Haberlere bakıyoruz. Anlıyoruz ki durumumuz iyi değil. Bizim için de iyi değil, onlar için de iyi değil, öbürleri için de iyi değil. Filancalar için de iyi değil, falanca kesim için de iyi değil. Bunun hepimiz farkındayız. Bu konuda anlaşalım. Durum bizim için iyiye gitmedi.
Savaş çıkabilir, Suriye’ye müdahale olabilir. Mülteci sayısı 3 milyona yaklaştı. Onlarla ne yapacağımızı bilmiyoruz. En büyük sorunumuz bugün bu.
Hayat pahalılaşıyor, gelir dağılımı daha da kötü, eğitimde sorunlar dağ gibi, betonlaşma, çevre, kültürel kamplaşma, Doğu’da iç savaş manzaraları...
Bireysel başarılar, kazanımlar, heyecanlar, aşklar, mutluluklar... Kişisel alanımızda bunların hepsi var belki. Gece olunca restoranlar, meyhaneler, kulüpler doluyor. Hafta sonu çay bahçeleri nargileciler, ada vapuru coşkulu. Arada bir iki konser, belki hoş bir sergi...
Dostlarla yemekler yeniyor, muhabbetler, ailecek ziyaretler yapılıyor. Televizyondaki ramazanlarda kalabalık aileler birbirine sevgiyle bakıyor. Hayat mikro ölçekte, güneşli bir bahçede çocukların neşeyle koşturduğu deterjan reklamı gibi.
Her tipten, yerden, şehrin içinde dışında büyük küçük, zengin fakir daireleri tıkır tıkır satılıyor. Yatırımlık daire konsepti çıktı. Demek hepimiz ev bark sahibi olduk, yatırıma bakar olduk.
Çoğunluk için Körfez köprüsünden İzmir’e beş saatte gitmek, Suriye sınırından Doğu’dan, Güneydoğu’dan gelen haberlerde anlatılandan, orada olan bitenden daha önemli.
“Aman biz beş saatte İzmir’e gidelim de. Aman dairenin taksitini ödeyeyim de, aman arabanın taksitini aksatmayayım da. Aman köprüde daha az bekleyeyim de, aman metro evin önüne gelsin de...”
Son yıllarda bireysel kazanımlar oldu belki, ama kolektif yaşam ve gelecek anlayışımızdan çok şey yitirdik biz. Burası artık birbiriyle alakasız insanların sırf maddi çıkarları için bir araya konduğu bir yer gibi görünüyor.
Herkes kendi derdinde. Eskiden iyi kötü bir bütünlük, beraberlik hissi vermek anlamında farklı taşlardan oluşan yekpare bir yüzey olarak mozaikten bahsedilirdi. O da ufaktan döküldü gitti, geriye bozuk bir yüzeyden başka bir şey kalmadı.
Biz bugün bu ülkenin insanları olarak birlikte yaşamıyoruz. Durumumuzu idare ediyoruz.
Duble yol ve yatırımlık daire kırılan değerleri tedavi etmiyor.
Niye böyle oldu?
Kızmak, yargılamak, suçlamak değil, bu durumu değiştirmek için önce anlamak lazım.