İyi darbe yoktur, darbenin her türlüsü kötüdür.. Seçimle gelenlerin silahla gönderilmesi kabul edilemez..
Askere çağrı yapmak, askerden medet ummak demokrasinin el kitabında yoktur..
Hemfikirsek dönüp Mısır’a bakalım..
Darbe neden oldu?
Cevabı net; demokrasinin eksikliğinden.. Daha doğrusu demokrasinin çalışmamasından..
Ama seçimle geldi; Mursi, seçmenin yüzde 52’sinin oyunu alarak cumhurbaşkanı oldu?
Evet..
Çok uzun süredir böyle bi durum olmamıştı.. 2010 referandumu öncesi bi parça oldu diyebilirim.. Yine de anayasa değişiklikleriyle ilgilenmeyen sayısı ilgilenen sayısından çok fazlaydı..
Şimdi öyle değil.. Tek konu, Gezi Parkı’yla başlayan eylemler, tepkiler, protestolar.. Salı günü grup toplantılarını izlemişsinizdir..
Liderlerin gündemi de aynıydı..
Bir ayı geçti.. Bütün ülke hala Gezi ile yatıp Gezi ile kalkıyor.. Karşı olsun olmasın fark etmiyor; konu bu.. Sohbet Gezi’yle başlıyor, Gezi ile bitiyor.. Daha da ötesi her ortam, her platform ‘Gezi Ruhu’nu sıcak tutmak için kullanılıyor..
*
Örnek mi?
Üniversitelerin mezuniyet toplantıları.. Hadi onlar genç diyelim, bu işi sevdi diyelim, eylem yapmaktan, slogan atmaktan zevk aldılar diyelim..
Dükkânı açmadım, kepengi araladım.. Şundan.. Yayın Yönetmeni’nden izin isterken sordu; nereye gidiyorsun..
Gümüşlük dedim..
İyi git ama oralardan yazı isterim dedi; Tatil Yazısı..
Planlı bir tatil değildi.. Aniden karar vermiştim.. Sonra düşündüm; beni bu taraflara çeken neydi? Tatil yapma duygumu kabartan..
Acaba, Başbakan’ın ‘onlar şimdi Bodrum’dadır’ sözü mü etkili oldu? Dedi ya; Boğaz’a bakarak viski içmesini iyi bilirler!
Canım işte o an denize karşı oturmak istedi!.
***
Hükümet adamlarının, muhafazakâr yazar çizerlerin, kalem oynatanların, televizyonlara çıkıp söz söyleyenlerin, onları dinleyenlerin..
İçi rahat mı?
Vicdanı da diyebiliriz..
*
Gezi Parkı eylemleri sırasında muhafazakar medya iki olayı köpürtmeye çalıştı.. İki olayı köpürterek gençler itibarsızlaştırılmak istendi..
(Çata pataya meraklı 1970’lerden miras sol grupları ayırın)
Nedir o iki olay..
Biliyorsunuz.. iktidar, Gezi Parkı eylemlerinin masumane olmadığını, faiz lobisinin işi olduğunu iddia ediyor.. İktidara destek veren yayın organları da yazarlar, çizerler de aynı görüşte..
31 Mayıs’ta başlayan, hâlâ süren olayları faiz lobisi körükledi.. Başbakan dün yaptığı mitingde de aynı temayı işledi.. Faiz lobisine çattı.. Şöyle dedi..
“Gençler, farkına varamadığınız oyunda hepiniz gönüllü nefer gibi kullanıldınız.. ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye yola çıktılar, faiz lobisinin neferi oldular.”
*
Faiz lobisi suçlanıyor ama faiz lobisinin kimlerden oluştuğu söylenmiyor..
İç mihrak mı, dış mihrak mı?
Faizi yukarıda tutan kimler?
Gezi eylemcilerini itibarsızlaştırmak için, nereden tutturacaklarını bilemedikleri için her yerden tutturmaya çalışıyorlar..
Herkes bi yerden dalıyor.. Kimi içki lobisinin tezgahı olduğunu söylüyor, kimi Alman Ergenekon’unu işaret ediyor..
Tutmuyor..
Çünkü Gezi Parkı eylemine katılanlar ne için orada olduklarını biliyor.. Sen bunun için oradaydın diye parmak sallamak o insanlar için bi şey ifade etmiyor..
*
Mesela bu eylemler ‘yaşam tarzı hassasiyetiyle’ açıklanmalıymış, demokrasiyle bağdaştırılması başka bir oyunun parçasıymış..
Benim bildiğim şu..
Darısı hükümetin başına diyerek konuya girelim.. Gezi Parkı’ndan yükselen çok sayıda mesajdan biri de şuydu; ‘beni muhatap al, fikrimi sor, bu kentte ben yaşıyorum. Demokrasi sadece sandık değildir.’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ertesi gün Gezi Parkı’nı ihya ederek mesajların kendine yönelik bölümünü aldığını belli etti.. 129 ağaç, 200 bin mevsimlik çiçek, 5 bin gül dikti.. Çimleri yeniledi..
Daha da önemlisi.. Dün bir otobüs durağının yeri değişse bile halka sorulacak dedi..
Bırakın Taksim’in göbeğine kışla görüntülü alışveriş merkezi yapmayı.. Durağı bile soracağını söyledi..
Ders çıkardık dedi..
Bu direnişçilerin zaferidir..
*
Gerilere gitmeyelim.. Son dört beş yıla bakarsak; evet ilk kez oluyor..
Başbakan ilk kez gündemi belirleyemedi.. Veya değiştiremedi.. Yakın zamana kadar gündemi belirleme üstünlüğünden söz ediliyordu..
Gündem belirlemenin temel dinamiğini elinde tuttuğundan..
Gerçekten de öyleydi.. En çetrefilli, en zorlayıcı olaylarla karşı karşıya kaldığı zaman bile tartışmayı ustaca başka yere çekti.. Türkiye’nin gündemini değiştirdi..
*
Bir iki örnek vereyim..
Uludere’de savaş uçaklarının 34 köylüyü bombalaması iktidarı zor durumda bırakmıştı..