İktidar adamları bir süredir yeni anayasa lafını ağzına almıyor.. Mart sonuna kadar demişlerdi, uzlaşma olmazsa kendi yolumuza gideriz; nisan sonu oldu..
Anlaşılan o ki; sürecin ikinci aşamasını bekliyorlar.. Anlaşmaya göre, PKK çekildikten sonra anayasada, yasalarda birtakım değişiklikler yapılacak ya o dönem bekleniyor herhalde..
Çünkü; barışın olmazsa olmaz koşulu demokratikleşme..
Daha fazla demokrasi..
PKK sınır dışına çıkıp, bekleyecek..
Yapılan değişiklikleri beğenirse silah bırakacak, beğenmezse!..
Yeterli bulmazsa!..
Barışma sürecinin aşamalarını herkes biliyor.. Hükümet adamları da söylüyor, PKK çevreleri de, BDP’nin en yetkili ağızları da..
Barışın aşamaları şöyle..
BİR: PKK sınır dışına çıkacak..
İKİ: Demokratikleşme süreci başlayacak.. Anayasa ve yasalarda değişikliklere gidilecek..
ÜÇ: PKK silahı ve dağı bırakacak..
Şimdiki durum?
Birinci aşamaya hazırlık süreci.. PKK sınır dışına çıkacak çıkmasına da nasıl çıkacağı, ne sürede çıkacağı müzakere ediliyor..
Eskiden insan hakları raporlarının yankısı çok olurdu.. Şimdi üzerinde pek durulmuyor..Tartışılmıyor.. Tartışılmıyor ama ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporu çok önemli.. Geçiştirilecek gibi değil.. Zaten geçiştirsek ne olacak ki..
Kendimizi kandırırız o kadar..
*
Rapor diyor ki; davalar yeterince şeffaf değil, adalet sistemi siyasallaştı diyor..
Keyfi tutuklamalara dikkat çekiliyor..
Aralarında çok sayıda öğrencinin ulunduğu binlerce kişinin yasal gösteriler sırasında gözaltına alındıkları ve terörle mücadele yasası çerçevesinde suçlandıklarını söylüyor...
Dikkatinizi çekerim; yasal gösteri sırasında.. Başka..
İktidar adamlarından ziyade iktidarcılar, şöyle bir oyun içinde.. Konu ne olursa olsun en küçük itirazı, en küçük eleştiriyi, minicik farklı sesi bile iktidarı yıpratmaya yönelik hareketmiş gibi sunuyorlar..
En son Emek Sineması meselesinde yaptılar..
Hemen kalemlere asıldılar, Emek bahane asıl amaç iktidarı yıpratmak dediler..
El insaf!..
Peki dertleri ne?
Korkutmak, toplumun sesini kesmek..
İnsanlar niye korksun ki..
Üzerinde çok durduğum, çok yazdığım için olsa gerek, başkanlık meselesi çok soruluyor..
Dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum..
Olasılıkları sıralıyorum..
Bugün de Koç Üniversitesi’ne gidiyorum..
Vaziyeti anlatacağım.. Özetleyeyim..
İktidar partisinin önerisi şu.. Başkanlık seçimiyle milletvekili seçimi aynı anda yapılacak.. Başkan kimin milletvekili olacağına karar vereceği için Meclis üzerinde de hakimiyetini sürdürecek..
Bu sır değil.. İktidar sözcüleri açık açık söylüyor..
Kanal Türk’teki Merkez Siyaset programında dört akil insanla bir araya geldim..
Çok iyi oldu..
Merak ettişim tüm sorulara yanıt buldum..
Baştan söyleyeyim; yollara dökülen akil insanlara Allah kolaylık versin.. İşleri çok zor..
Zorluk şurda..
Sorulara verilecek cevapları yok.. Siz ne biliyorsanız, ben ne biliyorsam akiller de o kadar biliyor..
Kendilerine hiçbir şey söylenmemiş.. İktidar yol haritası konusunda sır vermemiş.. Ortaya ortak bir dil de çıkmamış..
Bizden çok gelecek kuşakları ilgilendirecek mesele.. Terörün bitmesi kadar.. PKK’nın silah bırakması kadar.. Büyük barış kadar önemli..
Ne mi o?
İstanbul’a yapılacak yeni havaalanı..
İstanbul’un kuzeyine, Karadeniz kıyılarına yeni bir havaalanı yapılacağı açıklandı.. 150 milyon yolcu kapasiteli olacak, 6.7 milyar lira harcanacak..
İktidarın her kararı alkışlandığı için bu proje de alkışlandı.. Yeşilköy’ün suyu mu çıktı, kapasitesinin arttırılması imkanı var, Sabiha Gökçen daha da geliştirilirse İstanbul’a yeter diyenlere kızıldı..
Kuzeye havaalanı İstanbul’u yaşanmaz hale getirir, trafiği felç eder diyenlere ters bakıldı..
Ama bu mesele fazla köpürmedi..
Barış sürecine doğunun da batının da kuzeyin de güneyin de desteği önemli ama bir derecelendirme yapsak..
Sıralama daha doğrusu..
Birinci sıraya Güneydoğu’yu koymamız lazım.. Güneydoğu’dan verilen destek çok daha önemli..
Niye mi?
PKK o topraklardan çıktı.. PKK militanı diye adlandırdığımız kişiler o toprakların çocukları.. Anaları, babaları, kardeşleri, yeğenleri, akrabaları, arkadaşları hala orada..
Kentte, köyde her yerde.. Neredeyse dağda yakını olmayan yok gibi..
Meselenin sadece dağ boyutu yok.. Hapishane boyutu da var.. Üç yıldır, beş yıldır, on yıldır, on iki yıldır hapiste yatan binlerce kişi var..