Ayşe Hanım Teyze borsaya girdi

24 Ocak 2000


       Ayşe Hanım Teyzem "repo"daki parasını çözdü. Borsaya girdi. Hisse senedi aldı...
       Geçen çarşamba günü öğleden sonra "çat kapı" Ayşe Hanım Teyzem geldi. "- Hadi evladım kalk, hisse senedi almaya gidiyoruz" dedi. Repodaki paralarını çözmüş. İki milyar lira parasını zarfa doldurmuş. "- Bana hisse senedi satın al. Bundan sonra paramı borsaya yatıracağım" diyor.
       Sayın okuyucularım, inanınız ben borsa işini bilmem. Borsaya para yatırmadım. Yatıramam. Prensip meselesinden falan filan değil... Kalbim dayanmaz... Ben kumar oynayamam. Kusura bakmayınız ama borsayı da kumar gibi görüyorum. Paramı yatırıp, "Sabah kaç para oldu, öğleden sonra kaç para oldu... Ne kadar kaybettim, ne kadar kazandım" heyecanı ile yaşayamam.
       Bunları Ayşe Hanım Teyzeme anlattım... İnandıramadım... Mecburen elinden tutup yola çıktım... İlk çaldığımız kapıdan terslendik... "- Burası büyük kuruluştur. Bizim müşteriye şunu al, bunu al dememiz yasak..." diyerek bize yüz vermediler...
       Meğer borsaya pattt diye

Yazının Devamı

Muz ağası Veli'nin "hali duman!"

23 Ocak 2000


       Antalya'nın Gazipaşa ilçesi, Muzkent köyünden "muz ağası" Veli Şabanoğlu'nun oğlu Osman'ım ben... Babam, bildim bileli muzculuk yapar. Yılın on iki ayı, gecesi gündüzü anam bize, babam muzlara bakar. Babam muzlarıyla konuşur, dertleşir, sırlarını paylaşır. Onların her şeyini bilir. Muz Alanya'dan başlayıp Anamur'da biten 150 kilometrelik sahil şeridinde yetişir. Macar, Beyrebucak, Salman, Muzkent, Zeytinada'dan Mersin il sınırındaki Galandıran'a, oradan Anamur'a doğru "denizden yüze" (başka anlatımla denize yakın, deniz havası alabilen) tarlaların hepsinde muz yetişir.
       Dedemden dinlediğimize göre muzu bizim köye 1950'lerde birileri getirmiş. Ondan önce dedem keçi - koyun beslermiş. Bizim bölgenin insanına "Sarı Keçili / Kara Keçili" derler. Önceleri dedem 15 - 20 kök muz ekmiş. Sonra muz ticari bir tarım ürünü olmuş.
       O yıllarda 1 kg. et ile 1 kg. muzun fiyatı birbirine eşitmiş. Hatta muz daha da pahalı satılabiliyormuş. Bunun üzerine bizim oradaki insanlar keçiyi bırakıp, muz üretmeye başlamış.
       Dedemin 250

Yazının Devamı

Füreyya "iyi satıyor"

22 Ocak 2000


       Pazar günü İstanbul'da Raffi Portakal'ın "Osmanlı Sanat Eserleri ve Tablo" müzayedesi var. Satışa sunulan eserlerden biri Füreyya Koral'ın, Fahrelnissa Zeyd tarafından yapılan 185x130 cm. boyutlarında kocaman ve nefis bir tablosu. İmkanım olsa ben satın alır bir müzeye hediye ederdim. Çünkü bu tablo çok önemli "bir aileyi", "bir devri" geleceğe taşıyacak bir sanat eseri.
       Aile "Şakir Paşa ailesi", devir ise Osmanlı'nın son ve de Cumhuriyet'in ilk yılları...
       Şakir Paşa ailesi üyelerini toplu halde gösteren ve Fahrelnissa Zeyd tarafından yapılan 68x100 cm. boyutunda bir başka yağlıboya tablo geçen aralık ayında Turgay Artam yönetiminde Antik Müzayede Organizasyonu'nun "Osmanlı Eserleri ve Tabloları" müzayedesinde 23 milyar liraya sahip değiştirdi.
       Şakir Paşa 1853 yılında Bursa'da doğdu. 1914 yılında Karahisar'da öldü. Harp Okulu'nda okudu. Avrupa ülkelerinde askeri ataşe olarak bulundu. Kardeşi Cevat Paşa sadrazam olunca onun başyaverliğini yaptı. Sonra Atina elçiliğine tayin edildi. Emeklilik döneminde tarih ile

Yazının Devamı

Ecevit "geriye dönük tahkim" için "ricacı"

21 Ocak 2000


       Sayın Ecevit, geriye dönük tahkim kanununu bir an önce TBMM'den geçirebilmek için çabalıyor. Mümtaz Soysal Hoca'nın yazdığına göre "Bu yasa Davos'tan önce çıksın" ricasında bulunmuş. Ankara'dan gelen haberlere göre birileri (Anadolu deyimi ile) Sayın Ecevit'i "dolduruşa getiriyormuş". "- Bu kanunu çıkarıp Davos'a gidiniz... Bütün Davos sizi ayakta alkışlar" deniliyormuş.
       Sayın Ecevit'in "yanlış bir çaba içinde olduğunu" söyleyenler var. Ben farklı düşünenlerin neler söylediklerini özetleyeyim de sayın okuyucularım neyin doğru neyin yanlış olduğuna kendileri karar versin.
       Önce biraz temel bilgi vereyim, sonra konuya geçeyim.
       İmtiyaz kelimesinin Türkçe'si "ayrıcalık"tır. İmtiyazı sadece devlet dağıtır. Devlet bir kişi veya kuruluşa belli bir işi yapmak için özel bir izin verir ise, buna, "imtiyaz" denir.
       Baraj inşa etmek, santral kurmak, elektrik üretmek, otoyol yapmak, otoyolları işletip para toplamak devletin işidir.
       Devlet bu işleri kendi

Yazının Devamı

Katip Ahmet Efendi'nin işini şimdi 30 bin kişi yapıyor

20 Ocak 2000


       Ankara'dan İstanbul'a 1974 yılında göç ettik. Kiraladığımız binanın üst katındaki komşumuz Hüseyin Uçar, Sabancılar'ın "adamı" idi. Hesaplarını, kitaplarını o tutardı. Sabancılar Adana'dan İstanbul'a daha yeni taşınmıştı. O da Sabancı kardeşlerle birlikte İstanbul'a gelmişti.
       DPT'de müsteşarımız olan Turgut Özal da Sabancılar için çalışıyordu. Salıpazarı'nda beş katlı bir küçük binanın iki katını yeni örgütlenmeye başlayan Sabancı Holding için kiralamışlardı. Bir katta Sakıp Sabancı, öbüründe de Turgut Özal oturuyordu.
       Eski müsteşarımız Turgut Özal'ı ziyarete gittiğimde, holdingi teşkilatlandırmak için ekip kurma çabası içinde gördüm... Sonra Hüseyin Uçar'ın odasına uğradım. "Turgut Bey geldi... Holdingi İstanbul'a taşıdı... Şimdi de beş genci işe almış... Bunları nerede oturtacağız, ne iş yaptıracağız?.." diye dertlendiğini gördüm. Sonra "- Rahmetli Hacı Ömer hayatta olup da bizim İstanbul'da böyle iki kat kiraladığımızı, adamlar aldığımızı görse idi, kıyameti koparırdı" diyerek dertlenmesinin nedenini açıkladı.
      

Yazının Devamı

Banka batırmak "yasaklanmıştır"

19 Ocak 2000


       Bu ülkede banka batırmak "yasaklanmıştır"... Bankayı "batar hale getirmek" serbesttir. Bankayı batar hale getirmek "teşvik edilmektedir"... Amma velakin "batırmak yasaktır"... Batacak hale gelen bankaları "devlet baba" toplar. Turşusunu kurar...
       Sayın okuyucularıma bankanın "batması" ile, "batar hale gelmiş bir bankanın "devlet baba"nın kucağına tılmasının farkını açıklayayım.
       (1) Bir banka batacak duruma gelmiş ise "devlet baba" karışmaz. Banka iflas eder. Devlet baba sadece (dikkat buyurunuz sadece) "mevduat garantisi" kapsamındaki tasarruf mevduatının ana parasının bir bölümünü veya (şimdi olduğu gibi tamamını garanti etmiş ise) tamamını öder. Tekrar edeyim. İflas eden bankada devlet babanın sorumluluğu
       (I) Sadece tasarruf mevduatının ana parasıdır. Faiz garanti dışındadır.
       (II) Tasarruf mevduatının sadece belli bir bölümü veya tamamıdır.
       Devlet baba bankadan başka tür alacakları olanların paralarını ödemez. Örneğin ticari

Yazının Devamı

Gözetimdeki 9 bankanın "akıbeti meçhul"

18 Ocak 2000


       Bankalar Kanunu'nun eski 64'üncü maddesine göre 14 bankanın "devlet gözetimi"nde olduğu söyleniyordu. Bu rakamı yalanlayan da yoktu.
       Bankalar Kanunu'nun vaziyeti bozulan bankaların "devlet gözetimine alınması"na ilişkin 64'üncü maddesi, 1999 yılı Haziran ayı sonunda kanunda yapılan değişiklik ile kaldırıldı.
       Eski 64'üncü ve 65'inci maddeler yerine, Bankalar Kanunu'na yeni bir 14'üncü madde eklendi. Bu maddeye göre, vaziyeti bozulan bankalar önce "devlet gözetimi"ne alınıyor... Devlet gözetiminde düzeltilme şansı olmayanlar ise "Mevduat Sigorta Fonu"na devrediliyor.
       Kanunun bu değişen maddesini ve diğer maddelerini işleten hükümet, "devlet gözeti"minde olan 14 bankanın 5'ine el koydu. Bu 5 banka "Mevduat Sigorta Fonu"na devredildi.
       İyi de kalan 9 banka ne oldu?
       Bankalar Kanunu'nun eski 64'üncü maddesine göre bunlar "devlet gözetimi"nde idi. O madde değişti. Kanuna gözetim ile ilgili yeni bir 14'üncü madde eklendi... Devlet 5

Yazının Devamı

İstanbullu Ohannes ABD'de "banka kasaplığı" yapıyor

17 Ocak 2000


       Ohannes Köroğluyan ABD'den teyzesini ziyarete gelmiş. Teyzesi Bayan Arşaluyz Kayır Cerrahpaşa'da psikolog doktor... Ohannes genç bir İstanbul delikanlısı. Önce İstanbul'da sonra Londra'da ekonomi okumuş, şimdi ABD'de Şikago kentinde oturuyor.
       Ne iş yaptığını sordum. "Banka kasabı"yım. Batmış bankaların alacaklarını satın alırım... Alacak senetlerini keserim, doğrarım... Tahsil ederim... Geçinip giderim..." dedi...
       Sonra anlattı...
       ABD'de bir banka batacak duruma gelmiş ise devlet bırakıyor, batsın... Batan bankanın yönetimine el koyup bankayı yaşatmaya çalışmıyor. Batan bankanın ayağa kalkması için oluk oluk para akıtmıyor.
       Bu işlerle uğraşan kuruluş kısaca FDCI diye adlandırılan (Federal Deposit Insurance Corporation) Federal Mevduat Sigorta Kuruluşu.
       ABD'de mevduat sigortasının limiti, 100.000 dolar. Yaklaşık 55 milyar Türk lirası.

Yazının Devamı