Ne 1 Mayıs’a katılmak isteyen işçilere sorun.. Ne politikacılara ne de gazetecilere..Şişli’deki, Mecidiyeköy’deki, Beşiktaş’taki esnafa sorun..
Orada yaşayanlara sorun, o gün yolu mecburen oralara düşenlere sorun..
Size diyecekler ki; bu kadarı fazla..
Fazla olan ne?
Polisin tavrı..
Hadi sorduklarınız da yaşadıklarından dolayı tepkili diyelim.. Açın televizyonları 1 Mayıs’a ilişkin görüntüleri izleyin..
Göstericiler polisin üzerine gitmedi.. Polis göstericilerin üzerine gitti.. Su sıktı, biber bombası attı..
Ne olur ne olmaz, havadan inerler, kanalizasyon çukurundan çıkarlar diye Taksim Meydanı’na çelik bariyerler örülmüştü ya..
İşte o bariyerleri inşaat çukurunun önüne dizseler..
Daha da emniyetli olsun diye iki sıra koysalar, üç sıra koysalar 1 Mayıs rahat rahat kutlanırdı..
Güle oynaya kutlanırdı..
Ne kimseye zarar gelirdi.. Ne kimse inşaat çukuruna düşme tehlikesi yaşardı.. Bayram kutlamanın fiziki şartları oluşurdu..
***
İnşaatın önüne bariyer çekip, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen işçileri çukurdan koruyacağımıza ne yaptık?
Dillerde şöyle bir söylem var.. Henüz yüksek sesle söylenilmiyor, kuvvetli vurgudan uzak mırıltı halinde..
Önce barış gelsin sonra demokrasi gelir..
Barış için bazı şeylerden fedakarlık edilebilir..
Barış olsun da insanlar ölmesin de rejimin adı ne olursa olsun..
Cümleyi öyle bir kurguluyorlar ki siz ne alakası var, niye demokrasi sonra gelsin derseniz hemen üstüne atlayacaklar..
Barışa karşı mısın?
Niye bazı şeylerden fedakarlık edelim diye sorarsanız cevap hazır..
Başbakan dün başkanlığa veya yarı başkanlığa (partili cumhurbaşkanı da aynı kapıya çıkar) geçme konusunda ısrarlı olacaklarının mesajını verdi..
Partisinin teşkilatına seslenirken sadece seçimlere değil, referanduma da işaret etti..
Yoğun tempo konusunda uyardı..
Başkanlık modelini anlattı.. Ecdada, Osmanlı’ya gönderme yaptı..
ABD ve Fransa örnekleri üzerinde durdu.. Biz de duralım.. Başkanlık sistemini demokratik yapan nedir?
Denge ve denetleme dedikleri hadise.. Keskin kuvvetler ayrımı olacak, yasama yürütmeyi denetleyecek..
Yüksek yargı siyasetten arındırılmış olacak..
Memleketin haline baktığımızda.. Çok iyiyiz diyen de haklıdır.. Parlak değil diyen de..
İki durum aynı anda nasıl oluyor derseniz; anlatayım..
İyiden başlayayım..
İktidar iyi iş yaptı.. PKK’nın lider kadrosunu ikna etti.. PKK, 8 Mayıs’tan itibaren çekileceğini ilan etti.. Bunun anlamı şu.. Silahlar uzun süre susacak..
Demokratikleşme adımları atılacak..
Parlak olmayan yanına geçelim..
PKK ile, İmralı ile, Kandil ile anlaşma demokratikleşme ekseninde değil mi?
Böyle bir niyetim yoktu, tesadüf oldu.. Kendimi bir anda Urla’daki yelken yarışlarında buldum.. Yarışırken değil.. Rüzgar beklerken.. Kaç saat beklediniz derseniz.. Beş saat.. Rüzgar inat etti, üflemedi bile..
*
Ne işin var derseniz.. İzmir’e gitmiştim.. Hem iş hem tatil diyelim.. İzmir güzeldir ama çevresi daha güzeldir.. Küçük bir tur atarız diye düşündüm.. Önce Alaçatı’ya indik.. Mekanlar yaza hazırdı ama kimseler yoktu.. Yazın ana baba günü oluyor, iki adım atmak, oturup soluklanmak, iki lokma yemek işkenceye dönüşüyor..
Alaçatı bu haliyle çok hoştu, keyifliydi..
*
Geri döndük, doğru Sığacık’a.. Seferihisar’ın sahilidir, balığıyla ünlüdür.. Liman lokantasına gittik.. Mevsim barbun mevsimi.. Ege’nin barbunu da barbundur hani..
Çıtır çıtırdır..
Kandil, sekiz mayıstan itibaren çekileceğini açıkladı.. PKK militanları bizim Kuzey Irak, onların Güney Kürdistan dedikleri bölgeye geçecek..
Önemli mi?
Çok..
Ama daha önemlisi; geri dönüş yok denmesi.. İktidarın da, İmralı’nın da, Kandil’in de vazgeçenin bedelini ödeyeceğini söylemesi..
Bu iş nereye gidecek?
Silahların susmasına.. Silahsız siyasete..
Bu sebeple siyaset değişecek dedim; külliyen değişecek..
İktidar partisinin bu süreci tek başına götürmek istediği ortada.. Kürt açılımı döneminde de benzer bir yol izlemişlerdi..
Gazetecilerle, yazarlarla, çizerlerle, sanatçılarla, sporcularla, STK’larla bir araya gelinmiş.. Meclis’teki partiler sürecin dışında tutulmuştu..
BDP dahil..
Muhalefet gidişatı kenarda izlemişti..
Habur faciasına kadar.. Orada frene basıldı, proje askıya alındı..
*
İktidarın o projede muhalefete ihtiyacı yoktu diyelim ama bu projede var.. Muhalefet devreye girmezse ‘barış süreci’ süreç olmaktan çıkar..