Ereğli'yi satmak için "en kötü zaman"

30 Haziran 2005

(1) Yatırımcılar yanlış talep tahminleriyle kapasite artırdı. Çelikte fazla kapasite var.(2) Yanlış talep tahminlerine dayalı üretim yapıldı. Stoklarda çelik birikti.(3) Kapasite fazlası ortaya çıkıp arz talep dengesi bozulunca, stoklarda çelik birikti.(4) Çokuluslu çelik üreticileri için önemli olan, "dünya borsaları"nda şirketlerinin piyasa değerlerinin ve hisse fiyatlarının devamlı artmasıdır. Halbuki şimdilerde şirketlerin piyasa değeri ve hisse senetlerinin fiyatı düşüyor.Dünyada çelik üreticilerini şaşırtan, Çin'in talebi oldu. Çin ekonomisindeki hızlı büyümeye dayalı çelik talebinin patladığını gören yatırımcılar kapasite artırdı. Şimdilerde dünya üzerinde Çin dışında çelik tüketimi büyüyen ülke yok. ABD ve Avrupa sanayilerinde hızlı bir gelişme yok. Çelik üreticileri Çin'in kendi ihtiyacı kadar çeliği üretebileceğini tahmin edemedi. Çin ise çelik üretimini hızla artırdı. Ereğli'yi en "satılamayacak" zamanda yabancılara satmaya kalktık. Çelik piyasasında "panik" yaşandığı bir dönemde, yabancıların Ereğli'yi "iyi fiyatla" alacaklarını, yatırım yaparak "coşturacaklarını-koşturacaklarını" sanıyoruz. Dünya çelik piyasalarında panik var. Çünkü: Uluslararası Demir Çelik

Yazının Devamı

Pahalı petrol (1) enflasyon (2) döviz açığı demek

29 Haziran 2005

Biz ham petrolü uzun vadeli anlaşmalarla aldığımız için ham petrol fiyatlarındaki yükselme bizi kısa sürede ve aynı ölçüde etkilemiyor. Bizim için yıllık, üç aylık, aylık ham petrol maliyeti önemli.Biz yılda yaklaşık 10 milyon ton ham petrol ithal ediyoruz, bu petrolü Tüpraş (hani satışa çıkarılan o milli kocaman/dev petrol tesisi) rafinerilerinde işleyerek tüketiyoruz. Tüpraş'tan hammadde alan "Petkim" hammaddeyi işleyerek piyasaya petrokimya ürünleri çıkarıyor.Açık anlatımıyla, ham petrol fiyatı ülkede satılan benzinin, mazotun fiyatını belirler. Sadece benzinin mazotun değil, gübrenin, plastiğin, lastiğin, boyanın fiyatını belirler. Ham petrolün varil fiyatı 1998'de 12 dolara kadar gerilemişti. 1999'dan itibaren tırmanışa geçti. Petrolün varili 40 dolara, 50 dolara satıldı. Şimdi 60 dolar. Daha da nerelere çıkacağı belli değil. Dahası var. Şimdilerde enerji kaynağı olarak büyük ölçüde doğalgaz kullanıyoruz. Doğalgaz fiyatı, tüpgaz fiyatı ham petrol fiyatına bağlıdır.Biz 2003'te ham petrolün varilini 270 dolardan ithal etmiştik. 2003'te ham petrolün variline ortalama 34.6 dolar ödedik. 2005 yılının ilk üç aylık dönemde ham petrolün varilini 41.6 dolardan satın alabildik. 2005

Yazının Devamı

Tariş dörde bölünüyor

28 Haziran 2005

Tariş 1915 yılında "İncir Müstahsilleri Birliği" olarak kuruldu. 1939 yılında Ege'de devletin teşviki ile üretici kooperatifleşme başladı. İncir Müstahsilleri Birliği'ne bağlı olarak pamuk, üzüm, zeytinyağı kooperatifleri kuruldu. Kooperatif sayısı artınca da 1950 yılında kooperatifler 4 bağımsız (tüzel kişiliğe sahip) birlik oluşturdu. (!) Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Koopeatifleri Birliği, (2) Tariş Pamuk Kooperatifleri Birliği, (3) Tariş İncir Kooperatifleri Birliği, (4) Tariş Üzüm Kooperatifleri Birliği. Her birliğin adı Tariş. Ama Tariş denilince bu 4 birliği çatısı altında toplayan genel müdürlük öne çıkıyor. Çünkü kuruluşundan itibaren genel müdürü devlet atadı. Genel müdür, devlet adına destekleme politikası yürüttü.Dünya Bankası'nın dayatması ile 2000 yılında bir kanun çıkarıldı. Artık devlet tarım kooperatiflerine ve birliklerine yardım etmeyecek. Destek vermeyecek. Tarım üreticisi kendi başına ne yapabiliyor ise yapacak. Ege Bölgesi'ndeki üreticilerin kurdukları kooperatifleri çatısı altında toplayan 4 birliğin oluşturduğu "Birliklerin Birliği" Tariş'te bölünme var. Zeytinyağı Birliği, "Birliklerin Birliği"nden ayrıldı. Bu durumda devletin Tariş'in başına genel müdür

Yazının Devamı

Dolar 2002'de 1.41 YTL idi, 2005'te 1.35 YTL (!)

27 Haziran 2005

Dört yılda her şeyin fiyatı yurtiçinde (ve hatta yurtdışında) arttı da, doların fiyatı nasıl artmadı? Tam tersine dolar ucuzladı.Türkiye'de dolar fiyatı ile enflasyon ilişkisini izleyebilmek için 1999 yılından bu yana her yıl mayıs ayındaki dolar fiyatı ile enflasyon göstergesi alarak TÜFE endeksini (Tüketici Fiyatları Endeks sayılarını) alt alta dizdim.2001 yılı mayıs ayında dolar 1.156.530 TL. 2002 Mayıs ayında 1.412.893 TL, 2003'te 1.434.663 TL, 2004'te 1.485.338 TL, 2005 Mayıs ayında ise 1.365.600 TL oldu.2004 yılı mayıs ayında doların fiyatı 2002 yılındaki dolar fiyatının gerisinde.Buna karşılık TÜFE (enflasyon göstergesi olan devletin yayımladığı endeks sayısı) 2001 yılı mayıs ayında 9.913 oldu.Rakamların kafa karıştırmasını önlemek için farklı yılları esas alarak dolar ve enflasyonun değişimini (100.0) esası ile izlenir hale getirdim. 1999 yılı mayıs ayında dolar fiyatı 100, enflasyonu 100 esası ile, 2005 yılı mayıs ayında dolar 337, enflasyon 577 olmuş. 2000 yılı mayıs ayında dolar fiyatı 100, enflasyon 100 esas ile 2005 yılında dolar fiyatı 222, enflasyon 344 olmuş. 2001 yılı mayıs ayında dolar fiyatı 100, enflasyon 100 esası ile 2005 yılında dolar fiyatı 118, enflasyon

Yazının Devamı

Ali'nin hayali Türkiye'de okumak

26 Haziran 2005

Lübnanlı askerlerin arasından geçerek yanına yaklaştım. "Merhaba" dedim... Cevap yok. "İsmin ne?" dedim. Cevap yok... Daha sonra babası olduğunu anladığım ve elinde "Türkiye çok yaşa" yazılı pankart taşıyan bir genç adam "Beyim, o benim oğlum. Adı Ali... Ama Türkçe bilmez" dedi.Ali'nin babası ile, Midyat'ın Gelinkaya beldesinden, Beyrut'a ekmek parası kazanmaya gelen Fehmi Çiftçioğlu ile böyle tanıştım. Sonra daha başkaları geldi. Önce Ali'nin babasının, sonra da öbür Türklerin "acı hayat hikâyelerini" öğrendim. Ali'ye Beyrut'ta "Muhammed El-Emin Camii'nin önünde rastladım. Öldürülen eski Lübnan Başbakanı Hariri'nin, caminin bahçesindeki kabrini ziyaretinde Başbakan Erdoğan'ı görmek için toplanan çok sayıdaki Türkler arasında küçük bir çocuk dikkatimi çekti. Ay-yıldızlı kırmızı bir tişört giymişti. Elindeki ay-yıldızlı bayrağı sallıyordu. Yeşil gözlerinin içi parlıyordu. Türkiye'ye dönünce Midyat Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Tevfik Baysal, bana bu insanların neden gurbete düştüklerini anlattı. Bana anlatılana göre, yörede tarım yapacak toprak yok. Hayvancılık ölmüş. Bu nedenle yöre devamlı göç veriyor. Özellikle Söğütlü ve Gelinkaya beldesinin erkekleri ekmek parası peşinde,

Yazının Devamı

İlgi görmesi için kadın 'illa da soyunmalı mı?'

25 Haziran 2005

Uluslararası bir sanat sergisi olan Venedik Bienali'nde, Roze Martinez isimli küratörün seçtiği eserlerin bulunduğu "Arsenale" isimli bölümün girişinde "Goril Kızlar"ın (bazıları da onlara "Gerilla Kızlar" diyor) dev afişlerinden birinde bunlar yazılı.Bir başka dev afişte Marcello Mastroianni, yere çömelen bir sarışın dilberin sırtına binmiş. Resmin üzerinde şunlar yazılı: "Venedik'te kadın sanatçılar nerede? Erkeğin altında..."Goril Kızlar, sanatta kadın-erkek ayrımcılığına karşı savaş verenlerin 1985 yılında oluşturduğu bir grup. Bu grup üyelerinin isimleri bilinmiyor. Yüzleri görünmüyor. Çünkü bunlar kafalarına goril maskesi geçiriyor. Goril maskesi ile eylem yapıyor.İşte girişinde "kadın sanatçıların erkeklerle eşit fırsat tanınmamasından yakındıkları dev afişlerin bulunduğu" Arsenale bölümünde yer alan iki Türk sanatçısının biri kadın. Arsenale'de fotoğraf sanatçısı Bülent Şangar'ın fotoğrafları ve de "opera şarkıcısı, yazar, ressam" Semiha Berksoy'un tabloları sergileniyor. Kadının müzede yer alabilmesi için illa da soyunması mı gerekir? Metropolitan Müzesi'nin Modern Sanatlar Bölümü'nde eserleri teşhir olunan sanatçıların sadece yüzde 3'ü, ama duvara asılı çıplak

Yazının Devamı

TMSF'ye 'Ödeyeceğim' diyen hapse girecek

24 Haziran 2005

Hayyam Garipoğlu için verilen karar devletin el koyduğu 21 bankanın sahiplerini korkuttu. "Borcum borçtur, ödeyeceğim" diyerek protokol imzalayanlar hapse girme korkusu ile yaşıyor. Bugüne kadar protokol yapmayanlar, "İyi ki borcumuzu ödeyeceğiz diye imza atmamışız. Bundan sonra kimse bize imza attıramaz" diyor.TMSF yönetimi, el konulan bankaların sahiplerini, bankaların batması sonucu olan zararı ödetmek için sıkıştırıyor. Bankaların sahiplerinden "ödeme planı" istiyor. Ödeme planı kabul edilenler ile "protokol" yapılıyor. Protokolü imzalayan batmış bankanın sahipleri, borçlarını ne kadar sürede, nasıl ödeyeceklerini kâğıda yazıp imza veriyor. Hayyam Garipoğlu, devletin el koyduğu 21 bankadan biri olan Sümerbank'ın eski sahibi. Borçlarını ödemek için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) imza verdi. Protokol yaptı. Protokol yaptığı için ve de "Borcumu ödeyeceğim" diyerek imza verdiği için mahkeme onu 27 yıl 3 ay 15 gün hapse mahkûm etti. "Kırmızı bülten" ile yurtiçinde ve yurtdışında aranıyor. Bulunduğunda hapse girecek. İmzaladığı protokolden önce Hayyam Garipoğlu hakkında İstanbul 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Bu dava 1 Haziran 2005'te karara bağlandı.

Yazının Devamı

Hazır giyimciler yıl sonu için umutlu

23 Haziran 2005

"Hani Çin rekabeti nedeniyle fabrikalar kapanıyordu?" diye sual eyledim... "Yok.. Yok..." dedi, "Çin rekabeti nedeniyle tekstil ve giyim sanayimiz kapanmaz. Sarsılır, ama kendini toparlar. Bu sanayi kolu daha en az 10 yıl Türk ekonomisinin dinamiği olacak."Sonra da iyi haberi verdi.Sadece Türk tekstil ve giyim sanayicileri Çin'in rekabetinden rahatsız değil. AB tekstil ve giyim sanayicileri de Çin mallarının beklenmeyen şekilde dünya pazarına akmasından şikâyetçi.Bütün mesele, dünya üreticilerinin ve pazarlarının hazırlıksız yakalanması. Kimse Çin'in rekabeti karşısında pes etmeye niyetli değil. Pes etmeyecekler ama Çin rekabetine karşı dayanabilmek, için "zaman kazanmak" istiyorlar.Toparlanıncaya kadar Çin mallarının pazarı ele geçirmesini, pazardan silinmeyi önlemeye çalışıyorlar.İşte bu arayış nedeniyle AB yetkilileri uzun süredir formül üretme arayışında. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nin (TGSD) hanım başkanı Aynur Bektaş, "Hocam, hep kötü haber verecek değiliz ya... İyi haber var... Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki alıcı firmalar yıl sonu için sipariş kuyruğuna girecekler. İhracata dönük üretim yapan sanayicilerimiz çok umutlu" dedi. Sonunda, AB yetkilileri, Çin

Yazının Devamı