Faiz ya 'üretim'den ya da 'halkın cebinden' çıkar

1 Şubat 2000


       Üretimsiz ekonomide "faiz" fakirin cebinden zengine "para hortumlamaktır. "Ekonomi "üretim"e dayanır. Ekonomi "üretim" ile başlar. Eğer talebi olan bir mal ve hizmeti üretmiş ise, insan ürettiğini satar. Gelir elde eder. Normal olan insanın elde ettiği gelirin tamamını tüketmesidir.
       Fakat değişik nedenlerle (yarın endişesi ile veya daha büyük harcama için birikim arayışında veya faizin cazibesinde) insan gelirlerinin tamamını hemen tüketmez. Gelirin bir bölümünün tüketimini erteler. Ertelenen tüketim, tasarrufu oluşturur.
       Faiz, ertelenen tüketimin, tasarrufun "ödülü"dür. Karşılığıdır. Fiyatıdır.
       Nasıl ki "gelir" denilen şeyin, "tasarruf" denilen şeyin kaynağı "üretim" ise, "faiz"in de kaynağı üretimdir. Faiz karşılığı kullanılan para üretime yönlendirilir. Üretim artışını sağlar. Üretim artışından sağlanan gelirin bir bölümü ile de "faiz" ödenir.
       Eğer faiz karşılığı alınan para (borçlanılan para) üretimde kullanılmıyor ise, "faiz" ancak ve ancak başka yerlerden para

Yazının Devamı

Clinton "muhteşem final" ile sahneden iniyor

31 Ocak 2000


       ABD'de başkanlık süresi iki dönemle sınırlı. Clinton'ın süresi kasım ayında doluyor. ABD başkanları 210 yıldır Kongre'de "ulusa sesleniş" konuşması yapıyor. "Ülkenin durumu"nu anlatıyor. Bunlar, cumhurbaşkanının TBMM toplantıları başlarken her yıl yaptığı konuşmalara benzer bir konuşma. İlk konuşmayı 8 Ocak 1790 tarihinde George Washington yapmıştı.
       Clinton 27 Ocak Perşembe akşamı saat 19.19'da Kongre'de kürsüye çıktı. Birleşik toplantıda Kongre üyeleri ile davetliler huzurunda bir saat 50 dakika konuştu.
       Bu konuşma Clinton'ın sekizinci ve de son ulusa seslenişi... Geçen iki yılın konuşmalarını Monica Lewinsky "belası" ile, "sıkıntılı şartlarda yapan Clinton, son konuşmasıyla "muhteşem final"i yaptı. Alkış topladı.
       Clinton'ın konuşmasının metnini internette (http://www.whitehouse.gov) adresinden temin ettim. 18 sayfalık konuşmanın önemli yanlarını sayın okuyucularıma özetledim. Bakınız Clinton neler söyledi:
       - ABD, 2000 yılına, son 30 yılın en hızlı ekonomik gelişme hızı ile

Yazının Devamı

Kaburga dolması pekmez tatlısı

30 Ocak 2000


       Bu pazar sayın okuyucularıma bir yemek, bir de tatlı tarifi vereceğim. Yemek tarifim "kaburga dolması veya döş dolması".
       Kasaptan koyunun kaburga bölümünü bütün olarak alınız. İyice yıkayınız. Sonra bir kenarda tatlı kuru soğanı kıymık kıymık kıyınız. Çok bol karabiber, tuz ve biraz tereyağı ile iyice ovunuz. Ovulmuş kıymık soğanı kaburganın içine koyunuz. Kaburganın iki ucunu birleştirip dikiniz. Bunu suda etler kemikten ayrılıncaya kadar kaynatınız. Etler kemikten ayrılmaya başlayınca sudan çıkarınız. Etleri ayıklayınız. Kaburganın içinde pişen ve marmelat kıvamına gelen soğanı bir yana ayırınız. Et suyuna hiçbir şey katmadan (yeniden su eklemeden) pilav pişiriniz. İster pirinç pilavı, ister bulgur pilavı... Pilav pişince üzerine etleri yayınız. Etlerin ortasına da soğanları koyunuz. İşte size "döş dolması"... Koyun kaburgası yerine tavuk ile de hazırlanması mümkündür. O zaman tavuk dolması olur.
       Tatlı tarifim ise "pekmez tatlısı". Pekmezi sulandırıp biraz nişasta katarak pelte haline gelinceye kadar kaynatınız. Pelteyi kenarlı düz bir tepsiye veya cam

Yazının Devamı

Parasız dağıtılan gazete VOICE'un yıllık karı 5 milyon dolar

29 Ocak 2000


       Ben para kazanmak için gazetecilik yapmam. Fakat gazetecilik yaparak para kazanmayı da bir başarı olarak görüyorum. Ve seviyorum. Bunları söyleyen David Schneiderman yirmi yıldır "VOICE" isimli haftalık gazetenin tepe yöneticisi. 110 bin adet basan ve 1.25 dolara satılan gazeteyi 1996 yılından bu yana bedava dağıtılır hale getirdi. Gazete şimdilerde 250 bin basıyor. Ve de reklam geliri nedeniyle yılda 5 milyon dolar kar ediyor.
       The Village VOICE, tabloid boy, açık anlatımıyla elinizde tuttuğunuz gazetenin ikiye katlanmış şekli ile basılıyor. Her sayısı en az 160 sayfa. ABD'nin New York şehrinde 44 yıldır yayımlanıyor.
       Bu gazete 1950'li yıllarda, komünizmin en büyük tehlike sayıldığı, sol söylemlerin yasaklandığı, siyah - beyaz çatışmalarının sürdüğü yıllarda "alternatif gazete" olarak yayımlanmış ve ün yapmış bir gazetedir. Kurulu düzenle çatışan asi gençliğin yayın organı olmuş, 1968 kuşağına bayraklık etmiş bir yayın organıdır.
       Okuyucu profili "bekar", 31 yaş dolayında, üniversite eğitimi gören veya görmüş ve yıllık

Yazının Devamı

Döviz oynamaz ve dolar girişi kesilmez ise faiz de yükselmez

28 Ocak 2000


       Ocak ayında Hazine (yıllık bileşik ortalama) yüzde 38.2 faiz ile borçlandı.
       1999 yılı Ocak ayında Hazine'nin borçlanmadaki faizi yüzde 131.9 idi.
       1999 yılının son borçlanmalarında, ekim ayında Hazine yüzde 109.3 faiz ödeyerek, kasım ayında yüzde 96.4 faiz ödeyerek bono satabilmişti.
       Ne oldu da 2000 yılının ilk ayında Hazine ortalama 455 gün vadeli kağıtları (vadesi 2001 yılının ortalarına sarkan bonoları) yüzde 38.2 faiz ile satabildi?
       Hazine'den bono alanlar genelde bankalar. Bankalar vadesi gelen bonoyu portföylerinden çıkarıyor. Parasını Hazine'den tahsil ediyor. Ertesi gün, aynı para ile Hazine'nin sattığı yeni bonoları alıyor.
       Hazine bonolarını ellerinde bulunduranlar (genelde bankalar) ocak ayı içinde vadesi gelen yüzde 131 faizli, yüzde 100 faizli, yüzde 116 faizli bonoları portföylerinden çıkardı. Bunların yerine 3 katrilyon 162 trilyon liralık yeni bono yerleştirdi. Hem de bu bonaları, bu faiz ile 455 gün portföyde tutacaklarını

Yazının Devamı

100 doların 52'si ile "silah alacağız" diyene kredi vermezler

27 Ocak 2000


       Sayın Ecevit ilk defa Davos'a gidiyor. Orada yatırımcıları görüp kredi alacağını sanıyor (Yanılıyor: Bu toplantı o tip toplantı değil. Beyin fırtınası için düzenlenen toplantı). Sayın Ecevit yabancılara vermek için 53 projelik bir liste hazırlatmış (Çok çok çok yanlış yapmış. Çünkü toplam 24.7 milyar dolarlık harcama hedefinin yarısından fazlası, yüzde 52'lik bölümü silah alımı ile ilgili).
       Sayın okuyucularım "internet" denilen şey çıktı... Dünyada "bilinmeyen kalmadı"... Açınız bilgisayarınızda internet sayfasını. Yazınız (www.weforum.org) adresini... Ekrana Davos toplantısının amacı, tartışılan konular hakkında sayfa sayfa bilgi geliyor.
       Davos'taki toplantının amacı dünyada herkesi ilgilendiren konularda "beyin fırtınası - fikir fırtınası" denilen tarz "entelektüel tartışmalara" fırsat yaratmak. Katılanlar kamudaki veya özel sektördeki "unvanları" ile (görev ve sorumlulukları nedeniyle) katılmıyor. Entelektüel kapasiteleri ile katılıyor. "Mal ve para" alışverişi değil, "fikir alışverişi" yapılıyor. Toplantılarda konuşmacı olarak davet edilenler dışında her

Yazının Devamı

Davos'ta "duhuliye ücreti" 5 milyar TL

26 Ocak 2000


       1970'li yıllarda dünyada bir "management - sevk ve idare modası" vardı... Herkes "management" nedir, onu öğrenmeye çalışıyordu. Bu amaçla okullarda kürsüler kuruluyor, özel şirketler paralı kurslar düzenliyordu. İşte bu moda döneminde, İsviçre'de, Dr. Klaus Schwab adında bir müteşebbis "European Management Forum (kısaltılmış ismi IMF'ye benzetilsin diye EMF olarak düşünülen) Avrupa Sevk ve İdare Forumu" adında bir özel firma kurdu. Bu firma, şirketlerin personeli için para karşılığı "sevk ve idare kursları" düzenliyordu.
       O yıllar Şarık Tara'nın yurtdışına açılma, yurtdışında taahhüt işlerine girme, petro - dolarlardan yararlanma arayışları başlamıştı. Şarık Tara, İsviçre'de bu Dr. Schwab'a rastladı.
       Şarık Tara, Dr. Schwab'ı, o yılların en ilginç konusu olan sevk ve idare konusunda konferans vermek için İstanbul'a davet etti. TÜSİAD da konuya ilgi duydu. TÜSİAD'ın desteği ile Dr. Schwab ilk uluslararası toplantısını 1975 Nisan ayında Tarabya Oteli'nde düzenledi.
       O yıllar "petro dolar" yıllarıydı. "Arab'ın

Yazının Devamı

Ayşe Hanım Teyze "borsa"ya mahkum

25 Ocak 2000


       Ayşe Hanım Teyzem repodaki 2 milyar lirasını ne yapacağını bilemedi... Bugüne kadar bellediği tek şey faiz idi... Repo geliri yüzde 70 - 80 - 90 ve hatta 100 iken Ayşe Hanım Teyzem "paramı ne yapacağım?" diye hiç mi hiç dertlenmiyordu. Ama "repo" faizi yüzde 30'lara inince, Ayşe Hanım Teyzem borsaya mahkum oldu... Durdu durdu geçen perşembe saat 15.30'da borsaya 2 milyar 41 milyon 894 bin lira yatırdı... Dün (pazartesi) saat 16.000'da Ayşe Hanım Teyzem'in borsadaki yatırımının değeri 1 milyar 910 milyon 186 bin liraya düşmüştü. Açık anlatımıyla perşembeden bu yana Ayşe Hanım Teyzem borsada 131 milyon 708 bin lira kayba uğramıştı...
       Ayşe Hanım Teyzem şaşkın... "Borsadan çıkayım mı?" diye soruyor.
       Ben de bilenlere sordum. Bana anlatılan şu: "Ayşe Hanım şimdilik borsaya mahkum... Alternatifi yok... Faizler henüz yerine oturmadı. Madem ki Ayşe Hanım Teyze borsaya girdi... Paniğe gerek yok. Bekleyecek!.."
       Sonra bana neyin ne olduğunu, neyin ne olacağını anlattılar. Ayşe Hanım Teyzem'e naklettim. Sayın

Yazının Devamı