Ayşe Hanım Teyzem dövizli kirayı merak ediyor

3 Kasım 2004

Ayşe Hanım Teyzem, "Dövizli kira dönemi sona erdi mi? Mahallede herkes bunu konuşuyor. Şu işin aslını öğren de bana anlat" dedi.Cevaplayabilmek için Yargıtayın internet sitesine girdim. 3. Hukuk Dairesinin kira konusunda son iki yılda aldığı 84 karardan dövizli kiranın Türk lirasına dönüştürülebileceği hakkında bir karar bulamadım. Ankaradaki avukat arkadaşıma rica ettim. Yargıtaya gitti. Soruşturdu. "Yeni bir karar yok" dedi. Haberi yazan gazeteci kardeşim "Oya Armutçu"yu aradım. O da yeni bir karar olmadığını, yazılanların 3. Hukuk Dairesinin yayımlanmış kararlarındaki genel hükümleri yansıttığını söyledi. İstanbulda tanıdığım avukatlara sordum: Öğrendiklerimi Ayşe Hanım Teyzeme aktardım."Hukukta mukavele (kontrat) serbestisi var. İsteyen mukavelesini (kontratını) istediği paraya bağlar. Hazinenin dolar veya dolara endeksli bono satarak dolar veya dolara endeksli faiz ödemesi nasıl mümkünse, ev sahibinin de dolar veya dolara endeksli kira mukavelesi yapması, kira alması mümkündür. Hatta ve hatta ev sahibi kirayı dolar yerine buğday fiyatına, altın fiyatına bile endeksleyebilir. Bunun kira artışını fiyat endeksine bağlamaktan farkı yoktur." Ayşe Hanım Teyzem, elinde 18 Ekim 2004

Yazının Devamı

Traktör satışları düştü

2 Kasım 2004

Bu yıl iç piyasada traktör satışları 21 bini bulunca, "Çiftçimiz parayı koyacak yer bulamıyor, peynir ekmek gibi traktör satın alıyor" denilmeye başlandı.Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden verilen bilgilere göre AB ülkelerinden Avusturyada 100 hektar işlenen araziye düşen traktör sayısı 25tir. AB ülkelerinde işlenen 100 hektara düşen traktör sayısının en düşük olduğu ülke 6 traktörle İspanyadır. Bizde işlenen 100 hektara düşen traktör sayısı ise 4tür. Türkiye nüfusunun hala yüzde 40ının kırsal kesimde yaşamasına rağmen, Avrupada en az traktör kullanan ülkedir.Türkiyede 4 fabrika traktör üretirdi. Bunlardan Tümosan ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu artık traktör üretmez oldu. Şimdilerde Türk Traktör ile Uzel traktör üretiyor. Bu 2 fabrikanın kapasitesi yılda 48 bin traktör. 2004 yılının ilk 9 ayında yüzde 65 kapasiteyle çalıştılar. 31 bin traktör ürettiler. Üretimin 7 bini ihraç edildi. İç piyasada 9 ayda 22 bin traktör satıldı.Türkiyede iç piyasada 1993 yılında 32 bin, 1997 yılında 49 bin, 1998 yılında 48 bin traktör satılmıştı. Kriz nedeniyle 1999 yılında satışlar 19 bine, 2001 yılında 10 bine, 2002 yılında 6 bine düştükten sonra, piyasa kıpırdadı. 2003 yılında satışlar 16 bine

Yazının Devamı

Avrupa sağmal inek değil

1 Kasım 2004

Behçet Necatigilin "Mitologya" isimli kitabında İsmail Hakkı Sevükün 1940 yılındaki bir yazısından bir aktarma vardır. İsmail Hakkı Sevük der ki, "Bugünkü Avrupa medeniyeti Yunan ve Latinden gelen hümanistliğe dayanır. Avrupa büyük Rönesansa o sayede erdi. Bugünkü medeniyet şu veya bu Avrupa milletlerinin değil, Yunan ve Latine eklenmiş Avrupanındır... Hangi millet bunu bir bütün halinde benimseyebilir ise Avrupalı olur."Biz bunları bilmeden, bunları tartışmadan "Avrupalı" olma arayışındayız... Zeusun boğa olduğunu bir yerlerden duymuşluğumuz var ki, Avrupaya adını veren karısı Europeyi inek olarak kabulleniyoruz. Avrupayı da, "Bizi besleyecek, bizi beslemeye mecbur" bir "sağmal inek" olarak görüyoruz.Biz Avrupa Birliğinin kapısından içeri adımımızı bir atabilsek... Fakirlikten kurtulacağız... Avrupalılar bizi paraya boğacak... Borçlarımız sıfırlanacak, yabancı sermaye Türkiyeye akacak... İşsizler iş bulacak... Türkiye Avrupa olacak...Yıllarca AETye girmemekte direnerek "ekonominin hızlandırılmış kalkınması - yaşama şartlarının yükseltilmesi" fırsatlarını kaçırdık. Şimdi karşımızda AET yok, AB var. AB, bir ekonomik işbirliği ötesinde birlik haline geldi. Mitolojideki "tanrıların

Yazının Devamı

Hormon - tarımsal ilaç farklı şeyler

31 Ekim 2004

Hormonlama, doğal tarım ürünlerinin yapısına "müdahale"nin sadece bir yolu.Hormonlama deyimi bizde, tarım kimyasalları kullanımı, tarım ilacı kullanımı, kimyasal gübre kullanımı konularını ve daha da ötesi "genetiği değiştirilmiş organizmaları" da kapsıyor.Önce genetiği değiştirilmiş organizmalardan (GDO) başlayalım. Şimdilerde laboratuvarlarda tohumların hücre yapısını (gen yapısını) değiştiriyorlar. Hücre yapısı (genetiği) değiştirilen tohumlardan çıkan ürünler, doğal tohumdan çıkan üründen farklı bir yapıda oluyor. Hücre yapısı değiştirilen tohumlarla birim topraktan çok daha fazla ürün alınabiliyor. Bugün tartışılan, bu hücre yapısı değiştirilmiş tohumlardan üretilen tarım ürünlerinin insan vücudunda yapacağı olumsuz etkiler. Bunlar midede hazmolurken acaba insanın hücre yapısını da değiştirir mi? İşte tartışılan bu... Bizim ülkemizde GDO tohum veya bu tohumdan üretilen tarım ürünü ithal edilmediği söyleniyor ama, neyin ne olduğunu bilen yok.Bizde hormon tartışmasının gerisinde "tarım kimyasallarının" kullanımı var.Bizde tarım kimyasallarına "bitki gelişimini düzenleyici" ilaçlar adı veriliyor.Halkımızın "hormon" diye adlandırdığı bu "bitki gelişimini düzenleyici" ilaçlar, (1)

Yazının Devamı

Gazeteci Özer Abi öldü

30 Ekim 2004

Özer Oralı, otuz yıl önce Ankaradan İstanbula göç ettiğimde tanıdım. Yüzü daima gülen, insanlarla çok iyi ilişki kuran, gazeteciliği ciddiye alan, "çelebi" ve efendi bir insandı.O yıllar sol hareketin canlı olduğu, işçi sendikalarının güçlü olduğu yıllardı. Özer Abi sol çevrelerin ve işçi sendikalarının ileri gelenleriyle çok iyi diyalog kuran gazetecilerden biriydi.O yılları yaşayanlar inanamazlar ama, o yıllarda iş çevrelerinin "bürokrasi ve medya"yla ilişki kurmaları imkânsızdı. Aralarında yüksek bir duvar vardı. Büyük sermaye çevreleri İstanbulda TÜSİADı (Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği) işte bu yıllarda kurdu. Gazetelerde ekonomi sayfalarının önem kazanmaya başladığı ekonomi gazeteciliğinin meslek haline geldiği yıllardı. Ali Gevgililinin yönetimindeki Milliyet gazetesinin ekonomi bölümü bu konuda öncü durumdaydı. Milliyet gazetesi ortanın solundaki konumuyla işçi ve sendika hareketlerine geniş yer verirdi. İşte Özer Oral da bu haberlerden sorumluydu... Milliyetin eski çalışanlarından "Gazeteci Özer Abi" öldü. Hem de pat diye öldü. Halbuki, TÜSİADın ilk Başkanı Feyyaz Berker bizi köfte yemeye götürecekti. Feyyaz Berker "Haydi gidelim" diye telefon ettikçe, "bugün -

Yazının Devamı

Yastık altında çok fazla TL yok

28 Ekim 2004

Bu paradan Türkiyede büyük küçük, kişi başına kabaca 200 milyon lira düşüyor. 13 katrilyon yaklaşık 9 milyar dolar eder. Yani kişi başı yaklaşık 125 dolar eder.Türk liraları yılbaşında Yeni Türk Lirasıyla (YTL) değişecek ya... Şimdilerde tartışılan, "Yastık altındaki Türk liralarının miktarı?" İyimserler, "Yastık altından o kadar çok TL çıkacak ki, bu paralar sistemi zenginleştirecek. Bir kısmı bankalara mevduat olarak yatacak, bir kısmı borsaya akacak" bekleyişinde.Türk halkı her ne kadar "saf ve bakir" ise de, acaba TL banknotları yastık altında saklayacak kadar "saf" mı? Hiç de değil... Değeri eriyen parayı halkımız neden yastık altında saklasın?İyi de... Yastık altında para yok mu? Var... Ama yastık altında dolar, euro veya altın var... Türkiyede ekonominin, milli gelirin büyüklüğüne göre dolaşımdaki para miktarı çok düşük... Ama bunun nedeni, Merkez Bankasının piyasaya para sürmekte cimri davranmasının ötesinde, halkın Türk lirasını elinden çıkarma alışkanlığı.Merkez Bankası dolaşıma para sürüyor. Halkımız eline geçen bu parayla dolar veya euro satın alıyor. Dolaşıma çıkan Türk lirası, bir süre sonra kamyonlara yükleniyor. Satılan dolar ve euro bedeli olarak Merkez Bankasına

Yazının Devamı

İhracatçı getiriyor ithalatçı götürüyor

27 Ekim 2004

Bu, ülke ekonomisi için çok önemli bir gelişmedir. Türk müteşebbisinin ihracat konusundaki çabalarının sonucudur. Bu güzel habere sevinmek gerekir... Ama benim gibi "şeytanın avukatları"nın bir sorumluluğu vardır... O sorumluluk da "ön sokakta olanları anlatırken, arka sokakta olan biteni de sergilemektir..."tir.Bizim ihracatçılarımız, çalışıyor, çabalıyor, ihracatı artırıyor. Ülkeye döviz getiriyor ama bu dövizler maalesef ülkede kalamıyor... Çünkü ithalatçılarımız ihracatçılarımızdan da hızlı... İthalat artışı ihracatı geçiyor.Sadece o kadar da değil... Bazı sektörler var ki, biz onları ihracat şampiyonu diye alkışlıyoruz. Ama bakıyoruz, o sektörler, ihracat yaparak getirdikleri dövizin daha fazlasını ithalat yaparak götürüyor.Sayın okuyucularıma bunları rakam vererek anlatmalıyım. Ama bu anlatımın dayanacağı en son bilgiler ağustos ayına ait.Ocak - ağustos döneminde ihracatımız (geçen yılın aynı dönemine göre) yüzde 30 oranında arttı. Buna sevinilmez mi? Tabii ki sevindik. Ama geliniz görünüz ki aynı dönemde ithalat yüzde 43 arttı. İhracatçı 41 milyar dolar döviz getirdi diye sevinecekken, bir de baktık ki ithalatçı 58 milyar dolar götürmüş.Türkiyede son yıllarda otomotiv

Yazının Devamı

Sıfırın atılması başka, YTLnin tanıtılması başka

26 Ekim 2004

Ancak yılbaşından itibaren kullanılacak YTLnin tanıtımına daha dün başlandı.Sıfırın atılması çok önemli ama, sıfır atıldığı için tamamı değişecek olan banknotların tanıtımı daha da önemli. Hem de içeride tanıtım yetmiyor. Yurtdışında da tanıtıma ihtiyaç var.Sayın okuyucularıma, ABDnin banknotlar üzerinde en ufak bir şekil ve renk değişikliği yaparken tanıtım için neler yaptığını özetleyeyim...ABD Hazine Bakanlığı, dolar banknotlardaki değişiklikleri sadece ABD içinde değil bütün dünyada kullanıcılara tanıtmak için Burson Marsteller adındaki halkla ilişkiler şirketiyle anlaşmış. Bu şirketin Türkiyede Capital Halkla İlişkiler şirketiyle bağı var. Son aylarda 20 ve 50 dolarlık banknotlarda ufak değişiklikler yapıldı. Yeni banknotlar piyasaya çıkmadan 6 ay önce, başkaları gibi bana da "Türkçe" hazırlanmış dosyalar gönderdiler. Bu dosyaların içinde yeni banknotların renkli resimleri, özellikleri açıklanıyor. Ayrıca 7 farklı belgeyle ABDde banknotların tarihçesi, baskı özellikleri, sahteciliğin önlenmesi için yapılanlar gibi konularda geniş bilgi veriliyor. Her ülkede benzer dosyalar hazırlanırmış. Dosyada daha fazla bilgi almak isteyenlerin başvurabileceği adreslerle internet adresi

Yazının Devamı