Ezhel, yeni albümü “Derdo”da, Berlin – Ankara arasına sıkışan hayatını anlatıyor. Sonuç; şairane bir mizah ve samimi itiraflar
Ezhel’in ilk albümü, 2017 tarihli “Müptezhel”, yolun çok başında bir müzisyenin Ankara’daki sıkışmışlığını anlatıyordu. Bu şehre dair, Orhan Pamuk’un İstanbul’a olan bağlılığını andıran duygularını ifade etmekteydi Ezhel. Şehri övmeden, ona methiyeler düzmeden, olduğu gibi pisliğiyle, kokusuyla, çamuruyla, sefilliğiyle anlatmaya çalışan bir albümdü. İçine doğduğu yeri anlamaya ve anlatmaya çalışan bir bakış açısıydı bu.
Ezhel aradan geçen yıllarda iki albüm yaptı. 2019’da Berlin’de, Türk asıllı Alman rapçi ve prodüktör Ufo361 ile yaptıkları “Lights Out” Berlin’e uyum aşamasıydı. Ufo’nun (Ufuk Bayraktar) müzik zevki ve prodüktörlüğünün ağır bastığı bir trap albümüydü bu. Ardından Murda ile ortak “Made In Turkey” geldi. Bu büyük bir sıçrama oldu. Berlin, Amsterdam
Geçenlerde karşıma çıkan bir görüntü. Riyad’daki Elie Saab defilesinde Jennifer Lopez ve dansçıları sahneyi ele geçirmiş “Let’s Get Loud”u söylüyor. Lopez kalçalarını açıkta bırakan derin dekolteli kıyafetiyle sahnede bir ileri bir geri “diva yürüyüşü” yaparken, yani topuklarını yere tak tak tak diye vurarak gururla yürürken, benzer kıyafetler içindeki atletik dansçıları fit vücutlarının bütün imkanlarını kullanarak müziğe eşlik ediyor. O sırada Lübnanlı Elie Saab’ın son tasarımlarını taşıyan modellerin izleyicilerin önünden geçtiğini görüyoruz. Seyircilere baktığımızda klasik kıyafetleri içinde Arap para babaları yanında, şık ve gösterişli kıyafetleri içinde kadın ve erkek konuklar parıltılar saçmakta. Riyad değil Los Angeles ya da herhangi bir Batılı merkezde gösterişli bir salonda gibiyiz. Bütün konuklar bu şatafat gösterisinin içinde yerlerini almışlar. Lopez konuklardan sadece biri. Defileye katılan ünlü isimler
Her türden albümle zenginleştirmeye çalıştığım yılın en iyi ve dikkat çekici albümleri listesinin ilk ayağına hoş geldiniz
- “Sunset Violent” – Mount Kimbie
İngiliz elektronik ve alternatif müzik ikilisi Mount Kimbie (Dom Maker, Kai Campos) elektronik müziğin derinliklerinde gezindikleri kariyerlerinde yeni bir kapı açıp shoegaze dünyasına adım attılar 2024’te.
Son iki albümlerinde hip hop’a fena hâlde kafayı takmışlardı. Yeni albüm, yeni bir dünya yarattı. İçe dönük, oldukça bireysel işler yapan ekip birlikte çalışmayı sevdikleri King Krule ve yeni vokal Andrea Balency ile ışıldıyor. Turne için ekibe katılan yeni eleman, enstrümancı Marc Pell canlı ortamlarda farkını ortaya koyuyor. Alternatif işleri seven dinleyiciler için yılın en başarılı çalışmalarından biri.
- “Fearless Movement” – Kamasi Washington
Amerikalı cazcı ve saksafoncunun 12 şarkılık yeni albümü yıl içinde en dikkat çekici caz albümlerinden biri oldu. Washington albümde hayatındaki iki yeni gelişmenin etkisinde
“Baskı bitti, gelecekte her şey dijitalde” diye ezbere konuşanlar Londra’ya gelip şehir merkezinde biraz dolaştıklarında durumun hiç de öyle olmadığını kendi gözleriyle görebilirler. Bir ana caddede bizde kaç tane kafe varsa, Londra’da da çoğu bölgede o kadar sayıda kitapçı şubesi görebilirsiniz (ve tabii kafe sayısı da zirvede). Mesela zincir kitapçılardan Waterstones’un bazen bir kilometrekarelik bir alanda üç-dört mağazası olduğunu şaşkınlıkla fark ediyor insan. Trafalgar Meydanı’nda köşedeki mağazaya girip dolaşıyor ya da üst kattaki kafede bir şeyler içiyorsunuz. İki adım sonra Piccadilly’deki beş katlı mağazasıyla (Avrupa’nın en büyük kitapçısı) karşılaşınca şaşırıyorsunuz. Aynı şekilde az ileride Covent Garden’da bir şube daha. Bir diğer zincir kitapçı Daunt Books’un hem Belsize Park’ta, hem iki adım ötedeki Hampstead Heath’te iki ayrı mağazası olduğunu görünce insan şaşırıyor. Her mahalleye, bakın semt de değil, mahalleye yayılıyor kitapçılar. Öte yandan
Geçen hafta 15 miyon dolar değerlemeyle yatırım alan müzik bazlı arkadaşlık uygulaması makromusic’in bir de kardeş uygulaması var: macromusic for artists. Artists.macromusic.com adresine giderseniz hem detayları görebilir hem de indirebilirsiniz. Bu uygulama, kuruluşundan bu yana dört yılda Spotify’a milyonlarca dinlenme yollamış makromusic ile entegre çalışıyor ve burada size şarkılarınızı tanıtma imkânı veriyor. Her iki uygulamanın da kurucu ekibinde yer alan ve şu an makromusic’in CEO’su genç girişimci Ataberk Özaydın diyor ki “Geçen yıl hit olan bir şarkının 20 milyon toplam stream’inin 12 milyonu makromusic’ten gitmişti, her gün 100 bin kullanıcı sitede yaklaşık kişi başı beş şarkı dinliyor. Biz her gün ekosisteme en az 500 bin stream gönderiyoruz.”
İnsanların ortak dinledikleri müzikler üzerinden eşleştiği, eşleştikleri kişinin dinlediği müzikler arasında müzik keşfettiği bu uygulamada şarkılarını tanıtma imkânı bulmak, müzisyenler için önemli olmalı. Stream uygulamalarının algoritmik ve yapay zekâ temelli
2019 yılında lise öğrencisi genç, Facebook’ta bir kızla tanışır ve sohbet etmeye başlarlar. Sohbet bir süre sonra tıkanır. Bizimki ne yapayım da muhabbeti devam ettireyim diye düşünürken Spotify’a Facebook ile bağlananların neler dinlediğinin görülebildiğini hatırlar. Şansına kız Spotify’a bu şekilde bağlanmıştır. Hemen çalma listelerine ulaşır ve içinde Pink Floyd, The Doors, Queen olduğunu fark eder. Chat’e dönüp, The Doors sevdiğini söyleyince sohbet devam eder. “Çok işe yaradı, saatlerde konuştuk. Gruplardan, konserlerden söz ettik” diye anlattı bu “genç” bana önceki gün zoom buluşmamızda.
Adı Ataberk Özaydın. Geçen hafta 15 milyon dolar değerleme sonucunda yeni yatırım alan makromusic’in kurucu ortağı ve 24 yaşındaki CEO’su. Bir arkadaşlık ve flört uygulaması olan makromusic böyle ortaya çıkmış.
2020 Nisan ayında yola çıktıklarında toplam 285 TL para topluyorlar. “Dört arkadaş KYK’larımızı birleştirdik toplam bu kadar çıktı” diye anlatıyor
Baba Zula’nın yeni albümünde sevdiğim pek çok şeyden biri taksimlerin altına yerleştirilmiş sokak sample’ları. Sirkeci tren istasyonundan bir anons, simitçi, domatesçi, eskici, bilumum sokak satıcısı sesleri, gaza basan bir otomobil, 20’nci YY’ın kimbilir, hangi yarısında Boğaz’dan geçmiş akibeti meçhul bir vapurun düdüğü, o vapurun tepesinde öten martının çığlığı. Adı “İstanbul Sokakları” olan bir albüm için hedefi vuran bir tercih. Albüm adını Murat Ertel’in dayısı büyük karikatürist Turhan Selçuk’un 1960’larda yazdığı bir hikâyeden alıyor. Kapak da onun çizimlerinden oluşturulmuş. 180 gram plak versiyonu mutlaka edinilmeli, bir sanat eseri inceliğinde hazırlanmış.
Dört taksim ve dört yeni parçadan oluşan albümde, taksimler İstanbul’un sesleriyle canlanırken, parçalar Baba Zula’nın dub ve Ankara havası arasında bir yerlerde klasikleşmiş beat yapısı üzerine Murat Ertel’in doğaçlama anlayışıyla gelişiyor. Baba Zula müziği her zaman
ABD’deki seçimler sona erdi. Sonuçlar dünyamıza, Ay’ımıza ve Mars’ımıza hayırlı olsun. Elon Musk’ın Trump hesabına 120 milyon dolar yatırdığı ve kazandığı bir seçimin sonucu muhakkak gezegenlerin kaderini de etkiler diye düşünerek bu şekilde başladım söze. Gezegenlerin derken, bakın seçim sonucu yıldızların kaderini etkiledi bile bence; Hollywood yıldızlarının ve pop yıldızlarının.
Lady Gaga, Demokrat başkan adayı Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e 4 Kasım’da Philadelphia Sanat Müzesi’nin dışındaki kampanya mitinginde sarılarak destek vermişti.
Cumhuriyetçilerin adayı Trump’ı, dünyaca tanınmış tek bir star bile desteklemedi. Tabii dünyaca tanınmış ABD’li starların ABD’de çok tanınmadığı sonucuna da varabiliriz bu önermeyle. Avrupa, Asya, Meksika, Güney Amerika oy kullansaydı bu star desteğiyle zafer kaçınılmazdı. Ama ABD, ABD’li starları daha az ciddiye aldı.
Bu starlar Demokrat adayı desteklemekle kalmadılar, düpedüz Trump karşıtı kampaya yürüttüler. Neden Trump’a