Bu borç ödenemez

22 Ağustos 2002

2000 yılı sonunda iç borç 36 katrilyon lira idi. 2001 yılı sonunda 122 katrilyon liraya yükseldi.Demek ki 2002 yılına 122 katrilyon lira borç ile başladık. Boğazdan kestik. Giyimden kestik... Yatırımları durdurduk. Piyasayı öldürdük... IMFden döviz kredisi kullandık. Dış borcu artırdık... Bütün bunları iç borcun miktarını düşürmek için yaptık...Ama... Aaaaaa... O da nesi? Temmuz ayı sonunda iç borç 130 katrilyon liraya ulaşmış!Yılbaşından bu yana ödemek için kırk takla attığımız iç borç 7 ayda küçülmemiş 8 katrilyon lira artmış... Kimse kusura bakmasın ama, durum ortada... Biz bu iç borcu ödeyemeyeceğiz. Ödeyemeyeceğimiz borcu durduk yerde büyütmeye, ödüyormuş gibi yaparak eldekini avuçtakini faize yatırarak aç ve açıkta kalmaya da gerek yok. Borç yuvarlanarak büyüdü İyi de bugüne kadar büyüye büyüye 130 katrilyona ulaşan ve hızını alamayıp büyümeyi sürdüren bu iç borcu asıl ödeyeceğiz? Üretim artmıyor. Boğazdan kestik. Daha fazla kesmeye imkan yok. Yatırımları durdurduk... Oradan gelecek para yok... Satacak birkaç parça devlet malı kaldı ama onlar da para etmiyor. Lafı dolandırmaya kendimizi ve başkalarını kandırmaya gerek yok. Biz bu borcu ödeyemeyeceğiz... İç borç 8 katrilyon

Yazının Devamı

Bu borç ödenemez

22 Ağustos 2002


<#comment>Kimse kusura bakmasın ama, durum ortada... Biz bu iç borcu ödeyemeyeceğiz. Ödeyemeyeceğimiz borcu durduk yerde büyütmeye, ödüyormuş gibi yaparak eldekini avuçtakini faize yatırarak aç ve açıkta kalmaya da gerek yok.
2000 yılı sonunda iç borç 36 katrilyon lira idi. 2001 yılı sonunda 122 katrilyon liraya yükseldi.
Demek ki 2002 yılına 122 katrilyon lira borç ile başladık. Boğazdan kestik. Giyimden kestik... Yatırımları durdurduk. Piyasayı öldürdük... IMF’den döviz kredisi kullandık. Dış borcu artırdık... Bütün bunları iç borcun miktarını düşürmek için yaptık...
Ama... Aaaaaa... O da nesi? Temmuz ayı sonunda iç borç 130 katrilyon liraya ulaşmış!
Yılbaşından bu yana ödemek için kırk takla attığımız iç borç 7 ayda küçülmemiş 8 katrilyon lira artmış...

Yazının Devamı

Tarıma destek yerine köstek

21 Ağustos 2002

2002 yılında çiftçilere yapılacak ödemeler geçen yıla oranla yüzde 34 artırılarak dekar başına 13.5 milyon liraya, ödeme yapılacak arazi miktarı da 200 dekardan 500 dekara yükseltildi. Doğrudan gelir desteği ile 2002 yılında çiftçilere toplam 2.4 katrilyon liralık ödeme yapılacak.Dünyada her yıl 300 milyar dolar tarımsal ürünlere destek uygulanırken bu rakamın 284 milyar dolarını zengin G7 ülkeleri kendi çiftçilerine veriyor. Ülkemizde, ülke koşulları dikkate alınmadan, arazi üzerinden para verilmesi yoluna gidiliyor. Doğrudan gelir desteği dünyanın hiçbir ülkesinde tek başına uygulanmıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde dolaylı destek hariç kişi başına düşen doğrudan destek oranı yıllık 2 bin 550 dolar, ABDde ise 4 bin 500 dolar, Türkiyede kişi başına destekleme 40 dolardır. Doğrudan gelir desteği, ABde tüm destekler içinde yüzde 6lık pay alırken, pazar fiyat desteği yüzde 50, girdi kullanımına dayalı destek yüzde 10luk bir paya sahiptir. Tarımsal üretimle iştigal eden ve kayıt altına alınan çiftçilere 200 dekara kadar arazi miktarı için dekar başına 10 milyon TL, 5 dekarın altında arazisi olan çiftçilere de 5 dekar üzerinden doğrudan gelir desteği ödemesi yapıldı. 2001 yılında

Yazının Devamı

Tarıma destek yerine köstek

21 Ağustos 2002


<#comment>Tarımsal üretimle iştigal eden ve kayıt altına alınan çiftçilere 200 dekara kadar arazi miktarı için dekar başına 10 milyon TL, 5 dekarın altında arazisi olan çiftçilere de 5 dekar üzerinden doğrudan gelir desteği ödemesi yapıldı. 2001 yılında doğrudan gelir desteği ile, çiftçilere 1 katrilyon 176 trilyon TL dağıtıldı. 2 milyon 182 bin çiftçi bundan yararlandı.
2002 yılında çiftçilere yapılacak ödemeler geçen yıla oranla yüzde 34 artırılarak dekar başına 13.5 milyon liraya, ödeme yapılacak arazi miktarı da 200 dekardan 500 dekara yükseltildi. Doğrudan gelir desteği ile 2002 yılında çiftçilere toplam 2.4 katrilyon liralık ödeme yapılacak.
Dünyada her yıl 300 milyar dolar tarımsal ürünlere destek uygulanırken bu rakamın 284 milyar dolarını zengin G7 ülkeleri kendi çiftçilerine veriyor. Ülkemizde, ülke koşulları dikkate alınmadan, arazi üzerinden para verilmesi yoluna gidiliyor. Doğrudan gelir desteği dünyanın hiçbir ülkesinde tek başına uygulanmıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde dolaylı destek hariç kişi başına düşen doğrudan destek oranı yıllık 2 bin 550 dolar, ABD’de ise 4 bin 500 dolar, Türkiye’de kişi başına destekleme 40 dolardır. Doğrudan gelir desteği,

Yazının Devamı

Dağdan inene ekmek bulmalı

20 Ağustos 2002

Sınır ticareti nedir? Sınır ticareti kapsamında Türkiyeye giren petrol nedir? Sayın okuyucularıma anlatayım.(1) Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki iller için ve de Gaziantep şehri için sınır ötesindeki ülkeler çok önemli bir pazar. Memduh Yaşa Hocal Mezopotamyanın Dicle ve Fırat vadisi üzerinden şimdilerde sınır ötesinde kalan bu pazarları yıllar öncesinden beri beslediğini anlatır. Suni sınırlar oluştuğunda bu ticaret "sınır kaçakçılığı" olarak devam etti. Türkiye göreceli olarak zenginleşince ve Türkiyede her mal bulunur hale gelince iki yönlü ticaret, tek yönlü oldu. Komşu ülkelerden Türkiyede üretilen her mala talep var. Özellikle gıda maddesi, giyim eşyası ticareti Gaziantep şehrini ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Anadoluyu besliyor. Devlet Bakanı Tunca Toskay, Kuzey Iraktan Habur sınır kapısı yoluyla getirilen mazotun 1 Eylülden itibaren yasaklanacağını açıkladı. Kaçak mazot kalitesiz çıktı (3) 11 Eylül terör olaylarından sonra fiberli kamyonlarla mazot ticareti yasaklandı. Şimdilerde Mardin ve Şırnak çevresinde 56 bin kamyon "yatıyor"! Karşılığında mazot getiremedikleri için bu kamyonlar sınır ötesine gıda maddesi, giyecek eşyası da götüremiyor. Sadece mazot ticareti ölmedi.

Yazının Devamı

Dağdan inene ekmek bulmalı

20 Ağustos 2002


<#comment>Devlet Bakanı Tunca Toskay, Kuzey Irak’tan Habur sınır kapısı yoluyla getirilen mazotun 1 Eylül’den itibaren yasaklanacağını açıkladı.
Sınır ticareti nedir? Sınır ticareti kapsamında Türkiye’ye giren petrol nedir? Sayın okuyucularıma anlatayım.
(1) Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki iller için ve de Gaziantep şehri için sınır ötesindeki ülkeler çok önemli bir pazar. Memduh Yaşa Hocal Mezopotamya’nın Dicle ve Fırat vadisi üzerinden şimdilerde sınır ötesinde kalan bu pazarları yıllar öncesinden beri beslediğini anlatır. Suni sınırlar oluştuğunda bu ticaret "sınır kaçakçılığı" olarak devam etti. Türkiye göreceli olarak zenginleşince ve Türkiye’de her mal bulunur hale gelince iki yönlü ticaret, tek yönlü oldu. Komşu ülkelerden Türkiye’de üretilen her mala talep var. Özellikle gıda maddesi, giyim eşyası ticareti Gaziantep şehrini ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu’yu besliyor.

Kaçak mazot kalitesiz çıktı
(2) Irak’ın dünya ile ilişkileri kesilince, Türkiye’den alacağı mallara talep arttı. Buna karşılık ödeme yapma şansı yoktu. Türkiye’den giden malların bedeli mazot olarak ödenmeye başlandı. Hükümet de buna izin verince Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da

Yazının Devamı

Buğdayı üreten ağlıyor spekülatör göbek atıyor

19 Ağustos 2002

Ama bir yıl o günü beklediğinden, kaç para olursa olsun satıyor... Ertesi gün bir bakıyor ki fiyatlar tepeye tırmanmış...Geçen hafta sonunda Konya borsasında "Anadolu ekmeklik 1inci kalite buğday"ın kilosu 407 bin liradan alıcı buldu. Halbuki çiftçi bu buğdayı haziran ayında 225 bin liradan elinden çıkarmıştı. Bunun anlamı ürettiği buğdayı 225 bin liradan elinden çıkaran çiftçinin ekmek yemek için bu buğdayı iki katına yakın fiyattan 407 bin liradan satın almak zorunda kalmasıdır.İyi de... Üreticinin eline geçen 225 bin lira ile, bu ürünün borsada satış fiyatı olan 407 bin lira arasındaki farkı, 182 bin lirayı kim cebine atıyor? Cevap: Spekülatör...Filmi baştan anlatayım. Doğudan Batıya Anadoluda buğday üreticisi "emeğinin karşılığını alamamaktan" yakınıyor. Buğday alt gelir grubundaki çiftçi - köylü için tek "nakit gelir" kaynağı. Büyük ümitlerle buğdayı ekiyor, biçiyor. Bir an önce satmak için piyasaya çıkıyor... Aaaaa... O da nesi? Buğday para etmiyor. Köylü paniğe kapıldı Bugünlerde buğdayın kilosunun 400 bin liraya tırmanması ve de bu fiyata rağmen kaliteli ekmeklik buğdayın piyasaya çıkmaması karşısında TMOnun 300 bin ton buğday ithal ederek, "fırıncılara ucuz fiyatlı

Yazının Devamı

Buğdayı üreten ağlıyor spekülatör göbek atıyor

19 Ağustos 2002


<#comment>Doğu’dan Batı’ya Anadolu’da buğday üreticisi "emeğinin karşılığını alamamaktan" yakınıyor. Buğday alt gelir grubundaki çiftçi - köylü için tek "nakit gelir" kaynağı. Büyük ümitlerle buğdayı ekiyor, biçiyor. Bir an önce satmak için piyasaya çıkıyor... Aaaaa... O da nesi? Buğday para etmiyor.
Ama bir yıl o günü beklediğinden, kaç para olursa olsun satıyor... Ertesi gün bir bakıyor ki fiyatlar tepeye tırmanmış...
Geçen hafta sonunda Konya borsasında "Anadolu ekmeklik 1’inci kalite buğday"ın kilosu 407 bin liradan alıcı buldu. Halbuki çiftçi bu buğdayı haziran ayında 225 bin liradan elinden çıkarmıştı. Bunun anlamı ürettiği buğdayı 225 bin liradan elinden çıkaran çiftçinin ekmek yemek için bu buğdayı iki katına yakın fiyattan 407 bin liradan satın almak zorunda kalmasıdır.
İyi de... Üreticinin eline geçen 225 bin lira ile, bu ürünün borsada satış fiyatı olan 407 bin lira arasındaki farkı, 182 bin lirayı kim cebine atıyor? Cevap: Spekülatör...
Filmi baştan anlatayım.

Yazının Devamı