Söylenen doğru, söyleyen ve zamanı yanlış

8 Mart 2006

Bu tür açıklamalara yabancılar "Good morning after supper" (Akşam yemeğinden sonra günaydın) derler... Döviz açığı bir günde ortaya çıkmadı. Bu sütunda 29.9.2003 tarihinde şu uyarı yer almıştı: "2003 yılının ilk 7 ayındaki döviz hesabı 4.5 milyar dolar açık verdi. Bu ciddiye alınmaz, gereken yapılmaz ise iş kötüye gider..." Bu yazı yayımlandıktan sonra 2003 yılında döviz açığı 8.0 milyar dolar, 2004 yılında 15.6 milyar dolar ve 2005 yılında 22.8 milyar dolar büyüklüğünde) gerçekleşti. Kemal Derviş pazartesi günü CNN Türk ekranından iç ve dış piyasalara mesaj verdi. Hiçbir ülkenin milli gelirinin yüzde 6-7'si oranına ulaşan bir cari açıkla (döviz açığıyla) uzun süre yaşayamayacağını söyledi. Sorunun adını koymakta yarar var: Döviz açığının büyüklüğü bugün rahatsızlık veren, yarın sorun yaratabilecek boyuta ulaştı, dedi. Daha sonra alınabilecek tedbirleri sıraladı. Bu sütunda, cari açık sorunu devamlı gündeme getirildi. IMF destekli politikalarda düzeltme yapılması gereği anlatıldı. Aldıran olmadı. Bunların bu sütunda 3 yıldır yazılması başkadır, 3 yıl sonra IMF destekli programın mimarı Kemal Derviş'in Türkiye'ye koşa koşa gelerek TV'den açık büyüdü, tehlike var diyerek konuşması

Yazının Devamı

Derviş ortalığı (gene) karıştıracak

7 Mart 2006

Döviz fiyatını yükseltmek için Hazine'nin döviz cinsi borçların tamamını ödeyebileceğini, Merkez Bankası'nın daha fazla döviz satın alarak rezervindeki dövizi artırabileceğini söyledi.Bazı durumlarda piyasaların büyük hatalar yapabileceğine işaret etti. "Bazen piyasalarla birlikte hareket etmek yerine, piyasanın yönünü belirtmek gerekir" dedi.Reel sektör "Biz bu kurla yaşayamıyoruz" şeklinde feryat ettiğine göre, temel istikrarı bozmadan, rekabete yardımcı bir kurun oluşturulabileceğini belirtti.Kemal Derviş, uygulanan IMF destekli ekonomi politikalarının baş mimarı. İstikrar programının para politikalarını (faiz ve dövizle ilgili bölümünü) uygulayan Merkez Bankası ekibi Kemal Derviş'in ekibi... Maliye politikalarını uygulayan ekip değişti ama Kemal Derviş'in politikalarının dışına çıkılmadı. Kemal Derviş dün CNN Türk'te "Bugünkü tehlike aşırı değerlenmiş TL'dir. Aşırı döviz girişi var. İşsizlik var. Para politikasıyla ilgili problemler var" diye konuştu. Merkez Bankası Başkanı'nın görev süresinin sona ermekte olduğu günlerde, Kemal Derviş'in "Dalgalı kur sisteminde çok radikal bir oynama yapmamakla birlikte artık döviz fiyatına müdahale etmenin zamanının geldiğini" ifade etmesi,

Yazının Devamı

'İstanbul Modern'de fotoğraf ve heykel var

5 Mart 2006

Birileri, bu halka bir şeyler vermek için para harcıyor. Zamanını veriyor. Müze kuruyor. Müzeye kalıcı eserler alıyor. Halkın sanatçıların eserlerini görebilmesi için geçici sergiler düzenliyor... Halkımızın bir bölümünün bunlardan haberi olmuyor. Bir bölümü de bunlarla ilgilenmiyor.Sayın okuyucularım, tabii ki önemli olan iştir, aştır... İşi, aşı olmayan insanın sanatla ilgilenmesi beklenemez ama... Allah'a şükür... İşi ve aşı olan çok sayıda insanımız var... İstanbul'da okullarda okuyan milyonlarca gencimiz var... İstanbul'daki müzeler, sanat etkinlikleri günümüzde Batı dünyasından imrenilerek izlenir hale geldi. Ama bizim insanlarımızdan hâlâ olan bitenden haberi olmayanlar var. İstanbul Modern Sanat Müzesi'nde şu günlerde çok çok güzel iki geçici sergi var. Biri heykel sergisi, öbürü fotoğraf sergisi. İstanbul Modern Sanat Müzesi'nin giriş ücreti 5 YTL. Öğrenciler, emekliler 2 YTL ödüyor. 12 yaş altı çocuklar ücretsiz giriyor. Bütün mesele bir defa kapıdan içeri girmekte. Girenin hayran olmaması imkânsız.Sayın okuyucularım, bu işin ekonomik mantığı yok. Bu iş gönül işi. Oya ve Bülent Eczacıbaşı paralarını başka şekilde harcayacak yerde bu işe tahsis etmiş. Ethem Sancak ve daha

Yazının Devamı

Biz Kürtçe yayına başlıyoruz ama...

4 Mart 2006

İsveç radyosu yönetimi, "Türkçenin İsveç'te yaşayan Süryani ve Kürtler için çok hassas bir dil olduğunu, bu kişiler üzerinde olumsuz etki yapabileceğini, anadili Türkçe olmayanlar üzerinde psikolojik rahatsızlık yaratabileceğini göz önüne alarak" yayına son verdiklerini açıkladı.İsveç devlet radyosu program şefi Kertsin Brunnberg, "Türkler kırk yılı aşkın süredir İsveç'teler. İsveççeyi öğrenmeliydiler. Öğrenemedilerse, bu onların sorunudur" dedi. İsveç'te yüz bini aşkın Türk yaşıyor. Danimarka'dan sonra İsveç devlet radyosu da Türkler için yapılan Türkçe yayına 15 Ocak 2006 tarihinde son verdi. İsveç devlet radyosunda Türkçe yayınlar kaldırılırken Kürtçe yayınların artırılmasına karar verildi. Türkçe yayınların kaldırıldığı 15 Ocak'tan itibaren Kürtçe yayınlar günlük yapılmaya başlandı.Bu bilgileri İsveç'te yaşayan Osman İkiz'in mektubundan aktarıyorum.İsveç'in, Danimarka'nın başı çektiği Avrupa ülkeleri, Türkiye'de Kürt vatandaşlarımız için Kürt dilinde yayın yapılması konusunda değişik girişimlerde bulunuyor. Hatta bu yayınların başlatılması AB'yle tam üyelik müzakerelerinin şartları arasında yer alıyordu.Biz bu konuda geciktik ama RTÜK'ün izniyle yerel TV kanallarında ve

Yazının Devamı

İki yakamız bir araya geldi mi?

3 Mart 2006

Maliye, 'Ocakta bütçe 17 yıl sonra ilk defa fazla verdi' dedi, ama... Hükümetimiz vergi ve vergi dışı kaynaklardan bu yıl 160 milyar YTL gelir toplayacak. Bunun 46 milyar YTL'sini faiz olarak ödeyecek. Faiz dışı fazla olarak da borçlara bütçeden 32 milyar YTL ayıracak.Bizde hükümetler için Maliye Bakanlığı'nın ve Hazine'nin başarı ölçüsü "içeriden dışarıdan borç para bulmak, eski borçları zamanında ödemek"ten ibarettir.Bizde hükümetlerin bütçe politikalarının hedefi halktan (kestirme yoldan KDV ve ÖTV oranlarını artırarak) daha çok vergi toplamak, eldeki avuçtaki malları satmak ve de bu gelir ile borç faizlerini aksatmadan ödemekten ibarettir. Hükümetimiz bu yıl 168 milyar YTL iç ve dış borç faizi ve taksidi ödeyecek. Bunun için içeriden dışarıdan tekrar 128 milyar YTL borçlanacak. Halbuki hükümetlerin hedefi, ülkede ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlamak, halkın refahını artırmak olmalıdır.Ocak ayı bütçesi halkımıza (ve de Başbakanımıza) 17 yıldır ilk defa fazlalık veren bir bütçe olarak takdim edildi. Bir başarı belgesi olarak sunuldu.Geçen yılın ocak ayında 1.0 milyar YTL açık veren bütçe 2006 yılı Ocak ayında nasıl oldu da 2.0 milyar YTL fazlalık verdi? Halk unutuluyor

Yazının Devamı

Bütçe fazla verdi kandırmacası

2 Mart 2006

Bütçenin ocak ayında fazla vermesi geçici bir durumdur. Neyin ne olduğunu anlatmadan halkı (ve de Sayın Başbakan'ımızı) kandırmak doğru değildir.Kaldı ki bütçenin fazlalık vermesi halkın yararına değil zararınadır.Önce sondan başlayayım.Hükümetler halka hizmet için vergi toplar. Vergi gelirleri halka götürülecek hizmetin sınırını belirler. Vergiyi artırırsınız, halka hizmeti kısarsanız. Bütçe fazla verir.Halkın vergilerinden oluşan bütçe gelirlerinin büyük kısmı bizde faize gittiği için ve de, IMF ısrarıyla "faiz dışı fazla" adıyla önemli miktarda paraya el konulduğu için, halka hizmet yapmaya para kalmıyor. Bütçenin ocak ayında 2 milyar YTL fazla vermesi, Maliye politikalarının bir başarısı olarak halka anlatılıyor. Bütçe fazla verecek diyerek harcamayı kısmaya kalktığınızda, faizi, faiz dışı fazlayı, personele yapılacak ödemeleri kısamazsınız. Kısa kısa yatırımı kısarsınız. Hastane, okul parasını kısarsınız.Bütçelerinde bizim kadar faiz yükü olmayan zengin Avrupa ülkeleri "enayi" mi ki, milli gelirlerinin yüzde 3'ü, yüzde 5'i oranında bütçe açığı veriyor?Gelelim ocak ayında bütçenin fazla verdiği kandırmacasına...Bu yıl bütçe düzenleme usulü değişti. Bu yılın ocak ayı bütçe

Yazının Devamı

İşsizlik, yıl sonu yüzde 10.6, ortalama yüzde 10.3

1 Mart 2006

2005 yılının son üç ayındaki (ekim-kasım-aralık aylarındaki) istihdam rakamlarına göre ise (72 milyon nüfusumuzun çalışmaya hazır 24.5 milyonunun) yüzde 10.6'sı işsiz.Yıl ortalamasına göre işsizlik oranı 2004 yılında yüzde 10.0 idi. 2005 yılı ortalaması da yüzde 10.3 olduğuna göre işsizlikte artış yok.Yıl sonundaki durumu gösteren istihdam rakamlarına (ekim-kasım-aralık istihdam rakamlarına) göre ise işsizlik rakamında da, oranında da artış var. 2003 yılında 10.3 olan işsizlik oranı 2004 yılında yüzde 10.0'a gerilemişken, 2005 yılı sonunda yüzde 10.6 olmuş.Tabii ki, yıl ortalaması göstergeleri de önemli ama, ekonomide ne olup bittiğini, işsizlikte son durumu izlemek isteyenler için son gösterge 2005 yılı (ekim-kasım-aralık) aylarındaki durumu sergileyen rakamlar ve oranlardır. 2005 yılının yıl ortalaması nüfusuna ve de yıl ortalaması istihdam rakamlarına göre işgücümüzün (71 milyon nüfusumuzun çalışmaya hazır 24.5 milyonunun) yüzde 10.3'ü işsiz. 2005 yılının son üç ayındaki istihdam rakamları geçmiş dönemin rakamlarıyla karşılaştırıldığında şunlar görülüyor: Tarımda çalışan sayısında 1 milyon 281 bin azalma var.Tarım dışı sektörlerde 1 milyon 339 bin yeni iş kapısı açılmış.Tarımda

Yazının Devamı

TÜİK'e göre 2004'te gelir dağılımı az da olsa düzeldi

28 Şubat 2006

Genel bekleyiş kriz sonrası işsizlik ve de sıkı para ve maliye politikasının gelir kısıcı etkisi sonucu gelir dağılımının daha fazla bozulduğu şeklinde idi.Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Deniz Gökçe, "Kriz dönemlerinde üst gelir grubundakilerin gelirlerinde, alt gelir grubundakilere göre daha büyük kayıplar ortaya çıktığını, başka ülkelerdeki kriz dönemlerinde karşılaşılan bu durumun Türkiye için de söz konusu olduğunu söylüyor. Dr. Deniz Gökçe'ye göre gelir dağılımında az da olsa iyileşme eğilimi, ekonominin henüz kriz etkisinden kurtulamadığının göstergesi. İşler düzelince gelir dağılımında bu defa az da olsa bozulma görülecek. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK, eski DİE) 2004 gelir dağılımı rakamlarını yayımladı. Bu rakamlara göre 2004 yılında gelir dağılımı az da olsa düzelmiş. Gelir dağılımı nedir? Önce onu anlatayım. Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerine milli gelir deniliyor. 2004 yılında milli gelirimiz 485 milyar YTL idi. 2004 yılı ortalama nüfusumuz 71.1 milyon. Milli gelir rakamını nüfusa bölüyoruz. Kişi başına 6.028 YTL (cari döviz kuruyla 4.240 dolar) gelir düşüyor.Hiçbir ülkede milli gelir insanlar arasında eşit (adil) dağılmıyor...

Yazının Devamı