Tek cümleyle meselenin özü budur.. Reyhanlı’dan gelen görüntülere iyi bakın.. Dünyaya yayılan fotoğraflara..
Irak gibi değil mi, Suriye gibi değil mi?
Efendim, El Muharebat yaptı..
Esad’ın adamları gözdağı vermek istedi...
Hayır hayır, El Nusra yaptı..
El Kaide’nin Suriye kolu Ankara’ya ayağını denk al dedi; aramız bozulursa daha çok bomba patlatırım..
Türkiye’yi savaşın içine çekmek isteyen Özgür Suriye Ordusu’nun işi olmasın.. Erdoğan-Obama görüşmesi öncesinde ateş Türkiye’nin de bacasını sarabilir mesajı..
Kentin tam merkezinde, belediye binasının karşısında.. Meydandaki tabelada ‘Beşiktaş’ yazıyor.. Beşiktaş Platz.. Biliyorsunuz, alfabelerinde böyle bir harf yok.. ‘Sch’ yazıp ‘ş’ sesiyle okuyorlar..
Beşiktaş’la birlikte ‘ş’ harfi resmen hayatlarına girmiş oldu..
Erlangen’e girer girmez biz de soluğu ‘Beşiktaş’ meydanında aldık.. Daha doğrusu Erlangen Belediye Başkanı, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ı, Beşiktaş Meydanı’nda karşıladı..
İki kent arasındaki dostluk 2003 yılında başlamış.. Kardeş şehir olmuşlar.. Bu yıl 10. yıl..
10. yıl kutlamaları nedeniyle Erlangen’deyiz..
*
Nasıl bir yer derseniz.. Nürnberg’e çok yakın, 107 bin nüfuslu bir kent.. Nüfusu az gibi duruyor ama kentin önemi fazla..
Bugün cuma.. Sizi bir süredir üzerinde durmak istediğim farklı bir alana götürmek istiyorum..
Cuma Namazı’na.. İki namaz vardır ki; Müslümanlar kaçırmak istemez..
Biri Cuma Namazı, öteki Bayram Namazı..
Cuma günleri dolup taşmayan cami yok gibidir.. Gelelim can alıcı soruya..
Cuma Namazı’nı kılıyoruz da doğru mu kılıyoruz?
Kılmıyoruz..
Gerçeği iki rekat.. Kimimiz 6 rekat kılıyor, kimimiz 10 rekat.. 16 rekata çıkaranlar da var.. Kimi Cuma’dan sonra öğle namazı da kılıyor..
Soru şu.. Komisyonun yeni anayasa için devam kararı alması ne anlama geliyor?
Yanıtı belli..
İktidar partisi zaman kazanıyor..
Herkes biliyor ki; uzlaşma komisyonundan yeni anayasanın çıkacağı falan yok.. İktidar partisi ‘bu iş bitti’ havasındaydı, son anda taktik değiştirdi..
Temmuza kadar öteledi..
Neyi?
Anayasa tekliflerini vermeyi.. Muhalefet partileri de masadan kalkan olmamak için, faturayı üstlenmemek için evet dedi..
Siyasetçilerin telaffuz etmekten kaçındığı bir gerçeği Cumhurbaşkanı yüksek sesle dillendirdi..
‘Yeni bir anayasa yapmak mümkün değil’
Bu hal, daha ilk günden belliydi.. Daha ilk günden uzlaşma komisyonundan uzlaşma çıkmayacağını biliyorduk..
Komisyon üyeleri de biliyordu, yeni bir anayasa yazılsın diye didinenler de biliyordu.. Ama en çok iktidar partisi biliyordu..
İstediği anayasanın o komisyondan çıkmayacağı belliydi..
O halde, vakit mi kaybedildi?
Yoo.. İktidar partisi kendi anayasa değişikliğini Meclis’e getirmek için zaman ve zemini hazırlamak zorundaydı..
İktidar sözcülerini dinliyorsunuzdur.. Bir süredir başkanlık sistemine, yarı başkanlık sistemine methiyeler düzüyorlar...
Anayasayı değiştirip o sisteme geçmek istiyorlar..
Niye istediklerini de şöyle izah ediyorlar..
Siyasi istikrar, icraatta hız, bürokratik oligarşinin belinin kırılması..
Parlamenter sistemle olmuyor mu?
Yarın ne getirir bilinmez diyorlar; sandıktan koalisyon çıkarsa siyasi istikrar bozulur..
Bununla da yetinmiyorlar, yasamanın yürütmenin talebine ayak sürtmesini, taş koymasını önlemek için başkana yasa yapma yetkisi de vermek istiyorlar..
Yok yok falcılık yapmıyorum.. Siyasetin gidişatına bakıyorum, satır aralarını tahlil etmeye çalışıyorum, söylenenleri yorumlamaya çalışıyorum..
Bulduğum sonuç şu..
Büyük ihtimalle yerel seçimle genel seçim bir arada olacak.. 2014’ün nisanında..
Bu sonuca nasıl mı vardım..
İzah edeyim..
Hayatın normal akışı içinde önümüzde üç seçim var değil mi?
2014’ün nisanında belediye, temmuzda cumhurbaşkanlığı, 2015’in haziranında genel seçim..
Gelin bu pazar biraz demokrasiyi konuşalım..
Sakin sakin dertleşelim..
Demokrasinin konuşulmaya ihtiyacı var.. Dilimizden düşürmüyoruz ama ne olduğunu, nasıl kullanıldığını da bilmiyoruz..
Onlarca örnek verilebilir ama biz en güncelinden gidelim.. Taksim’e yapılacak Topçu Kışlası meselesine bakalım..
Konumuzun başlığı şu.. Bizde nasıl oldu, Batı’da nasıl olurdu?
Taksim’in yayalaştırılırken üzerine bir de kışla kondurulması düşünüldü.. Eskiden var olan, 1940’ta son tuğlası da ortadan kalkan Topçu Kışlası’nın reprodüksiyon hali..
Kışla’yı yeniden yapmak için Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na sormak gerekirdi?