TÜSİAD devlete ‘sipariş’i verdi

27 Mart 2003


<#comment>     TÜSİAD Başkanı dün bir konuşma yaparak devlete dış politika ve ekonomi konusunda ‘sipariş’i verdi... Devlet bu sipariş listesindekileri madde madde yapmaz ise... Hapı yuttu demektir!.. Efendim, TÜSİAD Başkanı’na bu ‘sipariş’ listesi fikrini aşılayan Erbakan Hocamızdır... Her ne kadar bugün Hocamız iktidarda değil ise de, iktidar çevresinin Hoca’nın eski müridleri olduğu düşüncesi ile TÜSİAD Başkanı gerekeni yapmıştır...
     Hatırlayınız... Erbakan Hoca(*) ne diyor idi? "Biz bu devleti emir veren devlet olmaktan çıkaracağız. ‘Garson’ devlet yapacağız. Siz emredeceksiniz... Devlet yapacak..." TÜSİAD Başkanı da... "Devleti ‘garson’ devlet olarak görerek, İstanbul’da lüks bir otelin beyaz örtülü masasının başından ‘siparişlerini’ verdi..." Dikkat buyurunuz siparişin muhatabı sadece hükümet değil... Bütünü ile "devlet"... TÜSİAD Başkanı diyor ki, "...Cumhurbaşkanı’yla, hükümetiyle, TBMM’siyle, sivil ve askeri bürokrasisiyle tüm devlet kademeleri tarihi bir sorumluluk taşımaktadır..."
     Bilmeyen TÜSİAD’ı, AB üyesi bir yabancı ülke sanacak... Türkiye’ye ‘nota verdiğini’, notada sıralananlar

Yazının Devamı

Durum ciddi ama "ümitsiz değil"

26 Mart 2003

Bugünkü tabloya bakarak "öldük bittik / ekonomi çöküyor / iç borçlar ödenemez" diyerek dövünmeye gerek yoktur.Özetle (1) Borsada fiyatlar zaten inip çıkıyor. Borsa zaten işlevini kaybetti. Borsa endeksinin inip çıkması ekonominin bugünkü durumunu etkilemez. (2) ABD doları aralık ayı sonunda 1 milyon 660 bin lirayı, 1 milyon 670 bin lirayı görmüştü. Üç ay sonra fiyatının 1 milyon 730 bin liraya oturması anormal değildir. Normaldir. (3) Bono faizleri önceki gün yüzde 75e çıkmıştı. Dün yüzde 69a indi. Bono faizlerinin inip çıkması bankaları rahatsız ediyor ama bu çark dönecektir. Geçen yılın ilk üç ayında Hazine yüzde 75 dolayında bileşik faiz ile borçlandı. Bu faizle borçlandığı için de bugüne kadar da batmadı...Şu günlerde özellikle Hazine bonosu faizlerinin durup dururken yüzde 60lardan yüzde 75lere çıkması çok kimsenin içini kararttı. Karamsarlar "konsolidasyon"dan söz etmeye başladı. Evet yüzde 30 enflasyon ortamında yüzde 60, yüzde 70 faiz çok yüksek faizdir. Ama şu anda faizleri yükselten Irak savaşının etkisidir. Bu etki, "konjonktürel", geçici olabilecek bir etkidir. Bu etki kalıcı olmaz ise "bugünden konsolidasyon için kolları sıvamak" gerekmez. Bu etki kalıcı olsa bile

Yazının Devamı

Durum ciddi ama "ümitsiz değil"

26 Mart 2003


<#comment>     Ekonomimizin Irak savaşından etkilenmemesi imkansız idi. Etkilendi... Ama bugüne kadar ortaya çıkan olumsuzluklar bu ekonominin şimdilik "hazmedebileceği" boyutlardadır.
     Bugünkü tabloya bakarak "öldük bittik / ekonomi çöküyor / iç borçlar ödenemez" diyerek dövünmeye gerek yoktur.
     Özetle (1) Borsada fiyatlar zaten inip çıkıyor. Borsa zaten işlevini kaybetti. Borsa endeksinin inip çıkması ekonominin bugünkü durumunu etkilemez. (2) ABD doları aralık ayı sonunda 1 milyon 660 bin lirayı, 1 milyon 670 bin lirayı görmüştü. Üç ay sonra fiyatının 1 milyon 730 bin liraya oturması anormal değildir. Normaldir. (3) Bono faizleri önceki gün yüzde 75’e çıkmıştı. Dün yüzde 69’a indi. Bono faizlerinin inip çıkması bankaları rahatsız ediyor ama bu çark dönecektir. Geçen yılın ilk üç ayında Hazine yüzde 75 dolayında bileşik faiz ile borçlandı. Bu faizle borçlandığı için de bugüne kadar da batmadı...
     Şu günlerde özellikle Hazine bonosu faizlerinin durup dururken yüzde 60’lardan yüzde 75’lere çıkması çok kimsenin içini kararttı. Karamsarlar "konsolidasyonödan söz etmeye başladı.

Yazının Devamı

TVlerimiz savaşı ABD gözüyle veriyor

25 Mart 2003

Yazarlar ve konuşmacılar her şeyi Amerikalılardan daha iyi biliyor...Uçak gemilerini, uçakları, silahları, bombaları, isimleriyle, güçleriyle ve sayıları ile ezbere sıralıyor...ABD askerlerinin nereden nasıl yürüyeceklerini, ne yapacaklarını anlatıyor...Hangi hedefin, hangi uçaktan atılacak, hangi füze ile nasıl yok edileceği ballandırıla ballandırıla hikaye ediliyor...Bu tabloda anlaşılamayan bir nokta var? Yazarlarımız, konuşmacılarımız "kimden yana ve neyin peşinde?" Biz ABD güçlerinin Irakı yıkıp yakmasını, sonra da Iraka gelip oturmasını mı istiyoruz? Türk halkının tek derdi bu mu? Savaşta bir yanda ABDnin güçlü silahları ve güçlü askerleri var...iyi de...Karşı yanda kim var? Bu askerler, bu silahlarla kimi vuruyor? Bu bombalar nereleri yıkıyor, kimi öldürüyor?Olayın ABD cephesini çok iyi biliyoruz da, karşı cepheden hiç mi hiç haber yok...Savaşta moralleri bozmak için "propaganda"nın öneminden söz edilir. Acaba bizim bazı gazetelerimizin ve bazı TV kanallarımızın gönüllü olarak ABD propaganda sözcülüğüne soyunmalarından kim zarar görüyor?. Bizim gazetelerimizi Iraklılar okumadığına, bizim TV kanallarımızı Iraklılar izlemediğine göre, yapılan propaganda bize dönük

Yazının Devamı

TV’lerimiz savaşı ABD gözüyle veriyor

25 Mart 2003


<#comment>     Gazetelerimizin ve TV kanallarımızın bir bölümü, Irak Savaşı ile ilgili yayınlarda ABD güçlerini öve öve bitiremiyor ve olan biteni ABD gözü ile bizlere veriyor. Yayıncılar da art niyet, kötü niyet arayamayız ama ortada bir gerçek var...Sabahtan akşama ABD’nin ne yiğit savaşçı olduğu anlatıla anlatıla bitirilemiyor.
     Yazarlar ve konuşmacılar her şeyi Amerikalılardan daha iyi biliyor...Uçak gemilerini, uçakları, silahları, bombaları, isimleriyle, güçleriyle ve sayıları ile ezbere sıralıyor...ABD askerlerinin nereden nasıl yürüyeceklerini, ne yapacaklarını anlatıyor...Hangi hedefin, hangi uçaktan atılacak, hangi füze ile nasıl yok edileceği ballandırıla ballandırıla hikaye ediliyor...
     Bu tabloda anlaşılamayan bir nokta var? Yazarlarımız, konuşmacılarımız "kimden yana ve neyin peşinde?" Biz ABD güçlerinin Irak’ı yıkıp yakmasını, sonra da Irak’a gelip oturmasını mı istiyoruz? Türk halkının tek derdi bu mu? Savaşta bir yanda ABD’nin güçlü silahları ve güçlü askerleri var...iyi de...Karşı yanda kim var? Bu askerler, bu silahlarla kimi vuruyor? Bu bombalar nereleri yıkıyor, kimi öldürüyor?

Yazının Devamı

İşimiz çok

24 Mart 2003

AKP hükümetinin beceriksizliği sonucu Türkiye İkinci Dünya Harbi sonundan beri elini güçlendiren "stratejik olarak önemli ülke" kozunu kaybetti. Biz, stratejik konumumuza inanıyorduk. ABD, buna inanıyordu. "Türkiye, ABDnin Ortadoğudaki kalesidir. Türkiye olmadan ABD Ortadoğuda bir şey yapamaz" sanılıyordu. Bu nedenle ABD, Türkiyeye arka çıkıyor. Türk ekonomisinin batmaması için para akıtıyor, ABye karşı Türkiyeyi koruyor, terörün önlenmesine, Öcalanın yakalanmasına yardımcı oluyor, Kıbrısta Denktaşa göz kırpıyordu... Ama şimdi ABD gördü ki, Türkiyenin "stratejik önemi" yokmuş!.. Türkiye olmadan da Irak savaşı başlatılabilir, İncirlikten uçak kaldırmadan da Irak bombalanabilirmiş... Gerçekçi olalım, bu savaş sonunda ABD Iraka ve Ortadoğuya yerleşecek... İşte o zaman Türkiyenin stratejik öneminden hiç mi hiç söz edilmeyecek... ABD Türkiyeye düşman olmasa da, artık eski ilgiyi göstermeyecek, eski desteği vermeyecek... Türkiyenin zaten AB ile arası bozuk... AB ülkeleri Türkiyeye ABDnin zoru ile "lütfen" selam veriyor... Rusya ile düşmanlığı sürdüren tek ülke Türkiye. Araplar Türkiyeyi sevmiyor... İyi de biz bu kocaman dünyada tek başımıza ne yapacağız? İstemesek de "savaş" başladı.

Yazının Devamı

İşimiz çok

24 Mart 2003


<#comment>     İstemesek de "savaş" başladı. Bundan sonra "Savaşa hayır!" demek bir işe yaramayacak. Bundan sonra bizim başka "işölerimiz var... Ve de işimiz çok... Çünkü "savaş", bizim beğendiğimiz, kötü dengeleri, daha rezil hale getirecek. Çünkü "savaş", bizim zaten kötü olan dış dünya ile ilişkilerimizi, daha kötü hale getirecek.
     AKP hükümetinin beceriksizliği sonucu Türkiye İkinci Dünya Harbi sonundan beri elini güçlendiren "stratejik olarak önemli ülke" kozunu kaybetti. Biz, stratejik konumumuza inanıyorduk. ABD, buna inanıyordu. "Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki kalesidir. Türkiye olmadan ABD Ortadoğu’da bir şey yapamaz" sanılıyordu. Bu nedenle ABD, Türkiye’ye arka çıkıyor. Türk ekonomisinin batmaması için para akıtıyor, AB’ye karşı Türkiye’yi koruyor, terörün önlenmesine, Öcalan’ın yakalanmasına yardımcı oluyor, Kıbrıs’ta Denktaş’a göz kırpıyordu... Ama şimdi ABD gördü ki, Türkiye’nin "stratejik önemi" yokmuş!.. Türkiye olmadan da Irak savaşı başlatılabilir, İncirlik’ten uçak kaldırmadan da Irak bombalanabilirmiş... Gerçekçi olalım, bu savaş sonunda ABD Irak’a ve Ortadoğu’ya yerleşecek... İşte o zaman Türkiye’nin stratejik

Yazının Devamı

İşimiz çok

24 Mart 2003


<#comment>     İstemesek de "savaş" başladı. Bundan sonra "Savaşa hayır!" demek bir işe yaramayacak. Bundan sonra bizim başka "işölerimiz var... Ve de işimiz çok... Çünkü "savaş", bizim beğendiğimiz, kötü dengeleri, daha rezil hale getirecek. Çünkü "savaş", bizim zaten kötü olan dış dünya ile ilişkilerimizi, daha kötü hale getirecek.
     AKP hükümetinin beceriksizliği sonucu Türkiye İkinci Dünya Harbi sonundan beri elini güçlendiren "stratejik olarak önemli ülke" kozunu kaybetti. Biz, stratejik konumumuza inanıyorduk. ABD, buna inanıyordu. "Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki kalesidir. Türkiye olmadan ABD Ortadoğu’da bir şey yapamaz" sanılıyordu. Bu nedenle ABD, Türkiye’ye arka çıkıyor. Türk ekonomisinin batmaması için para akıtıyor, AB’ye karşı Türkiye’yi koruyor, terörün önlenmesine, Öcalan’ın yakalanmasına yardımcı oluyor, Kıbrıs’ta Denktaş’a göz kırpıyordu... Ama şimdi ABD gördü ki, Türkiye’nin "stratejik önemi" yokmuş!.. Türkiye olmadan da Irak savaşı başlatılabilir, İncirlik’ten uçak kaldırmadan da Irak bombalanabilirmiş... Gerçekçi olalım, bu savaş sonunda ABD Irak’a ve Ortadoğu’ya yerleşecek... İşte o zaman Türkiye’nin stratejik

Yazının Devamı