölgesi için yatırım başvurusu yapan 369 firmanın 65'ine yer bulundu. 304 firma için arazi arayışı sürüyor.17 Ağustos 1999 depreminde Düzce'de taş üstünde taş kalmamıştı. Enkaz altından 685 kişi çıkarılabildi. 270 kişi öldü. 1157 yaralı vardı.Devlet önce çadır dağıttı. Sonra da kısa süre her biri 100 metrekare, 3 odalı, kaloriferli tam 8350 konut yaptı. Bu konutlarla 6 mahalle oluştu. Kanalizasyonu, suyu, okulları, çarşıları, parkları, sosyal tesisleriyle modern bir şehir ortaya çıktı. Bazı illerimiz, bomboş topraklarına "yatırım" yapacak işadamlarını beklerken, Düzce ilinde yatırım yapacak işadamları arsa bulmak için sırada bekliyor. Düzce'de yaşayanlar için fındık ve tütün çok önemli ürünlerdir. Ama tütün de, fındık da para etmiyor. Bu nedenle Düzce sanayileşmek zorunda.Düzce, İstanbul su toplama havzasında olduğundan sanayiye izin verilmiyordu. Bakanlar Kurulu kararıyla Düzce'nin

Yazının Devamı

Cumhuriyet Bayramı ile "var olmayı" kutluyoruz

29 Ekim 2006

Cumhuriyetin ilanından öncesi ve sonrası dönemde olan bitenler hatırlanmazsa Cumhuriyet Bayramı'nın önemi anlaşılamaz."15 Mayıs 1919 Yunanlılar İzmir'e çıktı. / 18 Mart 1920 İstanbul'da Osmanlı Meclisi (Meclis-i Mebusan) son toplantısını yaptı. / 20 Mart 1920 İtilaf Devletleri askerleri İstanbul'u işgal etti. / 23 Nisan 1920 Ankara'da "Büyük Millet Meclisi" toplandı. / 22 Ağustos 1922 "Sakarya Meydan Savaşı" başladı. / 30 Ağustos 1922 "Dumlupınar Meydan Savaşı" kazanıldı. / 9 Eylül 1922 Türk ordusu İzmir'e girdi. / 1 Kasım 1922 Saltanat kaldırıldı. / 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması imzalandı. / 29 EKİM 1923 CUMHURİYET İLAN EDİLDİ. / 1 Mart 1924 Halifelik kaldırıldı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğrenim birleştirildi. / 20 Nisan 1924 "TC Anayasası" kabul edildi. / 17 Şubat 1925 "Aşar" kaldırıldı. Uluslararası ölçü sistemine geçildi. / 24 Kasım 1925 Şapka Kanunu çıkarıldı. Cumhuriyet Bayramı, Türklerin yok olmaktan kurtulmalarını, bugün yaşadıkları topraklara sahip olmalarını kutladıkları bir bayramdır. 30 Kasım 1925 tekkeler kapatıldı. / 26 Aralık 1925 Uluslararası takvim ve saat kabul edildi. / 17 Şubat 1926 Medeni Kanun kabul edildi. / 15-20 Ekim 1927 G. M. Kemal, Halk Partisi

Yazının Devamı

16 milyon kişi, banka işlemlerinde interneti kullanıyor

28 Ekim 2006

Bu yazıdan sonra Türkiye Bankalar Birliği internet bankacılığıyla ilgili rakamları yayımladı. Dün özeti Milliyet Ekonomi sayfasında da yer alan açıklamaya göre, internet bankacılığında müşteri sayısı 16 milyonu aşmış durumda.Sadece bireysel müşteriler değil kurumlar da (şirketler de) internet bankacılığından yararlanıyor. İnternet bankacılığından yararlanan kurum sayısı 750 bine ulaşmış.2006 Haziran ayı sonu itibariyle internet bankacılığındaki işlem sayısı 37 milyon, işlem tutarı ise 103 milyar YTL. (Yaklaşık 700 milyon dolar) dolayında. Bankalardaki hesaplarına internetle ulaşanların, şifrelerinin kırılması veya kendi hataları sonucu şifrelerinin başkalarının eline geçmesi yüzünden ciddi kayıplarla karşılaştıklarını yazmıştım. Rakamlardan anlaşıldığı gibi, bireyler ve kurumlar internet bankacılığından giderek daha yaygın şekilde yararlanmaya başlıyor.Bankaların ilgili bölümlerinin yöneticileri, bu yaygın uygulamaya göre, şifresinin kırılması veya şifrelerin yanlış kullanılması, kullanıcının şifresini başkalarına açıklaması nedeniyle, internet bankacılığından zarara uğrayanların sayılarının (göreceli olarak) çok az olduğunu söylüyor.Banka yetkilileri, internet bankacılığında

Yazının Devamı

Yüz yıl önce de bütçenin yüzde 30'u faize gidiyordu

27 Ekim 2006

Masafi-i umumiyye (toplam giderler) bütçesi ikiye ayrılmış: (1) Düyun-ı umumiyye (faiz giderleri). (2) Hidemat-ı umumiyye (faiz dışı harcamalar). Osmanlı'nın 1909 gider bütçesinde faize ayrılan ödeneklerin payı yüzde 31.2, faiz dışı harcamalara ayrılan pay yüzde 68.8 oranında.1854 Kırım Savaşı borçlanmasıyla başlayan ve 1879 düyun-ı umumiyye ile sonuçlanan 25 yıllık borçlanma dönemi sonunda, Osmanlı bütçesinin her yıl yüzde 30 dolayındaki kısmını faize ayırmış. Osmanlı Devleti Maliye Nezareti'nin istatistik mecmuası "İhsaiyat-ı Maliye"nin 1909 yılına ait ilk sayısı, "tam basım" olarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlandı. Bu yayında, Osmanlı devletinin 1909 yılı bütçesi var. İktisatçı Nazif Ekzen, yüz yıl önceye ait bu bilgilerden hareketle, "Acaba yüz yıl sonra durum nedir?" diyerek bir değerleme yapmış. Nazif Ekzen'in değerlemesi Anka Günlük Bülteni'nde yayımlandı.Nazif Ekzen diyor ki, "1988 yılından sonra giderek tırmanan iç borçlanma sonunda, TC bütçeleri de Osmanlı bütçelerindeki (faiz ve faiz dışı harcamalar şeklindeki) ikili yapıya dönüştü. 2000'li yılların başında toplam bütçe harcamalarından yüzde 50 pay alır hale gelen faiz harcamaları, son iki yıldır yüzde 30'lar

Yazının Devamı