Beleke golf için zengin turist geliyor

21 Kasım 2004

Belekte 5 yıldızlı 7 tatil köyü, 5 yıldızlı 26 otel var. Bunların toplam yatak sayısı 34 bin.5 golf alanı var. 27 Delikli Gloria, National Golf ve Tat Golf kulüpleri ile, 18x2 delikli Antalya Golf ve 18 delikli Nobilis Robinson Golf kulüpleri.Belek Turizm Yatırımcılar Birliğinden Nihat Güneyin verdiği bilgiye göre, Belekte 5 yıldızlı biner yataklı 5 yeni otel yapılıyor. 6 yeni golf sahası açılıyor. Bunların 5inin konaklama tesisi olacak.Sadece tatilcileri ve golfçüleri değil, kongrecileri de Beleke çekmek için Pine Beach Resort Hotel bahçesinde 5 bin kişi kapasiteli Belek Kültür ve Kongre Merkezi hizmete açıldı. Şimdi Belek Turizm Yatırımcıları Birliğinin teşebbüsü ile ikinci kongre merkezi yapılıyor.Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Ahmet Barut, zengin sporu golf turizminin nimetlerini anlatıyor. Diyor ki, "Golf için gelen yabancı turist, normal yabancı turistin bıraktığının en az 3 katı döviz bırakır." Ahmet Barutun anlatımına göre, Avrupada yılda 2 milyar dolar cirosu olan bir golf pazarı var. Türkiye, önümüzdeki 4 yılda golf tesislerinin sayısını 100e çıkararak, bu pazardan pay alma yarışına girecek.Golf demek, "yeşil" demek. Doğanın korunması demek. En küçük golf

Yazının Devamı

İzmirde çocuklara, köylülere senfoni

20 Kasım 2004

Bu ülkede iyi şeyler de oluyor. Bilemiyoruz. Ama öğrenince seviniyoruz.Orkestralar hakkında yazdığım yazıda, (1) Orkestralarımızın başka ülkelerde örneği görülen şekilde çocuklara özel konserler düzenlememesinden, (2) Orkestralarımızın çevre şehirlere gidip konser vermemesinden, (3) Türk bestekarların eserlerini seslendirmemesinden yakınmıştım.İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Müdürü, viyolonsel sanatçısı Hakan Cem, beni aradı. "O sizin sözünü ettiğiniz şeylerin hepsini biz yapıyoruz" dedi. Ve de İzmir Devlet Senfoni Orkestrasının programlarını gönderdi.1975 yılında Hikmet Şimşekin çabalarıyla bir oda müziği topluluğu olarak kurulan orkestranın şimdilerde 105 kadrolu sanatçısı var. Orkestra, şimdilerde Türkiye dışında verdiği konserler, eşlik ettiği sanatçılar ve doldurduğu CDler ile tanınmış. Ün yapmış. Ödüller almış.2004 - 2005 konser mevsiminde her ay 6 veya 10 konser veriyor. Bu konser mevsimi repertuvarına 23 yeni eser katıyor. 23 yeni solisti, 8 yeni orkestra şefini müzikseverlerle buluşturuyor.Bu konser mevsiminde, 16 Türk bestecisinin eserlerine programlarda yer veriyor.İzmir Devlet Senfoni Orkestrasının çevredeki şehir ve köylerde konser verdiğini duymamıştım. Öğrendiğime

Yazının Devamı

Euro değerleniyor ama yapacak bir şey yok

19 Kasım 2004

(1) Bu gelişme bizim dışımızda olan bir gelişme... Yapacak bir şeyimiz yok.(2) Bu gelişme kısa sürede bizim halkımızı sarsmaz. Hiç üzülen olmaz mı? Olur... Onlar (a) Avrupadan euro ödeyerek mal satın alan, ithalat yapan ithalatçılarımızdır. (b) Onlar, fiyatı euroya bağlı otomobil, otobüs, kamyon satın alanlardır. (c) Onlar, euroya bağlı kira ödeyenlerdir.(3) Buna karşılık sevinen olmaz mı? Olur. Onlar da ihracatının yarısını Avrupa ülkelerine yapan, mallarını euro ile satan ihracatçılarımızdır.(4) Devlet bundan zarar görmez mi? İthalatta büyük payı olan petrolü dolar ile satın aldığımız için ve de dış borcumuzun çoğu dolara bağlı olduğu için devletimiz az zarar görür...(5) Bu durumda bize ne?.. Ne olursa olsun diyebilir miyiz?.. Hayır diyemeyiz. Biz de dünya para piyasasının içindeyiz. Dolardaki, eurodaki hareket bizi de ilgilendirir.(6) Euro değerleniyor diye Avrupa ülkeleri sevinecek yerde neden telaşlanıyor? Çünkü euro değer kazanınca, Avrupa ülkelerinin dolar ile satılan mallara karşı rekabet güçleri azalıyor. Avrupa ülkelerinde zaten durgunluk var. Avrupada ekonominin büyümesi ihracata bağlı. Dünya pazarlarında kar oranları çok düşük. Fiyat rekabeti çok büyük. Euronun dolar

Yazının Devamı

Euro aldı başını gidiyor

18 Kasım 2004

Cebinde 1 doları olanın 1 doları gene 1 dolar ama... Doları bozdurarak euroya dönmeye mecbur ise veya bunu düşünüyor ise, doları olduğu yerde yüzde 30 eridi demektir.Kamyon satın almak için 3 yıl önce 100 bin dolar biriktirmeye başlayan şoför Ali, 3 yıl önce 100 bin dolara satılan kamyonun 100 bin euroya satıldığını görünce, dolar biriktirmekle 30 bin dolar zarara girdiğini anlayacak. Çünkü 100 bin euroluk kamyonun bedelini ödemesi için 130 bin dolara ihtiyaç var.Ne oluyor da dolar değer kaybediyor, euro değer kazanıyor? 1) Başkan Bush, çok masraflı askeri operasyonlara girişti. Askeri operasyon, ek para bulmayı gerektirir. Halbuki Bush zenginlerin vergisini düşürdü. Sonuç olarak ABD bütçesi açık veriyor. Askeri harcamalar devam ettiği sürece bütçe açığının küçülmesi imkansız. 2) Bütçe açığı ancak dünyanın başka yerlerindeki paraların ABDye akmasıyla kapatılabilir. Dünyanın başka yerlerinde parası olanlar, ABDye para akıtmaktan çekiniyor. Hele hele gösterge faizin yüzde 2lerde, bono faizinin yüzde 3lerde dolanması para akımını güçleştiriyor. ABD, faizi artırarak para akımını hızlandırabilir ama, faiz yükselir ise içeride ekonomi duraklayacak. Ekonomi, şu günlerde askeri

Yazının Devamı

Merhametten maraz doğar

17 Kasım 2004

Kanun uygulanmadı. Bankalarını batıranların tüm borçlarını devlet üstlendi. Hakkı olmayanlara tıkır tıkır, son kuruşuna kadar ödeme yapıldı. Bu ödeme halka fatura edildi. Bu ödemeler sonucu iç borç belası gibi çözümü imkansız bir bela halkın sırtına bindirildi.Bizim ülkede "hafıza - i beşer nisyan ile malül - dür". Her şey üç günde unutulur. Halkımız ödediği, ödeyeceği faturayı unuttu. Unutuyor. Bu ağır faturayı sırtına bindirenlere acımaya başladı. Nerede ise onlar "masum"... Devlet "zalim"!Olamaz böyle bir şey... Ama burası Türkiye abicim... Burada olmaz, olmaz!Şu nedenle battı, bu nedenle battı. Ama bir gerçek var... Bazı bankalar halktan mevduat olarak topladıkları paraları şu veya bu nedenle batırdıkları, veya hortumladıkları veya yanlış yerlere yatırdıkları için battı.Kanuna göre, bu durumda bankanın kapısına kilit vurulur. Sadece ve sadece tasarruf mevduatı sahiplerine, sadece ve sadece 50 milyar liraya kadar olan mevduat hesaplarına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan ödeme yapılır. Bankanın battığı tarihten sonra faiz işlemez. Fonda para olunca da ödeme zaman içinde gerçekleştirilir. Bunun dışında hiçbir yere, hiçbir şekilde ödeme yapılması söz konusu olamaz.Kanun

Yazının Devamı

"İmarzedeyiz... perişanız, baba!.."

16 Kasım 2004

"Gecekonduları yıkıyorlar... Herhalde bu ailenin de gecekondusunu yıktılar, bunları sokakta bıraktılar" diye düşündüm... Ama, "Baba, 22 bin 95 kişi 17 aydır çalmadık kapı bırakmadık... Kimse bizi ciddiye almıyor... Gitti bizim paracıklar... Nolur yaz... Bunu yaz" diye konuşunca, İmar Bankasına bono parası kaptıranlardan olduğunu anladım.Öyle şeyler anlattı ki. Yüreğim parçalandı. O Ramazan günü pide kuyruğunda orta yaşın üzerindeki karı kocayı nasıl teselli edeceğimi bilemedim.İmar Bankası, gizli gizli değil, "gümbür gümbür" reklam yaparak bono parası topladı. Bono satın aldığını sanan saf ve bakir 22 bin 95 kişiden "bononuz kasada duruyor" diyerek 753 trilyon lirayı "iç" etti.Hazine, Merkez Bankası, SPK ve BDDK, olan bitene seyirci kaldı.Banka batınca, bankada sadece "sanal bono satışı" olmadığı, bankanın bunun çok çok üzerinde "kayıt dışı mevduat" topladığı anlaşıldı.Burada bir ayrım yapıldı... BDDK ve TMSF (!) İmar Bankasının kayıt dışı topladığı 7 katrilyon 725 trilyon lira tutarındaki mevduatı ödedi. (2) Bankanın mevduat dışındaki borçlarını ödedi. (3) Ama bankadan Hazine bonosu satın alanların parasını ödemedi.Burada bir çelişki var: Mevduat sahiplerine, "İmar Bankasının

Yazının Devamı

140 milyona da çikolata var, 16 milyona da

14 Kasım 2004

Bayram öncesi marketlerdeki çikolata fiyatlarını inceledim. Çikolatalar şimdi farklı gramlarda kutularda satıldığı için kilosunun kaça satıldığını anlamak zor oluyor. Hesap makinesi ile değişik marka çikolataların bir kilosunun fiyatını hesapladım.Bir yabancı (ithal malı) saf (madlen) çikolatanın kilosu 140 milyon lira, bir diğerinin 91 milyon lira idi. Ünlü bir pastane, madlen çikolatayı kilosu 60 milyon liradan satıyordu. Piyasada en büyük payı olan yerli üreticinin madlen çikolatasının kilosu 16 milyon 400 bin liradan satılıyordu.Fiyat farkı aklımı karıştırdı. Çikolatacı rahmetli Kemal Taşarın oğlu Ender Taşarı aradım. Kemal Taşarı yıllar önce tanıdım. 1957 yılında Samsunda babasının şekerlemeci dükkanında çikolata üretmeye çalışmış. 1968de İstanbula gelerek Melodi markası ile çikolata üretmeye başlamıştı. Erken öldü. Şimdi oğlu Ender Taşar modern bir tesiste "butik" üretim yapıyor. Yılda 2 bin ton çikolata üretiyor. Tüketici, Melodi çikolatasını pek bilmez. Çünkü Melodi, birçok ünlü marka ve pastane için üretim yapıyor.Bana verilen bilgilere göre, şimdilerde yılda 52 bin ton dolayında çikolata üretiliyor. Çikolatanın yaklaşık yüzde 25i tablet, yüzde 35i gofret, yüzde 40ı bar

Yazının Devamı

İstanbulda Carmen

13 Kasım 2004

"Zamanları yok, paraları yok" diyemezsiniz. Temsiller, konserler belli günlerde saat 11.00de, 15.00te tekrarlanıyor.Öğrenciler operayı, baleyi, konserleri 1 milyon 750 bin liraya izleme ve dinleme şansına sahip. Halkımız için opera, bale, konser 3 milyon 500 bin lira...Devletimiz halkımıza opera, konser dinlettirmek, opera temsili bale seyrettirmek için "babalık" yapıyor. Sadece İstanbul Devlet Opera Balesi kadrosunda 850 sanatçıyı besliyor. Gösterilerin masrafını ödüyor.İstanbulda sadece kasım ayında bakınız ne imkanlar var: Carmen Operası 3 defa, Il Trovatore Operası 2 defa, komik opera Aşk İksiri, sahne kantatı Carmina Burana, Kiss me Kate müzikali, Jenufa Operası, müzikli gösteri Foklorama, romantik bale Giselle, çocuk müzikali Sihirbaz Oz, dans tiyatrosu Kayıp Eşya Bürosu birer defa, çocuk müzikali Külkedisi 3 defa sahneleniyor.Geçen cumartesi akşamı Bizetnin Carmen Operasının ilk yarısını, ikinci balkonun, en arka sırasında, koltuk arasında kah ayakta durarak kah merdivene oturarak, diğer yarısını ise en öndeki koltuktan seyrettin. Çok beğendim. (Başka ülkelerde bu tür temsillerin biletleri çok pahalıdır veya bulunmaz. Ucuz bilet alanlar veya bilet bulamayanlar üst balkondan

Yazının Devamı