Bütün Charlie Hebdo bir Yiğit Özgür etmiyor

1 Şubat 2015

Başta ifade özgürlüğüne, aslında her türlü özgürlük ve temel insan hakkına yapılmış olan o alçakça saldırıyı unutmadık, “Je Suis Charlie” dedik, diyoruz. Yine de bu, mizahlarını eleştirmemize engel değil

Dost acı söyler.
Kimse kızmasın, alınmasın, yanlış algılamasın, Charlie Hebdo’yu fena halde eleştirmek istiyorum.

Hayır, inançlara hakaret ettiği için değil. Hayır, kutsala dair mizah yaptığı için de değil. Tabulara iliştiği için falan hiç değil.

Ben mizah anlayışını eleştirmek istiyorum bu derginin. Basbayağı kaba saba kötü bir mizah dergisi Charlie Hebdo. Bakın bir kere İslamcı teröristlerin en büyük başarısı, Charlie Hebdo’nun bundan sonra yayımlayacağı her kapağın dünya basınında haber olmasını sağlamak, vasıfsız mizahın yayılmasına katkı sağlamak oldu. Eğer bu teröristler Charlie Hebdo çalışanlarını katletmeseydi vasatın çok altındaki bu kötü mizaha maruz kalmayacaktık. Hatta çoğumuzun bu karikatürlerden haberi bile olmayacaktı.

Yaptıklarına kara mizah bile diyemiyorum

Tabularla mücadele edebilirsiniz ama bunun da saygın yolları var.

Yazının Devamı

Müziği ıskalamış

31 Ocak 2015

Bir davul öğrencisiyle hocası arasındaki ilişkiye odaklanan Oscar adayı “Whiplash” çok beğenildi ve yorumlandı. Film eleştirmeni değilim ama bu filmin müziğe bakışında problem var

ir defa şunu ifade edelim, hepimiz ergen olduk. “Whiplash”i ergenliğimizi hatırlamadan değerlendirmek çok büyük yanlış olur. Ergen takıntısı, ergen inadı, ergen nefreti, ergen isyankarlığı, ergen aptallığı, ergen cahilliği, ergen aceleciliği, ergen saflığı... Bu filmde hepsi var.

Bu filmi tutku nedir, onu hatırlamadan değerlendirmek de yanlış olur. Belki unutanlar vardır diye hatırlatıyorum. Tutku: İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras. Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç. Aşırı düşkünlük.

Beklediğimi bulamadım

Bir ergeni alın. Senaryonuzda onu tutkuyla bir şeye yönlendirin, başına onun bu tutkusunu kendi yöntemleriyle kullanmaya tutkuyla niyetlenmiş bir de yetişkin koyun ve seyredin. “Whiplash” kendine tutku alanı olarak davulu seçmiş. İşin içine müzik girince “tutku” lafı daha bir seksi oluyor ama müzik tutkusu böyle bir şey değil. Bir defa filmde sevgi yok. Müzik sevgisi yok.

Bu filmde müziğe gerçekçi bir bakış açısı bulunup bulunmadığını merak ediyordum. İyi ya da kötü,

Yazının Devamı

El âlemin seçim zaferi bizimkilerin tesellisi oldu

27 Ocak 2015

Yorumlar yorumlar, hayaller hayaller... Sosyalistler Avrupa’da iktidar mı olacakmış yoksa? Latin Amerika sosyalizmi buralara mı sıçrıyormuş acaba? SYRİZA yolsuzluklara boğulmuş sağ hükümetlere gerekli dersi vermişmiş. Alttan alttan mesajlar...
Selahattin Demirtaş ne kadar da Çipras’ı andırıyormuş. Hah koşup ona oy verelim de HDP iktidar olsun bütün sorunlarımız çözülsün bari...
Gazetelerden birinde SYRİZA seçim vaatleri CHP’nin seçim bildirgesinde de var haberi bile vardı. CHP Yunanistan’da seçime girse kesin kazanır bence de...
Memlekette ne kadar sosyal demokrat varsa sevinçten ne yapacağını şaşırdı. Sanki büyük bir domino etkisi yaşanacak ve sosyalist iktidarlar dönemi başlayacak. Memlekette de bir sosyalist, hadi en olmadı bir sosyal demokrat uyanış gerçekleşecek. Halk bir anda dindarlığı, muhafazakârlığı, bütün ekonomik çıkarlarını falan bir kenara bırakacak ve sosyal demokrat idealler adına oy vermeye başlayacak. Romantizmde hayallerin sınırı yok...
-
Yunanistan krizden inim inim inliyor. Kemer sıkıyor. Bunu bilmeyen yok. Borcu gelirinin iki katı ve bu durum yakın zamanda değişecek gibi de durmuyor.
Tıpkı 2001 krizinin ardından alınan Derviş önlemler paketi

Yazının Devamı

Ut seslerinin yerini silah sesleri aldı

25 Ocak 2015

Evlerinde ut ve org ele geçirilen (!) müzisyenlerin kırbaçlandığı Halep’te bir zamanlar sokaklarda ut sesleri yükseliyordu. Suriye’de yüz binlerce masum insanla birlikte sosyal yaşam ve gelenekler de katledildi

Hakim olduğu bölgelerde futbol maçı izlemeyi, kandil kutlamayı, güvercin beslemeyi, turşu yemeyi ve hayatın daha pek çok irili ufaklı güzelliklerini “Bunlar İslam’da yok” diye yasaklayan IŞİD geçenlerde yeni bir infaz videosu yayımladı. Kafa kesmiyorlar, bu defa kırbaçlıyorlar.

Suriye’nin Halep kenti yakınlarındaki Bucak kasabasında ya da oradan geriye ne kaldıysa işte orada yakalanan müzisyenler “İslam’a aykırı parçalar çalmakla” suçlanmışlar.

Neyse ki bu şarkılardan daha fazla çalıp da Halep’te tesis edilen İslam düzenini ve huzuru bozmadan, utları ve orgları derhal kırılmış müzisyenlerin. Kendilerine de 90’ar kırbaç ceza yazılmış.

Tüfek, bomba idare edilirdi ama ut?

Bu müzisyenler ne yapıyormuş peki, acaba nerede şarkı söylüyorlarmış? Yani “suçüstü” mü var? Hayır.

Kapı kapı dolaşıp İslam karşıtı şarkılarıyla halkı mı zehirliyorlarmış? Hayır, bu da değil.

Ut ve org, evlerde yapılan aramada ele geçmiş. E tabii müzisyenlerin evinde ut ve

Yazının Devamı

Telefonsuz konser izlemeye var mısınız?

24 Ocak 2015

İngiltere’deki bazı konser salonlarında “selfie çubuğu” kullanımı yasaklandı. Olumlu buluyorum hatta artırıyorum

Geçen bahar Barselona’da Arcade Fire’ı izliyordum. Sahnenin neredeyse en önüne gitmiştim ve orada olmak için saatlerce ayakta beklemiştim. Grupla aramda hiçbir mesafe ve engel yoktu. Win Butler sahne önüne inmiş, aradaki bölümde şarkı söylüyordu. Az ileride Regine (Chassagne) bir kaide üzerinde eşlik ediyordu. Derken o tip geldi. Selfie çubuğunu (monopod) çıkardı ve ucuna iliştirdiği GoPro kamerayı Regine’in burnuna soktu ve çekmeye başladı.

Bilmiyorum o videoyu kaç kişi izledi, kaç tane like aldı selfie çubuklu zat... Ama orada bulunan en az 100-150 kişinin ve muhtemelen Regine Chassagne ve Win Butler’ın o anını berbat etti, o kesin. Kendisinin de konser falan izlediğini sanmam. Neticede bir süre sonra kimsenin izlemeyeceği bir video için bütün bunlar.

Bu videoların kaçını sonradan izliyorsunuz?

İtiraf edin, bu çektiğiniz videoların
ne kadarını dönüp izliyorsunuz sonradan? Neticede bir gün telefonunuzda yeteri kadar yer kalmadığında “Bunu sileyim ben” diye kolayca gözden çıkaracağınız, o ana kadar da hiç izlemeden hard diskte tutacağınız şeyler bunlar .

Yazının Devamı

‘Anneme dokunmayın!’

20 Ocak 2015

Memlekette son yılların en enteresan “Twitter’ı salladı”larından biri geçenlerde geldi. Malum, “90 yıllık reklam arası” meselesi.
Tülay Hanım’ı bu isabetli atışından dolayı kutlamak isterim. İsabetlidir, çünkü teknik olarak vekili olduğu milletin en az yarısını üzmeyi, kırmayı başarmıştır kendisi. Diğer yarısı da ayakta mı alkışlamıştır bilemiyorum.
***
Evde sandalyenin yeri değişse buna günlerce alışamayan biriyim, 2023’te bir şeyler değişecekmiş gibi havalar yaratılıyor. Açık konuşayım, kendimi iyi hissetmiyorum.
Siz kabul edin ya da etmeyin ama insanlar ülkelerine saygı beklerler ve ülkelerini severler. Bundan doğal bir şey de olamaz. Ayrıca vatanseverlik on yıllara göre değişen bir trend, iktidara göre azalıp çoğalan bir şey değil ki. Herkes ülkesini kendi tarzında sever. Ben de eleştiriyorum, beğenmediklerimi yazıyorum, bazen ülkem beni bayağı hayal kırıklığına uğratıyor ama ona reklam arası demem doğrusu. Kendisini seviyorum ben.
***
Yüzlerce laf edildi aynı şeyleri tekrar edecek değilim. Tülay Babuşcu ifade hakkını kullanmıştır neticede. Barbar olmadığımdan ben de elbette onun bu hakkına saygı gösteriyorum.

Yazının Devamı

Yusuf, İslam’ın imajını kurtarabilir mi?

18 Ocak 2015

İslam’a aykırı diyerek 1978’de müziği bırakan Yusuf İslam (Cat Stevens), 2002’den bu yana kendi deyişiyle üç “seküler” albüm yaptı, şimdi de 35 yıl sonra ilk kez Amerika turnesine çıkmaya hazırlanıyor. Kendine yeni bir misyon biçerek...

Yusuf (şimdi adı bu) 1976’da Malibu’da denize girdiği o günü hiç unutmuyor. Dalga kendisini alıp götürüyor, artık öleceğine eminken mucizevi bir şekilde kurtuluyor. Sonrası malum. İki yıl sonra o artık Yusuf İslam’dır.

Gitarlarını sattı

Tanımayanlara not, Cat Stevens, Yunan bir baba ve İsveçli bir annenin çocuğu olarak Londra’da doğdu. Ona Steven Demetre Georgiou adını koydular ama bu isimle arası hiç iyi olmadı. Kafelerde Cat Stevens adıyla gitar çaldı. 1970’te “Father and Son” ve “Wild World” radyolarda çalınmaya başlayınca star oldu. Şahane bir sesi olduğunu düşünürüm. Pop tarihinin en iyi yorumcularından biri bence kendisi.

Cat Stevens, Yusuf İslam olurken çok keskin bir dönüş yaşadı. Sadece Müslümanlığa geçmekle kalmadı,
çok katı bir İslam anlayışını benimsedi.

Öyle ki Salman Rüştü hakkındaki fetvayı savunmuş, “katli vaciptir” demişti. (Salman Rüştü konusunda özür dilemiyor. “25 yıl önceydi, şimdi saçlarım bembeyaz. İnsanlar b

Yazının Devamı

Hangi ara müzikten bu kadar nefret eder olduk?

17 Ocak 2015

Hayatımız ev ve araba almak üzerine kurulu. Konsere, sinemaya gitmiyoruz... Geçtiğimiz hafta bunu yazdım, endişe verici mesajlar aldım

Geçtiğimiz hafta tamamen istatistiklerden hareketle bir yazı yazdım. Ülkenin yüzde 73’ü konsere gitmemiş. Ama yüzde 67’si ev sahibi. Yani fakirlik değil, bir tercih söz konusu. Gelen mesajlara baktım. Bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum.

Bakın yazdığım kelimesi kelimesine şu: “Hayatında hiç konsere gitmemiş yüzde 73’e en saf duygularımla diyorum ki sevgili arkadaşlar, ağabeyler, amcalar, kardeşler, bacılar... Her kimseniz bir kerecik olsun bir konsere gidin. Üç kuruş denkleştiremiyorsanız en azından bir halk konserine gidin. Bir kere olsun gidin. Belki hoşunuza gider, güzel bir şarkıyı, sanatçıyı dinler eve gülümseyerek dönersiniz...”

“Sana ne, biz hayatımızdan memnunuz”, “Bu milleti aşağılayıp masa başında toplum mühendisliği yapmayın”, “Ne yani biz konsere gitmiyoruz diye ikinci sınıf mıyız?” Gelen mesajların içeriği bu yönde.

Yahu rock konserine gidin, Babylon’da elektronik müzik dinleyin, Lounge’da swing gecesine katılın mı dedik? İlla Nardis’e gidin caz dinleyin, Salon’da İskandinav avangart şarkılarını mırıldanın ya da Nuri Bilge

Yazının Devamı