Rusya ile 'sinek sorunu'

14 Haziran 2005

Ama bazı üreticiler, bu erken sararmış portakalları daldan toplar, erken ürün diyerek pazarlar. İçine Akdeniz sineği giren portakalların içinde bu sinek ve yumurtaları gözle görülebilir.Bu sinek sağlığa zararlı değildir. İnsanı öldürmez. Ama mide bulandırır.Çiçeklerde Akdeniz sineği bulunmaz. Çiçeklerin içine gözle görünmeyen ve üreticilerimizin "Çiçek Thripsi" diye adlandırdıkları (Latince adı "SPP-Frankliniella Occidentalis" olan) böcekler girer. Bu böcekler larvalarını (yumurtalarını) çiçeğin içine bırakır. Bir beyaz kâğıt üzerine çiçek ters çevrilir ve sallanır ise bu larvalar kâğıdın üzerine dökülür. Gözle görülür.Çiçek Thripsi denilen böcek ve larvası da sağlığa zararlı değildir. Ama mide bulandırır. Akdeniz sineği denilen (Latince adı "Ceratitis Capitata" olan) küçük böcekler, ekim ve kasım aylarında dalda olgunlaşmayı bekleyen portakalın içine girer. Meyvesini sarartır. Meyve dalda duramaz. Toprağa düşer. Portakal dışındaki meyvelerde Akdeniz sineği, çiçek dışındaki bitkilerde Thrips larvası sorunu yoktur.Diğer sebzelerde ve meyvelerde, daha başka böcekler bulunur ama, Akdeniz sineği ve Thrips bulunmaz.Her ihracat kapısında Tarım Bakanlığı'na bağlı "Zirai Karantina

Yazının Devamı

İmtiyazlar yabancılara gitmesin

13 Haziran 2005

Hamdi Akın diyor ki: "Seksen yıllık Cumhuriyetimizin imtiyazları yabancılara gitmemeli. Erdemir'in de yabancılara satılmasını istemem. Erdemir'in çeliğinin yüzde 20'sini Koç Grubu kullanıyor. Otomotiv sektörü en büyük alıcı. Koç ile Hyundai (Kibar Holding) ortak olup Erdemir'i alabilmeli..."Önce, Atatürk Havalimanı'ndaki "yap-işlet-devret" modelinin ve de "yapılıp, işletilip, devredilen" bir kamu malının "imtiyaz sözleşmesi ile kiralanması" uygulamasının, "iyi bir model-iyi bir uygulama-kamu yararına bir iş" olduğunu belirteyim. Sonra "imtiyaz" konusunu tartışmaya açayım.Atatürk Havalimanı'na, dış hat uçaklarına hizmet verecek bir bölüm yaptırılması işi 1997 yılında ihaleye çıkarıldı. Devlet ihaleyi kazanacak olana arsa verecekti. İhaleyi kazanacak olan, bu arsa üzerinde inşa edeceği havaalanı tesislerini kendi imkânlarıyla yapacak, belli süre işleterek süre sonunda devlete terk edecekti. Atatürk Havalimanı'nı on beş yıl altı ay süre ile işletmek için 2.9 milyar dolara devletten kiralayan TAV Grubu'nun ortaklarından Hamdi Akın'ın Serpil Yılmaz ile yaptığı söyleşi, dün Milliyet Ekonomi'de yayımlandı. İhaleyi kazanan TAV Grubu 306 milyon dolar para harcayarak yeni bir dış hatlar

Yazının Devamı

400 bin dolarlık "âkil adamlar" aranıyor

12 Haziran 2005

George Soros, bizim NGO'lara neden bu kadar sempati duyuyor, onlara neden para akıtıyor, bu para ile onların ne yapmalarını istiyor? Bunu sona bırakalım da, NGO olayını biraz tartışalım.Demokrasiyi benimsemiş ülkeleri, halkın oyları ile iktidara gelen hükümetler yönetir. Hükümetlerin siyasi sorumluluğu vardır. Parti kurmak, halkın oyunu toplamak, iktidara gelmek zor bir iştir. İktidarda iş yapmak hem zor, hem sorumluluk gerektiren bir iştir.Bunu göze almayanlar, "hariçten gazel okuyarak ülke yönetiminde söz sahibi olmak isteyenler", hükümet olmadan ve de hiçbir siyasi sorumluluk taşımadan hükümetle iktidarını paylaşmak, siyasi etkiyi paylaşmak isteyenler, kestirme yoldan iktidar gibi görünmek isteyenler, son zamanlarda NGO'ların şemsiyesi altında birleşmeye başladı.NGO'lar genelde hükümeti oluşturan partilerin, iktidarların muhalif (karşıtı) söylemleri ve eylemleri ile ilgi çeker oldu. George Soros isimli zengin Amerikalı, bizim NGO'lara (İngilizce anlatımı ile "Non Govermental Organizations" -hükümet olmayan ama hükümet gibi çalışan kuruluşlara- Türkçeye "STÖ" "Sivil Toplum Örgütleri" olarak tercüme edilen derneklere) 400 bin dolar para verecekmiş. Bizim NGO'lar bu para ile "âkil

Yazının Devamı

Çağlayan'lı 'Venedik Bienali'

11 Haziran 2005

Venedik Bienali, Venedik şehrine yaz boyu dünyanın her yanından varlıklı sanatsever turistlerin gelmesini, şehrin turizm gelirlerinin artmasını sağlıyor. Şehrin uluslararası pazarlarda saygınlığını, değerini artırıyor.Bienal için Venedik Belediyesi yüz yıl önce Giardini Bahçeleri'ni tahsis etmiş. Bu bahçelere bir ülke kalıcı sergi salonu yaptırmış. Sergi salonu olan ülkeler kendi binalarında her bienal etkinlik düzenliyor. Günümüzde Giardini'de yer kalmadığından yeni bina yaptırma şansı yok.Giardini'nin hemen ilerisindeki eski gemi inşa tesisleri, "Arsenal" binaları, ortak kullanıma açılmış.Giardini'de sergi binası olmayan ve de Arsenal'da yer bulamayan ülkeler, şehrin değişik yerlerindeki binaları geçici olarak kiralıyor. İki yılda bir tekrarlanan olaya "bienal" deniliyor. 1895 yılından bu yana, "yeni sanatsal akımları uluslararası platforma taşımak amacını güden" Venedik bienallerinin bu yıl 51'incisi düzenlendi. 80 ülkenin sanatçılarının katıldığı bienal, 12 Haziran ile 16 Kasım tarihleri arasında ziyarete açık olacak. Bu yıl Dışişleri Bakanlığı Yurtdışı Tanıtma ve Kültür İşleri Genel Müdürlüğü, Venedik'te ana kanal üzerinde Levi Vakfı'na ait bir binada yer kiraladı. Devlet

Yazının Devamı

Seydişehir Alüminyum 'satılık'

10 Haziran 2005

Şimdi önemli olan fabrikanın ve barajın iyi fiyat ile satılması, satın alanın bunları öldürmemesi... 1967'de zamanın hükümeti Ruslarla çok güzel bir anlaşma yaptı. Ruslar Seydişehir'de alüminyum fabrikası, İskenderun'da demir-çelik fabrikası, Aliağa'da petrol rafinerisi kurdu. Bu anlaşmayı yapabilmek için bizim (ben de o zaman DPT'de çalışıyordum) göbeğimiz çatladı. Karşılığında narenciye, üzüm, incir, fındık, tütün, zeytin, pamuk, keçi, koyun verdik. Seydişehir'de devletin kurduğu, madenden alümin ve alüminyum üreten bir fabrika var. Bu fabrikaya elektrik üretmek için kurulan Oymapınar Hidroelektrik Santralı var. Hükümetimiz "özelleştirme programı kapsamında" bu fabrikayı ve barajı satışa çıkardı. O tarihlerde bizim elektrik üretimimiz 10 milyon kwh iken bunun 1.2 milyon kwh'sini (yüzde 12'sini) Seydişehir kullanıyordu. Seydişehir için özel bir baraj yapılmasına karar verdik. Oymapınar Barajı'nı yaptık. Seydişehir'de madenden yılda 120 bin ton alümin, ondan da 60 bin ton alüminyum üretilir. Bunun bir bölümünden profil, levha, rulo, şerit, folyo yapılır. Bir bölümü de külçe ve ingot olarak alüminyum işleyen özel sektör fabrikalarına satılır. Şimdilerde ülkenin talebi yılda 300 bin

Yazının Devamı

Tüpraş'ın 4 rafinerisi var

9 Haziran 2005

Petkim (Petkim Petrokimya Holding AŞ) Tüpraş'ın rafinerilerinden çıkan ürünü alıyor, işliyor. Üzerine yaklaşık 1.000 dolarlık katma değer ekliyor. Tonu yaklaşık 1.500 dolarlık petrokimya ürünü ortaya çıkıyor.Rafineri ile petrokimya tesisleri birbirine bağımlı tesisler.Biz de bu nedenle rafinerileri ve petrokimya tesislerini birlikte kurduk.Bizde Batman'da kurulmuş küçük kapasiteli rafineri vardı ama, ilk ciddi rafineri 1961 yılında İzmit'te yapıldı. TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) ile Amerikan Caltex petrol şirketi ortaklaşa 1 milyon ton kapasiteli İpraş rafinerisi için 10 yıl süreli ortaklık kurdu. Ortaklık süresi 1982 yılında sona erince TPAO, yabancı ortağın hissesini aldı. İpraş'ın unvanı Tüpraş olarak değiştirildi. İzmit rafinerisinin kapasitesi zamanla 11.5 milyon tona yükseltildi. Diğer rafineriler de Tüpraş'a bağlandı. Günümüzde ham petrolün varili yaklaşık 50 dolar. Biz ham petrolün tonunu yaklaşık olarak 350 dolara ithal ediyoruz. Tüpraş'ın (Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ'nin) rafinerilerinde ham petrolü işliyoruz. Tonuna yaklaşık 100 dolar katma değer ekliyoruz. Tonu yaklaşık 450 dolarlık akaryakıt elde ediyoruz. Diğer rafineriler hangileri? İzmir'de

Yazının Devamı

Önce Karamanlis sonra Erdoğan

8 Haziran 2005

Şimdi Yunanistan'ın ardından koşmak zorunda kalıyoruz. Bizi öne geçirmiyorlar.İkinci Dünya Savaşı sonrası Bretton Woods Konferansı ile oluşturulan yeni para düzeni, Dünya Bankası ve IMF kuruluş çalışmalarına Türkiye Yunanistan ile birlikte katıldı.1945 yılında San Francisco'da Birleşmiş Milletler'in kuruluşu için yapılan toplantılarda Türkiye Yunanistan ile birlikte idi.Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı sonrası ilk işbirliği girişimi olan Avrupa Ekonomik Topluluğu Örgütü'nün (OECD) kuruluşunda Türkiye ile Yunanistan yan yana idi. Biz Avrupa Birliği tam üyeliği için Yunanistan'la birlikte başvuruda bulunmamak ile yanlış yaptık. Avrupa Konseyi'nin oluşmasında, NATO'nun kurulmasında Yunanistan ve Türkiye birlikteliği devam etti.Altı ülke Avrupa Birliği'nin temelini teşkil eden AET'yi kurduktan sonra ilk olarak Türkiye ile Yunanistan'a tam ortaklık statüsü önerdi.Biz bu birlikteliğin yarattığı imkânları ve fırsatı, Yunanistan ile birlikte tam üyelik başvurusu yapmamakla ve Yunanistan ile birlikte tam üyelik işlemlerini tamamlamakla kaybettik.Başkan Bush bir ay önce Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'i "Oval Ofis"te ağırladı. Bir ay sonra Başbakanımız Erdoğan'ı ağırlıyor. Bağ koptu

Yazının Devamı

Tekstilciler sektör değiştiriyor

7 Haziran 2005

İhracatta otomotiv sanayiinin döviz gelirinin tekstil ve giyim sanayiinin ihracat gelirinin önüne geçmesinin nedeni tekstil ve giyim sanayiinin kriz içine girmesi veya Çin rekabetinden etkilenmesi değildir. Bu oluşumun ardında yatan temel neden otomotiv sanayiinin tekstil ve giyim sanayiine göre daha büyük gelişme göstermesi ve daha büyük ihracat pazarına sahip olmasıdır.Başka ülkelerde de tekstil ve giyim sanayii sanayileşme hareketinin ve ihracatın lokomotifi olmuştur. Ancak başka ülkelerde de sanayiin gelişmesine bağlı olarak bir süre sonra tekstil ve giyim sanayii (önemini kaybetmemiş, yok olmamış ama) lokomotif sektör konumunu koruyamamıştır. Son günlerde tekstil ve giyim sanayii ile ilgili ilginç gelişmeler var. (!) İhracatta "lokomotif sektör" tekstil ve giyim sanayii iken, otomotiv sanayii ihracatı tekstilin önüne geçti. (2) Tekstil ve giyim sanayiinde önde koşan bazı işadamları tekstil sektöründen turizm sektörüne geçeceklerini açıkladı. Hatırlayınız. Japonya, Kore, Tayvan, Singapur, Hong Kong dünya pazarına tekstil ve giyim sanayii ile çıktı. Ama daha sonra tekstil ve giyim sanayii pazarını başka ülkelere terk ederek, daha başka sanayi ürünlerinde söz sahibi oldu.Bizde

Yazının Devamı