Başlıktaki ifade bana değil, Thome Yorke’a ait. Geçen hafta sivri açıklamalarından birini daha yaptı Yorke ve YouTube’u sanat eserlerini yağmalayan Nazilere benzetti
Sorunun çözümü bende değil. Sadece şunu biliyorum, tek kuruş dahi gelir elde etmeyen bir dolu sanatçının işleri üzerinden para kazanıyorlar. İnsanlar yeni bir döneme girildiğini, müziğin ve sinemanın artık bedava olduğunu söylemeye devam ediyor. Bu doğru değil. Bu hizmetleri yönetenler para kazanıyor. Google, YouTube para kazanıyor. Denizi troller gibi interneti trolleyerek içindeki her şeyi alıyor, çok büyük paralar kazanıyorlar. ‘Ah pardon, bu senin miydi? Şimdi bizim oldu. Şaka şaka hâlâ senin...’ Kontrolü tamamen ele geçirdiler. Tıpkı Nazilerin II. Dünya Savaşı’nda yaptığı gibi. Aslında, savaş sırasında herkesin yaptığı gibi. İngilizler de yaptı. Onlar da başka ülkelerin sanatını çaldı. Arada ne fark var?”
Thome Yorke’un İngiliz olduğunu hatırlatayım. Yani Nazileri eleştirdiği gibi kendi ülkesini de eleştirebiliyor bir İtalyan gazetesine (Corriere Della Sera) konuşurken. Henüz kendisini vatan hainliğiyle suçlayan olmadı.
İstatistikler bize ne anlatıyor?
Thom Yorke belki de son kale. Dev müzik endüstrisinin işleyişine dair itirazlarını dile getiren üç-beş büyük isimden biri.
Her gün pek çok yayında yeni değerlerden, yeni müzik deneyiminden, teknolojiden, değişen dünyadan ve alışkanlıklardan söz ediliyor. Bunun gerisinde kalanlar ve uyum sağlayamayanlar dinozorlukla etiketleniyor. İtirazlar, değişimi anlayamamak olarak tercüme ediliyor. Ücretsiz paylaşımın internet yoluyla önlenemeyen yükselişinin dayattığı yeni kuralları herkes kabul etmeli ve bedelini ödemeli deniyor.
Sormamız gereken soru belki de şu: Müziğin YouTube’a ihtiyacı var mı?
Bazı istatistikler vereyim:
Aralık 2015 itibarıyla dünyada
1 milyar insan YouTube kullanıyor... YouTube’un 2014 yılı toplam geliri yaklaşık 4 milyar dolar...
Y kuşağının yüzde 81’i YouTube’u kullanıyor... YouTube’da en fazla aranan konu “müzik”...
En fazla takipçisi olan YouTube kanalları müzik kanalları... En çok izlenen videoların uzunluğu 31-120 saniye arasında... YouTube trafiğinin yüzde 50’si mobil cihazlardan geliyor... İzlenen videolar içinde müzik videolarının oranı yüzde 38.4.
Soruma dönüyorum: Müzisyenlerin YouTube’a ihtiyacı var mı?
Konu ulaşılabilirlikle ilgili. Birileri sesinizi duysun
istiyorsanız, evet var. Hatta belki de sıradan biri için YouTube gibi mecralar tek şans. Ama bunun için bir de bedel ödemeniz gerek.
Dev bir süpermarket
Yorke gibi ben de çözüm nedir bilmiyorum. Sadece onun “trollemek” ifadesine takılıyorum.
Denizi süzmek anlamında kullanılmış bir ifade (trawl). Her birimiz birer trol ağı gibi her gün interneti süzüyoruz. Dünyanın kumu çakılı arasında kendimize anlamlı bir şeyler bulmaya çalışıyoruz. Bir sürü bilgi, şarkı, metin, resim, video...
YouTube dev bir süpermarket, internet ve sosyal mecralar ise dev bir çöplük. Sabah akşam trolle dur özetle...
Bunu yapmaya gerçekten ihtiyacımız var mı? Elde ettiklerimiz, ulaşmak için bu kadar çabaya değecek bilgiler mi? Belki de bu soruları sormamız gerekiyor artık.
Villette ile tanışın
Aslında tanıyorsunuz. Kimilerinin ekranlardan, kimilerinin DJ performanslarından tanıdığı Sine Büyüka artık Londra’da Villette adıyla electronica/techno/house türlerine odaklı prodüktörlük ve DJ’lik yapıyor.
“Crossed Wires”, Büyüka’nın Villette adı altında kurucusu olduğu Injazero Records’dan çıkan ilk EP’si.
Albümde “Fall”, “Owles”, “You” isimli üç parça ve remiksleri bulunuyor. Villette, Digitalism, John Talabot, Jan Blomqvist, Metronomy gibi isimlerin warm up sahnesine çıktı, ilk EP’si ve şirketiyle Londra elektronik müzik sahnesinde prodüktör ve DJ olarak yerini arıyor.
Can Çakmakçı ve İlker Çiftçi’yi (Men With a Plan) geçen hafta Kanyon’daki Troy mağazasında izledim. Bu performans garip gelebilir ama aslında mantıklıydı. Bir techno/house ekibi için burada yani bir bilgisayar mağazasında performans şaşırtıcı olmamalı.
Sadede geleyim, “This Is What You Want, This Is What You Get” isimli iki şarkılık mini release’lerini soundcloud’da dinleyebilirsiniz. Burada önceki işleri de bir arada bulunuyor.