İç borç çevrilir mi, çevrilemez mi? Yüksek faiz ödenir mi, ödenemez mi? Bu bütçe ile hükümet bir şeyler yapabilir mi, yapamaz mı? Tarımda, sanayide bir şeyler yapılarak üretim canlandırılamaz mı gibi sorunlara takılarak dertlenir ve de "af, uf" çekerken, baktık ki, üretim hareketlenmiş. Çöken ekonomide "düzelme" başlamış. Biz bu "düzelmeyi", halkımıza "büyüme" olarak sunarak, halka biraz "iyimserlik pompalayalım" derken, bir de ne görelim?.. Gündem gene değişmiş... Ufuk kararmış, felaket bulutları Ankaranın üzerine çökmüş.Bu kadar felaketi hangi ülke kaldırabilir ki? Doğu sınırında, Batı sınırında tüm komşularımızla sorunumuz var. Direnmemize rağmen Irak macerasına sürüklendik, sürükleniyoruz. Harbe girdik giriyoruz. 2001 yılında ekonomi yüzde 9.4 oranında küçüldü. Yatırım, üretim durdu. İşsizlik, fakirlik arttı. İnsanlar aş ve iş peşinde. Adalet, eğitim, sosyal güvenlik sistemleri çökmüş durumda. Yirmi yıl süren bir iç çatışmadan (ister terörle mücadele, ister iç savaş deyiniz işte ondan) çıktık. Yirmi yıl karşı karşıya gelen insanların bir arada birlikte yaşamaları için bir şeyler yapmak gerekirken, şimdi başta Alevi nüfus olmak üzere yeni ayrılık tohumları ekiliyor. Allah
Ancccaaaakkk... İşin ancakı var... Geçen yılın ilk yarısında üretim 6.1 oranında azalmıştı. Bu yılın yüzde 5.2 oranındaki artışı, geçen yılın yüzde 6.1 gerilemiş çizginin üzerindeki artıştır.Rakam vereyim. Yılın ilk altı ayındaki milli gelirimiz (dolar olarak) 2000 yılında 83 milyar dolardı. 2001de kriz nedeniyle yılın ilk yarısında 65 milyar dolara düştü. Fakirleştik. Bu yıl geçen yılın rakamının üzerine çıktık 79 milyar dolar oldu. Ama 79 milyar dolar, 2000 yılının ilk altı aylık milli gelir rakamının gerisinde.Milli gelir: Belli bir dönemde (üç ayda, altı ayda, bir yılda) ülkedeki mal ve hizmet üretimindeki değer (katma değer) artışıdır. Kayıtlı ekonomi, kayıtsız ekonomi, ev ekonomisi bütün üretim milli gelir hesabına girer.Milli gelir, genel bir tanımdır. Milli gelir tanımının içinde "gayri safi yurt içi hasıla" (GSYİH) ve "gayri safi milli hasıla" (GSMH) diye iki farklı tanım yer alır.Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH); yurtiçinde belli bir dönemdeki mal ve hizmetin parasal (katma) değerini gösterir.Gayri safi milli hasıla (GSMH): Yurtdışından ekonomiye eklenen gelirler (faktör gelirleri) ile dışına çıkan gelirlerin (faktör gelirlerinin) net rakamının GSYİHye eklenmesi veya
<#comment>#comment>Üretim yılın ilk yarısında 5.2 oranında arttı. Altıncı aydan bu yana da üretim artışı devam ediyor. Bu gidiş ile yıl sonunda yüzde 6, yüzde 7 oranında büyümeyi yakalayabileceğiz. Hatta daha yüksek bir büyüme de mümkün.
Ancccaaaakkk... İşin ancakı var... Geçen yılın ilk yarısında üretim 6.1 oranında azalmıştı. Bu yılın yüzde 5.2 oranındaki artışı, geçen yılın yüzde 6.1 gerilemiş çizginin üzerindeki artıştır.
Rakam vereyim. Yılın ilk altı ayındaki milli gelirimiz (dolar olarak) 2000 yılında 83 milyar dolardı. 2001’de kriz nedeniyle yılın ilk yarısında 65 milyar dolara düştü. Fakirleştik. Bu yıl geçen yılın rakamının üzerine çıktık 79 milyar dolar oldu. Ama 79 milyar dolar, 2000 yılının ilk altı aylık milli gelir rakamının gerisinde.
Milli gelir: Belli bir dönemde (üç ayda, altı ayda, bir yılda) ülkedeki mal ve hizmet üretimindeki değer (katma değer) artışıdır. Kayıtlı ekonomi, kayıtsız ekonomi, ev ekonomisi bütün üretim milli gelir hesabına girer.
Milli gelir, genel bir tanımdır. Milli gelir tanımının içinde "gayri safi yurt içi hasıla" (GSYİH) ve "gayri safi milli hasıla" (GSMH) diye iki farklı tanım yer alır.
Gayri safi yurt içi hasıla
Ama ekonomi çökmedi: Ekonominin çökmesi demek, Türk lirası ve dövizin tükenmesi demektir. Türk lirası ve döviz tükenir ise, devlet maaş ödeyemez. Bankalar halkın parasını ödeyemez. Hazine ve dış borçları ödeyemez.Çöken ekonomi kısa sürede ayağa kalkamaz. Ama kötü durumdaki ekonomi, doğru politikalar ve uygulamalar ile, gerilemeden büyümeye geçebilir.Bizim ekonomimizin kötü durumunun ve fakirleşmenin göstergesi ve ölçüsü, milli gelirin (ülkenin toplam mal ve hizmet üretiminin) 2001 yılında yüzde 7.4 gerilemesidir. İç ve dış borcun milli gelire oranının büyümesidir. İç borcun vadesinin kısalığı, faizinin yüksekliği ve faiz yükünün ağırlığı nedeniyle çevrilmesinin büyük yük haline gelmesidir. İç borç faizinin yükünün fazlalığının devletin kaynaklarının yarısını yutması sonucu, devletin hizmet yapamaz duruma düşmesidir. Ekonomi kötü durumda: Yatırım yapılamıyor. Zaten işsiz sayımız çoktu. Kriz nedeniyle işi olan çok kişi işini kaybetti. 2001 yılındaki küçülmenin sonucu çok kişi fakirleşti. İç talep küçüldü. İç talebe yönelik olarak üretim yapanlar, ticaret yapanlar sarsıldı. Çıkışın şartı: Üretim artışı IMF destekli programlara sahip çıkan koalisyon hükümeti kötü durumun çöküşe neden
<#comment>#comment>Ekonomi kötü durumda: Yatırım yapılamıyor. Zaten işsiz sayımız çoktu. Kriz nedeniyle işi olan çok kişi işini kaybetti. 2001 yılındaki küçülmenin sonucu çok kişi fakirleşti. İç talep küçüldü. İç talebe yönelik olarak üretim yapanlar, ticaret yapanlar sarsıldı.
Ama ekonomi çökmedi: Ekonominin çökmesi demek, Türk lirası ve dövizin tükenmesi demektir. Türk lirası ve döviz tükenir ise, devlet maaş ödeyemez. Bankalar halkın parasını ödeyemez. Hazine ve dış borçları ödeyemez.
Çöken ekonomi kısa sürede ayağa kalkamaz. Ama kötü durumdaki ekonomi, doğru politikalar ve uygulamalar ile, gerilemeden büyümeye geçebilir.
Bizim ekonomimizin kötü durumunun ve fakirleşmenin göstergesi ve ölçüsü, milli gelirin (ülkenin toplam mal ve hizmet üretiminin) 2001 yılında yüzde 7.4 gerilemesidir. İç ve dış borcun milli gelire oranının büyümesidir. İç borcun vadesinin kısalığı, faizinin yüksekliği ve faiz yükünün ağırlığı nedeniyle çevrilmesinin büyük yük haline gelmesidir. İç borç faizinin yükünün fazlalığının devletin kaynaklarının yarısını yutması sonucu, devletin hizmet yapamaz duruma düşmesidir.
Ekonomi kötü durumdan "üretim artışı" ile çıkabilir. Üretim artışı
Büyüme demek üretim artışı demektir. Ülkede üretilen mal ve hizmetlerin (katma) değeri milli geliri oluşturur. Üretim artar ise, milli gelir (GSYİH - gayri safi yurtiçi hasıla) de artar.Bu yılın ilk yarısında sanayi üretiminde beklenmedik biçimde artış oldu. Üçüncü üç aylık dönemde artışın devam ettiği tahmin ediliyor. Artış dördüncü üçt aylık döneminde de devam eder ise, beklenmedik / umulmadık bir büyüme hızı ortaya çıkabilir. Hatta kriz öncesi büyüme hızını da aşabiliriz. Farkında değiliz, ama büyüyoruz. Hem de az buz değil... Nerede ise kriz öncesindeki büyümenin de üzerine çıkacağız. Rakamlar ümit veriyor (1) Milli gelirdeki büyüme tarım, sanayi ve hizmet kesimlerindeki üretim artışına dayanır. Bize büyüme ümidi veren bilgiler sanayi üretimindeki artış rakamları. Tarım ve hizmetlerle ilgili bilgiye sahip değiliz. Ama sanayiin bir özelliği var. Her ne kadar sanayi üretimi milli gelirin yaklaşık yüzde 30unu oluşturuyor ise de sanayi üretimindeki artış veya gerileme yıllık büyümeyi (GSMH artışını veya azalaşını) belirliyor.(2) Bizim GSYİHmiz 2000 yılında yüzde 7.2 arttı. 2001 yılında yüzde 7.4 azaldı. Biz 2002 yılında üretimi (GSYİHyi) en az yüzde 7.4 artırır isek, 2000
<#comment>#comment>Farkında değiliz, ama büyüyoruz. Hem de az buz değil... Nerede ise kriz öncesindeki büyümenin de üzerine çıkacağız.
Büyüme demek üretim artışı demektir. Ülkede üretilen mal ve hizmetlerin (katma) değeri milli geliri oluşturur. Üretim artar ise, milli gelir (GSYİH - gayri safi yurtiçi hasıla) de artar.
Bu yılın ilk yarısında sanayi üretiminde beklenmedik biçimde artış oldu. Üçüncü üç aylık dönemde artışın devam ettiği tahmin ediliyor. Artış dördüncü üçt aylık döneminde de devam eder ise, beklenmedik / umulmadık bir büyüme hızı ortaya çıkabilir. Hatta kriz öncesi büyüme hızını da aşabiliriz.
Bu yazıda anlatacaklarımı, vereceğim rakamları değerlendiriken sayın okuyucularımın iki noktaya dikkat etmeleri gerekir.
(1) Milli gelirdeki büyüme tarım, sanayi ve hizmet kesimlerindeki üretim artışına dayanır. Bize büyüme ümidi veren bilgiler sanayi üretimindeki artış rakamları. Tarım ve hizmetlerle ilgili bilgiye sahip değiliz. Ama sanayiin bir özelliği var. Her ne kadar sanayi üretimi milli gelirin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor ise de sanayi üretimindeki artış veya gerileme yıllık büyümeyi (GSMH artışını veya azalaşını) belirliyor.
Doğu ve Batı Anadoluda Milliyetin TIR programı çerçevesinde yaptığımız gezilerdeki sohbetlerde üzerinde en fazla durulan konular ekonomik sıkıntı, işsizlik, fakirlik idi.Fuar sohbetlerinde ise, seçim konusunun ekonomik sıkıntı, işsizlik ve fakirlik konusunun önüne geçmesi hatta onları unutturur bir ağırlık kazanması dikkati çekiyor.İnsanların kafası karışık mı karışık. Seçimi, bir çıkış kapısı olarak görmek istiyorlar. Ama, seçim sonu kimin veya kimlerin iktidar olur ise ülkeye ve halka iyilik getireceği ve nasıl getireceği konusunda kimse önünü göremiyor. Kesin parti tercihi yapan çok az kişi var. Onlar bile "parti başkanının listeye kimin ismini yazarak, bu listeye rey verin" diyeceğini bilemiyor. Kararsızların kötüsü, "boy oy" verme niyetinde olanların fazlalığı. Fuarda Milliyet gazetesinin standında gün boyu etkinlik var. Akşam üzeri Miço Tiyatrosunda çocuk temsilleri ilgi görüyor. Daha sonra Milliyet yazarları okuyucularla söyleşiyor. İki akşam söyleşisine ben de katıldım. Okuyucu eleştiriyor Okuyucularımız gazetelerin belli partileri ısrarla öne çıkarmalarını, belli partilerin ve belli parti başkanlarının seçimi kazanmalarını ve de çoğunluk oyu almalarını kesin, olmuş -