Pulur, "Kanun başka, hukuk başka" diyor

25 Ekim 2006

Steve Wynn, Las Vegas'ı Las Vegas yapan adamdır. Las Vegas, bir zamanlar ipten kazıktan kaçanların kumar oynadığı, zar attığı rezil bir Amerikan kasabası idi. Steve Wynn'ın babası bu rezil kumarhanelerden birinde çalışarak oğlunu Pensylvania Üniversitesi'nde okuttu. Hukuk okuyan Steve, sınıf arkadaşı hukukçu Eleine ile evlenerek 1967 yılında Las Vegas'a geldi. Las Vegas'ı, zar atılan basit bir kumarhaneler kasabasından, en varlıklı kesimin çoluk çocuk tatile geleceği, isteyenin kumar oynarken isteyenlerin alışveriş edeceği ve eğleneceği bir tatil kentine, kongrelerin yapılacağı bir toplantı kentine dönüştürdü.En büyük, en lüks otellerin yapımını sağladı. Son yatırımı 2.7 milyar dolara tamamlanan 50 katlı 2.700 odalı Wynn Oteli'dir.Türkiye'de gazinoların faaliyette bulunduğu dönemde Steve Wynn, Türkiye'de iki ayrı bölgede, çevre ülkelerdeki zenginleri cezbedecek iki büyük proje hazırlattı. Derken birden Türkiye yatırımından vazgeçti. Dünya'nın en büyük gazino ve otel işletmecisi Steve Wynn,"Türkiye'de durumu incelettim. Kanun var ama... Hukuk yok. Hukukun olmadığı yerde gazino ve otel yatırımı yapılamaz" diyerek, Türkiye'de yatırımdan vazgeçmişti. Wynn'ın yakın dostu olan bir ünlü

Yazının Devamı

Kayserili pastırmayı 'marka'lamak zorunda

24 Ekim 2006

Kayseri'de dostlarım Zefer Işık ve pastırma sektörünü en iyi izleyen gazeteci Mahmut Saba beni Karpuzatan'da pastırma imalathanelerine götürdü.Önce eski borsa başkanı Şaban Ünlü'nün imalathanesini gezdim. Şaban Ünlü'nün dedesi Seydizade Şaban Efendi pastırmacı. Babası Cemal Ünlü pastırmacı. Şaban Ünlü pastırmacı. Modern, hijyenik, AB standardında bir imalathanesi var. Onun bitişiğinde Erciyes Et Mamulleri imalathanesinde üretim müdürü Cem Alkan'dan bilgi aldım. Cem Alkan veteriner hekim. 15 yıldır sektörde.Kayseri'de pastırma işini başlatan Ermeni vatandaşlar. Son Ermeni pastırma ustası Benjamin Toker imiş. Türkler bu işi Kayserili Ermenilerden öğrenmiş. Pastırma var... Mastırma var... Bu bayram gününde pastırmanın, "Kayseri pastırması"nın ne olduğunu anlatacağım... Ama ne yazık ki hangi pastırma "Kayseri pastırması" ve de "iyi pastırma", anlamanın "mümkünatı" yok. Çünkü Kayserili pastırmasını "marka"lamıyor. Kayseri'de pastırmacılığı canlandıran 3 aile var: Fazlıoğlu, İmamoğlu ve Ünlü aileleri. Şimdilerde en büyük üretici, yılda 300-500 ton üretim yapan Başyazıcıoğlu.Günümüzde Karpuzatan'daki imalathaneler modernleşmiş. Her birinin kesimhanesi, buzhanesi var. Veteriner hekim

Yazının Devamı

Sanal banka mağdurları

24 Ekim 2006

Banka da internet bankacılığını teşvik ediyor. Bize de kolaylık oluyor. Bankaya git-gel, sıra bekle derdi yok.Geçen gün karım mevduat hesabımızın vadesini uzatmak için internetten hesaba girdi... O da nesi? Bizim vadeli mevduat hesabı vadeden önce bozulmuş. Değişik hesaplara bu hesaptan paralar aktarılmış.İşin ilginç yanı, bizim bu bankanın bir başka şubesinde bulunan vadesiz hesabımıza da para nakli söz konusu... Ankara'dan bir hanım aradı. 'Sizin hesaptan benim hesaba 50 bin YTL aktarılmış. Ama benim hesaptan daha önce başka hesaplara 80 bin YTL aktarılmıştı. Ben onun peşindeyim. Kusura bakmayın. Ben kendi paramı geri almadıkça sizin parayı vermem' dedi. Dokunsan, ağlayacak... Anlatıyor: "Karı koca, maaşlarımızdan artırdığımız paraları bankada vadeli mevduat hesabında muhafaza ederiz. Karı koca işyerlerimizde bilgisayar kullandığımızdan, evimizde de bilgisayar olduğundan 'internet' bankacılığı başlayalı beri, banka işlemlerimizi internet üzerinden yapıyoruz. Tabii ki hemen bankaya koştuk. 'Dilekçe verin... Dilekçe verin ama internet soygunları konusunda bankamız sorumluluk kabul etmiyor... Yapabileceğimiz bir şey yok' diye terslendik. Genel müdürlükte yetkililere ulaşmaya

Yazının Devamı

Uçak ve otobüste fiyattan çok "güvenlik" önemli

23 Ekim 2006

Fiyat rekabeti uçak şirketlerinin yolcuları daha ucuza uçurmalarına, otobüs şirketlerinin yolcuları daha ucuza yolcu taşımalarına yol açıyor.Görünürde bu rekabetten yolcular yararlanıyor ama, rekabetin zorladığı bu ucuzluğun "ardında" nelerin olduğunu yolcular bilmiyor. Bilemiyor.Acaba (1) Ucuzluk kârdan fedakârlık sayesinde mi mümkün oluyor? (2) Şirketler rekabet uğruna yolcuyu zararına mı uçuruyor, taşıyor? Bunun sonucu bir süre sonra bazıları batacak mı? (3) Uçak şirketleri ve otobüs firmaları fiyat rekabeti nedeniyle güvenliği arka plana mı attı? Uçak ve otobüslerin bakımına gerekli özen gösterilmiyor mu? Ucuz personel mi kullanılıyor? Rekabet nedeniyle uçakların ve otobüslerin teknik ve fiziki kapasite sınırları zorlanıyor mu? Bayram nedeniyle otobüs ve uçakta öldürücü bir fiyat rekabeti ortaya çıktı. Önce uçak şirketleri ve otobüs firmaları arasında fiyat rekabeti var. Sonra da uçak şirketleri ile otobüs firmalarının kendi aralarında fiyat rekabeti var. Bir zamanlar, devletin her ilimize bir havaalanı yapma çabası ileri ölçüde eleştirilir, bunun kaynak kaybı olduğu söylenirdi. Gazetelerde devletin inşa ettirdiği ve kullanılmayan uçak pistlerinde ineklerin otlaması, kırmızı

Yazının Devamı

Bayram alışverişi cansız ve neşesiz

22 Ekim 2006

Görülen o ki, bu bayram öncesi piyasalar beklenen ölçüde hareketlenemedi. Bayram alışverişi "cansız ve neşesiz" geçti.Halbuki bayram öncesi, "reel piyasa" için, iç piyasaya üretim yapanlar ve iç piyasada mal satanlar için, tüccar ve esnaf için önemli bir "alışveriş" dönemi idi.Geleneksel olarak bizde, özellikle sonbahar mevsimine rastlayan bayramların öncesinde piyasada büyük hareket yaşanır. Çünkü sonbahar, hasat sonu, tarımsal gelirin insanların cebine girdiği dönemdir. Kışa hazırlık dönemidir. Önceki gün, bayram alışverişini izlemek için önce orta ve üst gelir grubunun alışveriş ettiği Bağdat Caddesi'nde, sonra da orta ve alt gelir grubunun alışveriş ettiği Tahtakale ve Mahmutpaşa'da dolandım. Daha önce de Karadeniz ve Doğu Anadolu'da dolanarak işlerin nasıl olduğunu anlamaya çalışmıştım. Alış-verişin cansız ve neşesiz olmasının temel nedenleri şunlardır: Bu yıl tarım ürünleri genelde para etmedi. Tarım ürünü geliri halkın cebine henüz giremedi. Memur, emekli, işçi ücretlerinde önemli ölçüde artış gerçekleşmedi. Taksitli satış ve kredi kartı borçları halkın harcama imkânlarını kısıtladı. Büyük mağazalar ve marketler, geleneksel satış kanallarının müşteri potansiyelini emdi,

Yazının Devamı

30 adet F-16 2.9 milyar $

21 Ekim 2006

Eskiden savunmayla ilgili haberler "askeri sır" sayılırdı. Günümüzde internet icat oldu, askeri sır diye bir şey kalmadı. Askeri alımlar, orduların güçleriyle bilgiler internette yayımlanıyor. Yasak bölgelerin havadan görünümleri "Google Earth" sitesinden en ince detayına kadar izlenebiliyor.Ben de F-16 uçaklarıyla ilgili olarak kamuoyuna yansıyan (askeri sır olmaktan çıkmış) bilgileri derledim. Sayın okuyucularıma arz edeceğim. Türk Hava Kuvvetleri, sahip olduğu 216 adet F-16 uçağıyla Avrupa'da birinci, dünyada ABD ve İsrail'den sonra üçüncü ülke durumunda.1983 yılında American General Dynamics şirketi ihale kazandı.Bu ihaleyle 132 adet tek kişilik (C modeli), 24 adet iki kişilik (D modeli) F-16 uçağının Türkiye'de, 4 uçağın ise General Dynamics'in (daha sonra Lockheed Martin oldu) ABD'deki tesislerinde üretilmesi hedef alınmıştı. ABD Kongresi, Türkiye'ye 30 adet F-16 savaş uçağının satılmasını onayladı. Türkiye'nin uçaklarla birlikte önerilen bütün sistemleri alması halinde proje bedelinin 2.9 milyar dolar olacağı açıklandı. 1985'te Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAİ) kuruldu 1987'den itibaren F-16 uçaklarının gövdelerinin Ankara/Mürted'deki, motorlarının ise Eskişehir'deki TAİ

Yazının Devamı

Fitre ve zekât zamanı geldi

20 Ekim 2006

Ekonomik düzen iyi çalışmazsa, çalışmak isteyen insanlar iş bulamaz. Üretime katılamadıkları için evlerine aş götüremez.Ekonomik düzen iyi çalışmazsa, katma değeri yaratanlar arasında gelir adil şekilde dağılmaz... Tabii ki, iş, aş, gelir dağılımı konuları ekonomi politikalarını belirleyen, yürüten kamu yönetimlerinin ana sorumluluğunu teşkil eder. Sosyal politikalar, sosyal devlet denilen şeyler işte bunun için vardır.Ama bu iş kamunun işidir diyerek, imkânı olanlar olan bitene seyirci kalamaz.İslam bu konuda da yol göstericidir. İmkânı olanların olmayanlara yardımı Müslümanların dini vecibelerindendir. İşte fitre ve zekât bu amaca dönük bir uygulamadır. Ekonomi denilen şey iştir, aştır. Üretim olacak ki insanlar iş bulsun. Üretim olacak ki yaratılan katma değeri insanlar kira, ücret, faiz ve kâr olarak paylaşsın. Fitre, ramazanda fakirlere verilen ve de en az miktarı din adamlarınca belirlenen sadakaya verilen isimdir. Fıtr sadakası (fitre), kitabımız Kuran'da yer almaz.Hicretin ikinci yılında, ramazan orucunun farz olduğu sene, zekâttan önce meşru kılınmıştır. Farz olmasının delilleri bazı hadislerdir.Hadislere göre Müslümanlar fitre vermekle mükelleftir. Fitrenin dinen vacip

Yazının Devamı

2007 bütçe taslağına göre ekonomi ne büyür, ne küçülür

19 Ekim 2006

Sıkı maliye politikası ise, (1) Halktan daha fazla vergi almayı, (2) Halk için bütçeden daha az para harcamayı zorunlu kılar.Halktan daha fazla para almak için (kısa dönemde gelir ve kurumlar vergileri artırılamadığına göre) hemen ÖTV ve KDV oranları artırılmalıdır.Faiz ödemeleri, personel ödemeleri azaltılamadığına göre devletin yatırım harcamaları, tarım kesimine destekler, devletin sağlık için halka verdiği paralar önemli ölçüde kısılmalıdır. Son zamanlarda bir "frene basma, ekonomiyi soğutma" tartışması başlatıldı. Tartışmayı başlatanlara göre, (1) Cari açığı /döviz açığını küçültmek için ithalat talebini kısmak gerekir. (2) Enflasyonu tek haneli rakama indirebilmek için halkın satın alma gücünü azaltmak gerekir. Bunları yapmak için de sıkı maliye politikasına ihtiyaç vardır. Bu tartışmalar penceresinden 2007 yılı bütçe taslağı incelendiğinde, bu taslakta yer alan gelir ve harcama rakamlarıyla ekonominin ne büyümesinin ve ne de küçülmesinin hedef alındığı, bu bütçenin formalite yerine getirilsin diye hazırlanan bir bütçe olduğu görülür.2007 yılı bütçesi, ortaya çıkan zorlamalarla ödeneklerde ve harcamalarda yapılan ayarlamalar dışında 2006 yılı bütçesinden farklı değildir.Bu

Yazının Devamı