Babacan'ın "istişare" toplantısı

27 Haziran 2003

Bakan açılışta "neredeyiz" ve "ne yapıyoruz" gibi sorulara yanıt aradıklarını, olası riskleri ve 2004 sonunun nasıl görüldüğünü ve öneri almak istediklerini belirtti.Toplantının başında Murat Çizakça risk sermayesinin ve mikro - finansman konusunun öneminden ve bunun AKP ideolojisine uygunluğundan bahsetti. Daha sonra Mahfi Eğilmez güven sorununa işaret etti. Halk Bankası'nın düşük faizle kredi verme kararını ciddi biçimde eleştirdi. Hükümetin popülist eğilimler sergilediğini savunan Eğilmez, yine de bu açıklamaların uygulamaya dönüşmemesinin sevindirici olduğunu belirtti. Eğilmez IMF çapasından sonra AB çapasına geçilmesi gerektiğini de söyledi.Daha sonra söz alan Deniz Gökçe üç konu üzerinde durdu. Birincisi, cari işlemler gibi sorunların, medyaya bırakılmaması, yönetilmesi gerektiğini söyledi. İkincisi, bütçenin daha şeffaf biçimde açıklanması gerektiğini, nihayet IMF ile ilişkilerin yaşamsallığını vurguladı. Erdoğan Alkin ise dışarıda global deflasyon ve Ortadoğu'daki ABD'nin belirsiz tutumu gibi riskleri uyarırken, içeride de kamu dengesi, döviz kuru takıntısı ve siyasi risklerin bulunduğuna işaret etti.Asaf Savaş Akat, güven verilememesinin ekonomik dengelerin kötü dengeden

Yazının Devamı

Babacan'ın "istişare" toplantısı

27 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Devlet Bakanı Ali Babacan dün birçok ekonomist meslektaşımızı bir "istişare toplantısı" için Beykoz'da buluşturdu. Yanında Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ve Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Fatih Özatay vardı. Saatlerle süren toplantıda tek tek herkes fikrini söyledi. Açıkçası herkes hem davet edilmekten, hem de dinlenmekten çok mutlu oldu.
     Bakan açılışta "neredeyiz" ve "ne yapıyoruz" gibi sorulara yanıt aradıklarını, olası riskleri ve 2004 sonunun nasıl görüldüğünü ve öneri almak istediklerini belirtti.
     Toplantının başında Murat Çizakça risk sermayesinin ve mikro - finansman konusunun öneminden ve bunun AKP ideolojisine uygunluğundan bahsetti. Daha sonra Mahfi Eğilmez güven sorununa işaret etti. Halk Bankası'nın düşük faizle kredi verme kararını ciddi biçimde eleştirdi. Hükümetin popülist eğilimler sergilediğini savunan Eğilmez, yine de bu açıklamaların uygulamaya dönüşmemesinin sevindirici olduğunu belirtti. Eğilmez IMF çapasından sonra AB çapasına geçilmesi gerektiğini de söyledi.
     Daha sonra söz alan Deniz Gökçe üç konu üzerinde durdu. Birincisi, cari

Yazının Devamı

At mezatı ve laboratuvar ekonomisi

26 Haziran 2003

Malum, mezatlar tam rekabetin küçük bir örneğidir. Tek farkla; alıcı çoktur, ama satıcı tektir. Dolayısıyla açık artırmada satış rekabeti yoktur. Bununla beraber, mezatta, rezerv fiyat yoksa, verilen en yüksek fiyat piyasa değeri sayılarak gerçekleşir. Laboratuvar ekonomisi ise ekonomide bireylerin sistematik davranışları olup olmadığının sınanmasıdır. İki kezdir at mezatını bu gözlükle izliyoruz.At mezatlarında rezerv fiyat olmaması, yani satıcının asgari bir bedel koymaması, atın mutlaka satılacağı anlamına geliyor. Bu da çok anlamlı. Çünkü satılmazsa hayvanın yaşı geçecek. Mahmudiye'deki satılan at sayısı Karacabey'e göre iki kat fazlaydı. Dolayısıyla arzın artması fiyatların düşmesine neden olmuştu. Belki de bu nedenle Karacabey mezatında satış sayısı azaltılmıştı. Satışın ikinci yarısı iki ay sonra yapılacakmış.Peşinen belirtelim; at mezatlarının en önemli müşterileri Urfalılar. Suyun gelmesiyle paraya da kavuşan Urfalılar, Arap atlarını kapışıyorlar. Söylendiğine göre, Türkiye'deki Arap atları stokunun en önemli merkezi Urfa'ymış. Tabii bazı küçük yarışçılar da genç tayları alabilmek için yarışıyor. Ancak, duyduğumuza göre yarışlarda birinciliği genellikle çok cins hayvanlar

Yazının Devamı

At mezatı ve laboratuvar ekonomisi

26 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     İki kezdir Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (TİGEM) açtığı at mezatını izliyoruz. İlk önce Eskişehir'e bağlı Mahmudiye çiftliğindeki ihaleyi izledik. Sonra da, önceki gün, Türkiye'nin şöhretli harası Karacabey'deki mezatını. Ekonomist gözüyle çok ilginç gözlemlerimiz oldu.
     Malum, mezatlar tam rekabetin küçük bir örneğidir. Tek farkla; alıcı çoktur, ama satıcı tektir. Dolayısıyla açık artırmada satış rekabeti yoktur. Bununla beraber, mezatta, rezerv fiyat yoksa, verilen en yüksek fiyat piyasa değeri sayılarak gerçekleşir. Laboratuvar ekonomisi ise ekonomide bireylerin sistematik davranışları olup olmadığının sınanmasıdır. İki kezdir at mezatını bu gözlükle izliyoruz.
     At mezatlarında rezerv fiyat olmaması, yani satıcının asgari bir bedel koymaması, atın mutlaka satılacağı anlamına geliyor. Bu da çok anlamlı. Çünkü satılmazsa hayvanın yaşı geçecek. Mahmudiye'deki satılan at sayısı Karacabey'e göre iki kat fazlaydı. Dolayısıyla arzın artması fiyatların düşmesine neden olmuştu. Belki de bu nedenle Karacabey mezatında satış sayısı azaltılmıştı. Satışın ikinci yarısı iki ay sonra

Yazının Devamı

Ödemeler dengesi tahminler yönünde gelişiyor

25 Haziran 2003

Önce ithalat performansına bakalım. Nisanda ithalat mart ayından düşük kalmış. Bazı meslektaşlarımız ithalattaki patlamayı savaş öncesi öne alınan istifleme olarak niteliyordu. Nisan ayındaki ithalat azalışı ilk bakışta bu görüşü desteklese de, nisan ithalatı ocak ayından yüzde 17, şubat ayından da yüzde 25 daha fazla. Demek ki, savaş öncesi ithalatın bir an önce gerçekleştirilmesi tezi doğru değil. Geçen yıl aynı dört aylık dönemine göre ithalattaki artış ise yüzde 33.İhracatta ise çok farklı bir yapı var. Nisan ayında ihracat performansında bir yorulma gözleniyor; marta göre yüzde 8 daha az. Ancak yine de ocak ayına göre yüzde 7, şubat ayına göre de yüzde 22 fazla. Yani ihracattaki başarılı performans şimdilik sürüyor. Geçen yılın aynı dönemine göre artış yüzde 33. Demek ki, ihracattaki ve ithalattaki artış oranları aynı. Fakat, ithalat hacmi daha büyük olduğuna göre dış ticaret açığı da büyüyor. Nisan ayındaki ihracat yorgunlaşması kur ve pariteden kaynaklanıyor olabilir. Bu nedenle mayıs verileri çok önemli.Gelelim sermaye hesaplarına. IMF'nin kullandığı yeni ödemeler dengesi şablonu gerçekten yorum yapabilmeyi kolaylaştırıyor. Doğrudan yatırımlarda önemli bir gelişme

Yazının Devamı

Ödemeler dengesi tahminler yönünde gelişiyor

25 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Önceki gün Merkez Bankası ödemeler dengesi rakamlarını açıkladı. Ocak - nisan döneminde cari işlemler, yani ülkenin döviz gelir - gider hesabı, 2.96 milyar dolar açık vermiş. Oysa ilk üç ayda bu açık 2.1 milyar dolardı. Cari açık geçen yıl aynı dönemde 1.2 milyar dolar olduğuna göre neredeyse üçe katlanmış. Rakamlar cari işlemler açığının büyüdüğünü ve büyüyeceğini gösteriyor.
     Önce ithalat performansına bakalım. Nisanda ithalat mart ayından düşük kalmış. Bazı meslektaşlarımız ithalattaki patlamayı savaş öncesi öne alınan istifleme olarak niteliyordu. Nisan ayındaki ithalat azalışı ilk bakışta bu görüşü desteklese de, nisan ithalatı ocak ayından yüzde 17, şubat ayından da yüzde 25 daha fazla. Demek ki, savaş öncesi ithalatın bir an önce gerçekleştirilmesi tezi doğru değil. Geçen yıl aynı dört aylık dönemine göre ithalattaki artış ise yüzde 33.
     İhracatta ise çok farklı bir yapı var. Nisan ayında ihracat performansında bir yorulma gözleniyor; marta göre yüzde 8 daha az. Ancak yine de ocak ayına göre yüzde 7, şubat ayına göre de yüzde 22 fazla. Yani ihracattaki başarılı performans şimdilik

Yazının Devamı

Kriz işaretleri

24 Haziran 2003

Öncelikle şu iki gerçeği belirtmekte yarar var. Birincisi, AKP'li politikacıların her gittikleri toplantıda izleyenlerin hoşuna gitmesi için konuşma yapmaktan artık vazgeçmeleri gerekiyor. İkincisi de şu kur takıntısından bir an önce kurtulsalar iyi olur.Pekiyi, gerçekten Türk ekonomisi bir kriz ortamına kayıyor mu? Bize kalırsa; hayır.Türk ekonomisi 1999 yılında kriz özellikleri göstermeye başlayınca, 2000 yılında bir program uygulanmaya başladı. Ancak başarısız kalındı. Ekonomide yapısal sorunlar hallolmadığından bir süre sonra kriz patladı.Krizler genellikle durgun ekonomilerde, yahut da aşırı ısınmış ve sürdürülemez konjonktürlerde oluşur. Türk ekonomisi şu anda bir durgunluk içinde değil. Aksine bir miktar ısınma gözleniyor. Gerçi bu da sorun değil. Çünkü ısınma sınırlı düzeyde kalıyor.Krizlerin bir başka nedeni de cari işlemler açığı. Cari işlemler açığı çok büyüdüğünde finansmanı sorun olabiliyor. Dün açıklanan ocak - nisan cari işlemler açığı 2.9 milyar dolardı. Bu yıl cari işlemler açığının 7 milyar doları bulacağı, belki de aşacağı anlaşılıyor. Genellikle cari açıklar milli gelirin yüzde 5'ini geçtiğinde sorun yaratır. Oysa bu yıl oluşacak açık milli gelirin yüzde 3 -

Yazının Devamı

Kriz işaretleri

24 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ihracatçıların olduğu bir toplantıda, henüz bir krizde olunmadığını, ancak bazı gelişmelerin bir krizi işaret ettiğini söylemiş. Kurdan rahatsız olan ihracatçılar da tabii çok sevinmişler. Tıpkı Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un bir süre önce TOBB'da Merkez Bankası'nı hedef alan konuşması gibi.
     Öncelikle şu iki gerçeği belirtmekte yarar var. Birincisi, AKP'li politikacıların her gittikleri toplantıda izleyenlerin hoşuna gitmesi için konuşma yapmaktan artık vazgeçmeleri gerekiyor. İkincisi de şu kur takıntısından bir an önce kurtulsalar iyi olur.
     Pekiyi, gerçekten Türk ekonomisi bir kriz ortamına kayıyor mu? Bize kalırsa; hayır.
     Türk ekonomisi 1999 yılında kriz özellikleri göstermeye başlayınca, 2000 yılında bir program uygulanmaya başladı. Ancak başarısız kalındı. Ekonomide yapısal sorunlar hallolmadığından bir süre sonra kriz patladı.
     Krizler genellikle durgun ekonomilerde, yahut da aşırı ısınmış ve sürdürülemez konjonktürlerde oluşur. Türk ekonomisi şu anda bir durgunluk içinde değil. Aksine bir miktar

Yazının Devamı