Cebi yakan doğalgaz değil dolar fiyatı

4 Ocak 2002


<#comment>Şu günlerde doğalgaz kullananlar feryat ediyor. Çünkü doğalgaz halkımızın cebini tutuşturdu. Genelde doğalgaz fiyatına ekledikleri ek ücret nedeniyle belediyeler suçlanıyor. Sanılıyor ki, belediyelerin doğalgaz faturasına bindirdikleri kar payı azaltılır ise doğalgaz fiyatı ucuzlayacak.
Doğalgaz kullanıcıları, hazır olun. Fiyat daha da artacak. Çünkü doğalgaz fiyatı dolara endeksli olarak artıyor. İşin aslını anlatayım. Geçen beş yıllık dönemde Türkiye’ye doğalgazı getirerek belediyelere satan BOTAŞ’ın dolar olarak satış fiyatı değişmedi.
1997 yılında BOTAŞ doğalgazın bin metreküpünü aylara göre 147 - 182 dolar arasında satıyordu. 2001 yılında aylara göre 120 - 164 dolar arasında fiyat ile sattı.
Fakat geçen beş yıl içinde doların fiyatı arttı. 1997 yılında ortalama dolar fiyatı 151 bin lira idi. Şimdilerde on katı. Bakınız doğalgazın dolar olarak satış fiyatı değişmediği halde son beş yılda dolar fiyatına bağlı olarak doğalgaz fiyatı nasıl tırmandı:

- 1997 yılında ortalama dolar fiyatı 151 bin lira, doğalgazın metreküp fiyatı (KDV’siz) 27 bin lira idi.

Yazının Devamı

Tekstilbank Nuri Akının bankası idi

3 Ocak 2002

Rüştü Akın, 1995 yılında yayımlanan "Ben de tekstilciyim" başlıklı hayat hikayesinde Nuri Akının iş hayatına atılışı şöyle anlatılır:"Almanyada tekstil mühendisliği okuduktan sonra Türkiyeye dönen oğlum bir süre Akın Tekstil fabrikasında çalıştıktan sonra bir gün yanıma geldi. Siz burada amcamla birlikte çalışıyorsunuz. Benim sizin yanınızda büyüme, yükselme şansım yok. Ben de bir sanayi yatırımı yapmak istiyorum. Bana yardım eder misiniz? dedi. Yardımcı olduk. Elli bin iğlik Edip İplik fabrikasını, ardından Akın Mensucat fabrikası ile Edpa Dış Ticaret şirketini kurdu. Turgut Özalın başlattığı ihracat seferberliğinde İhracatçı Birliklerinin başkanı idi. 1983 - 1984 yıllarında banka kurmak isteyenlere yeni izin verilmiyordu. Satın alınabilir küçük bankalarla ilgilendi. 1985 yılında Adabank için kuruluş izni çıkınca yeni bir banka kurmak için başvuru yaptı. 1986 yılında Tekstilbankın kuruluş izni çıktı. Banka kurulurken dört milyar sermayeyi verdikten sonra dedim ki: Bizden bir kuruş daha istemez iseniz, biz de sizden bir şey istemeyiz. Kazanın, kazancınızı sermayenize ekleyin. Büyüyün." Nuri Akın 1944 yılında İstanbulda doğdu. Babası Rüştü Akın, dokumacı bir ailenin çocuğu olarak

Yazının Devamı

Tekstilbank ‘Nuri Akın’ın bankası idi

3 Ocak 2002


<#comment>Nuri Akın 1944 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Rüştü Akın, dokumacı bir ailenin çocuğu olarak 1935 yılında Buldan’dan İstanbul’a gelmişti. Ticaretten sanayiciliğe geçmiş, Akın Tekstil’i kurmuştu. Nuri Akın İstanbul’da Robert Kolej’i bitirdikten sonra Almanya’da tekstil idareciliği okudu.
Rüştü Akın, 1995 yılında yayımlanan "Ben de tekstilciyim" başlıklı hayat hikayesinde Nuri Akın’ın iş hayatına atılışı şöyle anlatılır:
"Almanya’da tekstil mühendisliği okuduktan sonra Türkiye’ye dönen oğlum bir süre Akın Tekstil fabrikasında çalıştıktan sonra bir gün yanıma geldi. ‘Siz burada amcamla birlikte çalışıyorsunuz. Benim sizin yanınızda büyüme, yükselme şansım yok. Ben de bir sanayi yatırımı yapmak istiyorum. Bana yardım eder misiniz?’ dedi. Yardımcı olduk. Elli bin iğlik Edip İplik fabrikasını, ardından Akın Mensucat fabrikası ile Edpa Dış Ticaret şirketini kurdu. Turgut Özal’ın başlattığı ihracat seferberliğinde İhracatçı Birlikleri’nin başkanı idi. 1983 - 1984 yıllarında banka kurmak isteyenlere yeni izin verilmiyordu. Satın alınabilir küçük bankalarla ilgilendi. 1985 yılında Adabank için kuruluş izni çıkınca yeni bir banka kurmak için başvuru yaptı. 1986

Yazının Devamı

Macın derdi dünyada ideoloji bizde ekonomi

2 Ocak 2002

Amerikan köftecisi Türkiyede hızla yayıldı. Büyük şehirlerde çok sayıda dükkan açtı. McDonalds isminin "parlaklığı" ve de ismin "Amerika" ile bütünleşmesi "cesur - korkusuz" bir yayılma politikası uygulamasına neden oldu.Örneğin İstanbulda Ortaköyde tarihi camiin önündeki binanın tepesine, minareleri gölgeleyen kocaman ve ışıklı "M" sembolü dikildi. Bu "çarpıcı" görüntü dünyanın en çok okunan dergi ve gazetelerinde yer aldı. Ortaköy halkının, Ortaköyü sevenlerin ve de bu çelişkiyi görenlerin mücadelesi sonuç vermedi. Firma "M" harfini yerinden kıpırdatmadı.Geçen yıl Dolmabahçedeki İnönü Stadının saraya bakan ana kapısının iki yanına kocaman harflerle McDonalds yazıları asıldı. Stada McDonalds bayrağı çekildi. Ben, bu sütunda bu çelişkiyi anlatmaya çabaladım. Kültür Bakanlığı, Boğaziçi İmar Müdürlüğü, harekete geçti. Yazıları kimse duvardan söktüremedi.Ankarada ODTÜde McDonaldsın açtığı dükkanı kapatmak için dört yıldır öğrencilerin sürdürdüğü mücadele sonuç vermedi. McDonalds mağazası faaliyetini sürdürdü...Derken bir gün Ortaköyde, camiin önündeki yüksek katlı kırmızı binanın damındaki koskoca "M" harfi yok oldu. Dolmabahçedeki stadın kapısının iki yanındaki kocaman McDonalds

Yazının Devamı

Mac’ın derdi dünyada ‘ideoloji’ bizde ‘ekonomi’

2 Ocak 2002


<#comment>Yıllar önce İstanbul’da Taksim Gezisi’nin altındaki dükkanda ilk McDonald’s mağazası açıldığında, "Türkiye de artık dünyanın zengin ülkeleri arasına girdi. Bizde de Amerikan köftecisi dükkan açtı" diyerek bayram etmiştik.
Amerikan köftecisi Türkiye’de hızla yayıldı. Büyük şehirlerde çok sayıda dükkan açtı. McDonald’s isminin "parlaklığı" ve de ismin "Amerika" ile bütünleşmesi "cesur - korkusuz" bir yayılma politikası uygulamasına neden oldu.
Örneğin İstanbul’da Ortaköy’de tarihi camiin önündeki binanın tepesine, minareleri gölgeleyen kocaman ve ışıklı "M" sembolü dikildi. Bu "çarpıcı" görüntü dünyanın en çok okunan dergi ve gazetelerinde yer aldı. Ortaköy halkının, Ortaköy’ü sevenlerin ve de bu çelişkiyi görenlerin mücadelesi sonuç vermedi. Firma "M" harfini yerinden kıpırdatmadı.
Geçen yıl Dolmabahçe’deki İnönü Stadı’nın saraya bakan ana kapısının iki yanına kocaman harflerle McDonald’s yazıları asıldı. Stada McDonald’s bayrağı çekildi. Ben, bu sütunda bu çelişkiyi anlatmaya çabaladım. Kültür Bakanlığı, Boğaziçi İmar Müdürlüğü, harekete geçti. Yazıları kimse duvardan söktüremedi.
Ankara’da ODTÜ’de McDonald’s’ın açtığı dükkanı kapatmak için dört

Yazının Devamı

2002de kaderimizi (gene) IMFye bağladık (!)

1 Ocak 2002

Milliyet Ekonomide dün ilk defa Türk halkının bilgisine sunulan "...Bu son mektup", üç yıllıktır. Bizim yetkililerimiz "...Bu son mektup" ile Türkiyenin üç yıl için elini kolunu bağlayacak yükümlülük altına girmektedir.Bırakalım üç yılı... Üç yıl bizim gibi ülkeler için uzun süre... Kim öle... Kim kala!.. Ama hiç olmazsa 2002 yılında Türkiyenin kaderini, Türk halkının kaderini bu mektup belirleyecektir.Bugün 2002 yılının ilk günü... 2002 yılında neler olacak diyerek "Falcı falcı dolanmaya gerek yok". Bakınız mektup 2002 yılı için nasıl bir Türkiye tablosu çiziyor: IMFye sunulan niyet mektubu, Ankaranın, Türk halkı adına IMFye verdiği sözün yazıya dökülmüş şeklidir. Ekonomi, 2001deki yüzde 8.5 küçülmeden sonra, 2002de yüzde 3.0 dolayında büyüyecek. Açık anlatımıyla 2002 yılı 2001den daha iyi ama, 1998 ve 1999 yıllarından daha kötü bir yıl olacak. Tüketici fiyatları yıl sonunda yüzde 35lere inebilir ama bu demektir ki, halkımız yıl boyu yüzde 50 dolayında bir fiyat artışı ile karşılaşacak. Özel sektördeki işten çıkarmalara ek olarak kamu sektöründeki fazla personelin de yıl sonuna kadar tasfiyesi gerçekleşecek. Kamu kesimi küçülmeye devam edecek. Kamu harcamaları kısılacak. Buraya

Yazının Devamı

2002’de kaderimizi (gene) IMF’ye bağladık (!)

1 Ocak 2002


<#comment>IMF’ye sunulan niyet mektubu, Ankara’nın, Türk halkı adına IMF’ye verdiği sözün yazıya dökülmüş şeklidir.
Milliyet Ekonomi’de dün ilk defa Türk halkının bilgisine sunulan "...Bu son mektup", üç yıllıktır. Bizim yetkililerimiz "...Bu son mektup" ile Türkiye’nin üç yıl için elini kolunu bağlayacak yükümlülük altına girmektedir.
Bırakalım üç yılı... Üç yıl bizim gibi ülkeler için uzun süre... Kim öle... Kim kala!.. Ama hiç olmazsa 2002 yılında Türkiye’nin kaderini, Türk halkının kaderini bu mektup belirleyecektir.
Bugün 2002 yılının ilk günü... 2002 yılında neler olacak diyerek "Falcı falcı dolanmaya gerek yok". Bakınız mektup 2002 yılı için nasıl bir Türkiye tablosu çiziyor:

• Ekonomi, 2001’deki yüzde 8.5 küçülmeden sonra, 2002’de yüzde 3.0 dolayında büyüyecek. Açık anlatımıyla 2002 yılı 2001’den daha iyi ama, 1998 ve 1999 yıllarından daha kötü bir yıl olacak.

Yazının Devamı

Bankaların biletini IMF kesmiş

31 Aralık 2001

Efendim olan olmuş. Bilet kesilmiş... IMF talimatı vermiş. Koalisyon ortakları niyet mektubu ile kendilerini bağlamış. Bakınız "Yeni Niyet Mektubu"nda neler yazılı: Sahiplerinin sermayelerini belirli seviyeye yükseltilmesini kabul ettikleri bankalara Devlet Baba bir defaya mahsus olmak üzere para akıtacak. Biz boşa tartışıyoruz: Yok efendim devlet bankaların içine para koyabilir mi? Yok efendim bu avantadan aktif toplamı yüzde 1in altındaki bankalar da yararlansın mı? Yok efendim bu konudaki yetki tasarıya son anda mı eklendi? Yok efendim TMBBnden bu tasarı geçer mi? Yok efendim MHP oy verir mi, Cumhurbaşkanı imzalar mı? Bu bankaların önce sermaye yeterliliği rasyoları (açık anlatımıyla sermayelerinin toplam yükülülüklere oranı) sermaye artırım ile önce yüzde 5e çıkarılacak. Sonra da sermaye yeterliliği yüzde 9a yükseltilinceye kadar Devlet Baba bu bankalara 7 yıl vadeli düşük faizli para koyacak. Bunun ile ilgili yasa ocak ayı bitmeden mutlaka Meclisten çıkarılacak. Sahipleri sermaye artırımına katılmayı kabul etmeyen bankalar hemen Fon tarafından devranılacak. Bu operasyonlar tamamlandıktan sonra, halka bilgi verilerek mevduattaki yüzde yüz devlet garantisi kaldırılacak.

Yazının Devamı