"Ucuz dolar" sadece ABDye değil bize de "yarıyor"

9 Şubat 2004

Doların değer kaybı bizi de ilgilendiriyor. Neden ve nasıl ilgilendiriyor onu anlatmadan, doların değer kaybından zarar görenlerin hafta sonu yaptıkları toplantıdan söz edeyim.Sanayileşmiş 7 ülke (Group of 7 - 7 Büyükler Grubu) "G7"ler diye bir grup oluşturdu. Bu grupta ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada var. Bu ülkelerin maliye bakanları ile merkez bankası başkanları bir araya gelerek dünyada olan biteni değerlendiriyorlar.Son toplantı G7 üyesi Avrupa ülkelerinin "ağlaşma toplantısı" idi. Avrupa ülkeleri, doların değer kaybından yakınıyor. Dolar değer kaybedince ABD ihraç ürünlerinin (göreceli) fiyatları ucuzluyor. Avrupa ülkelerinin ihraç ürünlerinin (göreceli) fiyatı artıyor. ABD mal satıyor. Avrupa ülkeleri ihracatta zorlanıyor.Günümüzde ABD dışındaki ülkelerin piyasadan dolar alıp satarak dolar fiyatını sabit tutabilmeleri mümkün değil. Dolara karşı kendi paralarını istedikleri şekilde ayarlamaları mümkün değil. Döviz kurları serbest piyasada oluşuyor. Arz ve talebe göre değişiyor.ABDnin uyguladığı faiz politikası dolar değerinin yerlerde sürünmesini sağlıyor. ABD faizi yüzde 1e indirince dünyanın dört köşesinden ABD piyasasına ve dolara yönelen para

Yazının Devamı

"Ucuz dolar" sadece ABD'ye değil bize de "yarıyor"

9 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
Bir kere daha anlaşıldı ki, en az önümüzdeki kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimlerine kadar, ABD'nin önceliği ekonominin büyümesi. Bu nedenle doların değer kaybını önlemek için (şimdilik) faizlere dokunulmayacak.
Doların değer kaybı bizi de ilgilendiriyor. Neden ve nasıl ilgilendiriyor onu anlatmadan, doların değer kaybından zarar görenlerin hafta sonu yaptıkları toplantıdan söz edeyim.
Sanayileşmiş 7 ülke (Group of 7 - 7 Büyükler Grubu) "G7"ler diye bir grup oluşturdu. Bu grupta ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada var. Bu ülkelerin maliye bakanları ile merkez bankası başkanları bir araya gelerek dünyada olan biteni değerlendiriyorlar.
Son toplantı G7 üyesi Avrupa ülkelerinin "ağlaşma toplantısı" idi. Avrupa ülkeleri, doların değer kaybından yakınıyor. Dolar değer kaybedince ABD ihraç ürünlerinin (göreceli) fiyatları ucuzluyor. Avrupa ülkelerinin ihraç ürünlerinin (göreceli) fiyatı artıyor. ABD mal satıyor. Avrupa ülkeleri ihracatta zorlanıyor.
Günümüzde ABD dışındaki ülkelerin piyasadan dolar alıp satarak dolar fiyatını sabit tutabilmeleri mümkün değil. Dolara karşı kendi paralarını istedikleri şekilde ayarlamaları

Yazının Devamı

Antalyada 900 yabancı futbol kulübü kamp yapıyor

8 Şubat 2004

Antalyada futbol turizmi mevsimi ocak ayında başlıyor. Nisan ayında sona eriyor. Oteller futbol kulüplerinden kişi başı konaklama ücreti olarak 30 - 40 euro alıyor. Futbol turizmi bizim için yeni bir iş. Akdeniz ülkelerinden İspanya, Tunus Mısır ve hatta Güney Kıbrıs bizim rakibimiz. Büyük müşteriler Almanya, Belçika, Hollanda, Baltık, Rus ve İskandinav ülkelerinin futbol takımları. Bizim avantajımız otel ücretlerinin ucuzluğu. İspanyada kişi başı konaklama ücreti 100 ile 200 euro arasında.Futbol turizminde, kulüp takımlarının antreman yapacakları sahaların sayısı ve kalitesi çok önemli.Antalyada oteller ve yatırımcılar bu nedenle futbol sahası yaptırıyor. Otellere ait futbol sahası sayısının 60, genel kullanıma açık, kiralanabilir futbol sahası sayısının 90 dolayında olduğu bildiriliyor. Yabancı futbol kulüpleri Antalyaya gelerek kamp yapıyor. Her takım 30 veya 50 kişilik gruplar halinde geliyor. Antalyada 7 ile 15 gün arasında kalıyor. Bu sayede, kış aylarında boş olan oteller müşteri bulmuş oluyor. Futbol sahasının yatırımı da pahalı, sahanın işletilmesi de pahalı. Bir çim saha 100 - 150 milyar lira yatırım gerektiriyor. Yıllık bakım gideri 50 - 100 milyar lira. Bir çim

Yazının Devamı

Antalya'da 900 yabancı futbol kulübü kamp yapıyor

8 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
Yabancı futbol kulüpleri Antalya'ya gelerek kamp yapıyor. Her takım 30 veya 50 kişilik gruplar halinde geliyor. Antalya'da 7 ile 15 gün arasında kalıyor. Bu sayede, kış aylarında boş olan oteller müşteri bulmuş oluyor.
Antalya'da futbol turizmi mevsimi ocak ayında başlıyor. Nisan ayında sona eriyor. Oteller futbol kulüplerinden kişi başı konaklama ücreti olarak 30 - 40 euro alıyor.
Futbol turizmi bizim için yeni bir iş. Akdeniz ülkelerinden İspanya, Tunus Mısır ve hatta Güney Kıbrıs bizim rakibimiz. Büyük müşteriler Almanya, Belçika, Hollanda, Baltık, Rus ve İskandinav ülkelerinin futbol takımları. Bizim avantajımız otel ücretlerinin ucuzluğu. İspanya'da kişi başı konaklama ücreti 100 ile 200 euro arasında.
Futbol turizminde, kulüp takımlarının antreman yapacakları sahaların sayısı ve kalitesi çok önemli.
Antalya'da oteller ve yatırımcılar bu nedenle futbol sahası yaptırıyor. Otellere ait futbol sahası sayısının 60, genel kullanıma açık, kiralanabilir futbol sahası sayısının 90 dolayında olduğu bildiriliyor.

Yazının Devamı

Çaresizlik duygusundan kurtulmaya mecburuz

7 Şubat 2004

Ekonominin temposu, "iki yana salınarak ileriye doğru iki adımın, sonra da geriye doğru bir adımın atıldığı" mehter yürüyüşüne benzeyince, büyüme yarışında hep gerilerde kaldık.Bunları iktisatçı arkadaşım Faruk Türkoğlu yazıyor... Bunları yazdıktan sonra da ekliyor: "Ama krizleri sadece siyasi istikrarsızlığa, vergi kaçırmaya, kayıt dışı ekonomiye bağlamak mümkün olamaz..." Ve de İtalya örneğini veriyor. Diyor ki:"İtalyada 1945ten bu yana tam 64 hükümet görev aldı. Bir hükümetin ortalama görev süresi Türkiyedekinden de kısa oldu ve 325 günü aşamadı. Hükümet kurma görüşmeleri, yasal güvenoyu süreci dikkate alındığında bu ülkenin hükümetsiz yönetildiğini söylemek bile mümkün. 1970 - 2003 dönemindeki 390 ayın, 182 ayında istikrar veya atılım gerekçesi ile halka kemer sıktırıldı. İlk 10 paketin ortalama uygulama süresi 483 gün oldu. Bugüne kadar enflasyonu düşürme ve istikrarlı büyüme konusundaki çabalar başarılı olamayınca, halkta her tür reform çabalarına karşı güvensizlik ortaya çıktı. 33 yılda 28 hükümetin görev başına gelmesi paketlerin uygulamasını zorlaştırdı. İtalyan mafyası yanında, diğer ülkelerin mafyaları otopark mafyası gibi kalır. Vergi kaçakçılığı bu ülkede milli bir

Yazının Devamı

'Çaresizlik' duygusundan kurtulmaya mecburuz

7 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
1970 - 2003 dönemindeki 390 ayın, 182 ayında istikrar veya atılım gerekçesi ile halka kemer sıktırıldı. İlk 10 paketin ortalama uygulama süresi 483 gün oldu. Bugüne kadar enflasyonu düşürme ve istikrarlı büyüme konusundaki çabalar başarılı olamayınca, halkta her tür reform çabalarına karşı güvensizlik ortaya çıktı. 33 yılda 28 hükümetin görev başına gelmesi paketlerin uygulamasını zorlaştırdı.
Ekonominin temposu, "iki yana salınarak ileriye doğru iki adımın, sonra da geriye doğru bir adımın atıldığı" mehter yürüyüşüne benzeyince, büyüme yarışında hep gerilerde kaldık.
Bunları iktisatçı arkadaşım Faruk Türkoğlu yazıyor... Bunları yazdıktan sonra da ekliyor: "Ama krizleri sadece siyasi istikrarsızlığa, vergi kaçırmaya, kayıt dışı ekonomiye bağlamak mümkün olamaz..." Ve de İtalya örneğini veriyor. Diyor ki:
"İtalya'da 1945'ten bu yana tam 64 hükümet görev aldı. Bir hükümetin ortalama görev süresi Türkiye'dekinden de kısa oldu ve 325 günü aşamadı. Hükümet kurma görüşmeleri, yasal güvenoyu süreci dikkate alındığında bu ülkenin hükümetsiz yönetildiğini söylemek bile mümkün.

Yazının Devamı

Merkez Bankası faizi "Ayşe Hanım Teyzemi" de etkiler

6 Şubat 2004

Bu, hem banka mevduatı olan Ayşe Hanım Teyzemi hem de bankadan tüketici kredisi kullanan Ali Rıza Bey Amcamı ilgilendirir.Önce gecelik mevduat nedir, faizi neden önemlidir, bu faizin indirilmesini kimler ister, onları anlayalım. Sonra Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcamın durumuna sıra gelir.Bizim bankalarımızda (çok kaba rakamlarla) 150 katrilyon lira mevduat var. Bankalarımız bunun 50 katrilyon lirasını kredi olarak ona buna vermiş durumda. 90 - 95 katrilyonunu Hazine bonosuna ve tahvile bağlamış. 6 - 9 katrilyon lira da kasalarında nakit duruyor.Bu 6 - 9 katrilyon lirayı bankalar, akşamüzeri Merkez Bankasına "gecelik mevduat" olarak yatırıyor, ertesi sabah parayı çekerek kasasına koyuyor. Bu parayı kredi olarak değerlendirebilirler veya bu para ile Hazine bonosu veya tahvil alabilirler. Almıyorlar. Çürkü Merkez Bankasının gecelik faizi onlara yetiyor.Gecelik faiz oranı sadece bankaların kasalarında çok yüksek rakamda para tutmasını teşvik etmiyor, aynı zamanda ekonomideki faiz oranını belirliyor. Hazine, bono veya tahvil satarken Merkez Bankasının gecelik faizinin üzerinde faiz vermek zorunda. Bankalar işadamına veya tüketiciye kredi verirken Merkez Bankasının onların

Yazının Devamı

Merkez Bankası faizi "Ayşe Hanım Teyzemi" de etkiler

6 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
Merkez Bankası, bankalar tarafından, akşamüzeri yatırılan, ertesi sabah çekilen "gecelik mevduata" ödediği faizi yüzde 26'dan yüzde 24'e düşürdü.
Bu, hem banka mevduatı olan Ayşe Hanım Teyzemi hem de bankadan tüketici kredisi kullanan Ali Rıza Bey Amcamı ilgilendirir.
Önce gecelik mevduat nedir, faizi neden önemlidir, bu faizin indirilmesini kimler ister, onları anlayalım. Sonra Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcamın durumuna sıra gelir.
Bizim bankalarımızda (çok kaba rakamlarla) 150 katrilyon lira mevduat var. Bankalarımız bunun 50 katrilyon lirasını kredi olarak ona buna vermiş durumda. 90 - 95 katrilyonunu Hazine bonosuna ve tahvile bağlamış. 6 - 9 katrilyon lira da kasalarında nakit duruyor.
Bu 6 - 9 katrilyon lirayı bankalar, akşamüzeri Merkez Bankası'na "gecelik mevduat" olarak yatırıyor, ertesi sabah parayı çekerek kasasına koyuyor. Bu parayı kredi olarak değerlendirebilirler veya bu para ile Hazine bonosu veya tahvil alabilirler. Almıyorlar. Çürkü Merkez Bankası'nın gecelik faizi onlara yetiyor.

Yazının Devamı